Toplumcu değil, varoluşçu Atılgan

Yusuf Atılgan’ı eserlerindeki karakterler dikkate alındığında, yaşadığı yılların edebiyat düşüncesinde etkili ‘Toplumcu Gerçekçi Edebiyat Akımı’na dahil etmemek gerekiyor! Yine dönemin edebi moleküllerinin arasında sabitlenen ‘varoluşçuluk’la iç içe geçirmek daha doğru görünüyor.

Toplumcu değil, varoluşçu Atılgan
12 Ocak 2018 - 09:38

YAZARIN MİRASI: ERKUT TEZERDİ

İki romanla Türk edebiyatına damga vurmak ayakta alkışlanacak bir nitelik. Yusuf Atılgan böyle bir yazar. Üçüncü romanı ‘Canistan’ tamamlanmayan romanı olarak biliniyor. 27 Haziran 1921’de Manisa’da doğan Atılgan, 1944’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oluyor. Okurken Halide Edip Adıvar ile Ahmet Hamdi Tanpınar’dan dersler alıyor. Özellikle Tanpınar onun yazım hayatını etkiliyor. “En büyük şansım üç yıl Tanpınar’ın öğrencisi olmam” diyen Atılgan, sakıncalı bulunan siyasi görüşleri nedeniyle edebiyat öğretmenliğinden ihraç ediliyor, hapis cezası da alıyor. 1946’da cezaevinden çıkınca ailesinin yaşadığı Manisa’daki Hacırahmanlı köyüne yerleşiyor, çiftçilikle uğraşıyor… İlk romanı ‘Aylak Adam’ 1959’da, ilk öykü kitabı ‘Bodur Minareden Öte’ 1960’ta okuyucuyla buluşuyor. Ancak her iki eser de yayımlandığı dönem büyük ses getirmiyor. İkinci romanı ‘Anayurt Öteli’ 1973’te yayımlanıyor. Bu romanın ana karakteri Zebercet, ‘Türk edebiyatının belki de en aykırı karakteri’ ibaresiyle kayıtlarda yer ediniyor.

Atılgan eserlerinin tamamında köy veya kent yaşamında sıkışmışları, ruhani çöküştekileri, ucundan da olsa aydınlanmaya çalışanları, kısaca kendilerini var etmeye çalışanları anlatıyor. Eserlerinde kullandığı temalar da yabancılaşma ile yalnızlık formunda genele işliyor. Karakterleri bunalım dağından aşağı inmezken sorunlar için çözüm önerisi getirmeleri de mümkün olmuyor. Bunlar yeri geldiğinde susmayı veya intihar ederek (Zebercet) her şeyden kaçmayı daha uygun buluyor. Bu minvalde Yusuf Atılgan’ın eserlerini, yaşadığı yılların edebiyat düşüncesinde etkili olan ‘Toplumcu Gerçekçi Edebiyat Akımı’ ile ilişkilendirmekten daha çok, yine dönemin edebi moleküllerinin arasında sabitlenen ‘varoluşçuluk’la iç içe geçirmek daha doğru görünüyor. Atılgan’ın karakterlerini ABD’li psikoterapist Irvin D. Yalom’un ‘Varoluşçu Psikoterapi’ kitabında temellendirdiği dört temel parametre; ‘ölüm’, ‘özgürlük’, ‘yalıtım’ ve ‘anlamsızlık’ üzerinden değerlendirmek gerekiyor.

17-12/08/untitled-1-copy-1512757196.jpg

Yusuf Atılgan / Can Yayınları
Anayurt Oteli / 128 sayfa / 11 TL
Canistan / 96 sayfa / 9 TL
Bütün Öyküleri / 144 sayfa / 11 TL
Aylak Adam / 192 sayfa / 13 TL

Atılgan’ın karakterleri seçim özgürlüğünden yana ancak daha iyiyi elde etmek için de çaba sarf etmiyorlar. Veya içten içe daha iyisinin olmayacağına inanarak hareket ediyorlar; düşünüyorlar, hayal kuruyorlar, bir olayı olumlu açıdan değerlendirmeye çalışırlarsa bile eyleme geçmekte zorlanıyorlar. Geçseler bile imkansız olanın peşine düşüyorlar. Bu, onların kırmızı çizgili özgürlük alanına giriyor. Lakin bir başka fikir/kişi o alana girmeye çalışınca sorunlar da ardı arkasına sıralanıyor. Cinayet de olabiliyor, bir kaçış da ya da tamamen ‘Hamlet’vari bir eylemsizlik de… Özellikle ‘Aylak Adam’ın başkişisi C, ‘Evdeki’ ile ‘Kümesin Ötesi’ öykülerinin anlatıcıları veya ‘Tutku’ hikâyesinin Osman’ı böyle karakterler. Keza aynı durum ‘yalıtım’ mevzusu için de geçerli: Atılgan’ın öykülerinde ve romanlarındaki karakterler tabiri caizse anı yaşayan, hayattan elini eteğini çekmiş kişiler; “fikirleri çok ama adımları zoraki” de denilebilir. Dış dünya kendilerine anlamsız, uğraşılması zor bir alan gibi geliyor. Bu nedenle arzularını bastırıyorlar. Kendi koydukları kurallardan sapınca akabinde tehlike çanları çalıyor. Umutsuzluğa kapılıyorlar ancak tıpkı ‘Anayurt Oteli’nin Zebercet’i gibi esrarengiz kadını beklemekten de vazgeçmiyorlar. Ardından yine anı yaşamak, sorunlardan uzaklaşmak isterken ‘Kobra Etkisi’ misali sorunlar tarafından tokatlanıyorlar. Kurtuluşu ise ölümde görüyorlar: “Dayanılacak gibi değildi bu özgürlük.”

Karar gazetesinden alınmıştır

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum