ÖRNEĞİN FACİÂSI - Nihad Sâmi BANARLI

ÖRNEĞİN FACİÂSI - Nihad Sâmi BANARLI
02 Şubat 2020 - 19:50 - Güncelleme: 02 Şubat 2020 - 19:57

Bir “sayın” münekkidim, aramış ve “örnek” kelimesine yakın asırlarda yazılan bâzı lügat kitaplarında rastlamış. Bu arada eski bir sözlüğün fotoğrafını da almış! Burada Farsça “nümûdâr”a karşılık Türkçe “örnek” sözü varmış (!)1.

Buraya kadar usûle aykırı bir şey yok. Bir dilde araştırma yapmak için “ilmî disiplin” ihtiyâcı bundan sonra başlıyor. Çünkü araştırıcı, yazısında şöyle bir şey söylüyor: “Bu kelime daha önceki yüzyıllarda da var mıydı, yok muydu, araştırıyorum. Bana yardım edeceğinizi umarım.”

Hâlbuki bir kelime bir dilde ya vardır, ya da yoktur. Varsa, araştırmaya lüzum kalmaz. Yoksa onu aramaya kalkmak, Türk dilinde yazılmış bütün eserleri taramayı îcap ettirir ki bu da bir kişinin yapacağı işlerden değildir.

Bir kelime bir dilde evvelce kullanılmış, sonra terkedilmiş olabilir. Yahut evvelce kullanılmazken yâni yokken, o dile sonradan gelmiş, girmiş veya yaratılmış olabilir. Hiçbir dilde bunun dışında bir kelime yoktur.

Şimdi örnek kelimesi için bu dosta yardım edelim:

Önce şunu tekrarlayalım ki biz, örnek kelimesinin değil, örneğin sözündeki hilekârlığın karşısındayız. Türk halkı tarafından Türkçeleştirilmiş her kelime gibi, biz, örnek kelimesini de Türkçe sayar ve kendi yazılarımızda da kullanırız. Demek ki bizim îtirâzımız örnek’e değil, örneğin’edir. Neden?

Çünkü örnek sözü, Türkçeye Ermeniceden gelip Türkçeleşmiştir. “Meselâ” kelimesi ise, dilimize, ondan çok daha önce, Arapçadan gelip Türkçeleşmiştir. Eğer meselâ’yı dilimizden uzaklaştırmak bir mârifetse onun yerine kökü de eki de Türkçe olan bir söz bulmak doğrudur. Yoksa Arapça yerine Ermeniceyi tercih etmek, sebeplerini evvelce ve defâlarca söylediğimiz gibi, her bakımdan sakat ve gafilâne bir harekettir.

*

“Örnek” kelimesinin Ermenice “orinag”dan Türkçeleştiği meydana çıkarıldığı zaman çok şaşıran uydurmacılar, bu kelimeyi önce Türkçe görenek’den değişmiş diye göstermeğe kalktılar. Fakat tutmadı. Bir kere bu, Türkçedeki kelime değişimi kâidelerine uygun değildi. Uysaydı bile hiçbir kelime bir şekilden diğer bir şekle bir anda giremezdi. Meselâ bugün Türkiye Türkçesinde kullanılan iyi kelimesinin aslı, eski Türkçede “edgü”dür. Bu kelime başlıca:

Edgü, ezgü, eyyü, eyü, eyi şekillerinden sonra iyi hâline varmıştır ve kelimenin bütün

bu şekilleri eski metinlerde yazılıdır. Halbuki:

“Örnek” kelimesi, eski Türkçe metinlerin hiçbirisinde, hiçbir şekilde yoktur.

Bu kelime:

“Gök-Türk Kitâbeleri’nde yoktur.

Eski Uygur metinlerinde yoktur.

Oğuz Kağan Destânı’nda yoktur.

Kutadgu Bilig, Atebetü’l-Hakayık, Dîvân-ı Hikmet gibi, İslâmî Türk edebiyâtının ilk eserlerinde de yoktur.

Sözlüklere gelince:

Örnek   kelimesi,   Dîvânü   Lûgâti-t-Türk’de   yoktur.

(XI.asır)

İbnü Mühennâ Lûgati’nde yoktur (XIV. asır) Kitâbü’l-İdrâk li-Lisânü’1-Etrâk’de yoktur. (XIV. asır) El Kavânînü’l Külliye’de yoktur. (XV asır) Hâsılı bu asırlarda yazılan hiçbir sözlükte yoktur. Örnek kelimesi, eski Türk Dil ve edebiyâtı metinlerinde öylesine yoktur ki bizzat Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan “Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü, 1-4 de de yoktur.

Tanıklarıyle Tarama Sözlüğü, 14. yüzyıldan günümüze kadar, Türkiye Türkçesiyle yazılmış eserlerdeki Türkçe sözlerin sözlüğüdür.” diyen Dil Kurumu, bugüne kadar Türk halk edebiyâtından, tekke edebiyâtından ve Dîvan edebiyâtından taradığı 160 eserde, bir defâcık olsun, örnek kelimesine rastlamamıştır. Böylece bu kelime: Dede Korkut Kitabı’nda yoktur. Yûnus Emre Dîvânı’nda yoktur.

Karaca Oğlan, Kâtibi, Kuloğlu, Kul Mustafa, Âşık, Emrah, Derdlî vb. gibi, saz şâirlerinin şiirlerinde de yoktur.

XIII. asırdan XIX. aşıra kadar hiçbir Dîvan şâirinin eserinde, hâsılı bu asırlar içinde yazılan tam 160 kitabın taranışında bu kelimeye tesâdüf edilmemiştir.

Şimdi, bu ne biçim Türkçe kelimedir ki Türk halk şâirleri gibi, tekke şâirleri ve Dîvan şâirleri de tam bir sözbirliği hâlinde bu kelimeyi hiç kullanmamışlardır.

*

Çünkü bu kelimenin aslı Türkçe değildir. Arapça ve Farsçadan da Türkçeleşmiş değildir. Bu kelime, Ermenice “Orinag”dan şu son asırlarda Türkçeleşmiş, fakat uzun müddet edebiyâta giremeyecek kadar sönük ve mahallî kalmış ve şu son asırlarda önce sözlüklerde sonra edebiyat dilinde görünmeğe başlamıştır.

Bu kelimenin Türkçe’ye Ermenice Orinag’dan geçtiğine dikkat eden ilk Lügat yazarı, Büyük Türk Lügati sahibi, Hüseyin Kâzım Bey’dir. (Bkz. Büyük Türk Lügati, C.l, S.371)

Hüseyin Kâzım Bey, bu görüşünde haklıdır. Çünkü örnek kelimesi Orinag telâffuzıyle Ermenicede çok eskiden beri kullanılan bir sözdür ve Orinag’ın Türk halk telâffuzunda örnek sesini alması, dil ve telâffuz kaidelerine tamamiyle uygundur.

*

Örnek kelimesinin, Türk halk dehâsında nasıl Orinag’dan Türkçeleştiğini anlamak için, çok değil birkaç yabancı sözlüğe şöyle bir bakmak kâfîdir:

1- Paschal Aucher, Dictionary Armenian-English, Armenian Academy of S. Lazarus, Venice, 1821, S. 624:

Orinag -example, model type, form, sample, plan, project;

Orinag-imn -for example.

Görülüyor ki Orinag kelimesi, Ermenicede: örnek, model, tip, şekil, nümûne, plân, proje v.b. mânâlarında bir kelimedir.

Orinag-imn ise, bizdeki örneğin uydurmasına daha benzer bir sesle (ki bu çok acıdır,) meselâ demektir.

Kelime ayrıca: Orinagavor (şekil almış), orinagan (hukukî), orinagel (resmetmek, şekil vermek, kopye etmek) gibi müştaklarıyle Ermenice hayli zengin bir kelime âilesi teşkil etmiştir.

2- John Brand, A. Dictionary Armenian and English. Vol. II. Armenian Academy of S. Lazarus. Venice, 1825, S. 424 (aynı kelime ve müştakları)

3- Matthias Bedrossian, New Dictionary Armenian and English. Venice, 1875-79, S. 762:

Orinag -Example, model, original, copy, idea, shadow, image, dravving, design, plan, form, manner, waysort, sample v.b.

Yine görülüyor ki orinag, bu sözlükte de: misâl, model, orijinal, kopye, fikir, gölge, hayal, resim, desen, plân, şekil, usûl, yol, nevi, nümûne v.b. mânâlanyle yine zengin manâlı bir kelimedir. Ayrıca:

Orinagapar -(misal gibi), (mecazî mânâda) v.b. mânâlanyle kelime ailesini zenginleştirmektedir.

4-  Z.D.S. Papazian, A. Practical Dictionary Armenian -English; Press of H. Matteosian; Constantinople. 1905, S. 506:

Orinag -Example (örnek, misal)

Orinage hamar – for instance (meselâ]

Orinagel -to copy, to imitate (kopye etmek, taklid etmek)

Bütün bu diksiyonerler ve daha başka dillerden de gösterebileceğimiz benzerleri bize şu hakîkati isbatlıyor ki örnek kelimesinin aslı olan orinag sözü, Ermenicede zengin bir kelime âilesi teşkil etmiş ve bu dilin esas kelimelerinden biri olarak gelişmiştir.

Aynı kelimenin Türkçede örnek sesini alması ve: örneklik, örnek almak, örnek olmak, örneğini çıkarmak vb. gibi kullanışlariyle Türkçeleşmesi, dilimizin en yabancı bir kelimeyi bile nasıl millî bir ses ve söyleyiş içinde kendi kelimesi hâline getirdiğini gösterir.

Bu hâdise, yalnız Ermeniceden gelen bu kelime için değil, bizim yıllardır müdâfaasını yaptığımız, (Arapçadan, Acemceden, Yunanca, Lâtince ve başka dillerden gelip hem ses hem mânâ bakımından) Türkçeleşmiş bütün kelimeler için böyledir.

Çünkü, yine büyük Alman şairi Goethe’nin dediği gibi: “Bir dilin kudreti, kendini, yabancı olan şeyleri atmakta değil, onları yutup hazmetmekte gösterir.”

Demek oluyor ki orinag kelimesini örnek yapıp hazmeden, Türk halkının dehâsıdır. Aynı kelimeden yapıldığı iddia edilen çirkin ve yakıcı örneğin “sözcüğü” ise uydurmacıların gayri meşrû bir çocuğudur. Bunun için çirkin, bunun için anormal ve bunun için yaratılış garîbesidir.

Çünkü örneğin kelimesi örnek sözünden değil, doğrudan doğruya, Ermenice Orinag-imn (Orinagin) sözünden ve Türkçeye bir kelime daha Ermenice katmak isteyenlere aldanışla uydurulmuştur. Aralarındaki ayniyyet, bunun şüpheye yer bırakmayan bir delîlidir. Bu, nîçin böyle yapılmıştır? Bu suâlin cevâbı, bu kitabın hemen her sahîfesinde vardır.

1-       Aradan bunca yıl geçtiği halde bu sözlükleri ve bu fotoğrafı gören bir kişiye rastlanmamıştır.

Nihad Sâmi BANARLI, TÜRKÇENİN SIRLARI, 34. BASKI, S:151-156.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum