Orucun Fazileti Nedir? Orucun Sevabı Nedir? Orucun Faydaları Neler? Orucun Önemi Ve Değeri Nedir?

Orucun Fazileti Nedir? Orucun Sevabı Nedir? Orucun Faydaları Neler? Orucun Önemi Ve Değeri Nedir?
24 Mart 2021 - 11:01

“Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkâr erkeklerle i­taatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”

Ayet; hem iman, ibadet ve ahlakî konularda kadın ve erkek arasında bir farkın bulunmadığını, hem Müslüman­ın sahip olması gereken nitelikleri, hem de bu niteliklere sahip olan Müslümanların Allah katındaki değerini ve ve­rilecek mükâfatı beyan etmektedir. Ayetin ifade ettiği ö­zellikleri taşıyan Müslüman kemale ermiş ve ilahî rızayı kazanmış ­insandır:

Oruç ibadetinin değeri ve faziletini beyan eden birçok hadis vardır. Bunlardan bir kısmını bu bölümde tahlil et­ meye ve değerlendirmeye çalışacağız:

Oruç, Sevabı Çok Olan Bir İbadettir

Oruç riyanın en az karışacağı bir ibadet olduğu için sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmıştır. Yüce Al­lah, ibadetlere on katından yedi yüz katına kadar sevap verir. Oruç ibadetine ise Allah’ın verdiği sevap, sınırsız­dır.

“Âdemoğlunun her ameline on katından yedi yüz ka­tına kadar sevap verilir. Yüce Allah; ’Oruç hariç, çünkü oruç benim içindir, onun mükâfatını da ben vereceğim. Çünkü oruç tutan kimse yemesini, içmesini ve şehvetini benim için terketmektedir’ buyurmuştur.” (Müslim, “Sıyâm”, 164; Tirmizî, “Savm”, 55)

“Oruç hariç, Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir, onun ödülünü de ben vereceğim.” (Buhârî, “Sıyâm”, 9)

Bu hadislerde iki hususa vurgu yapılmaktadır. Biri oruç ibadetinin sırf Allah için yerine getirildiği yani bu ibadette riyanın olmayacağı, diğeri ise ihlâs ile tutulan orucun Allah katındaki sevabının çok olmasıdır. Oruç i­badetine çok sevap verilmesinin gerekçesi olarak kişinin yemesini, içmesini ve şehvetini sırf Allah için terk etmesi,­ samimiyetle başka bir çıkar gözetmeksizin Allah rızası için oruç tutması zikredilmiştir. Gerçekten namaz, zekât ve hac gibi başkaları tarafından ifa edildiği bilinebilen ibadetlere riya karışabilir. Ama oruç, kişi ile Allah arasında olan bir ibadettir. Gerçekten kişinin oruç tutup tutmadığını ancak Allah bilir.

Ramazan Orucu Günahlara Kefaret Olur

“Kişi, çoluk  çocuğu, malı ve komşusu sebebiyle gü­ naha girebilir. Namaz, oruç ve zekât bu günahlara kefaret olur.” (Buhârî “Savm”, 3)

“Kim inanarak ve sevabını umarak Ramazan orucunu tutarsa Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar.” (Buhârî, “Sıyâm”, 6)

Hadiste, günahların küçük veya büyük olduğu beyan edilmeden mutlak olarak oruç tutan kimsenin bağışlanacağı­ bildirilmektedir. Ancak Kur’ân ve sünnet bütünlüğü içinde konuyu ele aldığımız zaman içki içmek, kumar oynamak, hırsızlık yapmak ve namaz kılmamak gibi büyük günahlardan ve kul hakkı içeren günahlardan kurtulmak için şartlarına uygun tövbe etmek, hak sahibine hakkını ödemek ve helalleşmek gerekir.

Cennetin Reyyân Kapısı, Oruç Tutanlara Mahsustur

Sahih bir hadiste bu husus şöyle bildirilmektedir:

“Cennette Reyyân adında bir kapı vardır ki buradan kıyamet gününde sadece oruç tutanlar cennete girer, onlarla birlikte bu kapıdan başkaları girmez. (Cennet kapılarında) oruç tutanlar nerede diye seslenilir. (Oruç tutanlar gelir) bu kapıdan cennete girerler, sonuncuları girdiği zaman kapı kapanır, artık bu kapıdan kimse cennete girmez.” (Müslim, “Sıyâm”, 166)

Buhârî’nin konu ile ilgili olarak rivayet ettiği hadis ise şöyledir:

“Kim Allah yolunda bir çift mal infak ederse cennet kapılarından, “Ey Allah’ın kulu! Bu bir hayırlı iştir” diye nida edilir. Namaz kılan Müslüman namaz kapısından çağrılır.

Allah yolunda cihat yapan kimse cihat kapısından çağrılır. Oruç tutan kimse Reyyân adlı kapıdan çağrılır. Zekât veren kimse zekât kapısından çağrılır.”

Ebû Bekir,

— “Anam  babam sana feda olsun ey Allah’ın Elçisi! Bu kapıların hepsinden çağrılan Müslüman olacak mıdır?”

diye sorar. Hz. Peygamber de,

— “Evet, senin onlardan biri olmanı umarım” buyurur. (Buhârî, “Savm”, 4)

Bu hadislerden cennetin sekiz kapısının belirli görevleri yapanlara tahsis edildiğini, Reyyân kapısının oruç tutanlara mahsus olduğunu, dolayısıyla oruç tutan Müslümanın cennetle ödüllendirileceğini ve cehennemden kurtulacağını anlıyoruz.

Bir hadiste şöyle buyurulmaktadır:

“Kim Allah için bir gün oruç tutarsa Allah yetmiş yıllık bir mesafe kadar onu cehennem ateşinden uzaklaştırır.” (Müslim, “Sıyâm”, 168)

“Oruçlunun iki sevinci vardır. Biri iftar ettiği zaman, diğeri de Rabbine kavuştuğu zamandır. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” (Müslim,“Sıyâm”, 164; Tirmizî, “Savm”, 55)

İmsaktan iftara kadar oruç tutan Müslüman tabii olarak akşama doğru acıkır. Bir şey yiyip içmediği için açlıktan nefesinde koku olabilir. Hadiste bu kokunun Allah katında en güzel kokulardan daha makbul olduğu ifade edilmektedir. Oruç tutan Müslüman akşam ezan okununca orucunu açar, hem Allah için bir ibadeti yerine getirmenin sevincini yaşar hem de iftar sofrasında yiyip içerek açlığını giderir ve sevinir. Asıl sevinci ise ahirette yaşayacak, cennet kapısın dan çağrılınca sevincinden âdeta uçacaktır.

Oruç tutan müminin cennete girebilmesi için diğer dinî görevleri yapması ve büyük günahlardan sakınması gerekir. Şu hadis bu hususu açıkça ifade etmektedir:

“Beş  vakit  namazı  kılan,  Ramazan  orucunu  tutan, zekâtı veren, yedi büyük günahtan2  sakınan hiçbir Müslüman yoktur ki cennet kapıları onun için açılmış olmasın. Ona güven içinde cennete gir denir” (Münzirî, hadis no: 452)

Peygamberimiz veda hutbesinde beş görevi yapan kimsenin cennete gireceği müjdesini vermiştir. Bu beş görevden biri oruçtur:

“Allah’a karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize [İslâm’a uygun olan emirlerine (Müslim, “İmâre”, 38)] uyun Rabbinizin cennetine girersiniz.” (Tirmizî,“Cuma”, 80 )

Hz. Peygamber, “Helâk edici yedi büyük günahtan sakının” buyurdu. “Nedir onlar ey Allah’ın Elçisi”? Denildi. “Allah’a ortak koşmak, büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymak, yetim malı yemek, faiz parası yemek, savaştan kaçmak, iffetli ve namuslu kadınlara zina suçu isnat etmek” buyurdu. (Müslim, “İman”, 145)

Mazeretsiz Oruç Tutmamak Büyük Günahtır

Geçerli bir mazereti olmadığı halde Ramazan orucunu tutmayan bir Müslüman Allah’a isyan etmiş, pek çok sevaptan, manevi nimetten yoksun kalmış ve büyük günah işlemiş olur. Mazeretsiz olarak tutmadığı bir günlük Ramazan orucunun yerine başka zamanlarda ömür boyu oruç tutsa dahi bunu telâfi edemez. Peygamberimiz bu hususu şöyle ifade etmiştir:

“Kim hastalığı ve bir ruhsatı / mazereti olmaksızın Ramazan ayından bir gün oruç tutmazsa bütün günleri oruç tutsa yine bu orucu yerine getiremez.”

https://www.eansiklopedi.com/


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum