NEVRUZ / Kenan ÇARBOĞA
NEVRUZ
Bilmeyen öğrensin, duymayan duysun
Nevruz; Türkeli’nde nakış demektir
Ezelden ebede alp yüreklerden
Kâinata Türkçe bakış demektir.
Kişi bastığında yerin üstüne
Bir tatlı yel esti serin üstüne
Kışın, karanlığın, zorun üstüne
Nevruz; şimşek gibi çakış demektir.
Âdem’in çamuru yoğruldu bugün
Nuh karaya çıktı, doğruldu bugün
Yusuf’um kuyudan çağrıldı bugün
Nevruz; Hakk’a boyun büküş demektir.
Dört yüz yıl beklerken yurdun gizinde
Umutlar büyüttük ülkü dizinde
Gök yeleli bir börünün izinde
Nevruz; demir dağdan çıkış demektir.
Bir bayram sabahı, bir bahar günü
Başlayınca yerle, göğün düğünü
Vahdet ateşinde kesreti, kini
Nevruz; alev alev yakış demektir.
Kazak, Kırgız, Tatar, Azer el ele
Türkmen, Özbek, Uygur, dindaşım ile
Tuna’dan Altay’a, Kırım’dan Nil’e
Nevruz; sökülmeyen dikiş demektir.
Kenan ÇARBOĞA
FACEBOOK YORUMLAR