Mustafa ALTINSOY Yazdı: KÜÇÜK AĞAÇ'IN EĞİTİMİ 

Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi olan “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” kitabını, Forrest Carter 1976 yılında kaleme almış. Kitabı 2018 yılı Şubat ayında okumuş o zaman epeyce notlar almıştım. Kitapta yer yer anlatım bozukluğu ve tercüme sıkıntısı olmasına rağmen bir önceki makalemizde bahsettiğimiz açık kaynak eğitimini  de çok güzel örneklerle anlatan kitaplardan birisi olduğu için okunmasını özellikle tavsiye edebilirim.

Mustafa ALTINSOY Yazdı: KÜÇÜK AĞAÇ'IN EĞİTİMİ 
01 Temmuz 2022 - 09:23
KÜÇÜK AĞAÇ’IN EĞİTİMİ 
Mustafa ALTINSOY


Değerli okuyucularım, bu yazımda insanın kendisiyle, çevresiyle ve bütün evrenle dost olmasını öğreten bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Sevgiyi, duyarlılığı dürüstlük ve samimiyeti Kızılderili mantığıyla işleyen, kendini dünyanın efendisi sanan beyaz adama da bir cevap niteliğinde muhteşem bir kitap: Küçük Ağac’ın Eğitimi. Doğa ile yaratılışta uyum içinde olmayı öğreten kitap, aynı zamanda beyaz adamın yaratıcılığı körelten eğitim anlayışını da sorgulamaya çağırıyor.
 
Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi olan “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” kitabını, Forrest Carter 1976 yılında kaleme almış. Kitabı 2018 yılı Şubat ayında okumuş o zaman epeyce notlar almıştım. Kitapta yer yer anlatım bozukluğu ve tercüme sıkıntısı olmasına rağmen bir önceki makalemizde bahsettiğimiz açık kaynak eğitimini  de çok güzel örneklerle anlatan kitaplardan birisi olduğu için okunmasını özellikle tavsiye edebilirim.
Küçük Ağaç'ın Eğitimi – Venhar Haber

Forrest Carter 1927 -1979 yılları arasında yaşamış, küçük yaşta anne ve babasız kalmış Kızılderili bir yazar. Carter, kitapta anlatıldığı gibi, büyükbaba ve büyükannesinin yanında yetişir. 10 yaşındayken dede ve nenesini kaybeder. Düzensiz hayat yüzünden belirli bir okul eğitimi alamaz. Yetişkinlik yıllarında kovboy, çiftçi, çoban ve mevsimlik işçi olarak çalışır. 
Yazarlığa 45 yaşlarında başlar ve yazdığı yazılarda Amerika'nın Kızılderili soykırımını, destansı bir şekilde anlatmaya çalışır. Son yazdığı kitaplardan birisi olan Küçük Ağaç’ın Eğitimi, çok ilgi görür; ödül üzerine ödül alır ve yılın kitabı seçilir.

.
Kitap; duyarlılığın yitirildiği, yüzeysel ve mekanik ilişkilerin hâkim olduğu günümüzde hızla tükenen değerlere karşı insanın saygı duruşunda bulunma denemesi gibidir. Hüzünlenmek, doya doya ağlamak isteyenler, en çok da kitle iletişim araçlarının kölesi olanlar ve yaratıcılığı körelten eğitimi sorgulamak isteyenler için de okunması gereken güzel bir eser. Kitapta hayatla ilgili her konuya ilişkin orijinal bilgiler, çocuk eğitim ile ilgili güzel yöntemler bulmak da mümkün. Coşmak, sevmek, özgür olmak, için tavsiye edebileceğimiz; doğal yöntemlerle çocuklarımızın eğitilmesine vesile olacak iyi bir açık kaynak eğitimi kitabı.  Esasında eser, bizi doğa ile yaratılışta uyum içinde olmaya yönlendirerek bir anlamda Allah’ın tabiattaki düzenin sahibi olduğunu okuruna vermeye çalışıyor.


Küçük Ağaç, Toprak Ana’nın salınışını ve gelişimini hissetmenizi sağlar. Diğer yandan da her sözü deneyimlere dayanan öğretmeni Büyükbaba’dan doğanın düzeni, ölüm olmaksızın yaşamın da olmayacağı, doğanın her zaman onu besleyeceği gibi bilgileri öğrenir. Büyükbaba, Küçük Ağaç’ın eğitimi sürecinde her şeyi bizzat yaşayarak öğrenmesine, kendi kararlarının sonuçlarını görerek bilinçlenmesine izin vermektedir.

Kitabı okurken insan bazen hüzünleniyor, bazen gülümsüyor, bazen de derin derin düşünüyor,
İnsani değerlerin önümüze birer birer serildiği ve damarlarımızdaki kanın zapt edilmez biçimde kaynaştığını duyar gibi hissediyorsunuz.

Kitap, hayat tecrübeleri ve büyükbabasının nasihatleri üzerinden kurgulandığı için sıkça ve çok fazla bir şekilde büyükbaba derdi ki şeklinde aktarımlarla devam eder. Büyükbaba, büyükanne derdi ki diye başlayan öğüt ve tecrübe dolu cümlelerle devam eden gerçek ve uygulamalı değerler eğitimi kitabından sizlere sadece bir demet sunmak istiyorum. 


 
  • Bir erkek sabahları kendi kendine kalkar, kalkmalı.
  • Bazı insanlarla aranda kimsenin bilmediği bir dil vardır, oluşur. 
  • Yalnızca gereksinim duyduklarını al. Fazlasını depoluyorsan başkaları tarafından soyulursun demektir.
  • Her şeyi bildiğini zannedenler, çevrelerinde ne olup bittiğine asla bakmazlar.
  • İnsanlara, çocuklara işler ve sorumluluklar vererek güvendiğinizi gösterebilirsiniz.
  • Sorunları toplantı yaparak, konuşarak çözebilirsiniz.
  • Büyükbaba dedi ki; Daha az sözcük olsaymış, dünyada bu kadar çok sorun olmazmış.
  • İnsanları ve Tanrı’yı anlamasan, ne insanları ne de Tanrı’yı sevebilirsin.
  • Asla bıktıracak kadar uzun çalışmayınız.
  • İki akıl vardır: Beden ve ruh aklı. Beden aklı her şeyi ele geçirirse ruh aklı bir fındık büyüklüğünde küçülebilir ve ortadan kaybolabilir. Böyle bir durumda ruhunu tümüyle kaybedersin. Böylece ölü insan olursun.
  • Ruh aklı o kadar büyük ve güçlü olabilir ki sonunda bütün geçmiş beden yaşamlarının hakkında her şeyi bilir ve artık hiç  beden ölümü olmayacak bir yere gelirsin. Ruh aklı çok büyükse, beden ölümün olmaz.
  • Ağaca baktıkları zaman sadece kereste çıkartan, başka bir şey görmeyenler hiçbir zaman güzellik göremezler. İşte onlar yürüyen ölü insanlardır.
  • Her insanın bir işi olmalı. Sorumluluklar vermek, en iyi eğitim yöntemidir.
  • Sözcük oyunu adamları aptallaştırır. İnsanların sesinin tonuna dikkat et. Dürüst olup olmadığını, yalan söyleyip söylemediğini anlarsın.
  • Büyükbabanın politikacılara hiç saygısı yoktu. Dinlenmemiz bitmeden önce bir politikacı geldi. Politikacı konuşurken küçük sigaralar yaktı ve içti. Büyükbaba bunların hazır sigaralar olduğunu, kendi sigaralarını saramayacak kadar tembel olduklarından bunu zengin insanların içtiğini söyledi.  
  • Politikacı gelip herkesin elini sıktı. Beyaz olmadığımız, yerli olduğumuz, oy hakkımız olmadığı, politikacıya bir yararımız olmadığı için ne benim ne de büyükbabanın elini sıktı
  • Büyükbaba bir gün bir buzağı keserek ciğerini aldı, baktı ve ciğerini gösterdi. Hastalıklı ve lekeli, yiyemeyiz dedi. 
  • Sana kendisinin ne kadar iyi ve hoş bir insan olduğunu anlatan birine karşı dikkatli olman gerekir.
  • Toprakla irtibatı olmayanlar delirebilirler. New York'un toprağı olmayan insanlarla dolu olduğunu, yarısının bu şekilde yaşamaktan delirdiğini söyledi. Ona göre bu durum, insanların kendilerini vurmalarının ve pencereden atlamalarının da nedeniydi.
  • Bazı insanlar, yaptıkları işler öğrenilmesin diye diğer insanları kendilerinden uzakta tutarlar.
  • İstememeyi öğrenmek de önemli bir terbiye gerektirir.
  • İnsanları anlamak zahmetli bir iş olduğundan kimse kimseyi anlamak istemiyor.
  • Bahar gelince  önce yerli menekşeler açar, Büyükanne menekşelerden çay yapardı. Vahşi ortamda yetişen her şey ehlileştirilmiş şeylerden yüz misli daha güçlüdür.
  • Nisan yağmurunda iyi bir duygu vardır. Heyecan verici ve aynı zamanda da üzücü.  Heyecan verici; çünkü yeni bir şey doğuyordu. Üzücü; çünkü ona güvenemeyeceğini bilirsin, hızla geçip gider.
  • Büyükbaba derdi ki; ağaçları yok etmek yerine onlarla birlikte yaşarsan ağaçlar seni beslermiş. Kuşlar, diğer bütün her şey gibi onları sevip sevmediğinizi bilir, seversen o her zaman hepsi yanına gelirmiş.
  •  Büyükbaba derdi ki; spor için bir şeyi öldürmeye gitmek, dünyadaki en aptalca kahrolası şey. Bu (avlanarak spor yapma) savaşlar arasında, insanları öldürtmedikleri için ellerini öldürme işine sokabilecekleri bir zamanda politikacılar tarafından düşünülmüştür.
  • Zehirlemede yapılacak işler, tecrübeler anlatılıyor. (137. Sayfa)
  • Büyükbaba derdi ki; olan bitenden dolayı suçu birisine yüklemek ile kazanacağın bir şey yoktur. 
  • Büyükbaba; topraklarımız, Birleşik Devletler askerleri tarafından işgal edildi politikacılar tarafından yönetildi, derdi.
  • Büyükbaba ile şafakta uyandık. Dağın tepesinde şafağı seyretmek gibi şey yoktur. Büyükbaba doğuyu gösterip seyret dedi. Sabahın bu saatinde bütün yaratıklar canlanan gün için dışarı çıkarlardı.
  • Herkes yaşadığı ortama daha iyi uyum sağlar. Alışamadığın ortamlarda kötü sonuçlarla karşılaşabilirsin.
  • Ekime ne zaman başlayacağımıza büyükbaba karar verirdi. Parmağını toprağın üzerinde gezdirir, sıcaklığını hissederdi. Kuşlar sustuysalar ekim yapılmazdı. Kuşların sustuğunu fark eder ve toprağın çok ıslak ya da kuru olduğunu hemencecik görürdük. O zaman balık avlamaya giderdik.
  • Bir karpuza vurma testi yaparken ne yaptığını bilmen ve bundan bir anlam çıkarman gerekir. Vururken karpuz ting sesi çıkarırsa tam yeşildir. Tenk sesi çıkarırsa yeşildir ama olgunlaşmamıştır. Tank sesi çıkarırsa o zaman olgun bir karpuzun vardır.
  • Tuzakları zayıf olduğunuz yerden kurarlar.
  • Seni sarhoş etmek isteyen suç ortağı kadınlara dikkat etmek zorundasın. O kadınlardan uzak dur.
  • Büyükbaba dedi ki; verdiğin bir şeyi nasıl yaptığını anlatmak , bir şey vermekten daha iyiymiş. İnsanlara devamlı bir şey vermek yerine iş öğret. Sana bağımlı hale gelmesin. Sana bağımlı olursa o zaman onun kişiliğini alır ve çalarsın.
  • Bir alışkanlık başka bir alışkanlığa yol açar. Tutumlu insanlar hiçbir zaman bir diktatörün kontrolüne girmezler. Cimriysen, paraya tapan büyükbaşlar kadar kötü olurmuşsun. Ve paranı zorunlu olduğu şeyler için kullanamazmışsın. Bu şekildeyken o zaman para senin tanrındır.
  • Güz, doğanın merhamet zamanıdır. Sana ölmekte olanlar için işleri düzene sokma şansı verir. Pişmanlık duyma, yapmamış olduğun bazı şeyler yapma zamanıdır. Büyükanne derdi ki; Küçük Ağaç, nerede olursan ol, akşam karanlığında köpek yıldızına bak. Büyükbaba ile ben de bakıyor olacağız, seni hatırlayacağız.
  • Büyükbabanın söylediği gibi, zorunlu olmadığı takdirde gereksiz risklere atılmanın hiç mi hiç anlamı yoktu.
  • Büyükbaba, insanlar senin için iyi bir şeyler yapmaya çalışırken beraber çalışmakla yükümlü olduğumu söylerdi.
            Kalın sağlıcakla.
01 Temmuz 2022
            Mustafa ALTINSOY

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum