Reklam
Reklam

Türk Devletleri Örgütü küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor

Türk Devletleri Örgütü küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor
07 Ekim 2025 - 07:47
Haber: Bakü, 6 Ekim, Hikmat Ahmedov, AZERTAC

21. yüzyılın siyasi coğrafyası, yeni güç merkezlerinin oluşumu ve küresel sistemde bölgesel ittifakların artan ağırlığıyla karakterize edilmektedir. Bu gerçeklik ışığında, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), yalnızca ortak etnik ve kültürel köklere dayalı bir birlik modeli olarak değil, aynı zamanda siyasi egemenliğin senkronize edildiği, ekonomik sinerjinin yaratıldığı ve ortak güvenlik alanında stratejik koordinasyonun sağlandığı çok boyutlu bir platform olarak da öne çıkmaktadır. Bu teşkilat artık yalnızca kültürel bir birliği değil, aynı zamanda küresel bir jeopolitik aktör olarak şekillenen bir stratejik ittifak modelini de ifade etmektedir.
Bu makalede AZERTAC , Türk Devletleri Örgütü Zirvelerinin jeopolitik önemini, bölgesel ve küresel güvenlik mimarisindeki stratejik konumunu, Azerbaycan'ın örgüt içinde başlatıcı ve kurucu lider olarak rolünü ve Türk Devletleri Örgütü'nün gelecekteki gelişim yörüngesini incelemiş ve analitik olarak değerlendirmiştir.

TDT'nin XII. Zirvesi: Stratejik jeopolitik bir olay
Türk Devletleri Örgütü (TDÖ) 12. Zirvesi, 6-7 Ekim tarihlerinde Azerbaycan'ın Gebele kentinde "Bölgesel Barış ve Güvenlik" temasıyla düzenlenecek. Bu Zirve, yalnızca resmi bir protokol etkinliği değil, aynı zamanda Türk dünyasının gelecekteki sınırlarını, ortak stratejik hedeflerini ve ortak eylem mekanizmalarını belirleyecek tarihi bir etkinlik olacak. Zirve kapsamında, TDÖ üyesi ve gözlemci ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, son toplantıdan bu yana yürütülen çalışmaları değerlendirmek, elde edilen başarıları görüşmek ve gelecekteki iş birliğinin yönlerini belirlemek üzere bir araya gelecek. Toplantıda kabul edilecek belgeler, 12. Zirve Bildirgesi de dahil olmak üzere, örgütün siyasi ve kurumsal yapısının yeni bir aşamaya geçişini yansıtacak. Zirve sonunda, TDÖ başkanlığı Kırgızistan'dan Azerbaycan'a geçecek ve bu, ülkemizin örgütteki liderlik misyonunun resmi bir teyidi olacak.
Zirvede ayrıca Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ikili görüşmeler yapılacak ve resmi program kapsamında TCT Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı gerçekleştirilecek. Bu toplantı, yalnızca bir protokol toplantısı değil, aynı zamanda yeni girişimler ortaya koymak, ortak kararlar almak ve Türk dünyasının gelecekteki entegrasyonuna ilişkin stratejik görüşmeler yapmak için önemli bir fırsat olacak.
TDT'nin gelişim dinamikleri ve artan işlevsel rolü
TEU, 2009 yılında Nahçıvan'da imzalanan tarihi Nahçıvan Antlaşması ile resmen kurulmuş olsa da, ana fikri Türk dili konuşan halklar arasında yüzyıllardır oluşan siyasi, kültürel ve askeri dayanışmaya dayanmaktadır. Bildiğimiz gibi, Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan ve Kırgızistan kurucu devletler olmuş ve Özbekistan daha sonra 2019 yılında üyeliğe kabul edilmiştir. Macaristan (2018), Türkmenistan (2021) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (2022) gözlemci üye olarak kabul edilmiştir. 2023 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'na (EİT) TEU'ya gözlemci statüsü verilmiştir.

TEU'nun son yıllardaki hızlı büyümesi, onu geleneksel bölgesel derneklerden ayırmaktadır. Gündeminde artık sadece kültürel ve insani konular değil, aynı zamanda stratejik güvenlik, enerji politikası, teknoloji, ulaştırma ve lojistik, tarım, uzay araştırmaları ve küresel ticaret yollarının kontrolü gibi konular da yer almaktadır.
Türk birliğinin stratejik mimarı ve lokomotif gücü - Azerbaycan
TWT'nin en aktif ve stratejik açıdan en önemli üyesi olan Azerbaycan, örgütün hem kuruluşunda hem de gelişiminde öncü bir rol oynamıştır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in "TWT bizim için en önemli uluslararası örgüttür, çünkü o bizim ailemizdir. Başka bir ailemiz yok. Bizim ailemiz Türk dünyasıdır." sözleri, Azerbaycan'ın bu birliğe verdiği manevi ve stratejik değerin en açık ifadesidir. 14 Şubat 2024'teki açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı, Azerbaycan'ın Türk dünyasındaki konumunu tüm dünyaya göstermiştir.

Örgütün diğer üyeleri de Azerbaycan'ın bu birlikte lokomotif rolü oynadığını teyit ediyor. Ülkemiz örgüt bünyesinde siyasi girişimlerde bulunuyor, yeni iş birliği alanları yaratıyor ve ortak projelerin finansmanı ve yönetimine aktif olarak katılıyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in girişimleri, TDT'nin kalkınma stratejisinin ana yönlerini belirledi. Bu girişimler sayesinde TDT, resmi bir birlikten gerçek etkiye sahip uluslararası bir örgüte dönüştü.
Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Şuşa'da düzenlenen gayrı resmi Zirve ve kabul edilen Karabağ Deklarasyonu, Azerbaycan'ın ideolojik liderlik misyonunu ve Avrupa Ekonomik Birliği (TEU) için birleşik bir politika mekanizmasına duyulan ihtiyacı bir kez daha ortaya koydu. Zirve sırasında Cumhurbaşkanı, Türk Devletleri Örgütü'nün küresel ölçekte güç merkezlerinden biri olması gerektiğini ve 21. yüzyılın Türk dünyasının kalkınma yüzyılı olması gerektiğini belirtti. Bu açıklama, Türk devletleri için yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de tarihi bir hedef belirledi.
Kasım 2024'te Bişkek'te düzenlenen 11. Zirve ve Mayıs 2025'te Budapeşte'de düzenlenen gayrı resmi Zirve de örgütün dinamik gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Budapeşte toplantısı, iş birliğinin derinleştirilmesi açısından özel bir öneme sahiptir.
Azerbaycan, 30 yıllık işgalden kurtulan topraklarda kardeş ülkelerle ortaklaşa hayata geçirdiği altyapı ve sosyal projelerle bu dayanışmayı somut eyleme dönüştürüyor. Kardeş ülkelerin desteğiyle bu topraklarda okullar ve sanat merkezleri inşa edildi ve yeni eğitim ve kültür kurumları kuruldu. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bişkek Zirvesi'nde bu katkılarından dolayı Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Macaristan'a şükranlarını sundu.

TDT yapısının güçlendirilmesi ve güvenlik beklentileri
TTC artık sadece kültürel entegrasyon için değil, aynı zamanda siyasi koordinasyon ve güvenlik iş birliği için de önemli bir platform haline gelmiştir. Türk devletlerinin Avrasya enerji yolları, Kuzey-Güney ve Doğu-Batı koridorları ve Büyük İpek Yolu'nun restorasyonu gibi projelerdeki stratejik konumu, örgütün küresel güç dengesindeki önemini artırmaktadır.
Zirvenin ana teması olan "Bölgesel Barış ve Güvenlik" bu gereklilikten kaynaklanmaktadır. Bu durum, Türk Devletleri Örgütü'nün bağımsız bir güvenlik gündemi oluşturmayı amaçladığını göstermektedir.
Gelecekte ortak askeri tatbikatlar, savunma sanayi iş birliği, siber güvenlik ve teşkilat içinde stratejik bilgi değişim mekanizmalarının oluşturulması gibi konular gerçeğe dönüşebilir.
Türk medeniyeti ve TDT – tarihi mirastan modern bir güç platformuna
Türk Devletleri Teşkilatı, yalnızca siyasi ve ekonomik iş birliği için oluşturulmuş bir kurum değil, aynı zamanda Türk medeniyetinin kültürel kodlarının modern çağın zorluklarına uyarlandığı siyasi bir yapıdır. Türk medeniyeti, tarih boyunca bilim, devletçilik, savaş, hukuk, sanat ve kültür alanlarında insanlığa büyük katkılarda bulunmuştur. Tarihin her döneminde Türkler, zengin devlet gelenekleri, askeri güçleri, bilim ve sanata katkılarıyla öne çıkmış ve insanlık medeniyetinin gelişiminde benzersiz bir iz bırakmışlardır. Bu medeniyet, zengin devlet gelenekleri, bilim ve kültür alanındaki başarılarıyla insanlığın gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Bu büyük medeniyetin önemli bir parçası olan Azerbaycan halkı da hem bundan faydalanmış hem de kendi katkılarını sunmuştur.
Bu bağlamda, TUT üye ülkeleri arasında kültür, eğitim ve bilgi alanlarında iş birliği önceliklidir. Başkent Bakü'de bulunan Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) ve Türk Kültür ve Miras Vakfı (TCHF), Azerbaycan'ın bu alandaki kültürel liderliğini ve Türk dünyasıyla ilişkileri üst düzeyde geliştirme arzusunu yansıtmaktadır.

Geleceğin güç platformu olarak TDT
Günümüzde Türk Devletleri Örgütü, küresel sisteme yapılandırılmış, siyasi olarak yönlendirilen ve entegre bir güç platformu olarak şekillenmektedir. Amaç, yalnızca iş birliği formatlarını optimize etmek değil, aynı zamanda Türk devletlerinin uluslararası ilişkilerde birleşik bir stratejik konumdan hareket etmelerini sağlamaktır. İş birliği alanları yalnızca siyaset ve güvenlikle sınırlı değildir. Türk Devletleri Örgütü (TDT) kapsamında ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma ve lojistik, tarım, kültür, turizm, bilgi teknolojileri, uzay araştırmaları ve diğer alanlarda çok taraflı iş birliği geliştirilmektedir.
Türk devletleri arasındaki dayanışma, bütünleşme ve karşılıklı güvenin derinleşmesi, Türk-Rus İşbirliği Konseyi'ni (TTK) giderek güvenilir bir uluslararası örgüt konumuna yükseltmektedir. Dünya ülkeleri artık bu birliği bölgede istikrar ve iş birliği için güvenilir bir ortak olarak kabul etmektedir.
Gelecekte, TEU'nun siyasi, ekonomik ve güvenlik açılarından daha bütünleşik bir ittifak modeline dönüşmesi, onu yalnızca Türk dili konuşan ülkeler için değil, Avrasya ve Orta Doğu bölgeleri için de alternatif bir istikrar merkezi haline getirecektir. Türk Devletleri Örgütü, bugün siyasi dayanışma platformu, yarın ise küresel bir güç merkezi olabilir. Liderlik, irade ve stratejik vizyon bu yolda çoktan şekillendi ve şimdi bu vizyonu ortak bir siyasi ve ekonomik gerçeğe dönüştürme zamanı. Bu yol aynı zamanda Türk halklarının yüzyıllardır hayalini kurduğu birlik fikrinin gerçekleşmesi anlamına da geliyor.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın gelişim çizgisi, bu birliğin sadece tarihi ve kültürel bağlara dayanmadığını, aynı zamanda geleceğin siyasi, ekonomik ve güvenlik mimarisinde gerçek bir güç merkezi oluşturduğunu ve 21. yüzyılın Türk devletlerinin küresel liderler haline geleceği yüzyıl olacağını göstermektedir.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum