ŞİDDET BEKLEYEN KADINLAR / Fevzi Erden

Ne demek kadının içindeki fırtınaya dokunmak;

ŞİDDET BEKLEYEN KADINLAR / Fevzi Erden
13 Mart 2020 - 23:11 - Güncelleme: 14 Mayıs 2020 - 01:49

ŞİDDET BEKLEYEN KADINLAR

Son zamanlarda çoğu sanat dallarında, panellerde, sosyal sorumluluk projelerinde ve sokak yürüyüşlerinde "Kadına Şiddete Hayır" sloganıyla birçok etkinlik görebiliyoruz. Hatta konu ile ilgili kadın dernekleri ellerinden gelen çalışmaları yapıyorlar. Etkili oluyor mu bunu tam olarak bilemiyorum. Açıkçası ben komşu kadın söylemleriyle veya ihbarlar üzerine oluşturulan istatistiklere güvenen bir insan değilim.

Ben gözü morarmış  veya darp edilmiş bir kadının hissettiği acıdan çok, iç dünyasındaki fırtınalara dokunulmasını ve bu yönde çalışmalar yapılmasını isteyen biriyim. 

Ne demek kadının içindeki fırtınaya dokunmak;

Kadının içindeki fırtına öyle bir yerden eser ki; hepimizin görüp etkilendiği,  duygunun dışa vurumu olarak nitelendirdiğimiz gözyaşı bile onun yanında basit kalır. Yani bir kadın bir şeyi istediği anda, yeryüzünde  yapamayacağı hiç bir  şey yok. Biraz alanımla da ilgili olduğu için çok net söyleyebilirim ki; sanatçı kadınlardan, normal kadınlardan korktuğumdan daha fazla korkarım.  Su akar yolu bulunur derler. Ben ne yapar ne eder o suyu durdururum ama bir kadını veya içindeki fırtınayı durduramam. Durdururum diyene de inanmam. 

Kadına şiddet bu noktadan sonra başlıyor işte fırtınanın önünde durmaya çalışan erkek, karşı koyamayacağını anlayınca değişik yöntemlere yöneliyor. Vuruyor, darp ediyor veya boğazını sıkıyor, bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama yaşadığımız coğrafya da yukarıda saydığımı örnekleri eşim, ağabeyim veya babam bana uygulasın diye bekleyen onlarca kadın olduğunu söyleyebilirim.  

Çünkü o kadın karşı cinsten o kadar fazla psikolojik baskı görüyordur ki, bir tane vursun ama ne olur bu baskıyı yapmasın diyordur. Bazı kesimlerde şu cümleyi söylemek çok kolay, madem bu kadar zor durumdasın niye oradasın? Cevabı çok basit, hemen söyleyeyim. Kimi Kadın çocuğunun istikbali için sabrediyor, kimi  evlatlarından ayrı kalmamak için, kimisi ise boşanınca ne olacak, yine aynı dert beni bulacak diye düşünüyor. Ne acıdır ki bu kadınlar karşı cinsten, keşke  psikolojik baskı yapmasa da bir tane vursa diye bekliyorlar. O kadar söz işitip acıları ruhunda büyüteceğine, bir  tokadın acısını teninde hissetmek için belki de Allah’a yalvarıyorlardır. Çünkü tendeki acının, kalpteki acıdan çok farklı olduğunu o kadınlar farkındadır ve bunu hissedemeyen  erkekler ise,  yaşam üzerinde sadece ayak basılan kaldırımdır. 

Ey Kadın;

Bu kişi çocuğun bile olsa, başkalarının yaşamı için kendi yaşamından ödün verme. Çünkü sen bir kadınsın.   Yeryüzünde yaratılmış olan tüm güzelliklerin, senin ilhamından faydalanmak için  başvuruda bulunabileceği bir canlısın. Yani  Cennet ile aramdaki gözyaşısın.

 Annemsin...

Fevzi Erden

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum