PEYAMİ SAFA'NIN "BİZ İNSANLAR"I - Yazan: Emir Şıktaş

PEYAMİ SAFA'NIN "BİZ İNSANLAR"I - Yazan: Emir Şıktaş
06 Ağustos 2020 - 17:18
PEYAMİ SAFA'NIN “BİZ İNSANLAR”I
Emir Şıktaş

Peyami Safa, (1899/1961) Meşhur Şair İsmail Safa’nın oğlu. İstanbul doğumlu. Düzenli eğitim alamayan fakat kendini yetiştirmeyi başaran bir yazar, romancı, gazeteci, ders kitapları yazarı.
“Server Bedi” imzasıyla da romanlar yayınlar Peyami Safa. Bunlar arasında 80 tanesinin içinde en ünlüleri Cumbadan Rumbaya, Cingöz Recai’dir.
Kardeşi İsmail Safa ile Yirminci Asır adlı gazete çıkarır ve ilk hikayelerini burada yayınlar. Kültür Haftası ve Türk Düşüncesi dergilerini çıkarır. Hayatının geri kalan bölümünde Son Havadis gazetesinde başyazarlık yapar.
Makale ve fıkralarında inandırıcılığa, romanlarında tahlile ve ahlak çöküntüsü, medeniyetin yarattığı bocalama, nesil ve sosyal çevre arasındaki çatışmayı konu edinir. Zıt görüş, duygu ve kavramları romanlarında ustaca işlediği görülür.
Romanları; Şimşek, Sözde Kızlar, Mahşer, Bir akşamdı, Dokuzuncu hariciye kovuşu, Fatih Harbiye, Biz insanlar, Atilla, Matmazel Noraliya’nın koltuğu, Süngülerin gölgesinde, Yalnızız. Canan, Bir tereddüdün romanı, Bir genç kızın kalbinin cürmü.
Peyami Safa “”Biz insanlar”da oluşturduğu roman kahramanları farklı düşünen, halktan kopuk batı hayranı olan, para hırsı dolu, idealist olan, öğretmenlik mesleğini severek yapan, içinde gel-gitler yaşayan tiplemelerden oluşturmuş. Dönemin iç sorunlarının verdiği ekonomik sıkıntıları yaşayan insanlarla üst kesimin sorunlarını irdelemeye çalışmıştır.
Öğretmen Orhan ve Necati idealist öğretmen rol modeli olup, gariban, fakir öğrencileri sahiplenirken, Okul müdürü ve muavini Celal beyin çıkarları korumadan yana uğraşıları dikkat çekmekte.
Köşkte oturan ve Türk halkını sevmeyen, çocuğu Cemil’i de Türk halkını sevmeyen bir insan olarak yetiştiren, “eşek Türk” diye Tahsin’e hitap eden ve yaralanan oğlundan dolayı herkese zorluklar yaşatan Yengesi ile beraber kalmak zorunda olan fakat bu rahatlığı da aslında kaybetmek istemeyen, bu nedenle Yengesi karşısında hep susan güzel Vedia hanım sevgi ve aşk özelliklerini bir arada bulabileceği kişi ile evlenmeyi isteyen biri.
Evlerine Fransız bayrağı asarak köylünün tepkisini toplayan, Tahsin’e “Eşek Türk” diyerek hakaret eden Cemil’in ailesi bu lafa tepki gösterip taş atan ve taşla kafası şişen Tahsin’in okuldan atılması için idareye baskı yaparlar. Orhan hocanın koruduğunu öğrenir ve Orhan’ı yalıya davet eder Vedia vasıtasıyla. Orhan okuldan ayrılacağını idareye bildirir ama babası hapiste olan ve başka kimsesi olmayan, yatılı okulda olan ve bu olayda hakaret edenin tahriki ile bu olayın vukuu bulduğunu söyleyerek, Tahsin’in okuldan atılmamasını idareden ister.
Orhan okuldan ayrılır, işsiz ve parasızdır, zor şartlarda yaşar fakat zengin amcasına para göndermesi için mektup yazar ama para gelmez.
Tahsin ise okulda kalır. Okul öğrencileri Tahsin’in haklı olduğuna karar verirler ve aralarında imza kampanyası düzenleyip idareye Tahsin giderse bizde gideriz diye dilekçe gönderirler.
Necati’nin desteği ile ihtiyaçlarını karşılayan Orhan, hem okula tekrar müdür yardımcısı olarak döner. Tahsin’in babasının hapishaneden yolladığı tehdit ile gözü korkan Vedia’nın yengesi kurtarıcı olarak Orhan’ı görür. Çünkü oğlu Tahsin’i sokaklarda yatmaktan kurtaran, ihtiyaçlarını karşılayan Orhan’dır. Bu vesileyle Orhan Vediayla sürekli görüşebilmekte, karşılıklı sevgi ve aşk ağırlıklı sohbet ve gezileri devam etmekte.
Ani kalp rahatsızlığı yaşayan Orhan ve sonra hastalığı nükseden Vedia hastanede yatmakta. Kendini unutup Vedia’ya koşan Orhan ayrıca Vedia’nın günlüğünü de okumaya başlar ve hem geçmişteki gerçekleri öğrenir hemde Vedia’yı tanımaya çalışır.
Vedia ağır hastalık geçirirken başında bekleyen Orhan biraz uyumaya gider ve sonra salonda yerde yatarken sabah bulunur. Sabah uyandırmaya giden hastabakıcıya bir türlü cevap vermez.
Orhan’ın durumunu bilmeyen Hasta bakıcı Vedia’ya seslenerek “kurtuldunuz, yanlış teşhis koymuşlar size” dedi. Gülümseyen Vedia hemen sorar “Orhan.. Orhan bey nerede?”
Fakat hiç kimseden cevap alamadı.. 
Peyami Safa Romanında, Türkleri küçümsemeye çalışan zengin avrupa hayranları ile mücadele ederken, halkın eğitim sorununa parmak basmaya çalışmış, amcasından kalan mirasla ev almış, Vedia'nın isteği olan piyanoyu anında satın alarak Vediaya hediye etme cömertliğini de göstermiştir.  

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları