Olay ve Şahıslara Bakış - Muhsin BOZKURT

Olay ve Şahıslara Bakış - Muhsin BOZKURT
29 Ağustos 2022 - 17:47

 Şeytan’dan bahsetmeden, Hz. Âdem’i anlatabilir miyiz?

     Firavun’dan bahsetmeden, Hz. Musa’yı anlayabilir miyiz?

     Ebu Leheb’den söz etmeden, Hz. Muhammed’i ele alabilir miyiz?

     Ruslardan, Yunanlılardan, Macarlardan, Araplardan ve İngilizlerden

     Ve bu gibileri nazara vermeden, Osmanlı Tarihi’ni izah edebilir miyiz?

     Semûd kavminden bahsetmeden, Hz. Sâlih’i anlatabilir miyiz?

     Lut kavminden söz etmeden, Hz. Lut’u inceleyebilir miyiz?

     İstiklâl Savaşı’nın komutanlarından

     M. Kemal, Kâzım Karabekir ve Fevzi Çakmak

     Paşalardan bahsetmeden, Millî Mücadele’yi anatabilir,

     Yeterince anlayabilir ve tarihî yerine koyabilir miyiz?

x

     Tarihi anlatırken kişileri ne göklere çıkarmalı, ne de yerin dibine batırmalı.

     Doğrusuna doğru, eğrisine eğri demeli. Bu bakış tarzı, düstur ve prensibimiz olmalı.

     Tarihî şahsiyetleri severiz sevmeyiz.

     Ama bu durum olaylara bakışımızda ölçü olmamalı.

     Onların tarihte oynadıkları rollerde, başarılı olup olmadıklarına,

     Aldıkları kararların zaman ve zemine ne kadar uygun olup olmadıklarına bakmalı.

     Tarihte yer almış, önemli olayların içinde veya başında bulunmuş kişileri;

     Sevmediğimiz için, onlara karşı hiç yokmuş, hiç yaşamamış gibi tavır almak;

     Tarihe karşı kör ve sağır olmaktır.

     Onları görmezden gelmek değil; doğrularına doğru, yanlışlarına yanlış demek asıl olmalı.

     Tenkit ederken de, tahkir ve tezyif edici sözlerden kaçınmalı.

     Üslûbumuza müspet menfi tespit ve teşhisler hâkim olmalı.

     Kişilikleri lekeleyici sıfatlar kullanmaktan hazer edilmeli.

     Çünkü şahsiyetleri bu şekilde lekelemek; onları sevenleri rencide eder.

     Milletin arasına husumet ve düşmanlık tohumları ekilmiş olur.

     Evet tarihî şahsiyet ve olayları, elbette tenkit edeceğiz.

     Fakat yaptıkları güzel ve hayırlı hizmetleri görmezden gelerek değil.

     Güzellikleri hayırla yad ederek, yanlışları ise şahsiyetlere gölge düşürmeden,

     Sadece yapılan fiil, hareket ve işlerin yanlış taraf ve yönlerini göstererek...

x

     Müslümanlar, Yüce Allah ve Hz.Peygamber’den sonra

     En çok kimin adını zikredip duruyorlar dersiniz?

     Şeytan’ın, evet Müslümanlar en çok şeytanın ismini anmış oluyorlar.

     Hatırlayın “Euzü billahi mineşşeytanirracim.” derken,

     Şeytan’ın ismini söylemiyorlar mı?

     Tabii ki, bu söyleyiş onu yüceltmek için değil.

     O’ndan sakınmak için.

     Şeytan’ın nasıl bir varlık olduğu, ondan nasıl kaçınmak gerektiği,

     Onun sinsi fısıltılarına nasıl kulak vermememiz icap ettiğini hepimiz biliriz.

     Bütün bunlara rağmen, onun adını zikretmemek,

     Nazara vermemek mümkün mü?

     İşte bunun gibi, sevmediğimiz, beğenmediğimiz tarihî şahsiyetlerin adını,

     Sırasında nazara vermemek yanlıştır.

     Bu şekil davranış; gündüzü, gözümüzü kapamakla kendimize gece yapmak gibidir.

     Ama gözümüzü kapamakla gündüz gece olmaz.

 

     Sadece kendimizi karanlığa mahkûm etmiş oluruz.
 

Kocaeli Aydınlar Ocağı: KAO

http://www.kocaeliaydinlarocagi.org.tr

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum