'Son şarklı' âlime Atatürk'ten takdir
Türkiye’nin ilk milli kütüphanesi Kütüphane-i Umummi-i Osmani’nin ikinci müdürü, ‘hafız-ı kütüb’ İsmail Saib Sencer vefatının 81’nci yılında 43 yıl görev yaptığı Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde anıldı. Etkinlikte, Abdülbaki Gölpınarlı’nın merhumu ‘kutup’ olarak resmettiği karakalem Saib Efendi portresi ve Mustafa Kemal Atatürk imzalı emeklilik uzatma kararnamesi ilk kez gün yüzüne çıktı.
Türkiye’nin ilk milli kütüphanesi Kütüphane-i Umumi-i Osmani, bugünkü adıyla Beyazıt Devlet Kütüphanesi anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Kedileri çok sevdiği ve yıllar boyunca tarihi binada misafir ettiği için kütüphanenin günümüzde ‘Kedili Kütüphane’ olarak da anılmasına vesile olan, Beyazıt Devlet Kütüpnesi’nin ikinci müdürü, ‘hafız-ı kütüb’ İsmail Saib Efendi (Sencer), kütüphanenin şu anki müdürü Ramazan Minder’in düzenlediği bir etkinlikle vefatının 81’nci yılında anıldı.
Salgın nedeniyle dinleyicilere kapalı bir şekilde Esenler Belediyesi Şehir Ekranı TV iş birliği ile gerçekleşen anma etkinliği, yazar Beşir Ayvazoğlu’nun moderatörlüğüyle düzenlendi.
Etkinlikte konuşmacı olarak ise, merhumla ilgili yeni bilgileri gün ışığına çıkaran Şaban Özdemir, Mustafa Koç, Müslüm Yılmaz’ın yanı sıra, Saib Efendi’nin erkek kardeşinin torunu Esma Saeb Afandi yer aldı.
KENDİ YAZMADI AMA SAYESİNDE ÇOK ESER YAZILDI
500 yıllık tarihi binada yer alan kütüphanenin tarihi kalem işleriyle süslü kubbelerin altındaki okuma salonunda gerçekleşen etkinlik, Ayvazoğlu’nun Saib Efendi hakkında verdiği kısa malumatla başladı.
Ahmet Haşim’in Süleyman Nazif için kullandığı ‘son şarklı’ ifadesini hatırlatan Ayvazoğlu “Benim için ‘son şarklı’ Saib Efendi ve Ali Emiri’dir” diyerek, Saib Efendi’nin günümüzde hala anılmasına vesile olan özelliğini şu görüşleriyle aktardı: “Saib Efendi İslami ilimler konusunda dünya çapında uzman bir alim. Yıllarca bu mekanda bütün dünyanın gelip danıştığı bir isim.
Muhteşem bir hafızası var, öyle bir hafıza ki biri herhangi bir konuda bir şey araştırdığında ‘Şu kütüphanedeki şu numaralı kitapta aradığınız konuda malumat vardır’ diyecek kadar. Kendisi eser yazmamıştır ama onun yardımıyla yazılmış pek çok eser vardır.”
Ayvazoğlu, ardından sözü arşivlerdeki çalışmalarında Saib Efendi ile ilgili yeni bilgileri gün ışığına çıkaran isimlere bıraktı.
Abdulbaki Gölpınarlı’nın Kutup Risalesi’nden (üste) ilhamla yaptığı İsmail Saib Efendi karakalem çizimi Türk Tarih Kurumu arşivinde bulunuyor.
DİVANU LUGATİ’T-TÜRK’Ü BORÇLU OLDUĞUMUZ ‘OKUMA MERAKI’
Etkinlikte Saib Efendi ile yapılmış iki mülakatı aktaran Şaban Özdemir, ilkinin Yeni Hayat dergisinin 15 Ağustos 1936 tarihli sayısında Selahaddin Güngör tarafından yapılan ‘Beyazıt Kütüphanesi’nde Bir Saat: 500 Bin Lira Kıymetindeki Kitap’, ikincisinin ise iki ay sonra dönemin en önemli röportajcılarından Feridun Kandemir’in Cumhuriyet gazetesinin 5 Ekim 1936 tarihli nüshasındaki ‘Kitap Okumuyoruz’ başlıklı röportajlar olduğu bilgisini verdi.
İkinci röportajda Saib Efendi’nin, Kandemir’in “Kitap merakı, okuma hevesi günden güne sönüyor galiba?” sorusuna verdiği cevap, yeryüzünde tek bir nüshası bulunan Divanu Lugati’t-Türk’e dair çok önemli bir bilgiyi içeriyor.
Saib Efendi’nin cevabı şöyle: “Kaç sene oluyor… Bir gece geç vakit Ali Emiri Efendi telaşla buraya geldi. Yeryüzünde bir tanecik olan Divan u Lugati’t-Türk’ü görmek istediğini söyledi. O zaman Emrullah Efendi, maarif nazırı idi.
Bu kitabı bize satacak olanla bir türlü pazarlığı uyduramamıştı. Maarif Nazırı 13 lira veriyor, satanlar 19 lira istiyorlardı. Ertesi gün Ali Emiri Efendi, nereden buldu ise buldu, getirip satana 30, delalet edene de mükafat olarak 30 ki ceman 60 lira vererek kitabı satın aldı. Işte kitap merakı buna derler.”
Söz konusu eser bilindiği gibi Türkiye’de İstanbul’daki Millet Kütüphanesi’nde bulunuyordu. Eser, 2020’de Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ne taşınarak, burada sergilenmeye başladı.
Gölpınarlı’nın İsmail Saib Efendi çizimine ilham olan Kutup Risalesi.
GÖLPINARLI, SAİB EFENDİ’Yİ ‘KUTUP’ OLARAK RESMETMİŞ
Bugünlerde İstanbul tekkelerine ve tarikatlar tarihine dair araştırmaları ile tanınan yazar Cemalettin Revnakoğlu ile ilgili heyecan verici bir kitap serisi üzerinde çalışan Mustafa Koç ise, çalışması sırasında Saib Efendi ile ilgili karşılaştığı yeni bilgileri paylaştı.
Koç, “Saib Efendi hafız-ı kütübdü ama bir de kutuptu” diyerek, Revnakoğlu ve Abdulbaki Gölpınarlı’nın Saib Efendi’nin yanında tanıştığını belirtti. Gölpınarlı’nın Türk Tarih Kurumu arşivinde bulunan terekesinde kendisinin çizdiği bir karakalem resminin yer aldığını aktaran Koç, “Saib Efendi’yi başında bir hilal ile çizmiş.
Karakalem çizimi gördükten sonra Kutup Risalesi’ne baktım, bu risaledeki çizimin aynısıydı” görüşünü paylaştı. Koç, Revnakoğlu’nun ardından 400 dosya bırakan bir isim olduğu bilgisini vererek “Revnakoğlu’nun İsmail Saib Sencer’i kaleme aldığı dosya kaybolmuştur.
Hacimli bir biyografisini kaleme alacak kudrete sahip isimdi Revnakoğlu fakat öldüğünde evine çok insan girip çıktı ve bazıları ‘tekin insanlar’ değildi” ifadeleri ise, Saib Sencer biyografi çalışmasının şu an nerede olduğu sorusunu akıllara getiriyor.
Etkinlikte yer alan bir diğer isim, Saib Efendi’nin kardeşinin torunu olan Esma Saeb Afandi ise ailesinin soy ismini hafız-ı kütübden aldığını vurgulayarak “Hakkında maalesef şifahi bilgilerimiz var.
Saib Sencer, erkek kardeşi olan dedemin ilim yapmasını sağlamış birisi, hukuk eğitimi almış dedem. Şapka kanunu sırasında Suriye’ye giden dedem, babamdan önce olan ve vefat eden iki oğluna da İsmail ismini koymuştur” diye konuştu.
Etkinlikte konuşulanları merak edenler, bugün Esenler Belediyesi Şehir Ekranı TV YouTube hesabından programın tamamını izleyebilir.
Programda konuşulan ve Saib Efendi ile ilgili yeni bilgileri gün ışığına çıkaran araştırmalar önümüzdeki günlerde Beyazıt Devlet Devlet Kütüphanesi tarafından bütün ayrıntılarıyla birlikte kitaplaştırılarak, okura sunulacak.
ALİME VERİLEN DEĞERİ BELGELEYEN İMZA
Saib Efendi anma etkinliğinin bir diğer konuşmacısı da ‘İstanbul uzmanı’ olarak tanınan Müslüm Yılmaz oldu. Saib Efendi’ye 1925’teki ‘Şapka Kanunu’ sırasında sarığıyla gezmesine müsamaha gösterildiğini hatırlatan Yılmaz, ölümünün ardından 5 bin 600 adet kitabının da üçüncü müdürü Hasan Ali Yücel vasıtasıyla Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin arşivine gönderildiği bilgisini verdi. Yılmaz ayrıca etkinlikte ilk kez gün yüzüne çıkan ve Saib Efendi’ye verilen değeri gözler önüne seren bir belgeyi de paylaştı. 20 Temmuz 1938 tarihini taşıyan dönemin Maarif Vekilliği belgesinde, o yıl 65 yaşını doldurduğu için emekli olması gereken Saib Efendi’nin ‘ihtisasına binaen bir yıl daha çalıştırılması’na dair kararın onandığı görülüyor. Belgeyi özel kılan ise ilk sırada Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasının yer alması.
Kaynak:https://www.karar.com/son-sarkli-alime-ataturkten-takdir-1610142
FACEBOOK YORUMLAR