Sudan'da Rusya'nın Lojistik Üss atağı: Türkiye'ye Karşı Denge Mi?

Sudan'da Rusya'nın Lojistik Üss atağı: Türkiye'ye Karşı Denge Mi?
17 Kasım 2020 - 17:31

Sudan’da Rusya’nın Lojistik Üss atağı: Türkiye’ye Karşı Denge Mi?

Moskova, 11 Kasım’da Sudan kıyılarında bir lojistik üssün kurulmasını sağlayan anlaşma taslağını açıkladı. Önerilen deniz üssü, aynı anda dörtten fazla geminin demirlememesi koşuluyla, “nükleer ve çevresel güvenlik gereklilikleri göz önünde bulundurularak” nükleer silahlarla donatılmış gemilere ek olarak 300 kadar askeri barındırabilecek. Rusya Başbakanı Mihail Mişustin geçtiğimiz cuma günü yaptığı resmi açıklamada, başlangıçta Sudan ile görüşülen anlaşma taslağının Rusya Cumhurbaşkanına sunulacağını söyledi. Açıklamada, Sudan’ın kendi topraklarında bir lojistik üssün kurulmasını onayladığı, ülkenin Rus savaş gemilerinin bakımı ve tedariki ve mürettebatına otel hizmetleri sağlayan altyapısını geliştirme ve modernize etme taahhüdünde bulunduğu belirtildi. Rusya ise, önerilen tesiste hava savunma sistemlerini desteklemek için Sudan’a ücretsiz silah ve askeri teçhizat sağlamaya hazır olduğunu ifade etti. Sözleşmenin süresi 25 yıldır ve taraflardan biri sözleşmeyi feshetme niyetini yazılı olarak bildirmedikçe, arka arkaya 10 yıl için otomatik olarak yenilenir. Bu bağlamda aşağıdaki noktalara dikkat etmemizde fayda var:
1. Bu konunun uzun bir geçmişi var. Sudan’ın eski Cumhurbaşkanı Ömer el Beşir lojistik üssü ile ilgili bilgiyi periyodik olarak ikili görüşmelerin gündemine ve medyaya sızdırmaktaydı. Eski Sudanlı liderin bu davranışının nedenleri prensipte şeffaftır: Bu şekilde Washington’a, ABD’nin Hartum’dan ekonomik yaptırımları kaldırmayı reddetmeleri durumunda Rusya’yı bir alternatif olarak gösterdi. Yaptırımların kaldırılması rejim ne olursa olsun Hartum için öncellikli konudur. Bu ülke ile askeri-teknik iş birliğinden bahsederken, Sudanlı yetkililerin motivasyonunu anlamak için yukarıda belirtilen faktörü hesaba katmakta fayda var.
Hatırlatalım ki daha önce de Kasım 2017’de eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el Beşir’in Moskova ziyareti sırasında Rus deniz üssüne ilişkin sözleşmeyi hazırlama konusunda anlaşmalara varıldı. Ziyaret sırasında Beşir, Port Sudan’da bir askeri üs kurmayı teklif etti ve ülkesinin ABD’nin Sudan’a karşı planlarından korunmaya ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Nisan 2019’da Ömer el-Beşir rejiminin iktidardan düşmesinin ardından, Sudan hükümeti bahsettiğimiz sözleşmeden resmen çekilmedi. Üstelik Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Buhran, Ekim 2019’da Rusya’ya yaptığı ziyarette iki ülke arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu. 11 Ekim’de Sudan Donanması, askeri işbirliği anlaşmasının bir parçası olarak Rus ordusu tarafından bağışlanan bir askeri eğitim gemisini teslim aldı. Bu adım, Hartum ve Moskova arasındaki derin askeri işbirliğinin önemli bir parçasıdır. Devir teslim töreni, üst düzey bir Rus heyeti, üst düzey Sudanlı yetkililer, bir dizi Sudan Donanması komutanı ve yerel savunma sanayisi temsilcilerinin huzurunda gerçekleşti. Törende, Sudan Deniz Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Hacı Ahmed Yusuf, geminin özellikle eğitimde deniz cephaneliğine değerli bir katkı sağlayacağını söyledi.
Sudan ve Rusya, 2017 yılında eski Cumhurbaşkanı Ömer el Beşir’in Moskova’ya yaptığı ziyarette, eğitim, deneyim alışverişi ve savaş gemilerinin iki ülkenin limanlarına girişine ilişkin askeri işbirliği konusunda çeşitli anlaşmalar imzaladı. Mayıs 2019’da Rus savaş gemilerinin Sudan limanlarına kabulüne ilişkin bir anlaşma imzalandı.
Altını çizelim ki bahsettiğimiz lojistik üssü sadece proje aşamasındadır. Bahsettiğimiz lojistik üs büyük olasılıkla Port Sudan’da konuşlandırılacak. Ne var ki Port Sudan’da belirtilen hedeflere ulaşmak için hala yeterli altyapı yoktur. Yani, anlaşmanın pratikte uygulanması durumunda, geçiş yolunu derinleştirmek, yeni rıhtım duvarları ve ilgili tamirhaneler, pansiyonlar vb. inşa etmek gerekecektir. Ve bütün bunlar Rus kredisi ile yapılacak. Bununla birlikte “nükleer güvenliğin gözetilmesine ilişkin” maddeye dikkat edelim. Madde, lojistik üssün Rusya’nın nükleer reaktörlerle çalışan denizaltıların ve gemilerin girişine uygun olacak şekilde donatılması gerektiğinden bahsetmektedir. Bu tamamen farklı bir gemi sınıfı ve Port Sudan’ın mevcut altyapısının henüz bu gereksinimleri karşılamadığını belirtelim. Şimdiye kadar bölgede Cibuti’deki Çin üssü, derin bir modernizasyonun ardından nükleer denizaltıları kabul edip hizmet verebilir. Ancak bu sadece teoride.
Ayrıca anlaşmanın taslağından aslında Rus teknik personelin varlığıyla Sudan Deniz Kuvvetleri’nin bir deniz üssünün oluşturulmasından bahsedildiği anlaşılmaktadır. Moskova, Hartum’a yeni askeri teçhizat (hava savunması dahil) sağlayarak ve mevcut Sovyet gemilerini modernize ederek Rus gemilerine verilen hizmet bedelini ödemeyi planlamaktadır. Bu durum, teoride, diğer ülkelerden gelen gemilerin de bu üssü kullanabileceğini ima ediyor. Mısır ve Birleşik Arap Emirliklerin gemilerini kastetmekteyiz. Abu Dabi ve Kahire’nin rızası olmadan böyle bir proje gerçekleştirilemez. Zira söz konusu aktörlerin Sudan üzerindeki etkisi çok yüksektir. Mısır ve BAE geçen yıl, Türkiye’nin (ve bundan önce de İran’ın) Sudan’daki deniz üssünü kurma girişimlerini başarıyla engellediler. Bu bağlamda Hartum nihayetinde bu anlaşmanın imzalanması ve uygulanmasına giderse, bunu Sudan’da Türk-Katar etkisinin en aza indirilmesi çerçevesinde BAE ve Mısır ile koordineli bir şekilde yapacaktır. Sudan ve diğer altı ülkenin, Ocak 2020’de Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi Tüzüğünü imzaladıklarını belirtmek gerekir. Suudi Arabistan tarafından ortaya atılan anlaşma, Kızıldeniz ülkeleri arasında bölgesel güvenliği ve ekonomik işbirliğini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu girişim, Eritre henüz katılmamış olsa bile Kızıldeniz’de büyüyen uluslararası varlığa (her şeyden önce İran ve Türkiye) bölgesel bir yanıttı.
2. Port Sudan’da bir Rus lojistik merkezi yaratma konusu (tam ölçekli bir deniz üssü değil), ABD Başkanı Donald Trump’ın Sudan’ı terörizme sponsorluk yapan ülkelerin listesinden çıkarmaktan vazgeçmesinden sonra manşetlere düşmüştür. Yani ABD, Sudan’ın tazminattan İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine kadar Washington’un tüm taleplerini yerine getirmesine rağmen Hartum’u bir kez daha askıya aldı. ABD Başkanı Donald Trump, Sudan’ı ABD’nin uluslararası terörizme sponsorluk yapan ülkeler listesinden çıkarma kararına rağmen, ABD’nin Sudan’a yönelik yaptırım rejimini bir yıl daha uzattı. Söz konusu durum Sudanlıları ve onlar için ABD’ye tazminat ödeyen BAE’yi ciddi bir anlamda rahatsız etmiştir. Dolayısıyla, Sudan’dan herhangi bir ABD yönetimi için çok acı verici bir cevap (misilleme) geldi: Afrika Boynuzu’ndaki Rus askeri varlığının güçlendirilmesi. Ancak bu, Sudanlıların böyle bir lojistik noktayı yaratmaya gerçekten hazır oldukları anlamına gelmemektedir. Elbette Rusya’dan yeni askeri teçhizat tedariki ile ilgileniyorlar, ancak Hartum’a yönelik Amerikan yaptırımlarının nihai olarak kaldırılması kat be kat daha önceliklidir. Washington hoşnutsuzluğunu ifade ederse, Sudanlıların davranışları çarpıcı biçimde değişecektir. ABD’nin bunu çok yakında yapacağına inanmak için her türlü neden var. Trump döneminde değilse, o zaman kesinlikle yeni yönetim altında. Özellikle Dışişleri Bakanı koltuğuna C. Rise gelirse. Rise, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton döneminde Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevi sırasında, Beşir’in görevden alınmasını ve Güney Sudan’ın bağımsızlığını hayati mesele olarak görüyordu.
Elbette Sudan, “Afrika’ya açılan kapıdır” ve Moskova, Orta Afrika Cumhuriyeti’ne Sudan’dan girdi. Genel olarak Sudan, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden önce, bölgede bir zamanlar sahip olduğu etkiyi yeniden kurma stratejisinin bir parçası olarak Rusya için kritik ülkelerden biridir. Ve bu durumda askeri-teknik işbirliği, böyle bir stratejinin uygulanmasının araçlarından biridir.
Kafkassam Moskova

Kaynak: http://www.iimes.ru/?p=74217


KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

kafkassam.com

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum