"ŞEHZADE ŞEHİR" KİTABI ÜZERİNE BİR İNCELEME YAZISI

“ŞEHZADE ŞEHİR” KİTABI ÜZERİNE BİR İNCELEME YAZISI[1]

İsmail AYDEMİR

“Şehzade Şehir” kitabı 2016 Mayıs ayında Şehzadeler Belediyesi Kültür Yayınları arasında yayımlandı.

 Naci Yengin’in  emeği ile şehrin edebi ve kültür hayatına kazandırılmış önemli bir eser olarak görülmektedir.

Yazarımız şehrine fazlasıyla âşık ve tutkulu olduğu için eserini kaleme alırken şehre sevgilisine; aşkı olan Manisa’ya layık bir hitap sözcüğü bulamamıştır. Yazar göğsünden hiç çıkarmadığı, kalbiyle bu eserinde uzun bir yolculuğa başlamıştır.

 Yazarımız eserde şehrin kaybolan, hoyratça kullanılan ve ticarethaneye çevrilen mekânlarından rahatsızlığını sık sık dile getirmektedir. Öyle ki bu milletin nefesiyle terleyen yapıların yıkılmasına karşı, yazarımızı satırları her okuduğumda Dumanlı Dağın zirvesinde sesindeki alıngan aksana yaslanarak Gediz Havzasına kadar gelen yankısını duyarız.

Yazarımız Yeni Han diye bildiğimiz ve yine Kurşunlu Han diye bildiğimiz şehrin kalbi olan bu yapıların isimlerinin yanlış bilindiğinden rahatsızdır. Bunu Manisa Şer’iyye Sicil Defterlerinden çıkardığı orijinal isimlerini kulağımıza fısıldamış yine bu mabetlerin şahıslara satılmasından rahatsızlık duymaktadır. Yazarın ortaya koyduğu haklı rahatsızlığınızı katıldığımızı bende buradan belirtmek istiyorum. Ata malı şahıslara, kurumlara, satılamaz bunları satan kültürünü satar benden söylemesi!

Yazar eserde 1922 tarihli Yunan işgali üzerinde fazlasıyla bol bağlaçlı cümleler kurmuştur. Aslında haksızda sayılmaz. Koskoca bir şehir yakıp yıkılmış Selçuklu kültürü bir Osmanlı kültürü yok edilmiştir. Bu eserler aslında bir yönüyle bilimsel olan kitapta “Manisa Tarihi” çalışmak isteyenler için birçok bilgi mevcuttur. Ve bunlar hep belli bir kaynağa dayandırılarak okuyucuya sunulmuştur.

“Şehzade Şehir” kitabı bir diğer yönü ile de bir hatırat kitabı mahiyetindedir. Çünkü yazar kitapta yazılanları geçmişte belli tarihlerde parça parça kaleme almıştır.  Çalışma bu yönüyle bir hatırat olarak kitabı düşünülebilir.

Kitabı okuyup bitirdiğinizde yazarı Manisa’nın herhangi bir yerinde karşımıza her an çıkabilecek hissine kapılırsınız. Bazen Ayn-ı Ali’de  Sultan Çayını yudumlarken veya Ali Bey Camiinde bir ikindi namazında ya da Muradiye Camisinin külliyesinde kitabede ki Osmanlıca yazıları çevirirken görebiliriz.

Velhasıl Dilşikar, Göktaşlı, İbrahim Çelebi, Lala Paşa, Yarhasanlar gibi mahallelerde yazar; bizlere ayak izlerini göstermekten çekinmez. Yazar, sade bir dille eserini kaleme alıp okuyucuyu sıkmadan olanı olduğu gibi aktararak eseri bir defada okunurluğunu sağlamıştır. Naci Yengin Manisa için. bizler için büyük bir değer ve ondan öğreneceğimiz birçok şey var.

Bizce yazar iyi bir jeneoloji (soy bilimi) uzmanıdır. Eserde de Manisa eşrafından birçok aileyi, kökenini ve bugün yaşadıkları yerleri bilmesi bakımından bize iyi bir soy bilimcisi olduğunu gösterir.

Eserin bir diğer özelliği ise belediyelerin şimdiye kadar kültür varlıklarımız hususunda yapmış olduğu yanlışları belirtme fırsatının bulmuş olması bizler için önemli bir kazanç olarak değerlendirmelidir.

Yazar Naci Yengin’e bu eseri bize kazandırdığı için minnettarız. Umarız kalemi hiç durmaz her daim üretmeye devam eder.