Paşinyan'ın "Acı Dağı"ndan Ankara'ya ulaşma girişimi.
Armalı olarak Türkiye üzerinde toprak iddiası olanları aldatabilir mi?
Akıllı Cemal
30 yıllık işgal sona erdi. Kalıcı barışın hukuki temelleri oluşturulmalı, bölgeye barış gelmeli, tüm yollar açılmalı...
Bu niyeti ilk olarak Azerbaycan ortaya koydu. Ayrıca 44 gün savaşından kısa bir süre sonra. Toprakları işgal edilen, nüfusu soykırıma ve göçe zorlanan, ardından kendi gücüyle işgalciyi topraklarından süren parti.
Mantıksal olarak ve deneyimlere göre barışı kaybeden Erivan'ın denemesi gerekirdi. Ancak aradan geçen dört yıla rağmen "Üçlü Deklarasyon"da taahhüt olarak üstlendiği Nahçıvan'a serbest haberleşmenin açılmasını sağlamadığı gibi, Bağımsızlık Bildirgesi'nden Azerbaycan ve Türkiye'ye yönelik toprak iddialarını da kaldırmadı. Ermenistan'ın ulusal armasının ortasında Türkiye'nin Ağrı Dağı olduğu gibi duruyor...
Peki gerçekte ne olur? Bölge devletlerinin jeopolitik çıkarlarının ve komşuluk politikasının aksine Ermenistan, bölgeye dışarıdan aktörler getirerek topyekun silahlanma uyguluyor.
Nikol Paşinyan, "Zangazur Koridoru", "Altı Format", "Batı-Doğu Ulaşım Koridoru" gibi yeni terimlerden esinlenerek, Ermenistan'ı kastederek "Dünyanın Kavşağı" adında iğrenç bir "proje" ortaya attı. Bu konuda barış mesajları veriliyor...
İki Ermeni yetkilinin aynı gün birbirini tamamlayan açıklamaları dikkat çekmeden olmaz. Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan'ın sözde "Ermeni soykırımı"nın tanınmasının artık devletin önceliği olmadığını belirttiği gün, Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Arayik Arutyunyan, Türk medya temsilcilerinin Ermenistan'a gelerek ziyarette bulunacaklarını duyurdu. "Dünyanın Kavşağı" (?!) projesini ele alın.
Sanki Türk kamuoyuna hesaplanmış (uzlaşılmış) mesajlar bunlar. Açılışı şu anlama geliyor: "Ermenistan bir devlet olarak Türkiye'nin hassas bölgesindeki soykırım iddiasını ileri sürmüyor, aynı zamanda Türk medya temsilcilerini barış platformuna davet ediyor."
Ermenistan'ın ulusal arması üzerinde yer alan Ağrı Dağı ile ilgili unutulmaz olayı şimdi hatırladım. (Bir toplantıda bir Ermeni genç, dönemin cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'a "Agra Dağı'nı ne zaman satın alacaksınız?" sorusunu sorduğunda Serj'in cevabı şu oldu: "Bizim nesil Karabağ'ı satın aldı, Ararat'ı satın almak siz gençlere düşüyor - Agra Dağı)...
Bugün iç siyasette selefini kamçılayan N. Paşinyan, bir zamanlar Sarkisyan'ın Türkiye konusunda kullandığı oyunları başlattı. Barış diplomasisine başladı.
Elbette Azerbaycan ve Türkiye hükümetleri, Ermenistan ile normalleşme süreci de dahil olmak üzere bölgesel politikayı ortaklaşa koordine ediyor. Aynı zamanda medya camiası da dahil olmak üzere Türk kamuoyunun çoğunluğu bu sürecin birlikte yürütülmesi gerektiği görüşünde. Ancak görünen o ki Ermeniler yine de ihtiyaç duyabilecekleri 3-4 "Türk medya temsilcisi" bulup onları Erivan'a getirmeye ikna ettiler.
Olsun! Türkiye'de Ermenistan'ın "barış, barış" mesajlarının samimiyetine inananlar olduğu görülüyor. Türkiye topraklarını gençlere "kutsal yer ve kutsal destinasyon" olarak tanıtan ve değişim taleplerini görmezden gelen Erivan'ın bugün bile "samimiyeti" ortadadır. Bağımsızlık Bildirgesi'ndeki iddialar da yerindedir. Yine "tarihi topraklar", "geniş topraklar" hayaline devam ediyoruz. Sadece anı bekliyorum...
Bu açıdan kardeş Türk toplumunu, Ermenistan'ın kendisi için yaratmaya çalıştığı "barışı teşvik eden", "barışı destekleyen" imajıyla karıştırmamak gerekir. Aynı zamanda özellikle medya arkadaşlarımız uyanık olmalı, aslında aldatıcı ve baskıcı bir misyonla çıkmaza giren Ermenilerin Ermenistan'ı "dünyanın merkezi" olarak sunma projesinden uzak durmalıdırlar.
Bir ara Azerbaycan Cumhurbaşkanı katıldığı uluslararası forumda "Türkiye yok, ben varım" demişti. Bugün Azerbaycan'ın Ermenistan'dan talepleri aynı zamanda Türkiye'nin talepleridir ve Türkiye tarafından da kabul edilebilirdir.
Bu durumda armasında Türkiye üzerinde açık iddiası olan bir ülke, Türk medyasını kim kandırabilecek?
Kaynak: 1 Kasım 2024, turkustan.az
FACEBOOK YORUMLAR