R.Rüveyda Okumuş yazdı: Bir saray düğünü

İskender Pala son romanı Surnâme’de Osmanlı sultanının üç şehzadesi için İstanbul’da on beş gün sürecek dillere destan bir sünnet düğünü tertip etmesi ve akabinde yaşanan olayları sürükleyici bir anlatım ve kurguyla aktarıyor.

R.Rüveyda Okumuş yazdı: Bir saray düğünü
04 Aralık 2022 - 11:35

Tarihi olaylar ve şahsiyetlerden ilhamla kaleme aldığı sürükleyici romanlarıyla öne çıkan Türk edebiyatının usta kalemi İskender Pala, bu defa Osmanlı asırlarının en gösterişli törenlerinden olan bir saray düğünü etrafında gelişen maceralı bir hikâyeyi okuyucuya sunuyor. Pala, Osmanlı’nın çok yönlü, çok katmanlı bir o kadar da renkli ve şenlikli dünyasının kapılarını Surnâme’de aralıyor.

Osmanlı’da şehzadelerin sünnet merasimi ve padişah kızlarının evlenmesi münasebetiyle yapılan saray düğünlerine sûr-ı hümayun denilir. Saray düğünlerini ve bu düğünler için yapılan hazırlıklar, eğlenceler ile verilen hediyelere kadar tüm ayrıntılarıyla anlatan edebî eserlere de surnâme (düğün kitabı) adı verilmiştir. Sözlükte “düğün, ziyafet, şenlik” anlamına gelen Farsça sûr kelimesiyle “mektup, yazılı belge” manasındaki nâmenin birleşmesiyle “surnâme” terimi oluşmuştur. Minyatürlerle süslenmiş adeta görsel bir şölen sunan surnâmeler Osmanlı’da saray yaşamı, şehir kültürü, eğlence anlayışı gibi pek çok konuya kaynaklık ederek hem tarihî hem edebî bir nitelik taşımaktadır.

SurnâmenBir Osmanlı Mâcerasınİskender PalanKapı YayınlarınKasım 2022n408 sayfa
SurnâmenBir Osmanlı Mâcerasınİskender PalanKapı YayınlarınKasım 2022n408 sayfa

İKİZ KARDEŞLERİN HİKÂYESİ

Yazar, Surnâme isimli yeni romanında Osmanlı Sultanının üç şehzadesi için İstanbul’da on beş gün sürecek dillere destan bir sünnet düğünü tertip etmesi ve akabinde yaşanan olayları sürükleyici bir anlatım ve kurguyla aktarıyor. Romanın kahramanlarından saat tutkunu ikiz kardeşler Hasan Nasreddin ve Hüseyin Nusreddin’in trajik hikâyesi saraydan defterdar ve kazaskerin iktidar oyunlarıyla kesişmektedir. Kazasker ve defterdar arasında yaşanan iktidar mücadelesi, bu mücadelede saraydan sokağa taşan ve kaderlerini etkileyecek hadiseler cereyan eder. Hasan Nasreddin ile kardeşi Hüseyin Nusrettin yaşamları da kazasker ve defterdar arasındaki yaşanan rekabetten nasibini alır.

Hasan Nasreddin ve Hüseyin Nusreddin çocuk yaştayken babalarının saat dükkânı ile evlerinin kundaklanmasının ardından ayrı düşmüş iki kardeştir. Saatlere büyük bir tutkuyla bağlı olan Hüseyin Nusreddin bu elim hadiseden sonra akli melekelerini yitirir. Haseki Bimarhânesi’nde kalmakta olan Hüseyin Nasreddin hemen her fırsatta mekanik saat çizimleri yapmakta ve bir saat dükkanına sahip olmanın hayaliyle yaşamaktadır. Kardeşi Hasan Nasreddin ise kendisine kol kanat geren Dobra Hatun’un işlettiği bir külhana sığınmış ve burada tanıştığı Zeyrek Şaban en yakın dostu olmuştur. Dobra Hatun’un yardımıyla bir kilit ustasının yanında çalışmaya başlayan Hasan Nasreddin on yıl sonra ustasının izniyle bir anahtarcı dükkânı açar.
Hasan Nasreddin ile kazaskerin kızı Visal Banu’nun aşkından, defterdar ve kazaskerin iktidar hırslarıyla sonu hüsranla neticelenen akıbetlerine insana dair her duyguyu yazar romanda incelikle konu ediniyor.

 

HAZIRLIKLAR AYLAR ÖNCESİNDE BAŞLAR

Romanın başlangıcından sonuna kadar bir Osmanlı saray düğünün bütün yönleri ve olmazsa olmaz teşrifatı anlatılıyor. Düğün için aylar öncesinden yapılan hazırlıklarla, devlet erkanından halka tüm şehrin heyecanla izlediği Atmeydanı, Okmeydanı ve Tersane Bahçesi’nde tertip edilen eğlenceler, şenlikler, ziyafetler, esnaf alayları, gece gösterileri ve sunulan hediyelere kadar bir saray düğününde yaşanan hemen hemen bütün ihtişam romanın havasına yansıyor. Dillere destan düğünde sadece üç şehzade değil âdet üzere halktan üç bin çocuk da sünnet ettiriliyor.

Osmanlı saray düğünlerinde Sultan’a sunulan çeşitli hediyeler arasında mücevherlerle bezeli gösterişli saatlerin revaç bulduğu biliniyor. Kazaskerin Fransa’dan getirterek sarayın Mabeyn salonuna konulması düşüncesiyle Sultan’a düğün için hediye olarak verdiği kilitli bir kasa içindeki oturtma saat ve bu saatin hikâyesi romanın en heyecanlı meselesini oluşturuyor. Padişahın saatlere olan merakı, Osmanlı’da saatler, saat esnafı, saatçiler kethüdası ve saat yapım teknikleri hakkında pek çok anlatımı romanda okumak mümkün.

Pala, roman sanatının bütün imkanları içinde Osmanlı toplum hayatının şenlikli, eğlenceli, heyecanlı, hüzünlü ve bir o kadar da polisiye ve entrikalarla dolu iktidar çekişmesini ustalıkla ele alıyor. Nefes nefese süren ve mutlu sonla nihayete eren roman, okurlarına Osmanlı sarayından payitahtın sokaklarına uzanan bir macera yaşatıyor.
Yazının https://www.yenisafak.com/hayat/bir-saray-dugunu-3893472lk yayınlandığı yer:


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum