Tarık Sulo Cevizci: 10. Yılında Türkmen Siyasetinin Hazin Hikâyesi
31 Aralık 2020 - 19:45
10. Yılında Türkmen Siyasetinin Hazin Hikâyesi
Arap Baharının 10. yılını idrak ettiğimiz bu günlerde, Türkmen siyaseti hazin bir son yaşamaktadır. Her ne kadar Türkmen siyaseti kendi doğal halinde devrim süreci içerisinde meydana gelmiş olsa geldi nokta itibari ile içler acısı bir duruma düşmüştür. Bu siyaset kısa bir süre içerisinde yerel ve küresel mahfiller içerisinde kendini göstermeyi başarmış ancak bu yeni konjonktür içerisinde dışlanma kaygısı çeken ve yıllardır bu ağacın meyvesini yiyen bir zümre ile kendi beceriksizliklerini örtmek pahasına alan müdahalesi ile doğal seyrinden çıkarılmıştır.
Türkmen siyasetinde iyi niyetle daha plânlı ve programlı bir hale getirme kaygısı ile hareket edilir iken başka bir tuzağa düşme tehlikesinin yaşanılacağı fark edilmemişti. Netice itibari ile Suriye meselesi yalnızca başta Türkmenler olmak üzere hiç bir Suriyelinin meselesi değildi, aynı zamanda başta Türkiye olmak üzere bölgesel ve küresel güçlerin de meselesi idi. Bu sebeple Türkiye'nin taraf olduğu ve Türkmenlerin de bir aktör olduğu Suriye meselesinde çok doğaldır ki Türkmenler, Türkiye'nin kapısını çalsın ve yardımını talep etsin.
Buraya kadar hiç bir tuhaflık ve yanlışlık yoktur ancak asıl sorun bunun nasıl olacağı ve kimler eli ile gerçekleştirileceği meselesi idi. Amaç, Şam'da dört bir etrafı güvenlik duvarları ile örülen Esat'ı mı devirmek mı, yoksa PKK ve IŞİD tehdidi ile karşı karşıya kalmış ve kendini korumaktan aciz Türkmen yurtlarını ve namusunu mu korumaktı? Aynı şekilde Suriye coğrafyasında 12 asırdır yaşayan Türkmenlere özgü bir siyasi, askeri ve toplumsal kurum mu inşaat etmek yoksa birilerinin Suriye'de beceriksizliğini ve kirli işlerini örtmek için bir paravan yapı mı kurmak idi?
Temel itirazımız, Türkmen siyasi ve askeri yapılarının soydaşlarımızın bir yangın yerine dönüşen Suriye krizinde Türkmenler için yapılan ya da yapılmayan çalışmalara karşı gelecek eleştirilere yönelik dalga kıran bir vazife mı addedilmiş araçlar mı ve Türkmen figürleri ise bu görevlendirme içerisinde birer piyonu mu yoksa Türkmenler, Suriye meselesinin bir parçası ve Türk Dünyasının bir gerçeği mi arasındaki kafa karışıklığının giderilmesi yönünde idi. Nitekim bin yıllık bir varlığa sahip olan Türkmenlerin bir ajan ya da araç olarak değerlendirilmesi yerine Suriye başta olmak üzere bir partner ve hakiki bir ortak olarak görmek ve öyle muamele etmek daha milli ve insani olacağından hiç kimsenin kuşkusu olmayacaktır. Zira Türkmenler bir bütünün parçası olmayı kabul etmektedirler ancak bir parçanın parçası olmak Türkmenlere ve Türkiye'ye yakışmayacaktır.
Maalesef korktuğumuz başımıza geldi. Türkmen askeriyesi Türkmenleri korumak yerine amacı dışına çıkarıldı ve Türkmen siyasetine ise birilerinin beceriksizliğini örtmek adına bir misyon biçildi. Bu kirli işlerini yaptırmak için de Türkmen toplumunun en cahil, en gamsız, en egoist kişileri iş başına getirildi ve bir milletin kaderi ve geleceği böyle bir güruha teslim edildi. Geldiğimiz nokta itibari ile Türkmenlerin üst çatısı olarak dikte edilen Türkmen Meclisi, başkansız 10. ayını geride bıraktı ve meçhullere yol almaya devam etmektedir. Şimdiye kadar tek tesellimiz ise başkansız olmak, kendine başkan ve birilerine yalaka olmaktan başka bir amacı ve hayali olmayanın birisinin başkan olmasından daha iyi olma durumudur.
Türkmen siyaseti düşmüş olduğu bataklık içerisinde can çekişir iken Türkmen adına dikte edilen bazı Türkmen kökenli kişi ve kurumların yapmış oldukları kötülüklerle bölge halkları ile Türkmenleri karşı karşıya getirme tehlikesi yaşatmaktadırlar. Yüz yıldır şikayet ettiğiniz zulümleri bizden bazı kendini bilmezlerin yapması, biz Türkmenleri zor durumda bırakır iken yüz yıl anlımızdan silinmeyecek kara lekeler çalacaklarını unutmayalım. Bu zulümlerin en acı tarafı ise bunu da maalesef Ankara böyle istiyor kılıfı ile Ankara'nın bilgisi dışında yapmakta olmalarıdır.
Ez cümle Türkmenlerin bin yıldan fazla varlığını ve 10 yıllık müktesebatını korumak için bir çok adımlar atıldı ancak misyonu Türkmenleri korumak ve kollamak olan kurum ve kişiler, Türkmenleri yıpratmak ve birbirine düşürmek yanında pasifize ederek bölgeden uzaklaştırmakla meşgul oldular. Ve üzülerek ifade etmek isterim ki hedeflerine de büyük ölçüde eriştiler ama bir şeyi unutmamalarını istiyorum, 100 yıldır Türkmenleri yıldırmaya ve baskılamaya çalışan emperyal güçler ve son temsilcileri Esat bunu başarmadı, siz de asla başarmayacaksınız!
Tarık Sulo Cevizci
İstanbul 31.12.2020
İstanbul 31.12.2020
FACEBOOK YORUMLAR