SELÇUKLU - Prof. Dr. Öcal Oğuz

SELÇUKLU - Prof. Dr. Öcal Oğuz
30 Ağustos 2020 - 20:58
SELÇUKLU

Tarih kayıtlarına göre, Oğuzların Kınık boyundan olan ve Selçuklu adını taşıyan devletlere adını veren Selçuk Bey, başkenti bugünkü Kazakistan'daki Yangikent olan Oğuz Yabgu devletinin kumandanlarından Dukak'ın oğludur.

Torunları Tuğrul Bey ve Çağrı Bey dedelerinin adıyla anılan büyük devletin kurucusudur. Göktürkler çağındaki Bilge Kağan ve Kültiğin kardeşler gibi uyumlu, sevgili ve ahenklidirler. Çağrı Bey, "sultanlık senin hakkın" diye Tuğrul Bey'i öne sürmüş; Tuğrul Bey'den sonra da Çağrı Bey'in oğlu Alp Arslan tahta çıkmıştır.
Sonra Alp Arslan'ın oğlu Melikşah, daha sonra da Sultan Sencer, Türk tarihi için parlak bir çağa imza atmıştır.

Selçuklu alptır, siyasi dehadır, âlimdir, medeniyet kurucusudur: Yiğitlikleri, zekâları ve dehaları ile kurdukları büyük devlet, İslam halifeleri tarafından "dünya devleti", kendileri de "dünya hükümdarı" olarak anılmışlardır. O dönemin görkemli medreseleriyle anılan bir üniversite ve bilim devletidir. 21 Martı "mali yılbaşı" olarak kabul ederek düzenli bütçe yapmıştır. Bugün onların ve torunlarının inşa ettiği muhteşem yapılar "Selçuklu mimarisi" olarak medeniyet tarihine damga vurmuştur ve yaklaşık bin yıldır -bomba, dinamit top tüfek veya başka türlü düşmanlıklarla yok edilenler hariç- bugün inşa edilmiş gibi ayaktadır.

Selçuk, Tuğrul, Çağrı, Alp Aslan, Melikşah ve Sencer adı ne yazık ki ne başta Anadolu Selçuklu olmak üzere diğer Selçuklu devletlerinde, ne Anadolu'da kurulan onlarca Beylik'te, ne de Osmanlı devletinde hanedan üyelerinin adı olarak yaygındır.

Buna vefasızlık mı, unutkanlık mı, yoksa tarih bilinci eksikliği mi demek lazım bilemiyorum.

Bu görkemli tarih ve Malazgirt Zaferi, 19. yüzyıldaki uluslaşma sürecinde önem kazanmıştır. Cumhuriyet döneminde Yahya Kemal'in Malazgirt Zaferini başlangıç kabul ederek "bin yılda Anadolu toprağı Türk milletini yarattı" görüşü benimsenmiş ve böylece 1071, Anadolu'daki varlığımızın miladı olarak kabul görmüştür.

Malazgirt, Kazakistan'daki Yangikent'i Balkanlar'daki Yenice'ye; Oğuz'un Suriye seferini Atilla'nın Hun Devletine bağlar.

1071 Anadolu'ya vurulan son ve kesin mühürdür. Selçuklular bu coğrafyada tutunmak isterken Haçlılardan Hasan Sabbah terör örgütüne kadar hangi musibetlerle uğraşarak devletini ve medeniyetini inşa etmiştir, okumak lazım; sanata aktarmak lazım.

Niyazi Yıldırım Gençosnaoğlu'nun şiiri gibi kültüre dönüştürecek sayıda şiiri, romanı, destanı yazılmamış; filmi, dizisi çekilmemiş; hâsılı kelam yeterince sanata mevzu edilmemiş; her seviyeden eğitimin güçlü bir ders konusu hâline getirilmemiş bu görkemli tarihi ve özellikle 1071'i aşkla, şevkle ve heyecanla kutlayalım.
Kutlu olsun!
Prof. Dr. Öcal Oğuz

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum