Özbek yazar Abdullah Kadir'nin 'Geçmiş Günler' romanı

Özbek yazar Abdullah Kadir'nin 'Geçmiş Günler' romanı
09 Mayıs 2025 - 09:34

"Geçmiş Günler" adlı eserde Yusufbek Hacı ve torunları hayali kahramanlar değildir!

Nazokat Usmonova

 

Abdulla Qodiriy'nin "Geçmiş Günler" romanı olmadan edebiyatımızı düşünmek imkânsızdır. Bu eseri okuyan okuyucunun, eserdeki akıllı, dengeli ve ileri görüşlü Yusufbek Hacı, hırslı ve çabuk sinirlenen ama çocuğunun mutluluğunu her zaman düşünen, kendini yetiştirmiş Özbek Aydını, cesur ve düşünceli, asil Otabek, zarif ve zeki Kumuş, Mirzakarim Kutidar ve Ayımm Aftab gibi kahramanların gerçekten yaşayıp yaşamadıklarını merak etmesi doğaldır.

Her halükarda, insanlar arasındaki samimiyetin ve karşılıklı güvenin bir nebze olsun aşındığı günümüzde, Otabek'in Taşkent'ten uzaklardaki Margilan'a kadar geçitleri aşarak sevgi yolunda sürekli varlığı, canını tehlikeye atması ve ölümü göze alması, çoğumuza bir zafer gibi görünüyor. Bu yüzden birçok okuyucu, Otabek ve Kumush'un ve genel olarak "Days Gone" romanındaki karakterlerin çoğunun kurgusal, yazarın hayal gücünün yaratıcı ürünü olduğunu düşünür. 
Bu sorunun net cevabını yazar Abdulla Nazar'ın "Geçmiş Günlerde Yusufbek Hacı'nın Torunları" adlı kitabında bulabilirsiniz. Yazarımıza birkaç soru sorduk. 
– Abdulla yani çoğu okuyucu Otabek ve Kumush'un ve genel olarak aile bireylerinin kurgusal karakterler olduğunu düşünüyor. Kitabınız bu konuyu ele alıyor ve Kadyri'nin romanındaki karakterlerin gerçek hayatta nasıl var olduklarını anlatıyor... 
- Nitekim "Gone Days" romanındaki karakterler gerçek hayattan alınmıştır. Bilindiği üzere romanda verilen ayrıntılara göre, Kumuş'un ölümünden sonra oğlu Yodgorbek, Mirzakarim Kutidar ve annesi Aftab tarafından Margilan'a götürülmüştür. Otabek zaman zaman Yodgorbek'e ulaşıyor. Çocuk büyüyünce Margilan'ın akıllı kızlarından Hamrabibi ile evlenir. Otabek'in oğlu Yodgorbek, 19.-20. yüzyıllarda ülkeyi etkileyen şiddetli kıtlık ve yokluk sırasında hayatını kaybetti. Hamrabibi üç çocuğuyla dul kaldı. Çocuklardan biri olan Holbek Yodgorov, ulusal gazeteciliğimizin önde gelen temsilcilerinden biri olacak. 1914 yılında Margilan şehrinin Goravval mahallesinde doğdu. Önce Margilan'daki yatılı okulda, sonra Kattakurgan'daki pedagoji okulunda, en son da Taşkent Pedagoji Enstitüsü'nde okudu. Uzun yıllar "Özbekistan'ın Sesi" (o dönemde "Sovyet Özbekistan") gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı olarak özveriyle çalıştı. Ergenlik çağından itibaren sanatçı çevresinin içindeydi. Mesela Kattakurgan'daki pedagoji okulunda Mirzakalon İsmaili'den ders aldı. Gazeteci Rikhsi Sakhiboyev ile yakın arkadaştı. Yetenekli gazeteci Rikhsi Sakhiboyev bir zamanlar Özbek Telgraf Ajansı'nda (şimdiki UzA) yöneticilik görevinde bulunmuştu. Holbek Yodgorov, yaratıcı çalışmalarıyla cumhuriyetçi yayınlarda etkin rol oynadı. 1934 yılında "Yosh Leninchi" gazetesi şöyle duyuruyordu: "Dikkat, köy muhabiri Holbek Yodgorov! Bu duyuruyu okuduktan sonra lütfen görünürlüğünüzü artırın ve hemen Taşkent'e gelin! Sizi işe aldık!" duyuru yapılacaktır. O dönem gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapan Akmal Pulat, genç sanatçıyı Taşkent'te çalışmaya davet etti. Holbek Yodgorov'un Otabek'in torunu olduğunu bilen edebiyat eleştirmenleri vardı ama Sovyet döneminde bu bilginin açıklanmasının bir faydası olmayacaktı. Bunu "Geçmiş Günlerde Yusufbek Hacı'nın Torunları" adlı kitabımda mümkün olduğunca yansıtmaya çalıştım. 

– Yusufbek Hacı’nın soyundan gelenlerin şeceresini de ihya etmeye çalıştınız. Bunu nasıl başardınız?
– Aslında kayınpederim Holbek Yodgorov’dur. Kızı Yarkınay ile evlendim. Sovyetler döneminde hem Kadiri'nin hem de onun "Geçmiş" adlı romanının ve romandaki kahramanların konusu neredeyse kapalıydı. Bu nedenle eserin karakterleri hakkında kamuoyuna hiçbir bilgi açıklanmamıştır. Yıllardır Yusufbek Hacı ve Otabek'in soyundan gelenler hakkında eksiksiz bilgi toplamaya çalışıyorum. İçişleri sisteminde görev yapmış olmama ve şu anda emekli olmama rağmen, hukuk mesleğim gereği arşiv kurumları ve bu kurumlarda bulunan materyallerle yakından çalışarak önemli miktarda zaman geçirmem gerekiyordu. Bu, Yodgorbek'in diğer torunlarının ve Holbek Yodgorov'un adlarının, bilgilerinin ve fotoğraflarının bulunması açısından büyük önem taşıyordu. 
– Gazeteci Holbek Yodgorov, yani Otabek’in torunu hakkında neler söyleyebilirsiniz? 
– Holbek Yodgorov, Akmal Pulat, Şerof Raşidov, Ziyod Yesenbayev, Rihsi Sakhiboyev, Maksud Kariev gibi basınımızın önde gelen isimleriyle doğrudan çalışma ve onların saygı ve ilgisini kazanma şansına sahip bir kişiydi. Birkaç yabancı dili çok iyi konuşabiliyor. Önce "Yosh Leninchi" gazetesinde, daha sonra da ömrünün sonuna kadar "Sovyet Özbekistan" gazetesinde verimli çalışmalar yaptı. Çalışmalarında dürüst bir yaklaşım, gazetecilik mesleğinin itibarını ve statüsünü yüceltmek, edebi gazetecilik, deneme, tefrika, rapor ve diğer çeşitli türlerde akıcı ve etkili bir biçimde yazmak, toplumsal sorunlara kapsamlı çözümler üretmek öncelikleri arasındaydı. Ulusal basının gelişim yolu, 500'den fazla gazeteci, gazeteci, düzeltmen, foto muhabiri, birçok yaratıcı insan, yayın sektörü çalışanının hayatı ve faaliyetleri, gazete editörlerinin çalışmalarını konu alan "Nurli Yol" ve "Hayatın Dalgaları" gibi kitapların yazarıdır. Bu kitaplar hâlâ gazetecilik okuyan öğrenciler için önemli bir başvuru kaynağı olarak hizmet veriyor. 
Yorulmak bilmeyen bir gazeteci ve yaratıcı bir kişi olarak, çeşitli konularda zahmetsizce ve ustalıkla yazabiliyordu; "Yakmalısın, yazmalısın" düsturuyla yaşıyordu. Ülkenin lideri Şerof Raşidov, o dönemki Milli Üniversite - TaşSU'nun rektörlüğü görevini kendisine teklif ettiğinde Holbek Yodgorov bu teklifi reddetmişti. Bu, yaratıcının kariyer ve makamla ilgilenmediği, gazeteciliği her şeyin üstünde tuttuğu anlamına geliyor. Holbek, başkentimizde 3. Kurgancha Caddesi'ndeki 17 numaralı evde oturuyordu. Bu caddeye bir zamanlar Holbek Yodgorov'un adı verilmişti. Ulusal gazeteciliğimizin gelişmesine katkı sağlamış bir kişinin isminin bu sokağa verilmesi harika olurdu. 
Holbek Yodgorov çalışkan bir gazeteciydi, dürüst bir adamdı, namuslu bir adamdı, dürüst ve nazik bir insandı, malzemenin konusunu bulmaktan, yaratılmasına ve hatta büyük bir ustalıkla başlıkları seçmeye kadar sözcüklere büyük bir özenle yaklaşan ve hayatını gazetenin matbaadan kusursuz ve hatasız çıkmasını sağlamaya adamış bir adamdı. “Gazeteci hayatın habercisidir”, “Tüysüz kalem, ışıksız bir dünyadır”, “Gazetecinin çalışma saati yoktur, gece gündüz düşünür”, “Gazeteci için her sabah bir ömürdür” gibi bilgece sözler, Holbek Yodgorov gibi fedakar ve çalışkan yaratıcı insanlar sayesinde ortaya çıkmıştır. İnsan olarak da çok cömert, dürüst, son derece sorumluluk sahibi, zor işlerden ve zorluklardan yılmayan, sayılarla ve gerçeklerle kusursuz çalışan, cömert ve kalbi temiz bir insandı. Zaten bu hususlar günümüz gazeteciliği açısından da geçerliliğini koruyor! Genel olarak Yusufbek Hacı'nın soyundan gelenler hakkındaki araştırmalarımızı sürdürüp bu konuda daha detaylı bilgiler içeren başka bir kitap hazırlamayı düşünüyoruz. Çünkü bizim bulduğumuz bilgilere göre hepsi zeki, ülkeye faydalı, salih çocuklar olarak yetişmişler. Edebiyatın hayatla uyumunu ortaya koymak, onun çekiciliğini artırmak, okuma kültürünü daha da geliştirmek ve eserin gerçek sanatsal değerini okuyucuya aktarmak açısından önemlidir. 
– Samimi sohbetiniz için teşekkür ederim! 

*UzA muhabiri

 

Kaynak: 16:30 / 06.05.2025,https://uza.uz/uz/posts/otkan-kunlar-asaridagi-yusufbek-hozhi-va-uning-zurriyotlari-toqima-qahramonlar-emas_716972

 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum