SARIKAMIŞ - Yazan: Prof. Dr. Ali Akar

SARIKAMIŞ - Yazan: Prof. Dr. Ali Akar
22 Aralık 2020 - 15:06 - Güncelleme: 22 Aralık 2020 - 15:06
SARIKAMIŞ

ben ahir zaman gezgini
dağ başlarında ateşler yaktım
uzak vadilerine baktım tarihin
sarıkamış dağlarında rüzgâr ağıtlar yakıyordu:
adı sanı bilinmeyen yiğitler üstüne
son defa şaha kalkan atlar üstüne
ateşler yaktım dağ başlarında
enverî bıyıklı askerler gördüm
hâkî kaputlarında uzak fırtınalar esiyordu
buz kesmiş nabızlarına inat
yüreklerinde kocaman ufuk haritaları
yatmış uzanmış aras'ın serinliğine biri
hazar'dan aral’dan hayaller devşirir
biri türkü söyler kuzey rüzgarlarına karşı
birinin dudağında yarım kalmış tıbbiye marşı
orda, o tenha bilinen dağ başlarında
her dem karanfil şöleni vardır
kulak verin duyarsınız
düvel-i muazzama mutantan adımlarla hâlâ
inletir bütün rûy-ı zemini
sancaklar çözülür, alemler açılır
yedi iklim dört bucakta mehter-i hümayun duyulur
defterler bilmese de onların encâmını
buzdan yataklarının cennet saadetini
tarihler kaydetmese de
bütün gözlerin doğuyu baktığını
doksan bin nabzın aynı anda attığını
…ve bu dağlarda hâlâ sıcak kanlar aktığını
o kalın kitaplar yazmasa da
cennet kokuları yayılır her yağmur damlasında
işte bu dağ başında
onulmaz yaralar baş verir yüreğimde
yılgın düşler görürüm,
yorgun sulara yürürüm
neden sonra
arınırım, durulurum o sularda.
o sularla
sarıkamış dağlarında
bin yıllık heybetimi bürünürüm

(Ali Akar, 22.12.2004)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum