Şair ve yazar Orhan Seyfi Şirin vefat etti

Şair ve yazar Orhan Seyfi Şirin vefat etti
23 Haziran 2021 - 14:02 - Güncelleme: 23 Haziran 2021 - 14:08

Şair ve yazar Orhan Seyfi Şirin vefat etti.

Orhan Seyfi Şirin Kimdir, Hayatı, Eserleri

Orhan Seyfi Şirin

1961'de Eskişehir'de doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümünden mezun oldu. İstanbul'da yaşıyor. TV program yapımcılığı, senaryo yazarlığı, yazarlık ve şairlik yapıyor. 100'e yakın şiiri bestelendi. Songül Karlı, Zeyno, Naide Polat, Seher Dilavon, Arif Nazım, Güler Işık, Kerem Özdemir gibi sanatçılar okudu. En çok bilineni Songül Karlı'nın okuduğu "Omuz Omuza." Bu türkü 3 milyondan fazla sattı. "Yaşanmamış Sonbahar" (1985), "Devler ve Böcekler" (1990) isimli yayımlanmış iki şiir kitabı var. Çoğu bilimkurgu olmak üzere 30'a yakın kitap yazdı.

A. Yağmur Tunalı yazdı: SEYFİ ŞİRİN DE GİTTİ

Duygu ve heyecan adamıydı.
Büyük kabiliyetti.
Kıvrak zekası hiçbir akıl kalıbına iltifat etmezdi.
Her karşılaşmamızda, onunki gibi durmadan işleyen bir zihni dünyanın az göreceğini düşünürdüm.
Yazmak için yaratılmışlar arasında özel bir yeri vardı.
Kolay ve acele yazardı.
Yazdıklarını düzeltmeye girişmese de güzel çıkardı.
Önce şairdi ve her zaman şairdi.
Romancı ve hikâyeciydi.
Birinci sınıf bir senarist ve metin yazarıydı.
Biyografisini verirsem diyeceklerimi daha iyi düşündürebileceğim:
"İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuydu.
İlk şiir kitabı "Yaşanmamış Sonbahar"ı mezun olduğu yıl yayınladı.
Aynı yıllarda(1985'ten itibaren) Varlık Film ve TRT'de senaryo yazarlığı yaptı.
"Cennet Atları", "Berlin Türküleri", "Ata'nın Rüyası", "Bilimkurgucu Çocuk Krallar Dönemi"nin aralarında bulunduğu 30'a yakın roman yazdı.
"Devler ve Böcekler" ikinci şiir kitabıdır.
Çocuk dizi film ve çizgi filmleri yanında bilim kurgu romanlarına, Uğur Dündar'ın programları başta olmak üzere gerçek hayat kesitleri sunan haber programlarına yazarlık ve dramaturgluk yaptı.
Yanlış hatırlamıyorsam, İstanbul'da arkadaşlarıyla kurduğu Sanat Merkezi, bu tür sinema televizyon verimliliğinin arttığı yılları getirdi.
1987 yılında "Bekleyiş" adlı senaryosuyla TEV'in "En İyi Senaryo Ödülü"nü kazandı.
Ayrıca 1996'da Hürriyet Gazetesi TV Yıldızları Yarışması'nda senaryo yazdığı programlara katkılarından dolayı ödül aldı.
Seyfi'nin bestelenmiş eserleri Songül Karlı, Zeyno, Naide Polat, Seher Dilovan, Arif Nazım, Güler Işık, Kerem Özdemir gibi sanatçılar tarafından seslendirildi.
Bu bestelerden en tanınmışı Songül Karlı'nın yorumladığı "Omuz Omuza" adlı eseri oldu.
Eser, üç milyondan fazla satmasının yanı sıra birçok siyasi parti tarafından seçim şarkısı olarak kullanıldı.
Değişik dönemlerde, TRT, TGRT, Kanal 6 ve Kanal D televizyonlarında uzun yıllar çalıştı ve çeşitli bölümlerde idarecilik görevi üstlendi.
İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda ve özel dershanelerde "Senaryo" ve "Yaratıcı Yazarlık" dersleri de verdi. 1999'da yazdığı "Din Sömürgenleri ve Cuma Eylemlerinin 400 Yıllık Tarihi" kitabı yaşadığımız yılları da veren, eğitici bir yayıncılık çalışmasıdır."
Kısa biyografisi bu.
Seyfi'yi belki on yıldır görmedim.
Yılda bir iki kere telefon eder ve görüşmesek de aklımda ve takibimdesin derdi.
Bazı vaadlerle Ankara'ya geldiğini söylerdi.
Onların ne olduğunu bilmiyorum.
Fakat gerçekleşmediği açık.
Çünkü geçim sıkıntısı çektiğinden bahsederlerdi.
Kolay yazışı gibi, kolay kırılır, kolay öfkelenir ve kolay vazgeçerdi.
Kendince düz ve düzgün bir tavır görmezse keser atardı.
Bu dik haliyle bir yerlerde uzun süre kalması düşünülemezdi.
Kafasından ve kaleminden faydalanılacak adamdı.
Öyle sanıyorum ki çok aldatıldı.
Eserleri kullanıldı.
Böyle bir kaç dava açtığını biliyorum.
Vesselam zor karakterdi.
Kendisi kendisini idare edebilir miydi emin değilim.
Ona, anlayan ve anlayanlar lazımdı.
İnansa, inandıklarının her dediğini yapar ve yazarak büyük işler çıkarırdı.
Türk Milliyetçisiydi.
Fırtınalı ruhunun azabını bütün ağırlığıyla yaşadı.
Bilsek, ona ne çok ihtiyacımız vardı.
Türkçe'ye hakimiyeti kaybetmiş, güzel yazanı az bir memlekette el üstünde taşınacak adamdı.
Nazı-niyazı, öfkesi çekilecek adamdı.
Ne yazık ki, epeyce şiiri video halinde var ama Google'da bir fotografını arasanız bulamayacağınız kadar yalnızdı.
Tepedekilerin, kalabalıkların gözlerinden uzak, takdirlerinden uzak bir inzivada gitti.
Çektiği zihin ve gönül sancıları şimdi bir büyük ödül halinde önündedir.
Seyfi'nin gidişini bu üzüntüler yanında sonsuz bir dinlenme gibi hissederek teselli buluyorum diyecektim, diyemedim.
O aşkın taşkın karakterin beraberinde götürdüğü değerler düşüncelerimi teselliden mahrum bıraktı.
Sevgili Seyfi'nin aziz rûhu şâd olsun!

Orhan Seyfi Şirin Şiirlerinden Örnekler
BENİM AŞKIM

Uçup uçup konamayan
Kör bir kuştur kördür aşkım
Ne sınır ne yasak tanır
Bulut bulut hürdür aşkım

Yüce dağlar doruğunda
El değmemiş kardır aşkım
Ne yapsam hep zarar gördüm
Ettiğim tek kârdır aşkım

Genç yaşımda sevdalandım
Tanrı gibi birdir aşkım
Sevdiğim anlar halimden
Başkasına sırdır aşkım

Dağlar çöller yollar aşar
Tuna gibi gürdür aşkım
Dokunduğu yeri yakar
Bir volkandır kordur aşkım

Başımı belaya sokar
Hem çılgın hem zordur aşkım
Fark eylemez bahtım yoksa
Terk eylemez yârdır aşkım

SAÇLARINI ZİNDAN ZİNDAN SAL BUGÜN

Bu sevda aklımı baştan alalı
Bir hırçın denizim deli dalgalı
Bir Yunus ol göğsü pul pul kınalı
Gözlerime birer birer dal bugün

İç çekelim kör düğümlü yollara
Ya benim ol ya benimle öl bugün
Hıçkıralım boşa geçen yıllara
Gözlerimi yanağınla sil bugün

(Yanağımı kirpiğinle sil bu gün)

Teller bir bir koptu, paramparça saz
Dört duvar içinde esiyor poyraz
Müebbed gönlüme ne söylesen az
Saçlarını zindan zindan sal bugün

İç çekelim kör düğümlü yollara
Ya benim ol ya benimle öl bugün
Hıçkıralım boşa geçen yıllara
Gözlerimi yanağınla sil bugün

(Yanağımı kirpiğinle sil bugün)

Ya başlayıp yeni baştan sevdaya
Yanakların pençe pençe gül bugün
Kıralım kalemi nankör dünyaya
Ya başlangıç ya son olsun gel bugün


BİRLEŞSİN

Aşka hasret kalmış eller birleşsin
Serin sular, kavruk çöller birleşsin
Bir denize aksın aşk ırmakları
Fırat'lar Tuna'lar Nil'ler birleşsin

Ölümsüz aşklara kıymaz yaradan
Yanaklar yazgılar yollar birleşsin
Perçemler yaşmaklar çıksın aradan
Yanaklar dudaklar diller birleşsin

Gönül baharında çiçekler solmaz
Kim demiş sevenler bahtiyar olmaz
Aşk başa düşünce hangi iş olmaz
Sevgilim yürekler kollar birleşsin

Yaylasına harman yerine kurban
Alnından damlayan terine kurban
Horonuna zeybeğine semahına kurban
Omuzlar dirsekler eller birleşsin

Birleşsin yazgılar birleşsin yollar
Birleşsin hasretle kurumuş diller
Şenlensin meydanlar vursun davullar
Sessiz boynu bükük kullar birleşsin

KURŞUNLANMIŞ RÜYALARIM

Hasret alevden bir gömlek içten içe kor
Önce gel sokul sineme sonra halim sor

Körpe goncam, al dudaklım sen aldın aklım
Gözlerimde binbir arzum, gönlümde saklım

Kurşunlanmış rüyalarım gel de hayra yor
Bir acı ver tanrım bana ayrılıktan zor

Ela gözlüm sarmaşığım, ümit ışığım
Sana hasret, sana hayran, sana aşığım

Sevdiğini saramayan bir biz kalmışız
Bizler aşk andını gülüm şeref bilmişiz

Tüm insanlar sağır şimdi bütün gözler kör
Al kalbimi sök yerinden yerden yere vur.

HİÇ BİTMEDİ KIŞIM BENİM

Ala karlı bir dağ idim
Hiç bitmedi kışım benim
Doğrulduğum günden beri
Dumanlıdır başım benim

Taşlarımı söktü seller
Çiçeğimi derdi eller
Yıllarımı çaldı kullar
Unutuldu yaşım benim

Ağaçlarım yaprak döktü
Ceylanlarım boynun büktü
Bir şimşek bağrımı yaktı
Yaralıdır döşüm benim

Gariplere el veririm
Şaşkınlara yol veririm
Güzellere gül veririm
Pay etmektir işim benim

Yakarırım göğe doğru
Akranımdır Ilgaz Ağrı
Yanar Kafkasların bağrı
Yağmalanır düşüm benim

Çavlanlarım çeker zikir
Bülbüllerim türkü okur
İçimde lavlar birikir
Buza keser dışım benim

Dolularım ak incidir
Fırtınalarım kincidir
Adım dostun sevincidir
Düşmanıma hışım benim

Oğul verdim arık oldu
Meyve verdim koruk oldu
Güz ayı pek buruk oldu
Ağulandı aşım benim

Dört mevsim de yara aldım
Gençliğimi yere çaldım
Orta yaşta ölüp kaldım
Taşa geçti dişim benim

"... Gözelerim ilaç artık
Yağmurlarım kırbaç artık
Tek duaya muhtaç artık
Yosun tutmuş taşım benim..."


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum