ÖĞRETMENİN DÜNYASI
ÖĞRETMENİN DÜNYASI
Serkan Kağan ÜNALAN
Öğretmen; gönül köprülerinin kurucusu, bilgisiyle erdemiyle yolumuzu aydınlatan, ufkumuzu genişleten eğitimin mukaddes neferidir. Gökyüzü kadar uçsuz bucaksız sınıf kadar sınırlıdır öğretmenin dünyası. Öyle bir dünyadır ki öğretmenin dünyası sınıflara sığmaz, taşar. İçinde bilginin, kültürün, ahlakın, muhabbettin, yaşamın en önemlisi de öğrencilerin bulunduğu; dünya içinde ayrı bir dünyadır adeta.
Öğretmenlik o kadar geniş bir kavramdır ki onun dünyasının sınırlarını keskin çizgilerle çizmek hatalı olacaktır. Biz genelde öğretmenleri herhangi bir eğitim kurumunda çalışan, tek görevi öğrenciye bilgi verip onu sınavlara hazırlayan insanlar olarak düşünsek de öğretmeni tanımlamak o kadar kolay değildir.
Öğretmen bazen merakımızı, sorularımızı açıklığa kavuşturan öğretici bazen en zor durumda imdadımıza yetişen anne/babamız bazen de yan yana muhabbet ettiğimiz, dertlerimizi ve sıkıntılarımızı paylaştığımız bir dosttur. Her ne kadar öğretmenin tanımı öyle kolay yapılamaz diyip tanımlamış olsam da benim kelimelerim bile kifayetsiz kalacaktır öğretmenin yanında…
“Öğretmenin dünyası gökyüzü kadar uçsuz bucaksız, sınıf kadar sınırlıdır.” Metinin giriş kısmında belirttiğim bu söz gibi gerçekten de öğretmenin dünyası ufacık bir sınıfa sığacak kadar küçüktür. Ancak öğrencilerine aktardığı bilgisiyle, örnek olduğu davranışlarıyla, paylaştığı deneyimleriyle o ufacık sınıfın duvarlarını aşıp uçsuz bucaksız bir okyanus gibidir öğretmen. Öğrencilerine sürekli bir şeyler katmayı kendine dert edinen, onların yüzleri tebessüm ettiğinde mesleğini daha da aşk ile sarılan, gelecek nesilleri yetiştirdiğinin bilincinde olan kişidir öğretmen.
Öğretmenin dünyasının temel yapı taşları öğrencileridir. Öğrencisiz öğretmenin, öğretmensiz öğrencilerin bir manası olmayacaktır. Öğretmen ve öğrenci birbiriyle uyum içinde çalışan bir dişlinin çarkları gibidir. Bazen arıza verse de bu çark geçmişten günümüze kadar olan süreçte hiçbir zaman durmamış, durmayacaktır.
Öğretmenliğin ne kadar kıymetli ve kutsal bir görev olduğundan bolca bahsettim fakat herkes öğretmen olabilir mi? Tabi ki de olamaz. Öğretmenler her ne kadar öğretmen olarak doğmasa da öğretmenlik fıtri bir meslektir, herkes bu görevi layıkıyla yerine getiremez. Öğretmen anlatmayı ve dinlemeyi çok iyi bilen öğrencilerine karşı şefkatli, fikirlerine saygılı, eksiklerini ve kusurlarını alttan alıp bu konuda yardımcı olmaya çalışan kişidir.
Geçmişten günümüze dünya üzerinde etkili olmuş, bu dünyaya güzellikler katmaya çabalamış insanlar her daim eğitime ve eğitimciye yani öğretmenlere önem vermişler, ellerinden geldiğince bu uğurda mücadeleler vermişlerdir. İyi bir öğretmenin iyi bir nesil yetiştireceğini iyi bir neslin de daha huzurlu ve mutlu bir dünyaya vesile olacağının bilincinde olmuşlardır. Bu sebeptendir ki öğretmenin dünyasını genişletmeye, anlamlandırmaya, güzelleştirmeye çabalamışlardır.
Metnin başından beri öğretmenlerin ne kadar kıymetli olduğundan bahsediyorum fakat gerçekten de öğretmen yani yol gösteren iyiliğin ve güzelliğin hâkim olduğu bir dünya için çok büyük bir önem arz ediyor.
Öğretmenlerin olmadığı bir dünya pusulasız bir gemiye benzer; karmakarışık, yönünü, yolunu bilmeyen fırtınaların ortasında çaresizse savrulan ve en sonunda alabora olan bir gemi.
En baştan beri sürekli öğretmenleri övüyormuş gibi oldum ancak Atatürk’ün “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” dediği bu kadar kutsal bir görevi ‘hakkıyla’ yerine getiren tüm öğretmenlerimize sonsuz övgüyü ve teşekkürü bir borç bilirim.
FACEBOOK YORUMLAR