Şair Ataol Behramoğlu: Kadın şairlerin sayısı arttı

Şair Ataol Behramoğlu: Kadın şairlerin sayısı arttı
15 Eylül 2022 - 19:40

Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ‘Kadından niçin şair olmaz?’ sorusunu yanıtlayan şair Ataol Behramoğlu, “Büyük ressamlara bakıyoruz, romancılara bakıyoruz hepsi erkek isimler. Çok büyük kadın yazarlar, müzisyenler, ressamlar da var tabii ki. Ama bu meseleyi şiire indirgemek yanlış, bu genel bir sorun. Ve bunun toplumsal nedenleri vardır mutlaka. Bugün ama kadın şairlerin sayısı giderek artıyor, genç şairler arasında artık çokça kadın şair görüyoruz" dedi.

SALİHA SULTAN | ADANA

Adana'da bu yıl 29'uncusu düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında ‘Sinemada şiir’ söyleşisi gerçekleştirildi. Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda 13 Eylül Salı akşamı düzenlenen söyleşide şairler Ataol Behramoğlu, Nihat Behram ve Nevzat Çelik konuşmacı oldu.

Söyleşide sinema ve şiir arasındaki ilişkiyi ele alan şair Behramoğlu, şunları kaydetti:

Ece Ayhan sinema üzerine bir yazısında öykü ve şiir sineması diye bir ayrım yazmış mesela. Çok iyi bir yazı. Bence de Türk sineması daha çok öykü sineması olarak gelişmiş bir sinema. Şiir sineması ise görselliğin daha ağır bastığı bir sinema.” Behramoğlu, en eski sanat türü olan şiir ile en yeni sanat türü olan sinema arasında ilk olarak hikayenin özetlenmesi noktasında bir ilişki olduğunu vurgulayarak, “Bütün sanat alanları birbiriyle ilişkilidir. Çünkü sanatsal yaratı gerçekten yola çıkar ama gerçek olmayan bir gerçeği de kurgular. Bütün sanat dalları arasında gerçeği yeniden yorumlama konusunda bir ortaklık var."

Sinemanın roman türünü de özetlediği görüşünü dile getiren Behramoğlu, “Sinema öyküyü görüntülerle anlatır, romandaki doğa betimi bir sayfa sürer, sinema onu tak diye bir karede gösterir. Ama sinemada bugün şöyle bir sapma da söz konusu bugün, dizi meselesi… Diziler bırak öyküyü özetlemeyi, uzatıyor da uzatıyor” ifadelerini kullandı.

a1111.jpg
Ataol Behramoğlu (ortada), Nihat Behram (sağda) ve Nevzat Çelik (solda)

Behramoğlu, şiirin sinema ile özdeşleştiği ikinci konunun ise zaman meselesi olduğunu belirterek, şunlara dikkat çekti:

Bir romanda zamanları bölüm bölüm okursun, karıştırırsın sayfaları, sinema ise bir yıl sonrayı tak diye gösterir. Şiir de bütün zamanları birbirine karıştırarak zaman duygusunda size başka bir derinlik verir. Şiir ve sinema arasındaki yakınlık ve uzaklıklar deyince demek ki öykünün özetlenmesi yani öykünün imaja dönmesi ve zaman kavramı konuşulabilir. Sinema ve şiir bu anlamda en yakın iki sanattır.

‘KADINDAN ŞAİR OLMAZ MESELESİNİN TOPLUMSAL NEDENLERİNE BAKMALI’

Adanalıların büyük ilgi gösterdiği söyleşide şair Behramoğlu’nun kendisine bir kadın dinleyici tarafından yöneltilen ‘Kadından niçin şair olmaz?’ soruya verdiği cevap ise, edebiyat dünyasının ezeli tartışmalarından birinin bugünkü geldiği noktaya ışık tutacak nitelikteydi:

Bu soruyu sadece şiire indirgememeli. Müziğe bakın mesela büyük besteciler Mozart, Schopenhauer gibi isimler. Büyük ressamlara bakıyoruz, romancılara bakıyoruz hepsi erkek isimler. Çok büyük kadın yazarlar, müzisyenler, ressamlar da var tabii ki. Ama bu meseleyi şiire indirgemek yanlış, bu genel bir sorun. Ve bunun toplumsal nedenleri vardır mutlaka. Toplumsal yapının tabii ki rolü var. Erkek egemen bir dünyada yaşıyoruz ki bana sorarsanız çok fazla erkek var, gerek yok. Bugün ama kadın şairlerin sayısı giderek artıyor, genç şairler arasında artık çokça kadın şair görüyoruz.

NİHAT BEHRAM: ŞİİRSEL SİNEMA FİLMDE ŞİİR OKUNMASI DEĞİLDİR

Söyleşinin diğer konuğu şair Nihat Behram da konuşmasında şiirin sinemada yer alma biçimini ele aldı. Behram şunları aktardı:

Şiir ve sinema ilişkisi bir şairin hayatını filme çekmek ya da bir filmde şiir okumak, şiir kitabı göstermek değildir, çünkü bunlar yapılabilir şeyler. Her şiirin arkasında derinlikli bir öykü vardır, Ahmet arifin ‘33 Kurşun’ şiiri mesela, çok derin bir öyküdür. Ya da Tevfik Fikret’in hayatı mesela, bunlar çekilebilir şeyler. Bir şiir tarihi olayı anlatan bir şeydir ancak anlattığı tarihi olayı imgelerle aştığı zaman şiire ulaşılabilir. Yani şiir kendi içinde şiir taşımak zorunda sanat olmak için. Bana göre yönetmen de bunu başardığı zaman filmi şiirsel olur.

NEVZAT ÇELİK: ASLOLAN ŞİİRDİR

Şair Nevzat Çelik ise şu düşüncelerini kaydetti:

Şiirin sanat dallarını öncelediği ve yönlendirdiği bilinir. Bir taşın yontulmasında, resimdeki renklerin geçişinde, müziğin ritminde şiir vardır. Şiir sestir, renktir, uyumdur yani bunların hepsidir. Şiirin, kelimeler, sözcükler kullanıldığı için öykü ve romanla alışverişi daha sıkı olması gerektiği düşünülürken öyle değildir, yani şiirle yakın değildir. Şiir çünkü tüm kelimeleri bir araya getirdiğinde anlamından başka bir yere ulaştırdığı için şiir olur. Bu anlamda bütün resim, heykel, roman, öykü ve sinemayı da dahil edersek bütün bu sanat dalları şiirle başlayıp şiirle biten şeyler arasındaki formlardır. Aslolan ise şiirdir.

Söyleşi sonunda üç şair okurlarına kitaplarını imzaladı. Adanalıların büyük ilgi gösterdiği söyleşi sırasında Mazlum Vesek tarafından hazırlanan ‘Türk Sinemasının Belleği Dergiler’ sergisi de ziyaretçilerle buluştu. 1950’lerde yayımlanan Genç Sinema, Yeni Sinema, Yedinci Sanat gibi dergilerin görülebileceği sergi fuar boyunca ziyaretçilerle buluşmaya devam edecek.


KAYNAK: KARAR


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum