Güçlü bir sivil toplum olmadan hukuksal-demokratik bir devletin kurulması, ifade özgürlüğü, insan hakları ve özgürlüklerin önceliğinin sağlanması düşünülemez. Bireysel özgürlükler ancak devletin toplum üzerinde değil, devlet kurumları üzerinde kontrol sahibi olmasıyla tam olarak gerçekleşebilir. Böyle bir sisteme geçiş uzun ve meşakkatli bir süreçtir ve sivil toplumun oluşumuyla yakından ilgilidir.
John Locke ve Adam Smith gibi düşünürler sivil toplumu, insan topluluğunun vahşi bir formdan uygar bir aşamaya geçişi anlamına gelen bir olgu olarak tanımladılar. Bu konuda Aristoteles, Hegel, Marx ve 21. yüzyılın bilim adamları farklı yaklaşımlar ortaya koymaktadırlar. Bunları şöyle özetleyebiliriz: Sivil toplum, ekonomik, sosyo-politik ve manevi alanlarda faaliyet gösteren, gönüllülük esasına dayalı olarak örgütlenen sivil toplum kuruluşları sistemidir.
Son yıllarda yönetişim reformlarının itici gücü olarak sivil toplumun rolü, Orta Asya da dahil olmak üzere tüm dünyada artıyor. Aşağıda bölgedeki beş ülkede sivil toplumun durumunu kısaca tartışacağız.
* * *
Kazakistan Cumhuriyeti . 1980'lerin sonu ve 1990'ların başındaki ekonomik ve politik reformlar, çeşitli toplumsal grupların hak ve çıkarlarını koruyan kamu derneklerinin kurulmasının yolunu açtı. Devlet dışı sektör çalışanlarının çıkarlarını koruyan bağımsız sendikalar, ülkede kurulan ilk sendikalar arasında yer aldı. Kitle iletişim araçlarının, kamusal ve dini derneklerin ve siyasi partilerin kurumsallaşması aktif bir şekilde gerçekleşti. Sivil aktivizmin canlı bir ifadesi olarak, nükleer test sahalarının kapatılmasını talep eden "Nevada-Semipalatinsk" toplumsal hareketini hatırlamak gerekir.
1990'ların başında Sosyal Koruma Koalisyonu kuruldu ve bu koalisyon altında 28 örgüt, parti ve hareket birleşti. Bu şekilde toplum, akut sosyal sorunları doğrudan çözmeye başladı.
90'lı yılların sonu sivil toplum kuruluşlarının profesyonelleştiği dönemdir. 2000 yılında sivil toplum kuruluşlarının devlet yetkilileriyle işbirliğini koordine eden Kazakistan Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu kuruldu. Aynı yıl kabul edilen Sosyal Ortaklık Kanunu, yürütme organları, işveren temsilcileri ve sendikalar arasındaki çıkar uyumunun sağlanması yönünde önemli bir adımdı. Temmuz 2002'de kabul edilen "Siyasi Partiler Kanunu"nun yeni versiyonu, ülkedeki parti sisteminde niteliksel yapısal değişikliklere yol açtı.
Geçtiğimiz yıllarda sivil toplumun kurumları - siyasi partiler, kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları, sendikalar, ulusal-kültürel dernekler, kitle iletişim araçları - gelişme aşamasına girmiştir. Bugün Kazakistan'da resmi olarak kayıtlı 7 siyasi parti bulunmaktadır. 22 binden fazla STK'nın oluşturduğu bir ağ var.
Kazakistan'da sivil toplumun uyumlu gelişimini engelleyen sorunlar da var. Kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarının devlet kurumlarıyla eşit ortaklığı konusu ülkede tam olarak çözülmüş değil. Önemli projelerde açık rekabetin sağlanması ve STK'ların katılımının güçlendirilmesi için devlet toplumsal düzeninin oluşmasına yönelik bir mekanizmanın oluşturulması gerekmektedir. STK'lar bölgelerde, özellikle kırsal kesimde faaliyet göstermiyor. Kayıt prosedürü karmaşıktır ve katkı miktarı yüksektir. Vatandaşların tüzel kişilik oluşturmadan gayri resmi bir dernek (inisiyatif grubu) oluşturması da zordur. Ayrıca, sosyal açıdan önemli projelerin STK'lar tarafından uygulanmasında iş yapılarının katılımı zayıftır.
Güçlü sosyo-politik ihtiyaca rağmen partilerin halkın talebine göre işlediği söylenemez. Çoğu parti gerekli mali kaynaklara sahip değildir. Bir siyasi partinin tescili için imza toplama kurallarında soyutlamalar bulunmaktadır.
Sendikalar devletin sosyo-ekonomik politikasının geliştirilmesine ve uygulanmasına tam olarak katılmıyorlar. Toplu sözleşmeler ve toplu sözleşmeler henüz işçi haklarının korunmasında etkili bir mekanizma haline gelmemiştir.
Kazakistan'da 2019 yılında yapılan olağanüstü cumhurbaşkanlığı seçiminde Kasım-Jomart Tokayev'in iktidara gelmesiyle ülkede demokratik modernleşme ve sivil toplumun gelişmesinde yeni bir dönem başlamış gibi görünüyordu. Ancak bir süreliğine iktidarın pek çok işlevi eski başkanın elinde kaldı. 2022'nin başlarında bazı illerde yaşanan protestoların ardından hükümet anayasal reformlara başlayarak demokrasi ve sivil topluma taviz verdi.
15 Haziran 2022 tarihli kararname ile Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına bağlı Ulusal Kamu Güven Konseyi'nin yerine Ulusal Kongre kuruldu. Kongre, çok partili sistemin iyileştirilmesi, ifade ve basın özgürlüğünün desteklenmesi, mevzuatın serbestleştirilmesi, demokratik ilkelerin ve sivil toplum kurumlarının desteklenmesi de dahil olmak üzere ülkedeki siyasi reformlar için ulusal bir forum görevi görmelidir.
* * *
Kırgız Cumhuriyeti. 1990'lı yılların başında uluslararası bağışçı kuruluşların Kırgızistan'a girişi, kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarının oluşmasında önemli rol oynamıştır. Ülke liderliğinin sivil toplum kuruluşları oluşturma inisiyatifi almasıyla bu tür kuruluşların sayısı arttı.
Kırgızistan'da kayıtlı sivil toplum kuruluşlarının sayısı 8.000 ile 12.000 arasında değişmektedir. Ancak bunların sadece 600-700'ü sürekli ve aktif olarak çalışıyor . Devlet Vergi Müfettişliği'ne göre, ülke çapında yaklaşık 600 kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu aylık vergi raporları sunuyor ve bunların yaklaşık 400'ü Bişkek'te bulunuyor.
STK'lar temel olarak iki gruba ayrılmaktadır. İlk kategori, reformları, demokratikleşmeyi, devlet organlarının açıklığını ve şeffaflığını teşvik eden siyasi-kurumsal örgütlerdir. Başkentte faaliyet gösteren bu kuruluşlar çeşitli düzeylerde raporlara katılmakta, uluslararası sözleşmeler ve belgelere ilişkin raporlar hazırlamaktadır. İkinci kategori ise bölgelerde faaliyet gösteren STK'lardır. Faaliyetleri kurumsal değişime yönelik olmayıp, toplumun ve belli bir nüfus grubunun sosyo-ekonomik sorunlarının çözümüne yöneliktir. Ayrıca ulusal azınlıkların haklarını koruyan yardım kuruluşları ve dernekler de bulunmaktadır.
2004 yılında hükümet ile kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliği kavramı Kırgızistan Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. Kavramın bildirimsel niteliğine rağmen toplum üzerinde olumlu bir etkisi oldu ve sivil toplum kuruluşları ile devlet kurumları arasındaki etkileşim güçlenmeye başladı. Danışma ve bilgi alışverişi, işbirliğinin ana biçimi olarak belirlendi. STK'ların temsilcileri, Cumhurbaşkanı yönetimindeki sağlık sisteminin reformu, bilim ve eğitimin geliştirilmesi, engellilerin sosyal korunması ve hükümete bağlı bakanlıklar arası yapılar için ulusal kamu konseylerinde yer aldı.
2016 yılından bu yana Kırgız Parlamentosu'nda "Yabancı Ajanlar Hakkında" yasa tasarısı geniş çapta tartışılıyor. Bu belge kamuoyu tarafından sivil topluma yönelik ciddi bir tehdit olarak değerlendirildi. İtirazlara rağmen bu yasa 2024 yılında kabul edildi. Buna göre yurt dışından fon alan ve siyasi faaliyetlerde bulunan STK'ların "yabancı temsilci" etiketini kabul etmesi gerekiyor.
Ekim 2020'de ülkede yaşanan kitlesel protestoların ardından cumhurbaşkanı ve hükümetin istifası, toplumdaki siyasi krizin işaretiydi. Bu tür rahatsızlıklar, sosyal yaşamda ve yönetimde tarafların çıkarlarının uyumlaştırılmasını ve tek bir fikir birliğine varılmasını engellemektedir.
Sivil toplumun olgunluğunun yalnızca kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarının niceliksel endeksiyle değil, aynı zamanda halkın sosyo-politik düşünce düzeyiyle de belirlendiğini belirtmek gerekir. Sosyal sermaye gelişirse, vatandaşların devlet kurumlarına olan güveni güçlenirse, ulusal ve dini hoşgörü öncelik haline gelirse gerçek anlamda bir sivil toplum inşa etmek mümkün olacaktır.
* * *
Tacikistan Cumhuriyeti. Ülkedeki geleneksel toplumsal yapılar kültür, inanç ve din ile bağlantılı olarak oluşmaktadır. Örneğin jamamad veya gashtak geleneğinin asırlık bir geçmişi vardır. Bugün bile Tacik toplumunda köy ve mahalle düzeyinde gönüllü faaliyetler mevcuttur.
Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve ardından gelen iç savaşın neden olduğu toplumsal bozulma, sivil toplumun gelişimini de olumsuz etkiledi.
Tacikistan'da Kamu Konseyi'nin kurulması, sivil toplumun barış inşası sürecindeki rolünün parlak bir örneği olarak değerlendiriliyor. Böylece çeşitli toplumsal kuruluşların çabalarıyla Mayıs 1997'de Barış Anlaşması imzalandı.
Sivil kuruluşlar, yerel yönetimin gündelik sorunlarının çözümüne ve toplumdaki istikrarın güçlendirilmesine aktif olarak katkıda bulunmaya başladı. Ticari olmayan sivil toplum kuruluşlarının sayısı 1997'de 300 iken, 2006'da 2750'ye ulaştı. Tacikistan'da bugüne kadar 3.000'den fazla STK faaliyet gösteriyor.
Ülkedeki sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinden biri de insan haklarının korunmasıdır. Uzak bölgelerdeki STK'lar da istikrarı güçlendirmenin etkili bir yoludur. Kırsal kesimde bu tür kuruluşların desteği sayesinde çiftçiler giderek söz sahibi oluyor.
Temel reformların uygulanması, demokrasinin güçlendirilmesi ve sivil toplumun geliştirilmesi amacıyla 2007 yılında Ulusal Kalkınma Konseyi kuruldu.
Olumlu gelişmelere rağmen Tacikistan hâlâ belirli bir sektörün sorumluluğunu üstlenebilecek güçlü bir sivil toplum ağına sahip değil. Şu anda bakanlıklar sorumlu sektörün ihtiyaçlarına cevap veren “şemsiye kuruluş” statüsündedir. Yani ilgili bakanlık sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini koordine ediyor ve yönlendiriyor.
2007 yılında Tacikistan Cumhuriyeti'nin "Kamu Dernekleri Hakkında" Kanunu kabul edildi. Uzmanlar, 2015 ve 2019 yıllarında bu yasada yapılan değişiklik ve eklemelerin doğası gereği liberal olmadığı görüşünde.
Ülkedeki sivil toplum kuruluşları faaliyetlerine fon çekme konusunda yeterli deneyime sahip değil. Sivil toplum kuruluşlarının kaynakları sınırlıdır. Ayrıca toplum onlara her zaman güvenle bakmaz. Güvensizlik ortamı, yerel yönetimler ve iş yapılarıyla işbirliği kurulmasının önünde engel teşkil ediyor. STK'larda da nitelikli personel sıkıntısı yaşanıyor.
Analistlere göre Tacikistan'da sivil toplumun durumu son zamanlarda zayıfladı. Ticari olmayan sivil toplum kuruluşları Vergi Komitesi ve diğer yapılar tarafından denetlendi. İdari ve teknik gerekliliklere uyulmaması nedeniyle birçok insan hakları STK'sı kapatılabilir.
"Kamu Dernekleri Kanunu"nda yapılan yeni değişikliklere göre STK'ların, yurt dışından aldıkları tüm fonların insani yardım özel siciline kaydedilmesi için adalet makamlarına bilgi vermesi gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları, bu zorunluluğun STK'lara ek idari yük getirmesinin yanı sıra fon almalarını engellemek için de kullanılabileceğinden endişe ediyor. BM insan hakları organları da yeni talebi kabul edilemez buldu.
Küresel ve bölgesel süreçler sivil toplumun giderek artan öneminin dikkate alınması gerektiğini göstermektedir. Buna göre devlet yavaş yavaş sivil topluma faaliyet alanını açıyor. STK temsilcileri, ülkedeki polis sisteminin reformu ve yeni vergi kanunu taslağının geliştirilmesi gibi süreçlerde yer aldı. Alternatif bakış açılarını dikkate alarak işbirliğini sistematik bir düzeye getirmek önemlidir. Genel olarak, siyasi karar alma süreçlerinde sivil kontrolün güçlendirilmesi, yasal-demokratik bir devletin göstergelerinden biridir. Tacikistan da bu yönde reformlara devam ediyor.
* * *
Türkmenistan Cumhuriyeti. Ülkede sivil toplum kuruluşları dar bir kapsamda faaliyet göstermektedir. Anayasanın 28. maddesine göre vatandaşlar siyasi parti ve diğer kamu kuruluşu kurma hakkına sahiptir. Ayrıca Kamu Kuruluşları Hakkında Kanun ve alanı düzenleyen diğer yasal belgeler de bulunmaktadır. Ancak siyasi partilerin ve sendikaların faaliyetlerini düzenleyen ayrı bir kanun çıkarılmamıştır. Bu konuda mevzuat geliştirilmiştir.
Araştırmalara göre kamu derneklerinin örgütlenme ve yönetim hakları sınırlandırılmaya çalışılıyor. Örneğin bir kamu derneğinin devlet tesciline girebilmesi için inisiyatif grubunun ilgili bakanlıktan özel bir yazıyla birlikte belgelerle birlikte adalet bakanlığına teslim etmesi gerekiyor. Örneğin ekoloji alanında STK kurmak isteyenlerin Doğa Koruma Bakanlığından, eğitim alanında faaliyet göstermek isteyenlerin ise Milli Eğitim Bakanlığından resmi yazı alması gerekiyor.
Türkmenistan'daki 89 STK'dan yalnızca 7'si uluslararası toplum tarafından bağımsız kuruluş olarak tanınmaktadır. Kamu kuruluşlarının çoğu devlet tarafından oluşturulur veya devlet organlarına tabidir.
Son yıllarda sivil toplum yavaş yavaş canlanıyor. 2018 yılında insan hakları temsilcisi Ombudsmanlık Enstitüsü devreye alındı . İnsan hak ve özgürlüklerinin sağlanmasına yardımcı olmak, sosyal izleme yapmak ana görevleri olarak belirlenmiştir.
Türkmenistan Kadınlar Birliği de aktif kamu kuruluşlarından biridir. İlçe ve illerde asli örgütleri bulunan bu birlik, yaklaşık bir milyon kadını bir araya getiriyor. Ana faaliyeti kadının sosyo-politik, ekonomik ve kültürel yaşamdaki rolünün arttırılmasını amaçlamaktadır.
* * *
Özbekistan Cumhuriyeti. Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının rol ve öneminin artırılmasına yönelik 200'ün üzerinde yasal belge kabul edilmiştir. Özbekistan Cumhuriyeti Anayasası ve "Kamu Dernekleri Hakkında", "Kar Amacı Gütmeyen Sivil Toplum Kuruluşlarının Faaliyetlerinin Garantisi Hakkında" ve "Sosyal Ortaklık Hakkında" kanunlar hukuki, ekonomik ve örgütsel temelleri belirlemektedir.
Özbekistan Cumhurbaşkanı'nın bu yılın 26 Ağustos'unda kabul edilen "Sivil toplum kurumlarına devlet desteği sisteminin daha da iyileştirilmesine yönelik tedbirler hakkında" kararnamesi, bu alanda yeni yasal mekanizmaların oluşturulmasının temelini oluşturdu.
Ülkemizde kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarının oluşumu ve gelişimi dört aşamaya ayrılabilir.
Birinci aşama 1991-2002 yıllarını kapsamakta olup sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin mevzuatın oluşmaya başladığı ilk dönemdir.
İkinci aşamada (2003-2009) sivil toplum kuruluşlarının teminatları ile maddi ve teknik kapasiteleri güçlendirilmiştir.
Üçüncü aşamada (2010-2016), başta bağımsız kitle iletişim araçları ve mahalle enstitüsü olmak üzere sivil toplum kurumlarının daha da geliştirilmesi ve devlet kurumlarıyla eşit işbirliğinin yasal temeli oluşturuldu.
2017 yılında başlayan dördüncü aşamada ise yenilenmekte olan Özbekistan'ın demokratikleşmesi, liberalleşmesi ve sivil toplum kuruluşlarının gerçek anlamda kamu denetiminin özneleri haline getirilmesine önem veriliyor.
16 Nisan 2020'de açıklanan "Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına Bağlı Kamu Odası Kurulması Hakkında" kararnamede, devletin, vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının ülkenin hızlı ve kapsamlı kalkınmasına yönelik çabaları vurgulanıyor. uyumlu bir modern iletişim yaratmanın yolu belirlendi. Ayrıca oda, kamuya açık oturumlar, kamu uzmanlığı, kamu izleme gibi mekanizmaları kullanmak ve her yıl Özbekistan'da sivil toplumun durumuna ilişkin ulusal bir rapor hazırlamakla görevlendirildi.
Kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarının ve diğer sivil toplum kuruluşlarının Parlamento'da desteklenmesi için bir kamu fonunun oluşturulması olumlu bir olaydı.
Özbekistan'da 9.000'den fazla kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu bulunmaktadır. Ayrıca 30'a yakın uluslararası ve yabancı sivil toplum kuruluşunun şube ve temsilcilikleri bulunmaktadır.
Sivil toplumun ana halkalarından biri olan özyönetim sistemi de gelişiyor. Cumhuriyetimizde 10.000'e yakın mahalle bulunmaktadır.
Sivil toplumun daha da geliştirilmesi konusunda da bazı eksiklikler ve sorunlar var. Her şeyden önce, kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarının finansmanı konusu hala günceldir. TBMM'ye bağlı kamu fonundan tahsis edilen fonlar, nitelik ve nicelik olarak STK'ların büyümesine uygun değildir. Son dönemde fonun STK'lara tahsis ettiği mali kaynakların ve yardımların merkezileştiği gözleniyor.
Gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan sivil toplum kuruluşlarının finansman yöntemleri (üyelik ücretleri, bağışlar) yaygın değildir. Genel olarak yerel STK'ların etkili bir kaynak yaratma stratejisi yoktur.
Cumhurbaşkanı Shavkat Mirziyoyev'in 2017 Âli Meclis'e hitaben yaptığı konuşmada belirttiği gibi, "Birkaç büyük kamu kuruluşunun, Nuroniy Vakfı'nın, Gençlik Birliği'nin, Özbekistan Çiftçileri, Çiftlikleri ve Siteleri'nin, kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini iyileştirmesine destek üzerine" Arazi Sahipleri Konseyi, Ticaret ve Sanayi Odası, Cumhuriyet Özerk Yönetim Organlarının Faaliyetleri Koordinasyon Konseyi, bunların desteklenmesine yönelik ayrı kararnameler ve kararlar çıkarıldı. Ancak bu kadar önemli çabalara rağmen nüfusun sorunlarının sistematik olarak incelenmesi, bunların net bir şekilde çözülmesi, özellikle zor sosyal koşullarda kadınların desteklenmesi, gençler ve kadınlar arasında suç ve suçun önlenmesi, bu kuruluşların katılımının sağlanması konularında. çalışmalar yeterince hissedilmiyor. "Sadece kendi adlarına toplantı düzenlemekle meşguller."
Kitle iletişim araçları nüfusun bilincini ve dünya görüşünü genişletmede, siyasi kültürünü geliştirmede ve sivil konumlarını güçlendirmede önemli bir rol oynamaktadır. Bu alanda ondan fazla hukuki belge kabul edilmiş olup, farklı mülkiyet ve faaliyet biçimlerine sahip yüzlerce kitle iletişim araçları faaliyet göstermektedir.
Ülkemizde son yıllarda uluslararası kitle iletişim araçlarıyla ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde cesur adımlar atılıyor. Özellikle uluslararası medya forumları kuruldu, birçok yabancı muhabir akredite edildi. Aynı zamanda, ulusal medya alanının bağımsızlığını güçlendirmeye, uluslararası basın özgürlüğü sıralamasındaki konumumuzu iyileştirmeye, özgür düşünceyi ve çoğulcu ruh halini güçlendirmeye yönelik tedbirlerin sürdürülmesi de zamanın talebidir.
STK'ların ve diğer sivil toplum kuruluşlarının da mesleki becerilerini geliştirmeleri, örgütsel, maddi ve teknik temellerini güçlendirmeleri, kısacası toplumdaki meşruiyetlerini sağlamaları gerekiyor.
* * *
Sonuç olarak, Orta Asya'nın her ülkesinde sivil toplumun kuruluşu farklı bir hızda gerçekleşmektedir. Önemli olan bölge ülkelerinin kalkınmaya ilişkin orta ve uzun vadeli stratejik belgeleri benimsemiş olmalarıdır. Kazakistan Cumhuriyeti'nin 2025 yılına kadar Kalkınma Planı ( 15 Şubat 2018 ), Kırgız Cumhuriyeti'nin 2018-2040 Ulusal Kalkınma Stratejisi (Kasım 2018 ) , Tacikistan Cumhuriyeti'nin 2030 yılına kadar Ulusal Kalkınma Stratejisi ( Şubat 2016 ) kalkınma planı Yeni Özbekistan'ın 2022–2026 stratejisi ( 2022 28 - Ocak) dahil. Bu program belgelerinde devlet ve toplum yaşamının demokratikleşmesine, sivil toplumun daha da geliştirilmesine özel önem verilmektedir.
Orta Asya'da sivil toplum modeli büyük ölçüde devletin reformist ve paternalist karakterine dayanmaktadır. Aslında sivil toplum olgusunun insan ve toplum düşüncesinde sosyo-politik ve manevi bir değer haline gelmesi gerekmektedir. Sonuçta sivil toplum yalnızca iç siyasi istikrara değil, aynı zamanda bölgesel işbirliğine ve siyasi entegrasyona da hizmet ediyor.