MODERN ÇAĞLARI AÇAN BİR ÖGE OLARAK "BASIN" - Yazan: Mehmet Garip SİPER

MODERN ÇAĞLARI AÇAN BİR ÖGE OLARAK "BASIN" - Yazan: Mehmet Garip SİPER
10 Eylül 2020 - 20:11
MODERN ÇAĞLARI AÇAN BİR ÖGE OLARAK “BASIN”

Francis Bacon, “Modern çağları açan üç öge basımevi, barut ve pusuladır.” der.
Şimdi der demesine ama, işim en garip ve ilginç yanı ne biliyor musunuz?
İşin en ilginç yanı bu üç öge de Doğulu toplumlar tarafından icat edilmiştir.
Ancak Doğulu toplumlar üçünden de kendileri yararına bir fayda elde etmezken bunlardan gerçek yararı sağlayan Batı Avrupa olmuştur.
Burada Doğulular derken başta Türk, Arap, Çin toplumlarını kastediyoruz.
Barut ve pusuladan yararlanma bir yana bırakırsak, basma sanatı konusunda da başarız olduğumuzu söyleyebilirim.
Biliyorsunuz Doğu’nun geri kalmasının ana nedeni matbaanın bu toplumlara çok geç girmesidir.
Yani, Doğu’nun bugünkü geriliğinde en önemli rolü, basımevinin Avrupa’dan üç dört yüzyıl sonra kullanmış olmasıdır.
Sosyal yapının engelleyici bir niteliği olmadığına göre, bu gelişememede ekonomik sebeplere daha çok ağırlık vermek gereği ortaya çıkmaktadır.
Özellikle kâğıdı, hareket edebilir harfler ya da kalıplarla baskıyı Doğu çok daha önce keşfettiğine ve hatta gazete bile çıkarmış olduğuna göre, nasıl oluyor da bu yapı Avrupa’nın geliştirdiği düzeye eriştirilememiştir?
Çinlilerin, Korelilerin ve Uygur Türklerinin hareket edebilir harfler ve kalıplarla baskılar yaptıkları, Avrupa’dan çok önce kitap bastıkları bilinmektedir.
Ayrıca Çinliler, kâğıdı icat ettikleri ve Kore’de milyonlarca basıldığı anlaşılan bültenler, kitaplar bulunduğu halde, neden bunu Avrupa’daki gibi ticarileştirememişlerdir?
Basımevi, toplumsal yapının gereksinmeleri arasındaki yerini almış ve onun temel kurumlarından biri olmuştur.
Bizde ilk Türkçe gazete Mısır’da çıkmıştır.
1828’de Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa ilk Türkçe-Arapça gazeteyi çıkarmıştır.
Mısırda çıkan gazetenin adı: “Vakâyi-i Mısriyye”.
Bu, daha çok resmî bildirileri, yasal uygulamaları ve Mehmed Ali Paşa’nın kendi çalışmalarını yansıtmak amacına yönelik bir yayın organıdır.
Avrupa basınını sürekli izleyen Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa, artık doruğuna ulaşmakta olan ihtirasının gerçekleşmesi için böyle bir yayın organına gerek duymuştur.
Bizzat gazetenin içeriğiyle de kendisi ilgilenmiştir.
Fransa’da eğitim görmüş kişileri gazetenin yönetimine getirmiştir ancak, içinde bulunduğu çok hassas denge (bir yandan İngiliz-Fransız-Rus çekişmeleri, diğer yandan Bâbıâli’nin kuşkuları ve nihayet Mısır’daki levan-ten tüccarların verdikleri bilgilerle aleyhinde durmaksızın yazan Avrupa basını dolayısıyla, gazetesi bir kamuoyu oluşturma aracı olmaktan çok bir savunma aracı olmuştur.
Vakâyi-i Mısriye: İlk Türkçe gazetedir. 20 Kasım 1828'de Kahire’de Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından çıkartılmıştır. Sol sütunu Arapça, sağ sütunu Türkçe olan gazete, valiliğin kararlarını yönetici kadrolara ulaştırmak amacıyla yayımlanmaktaydı.
Haftalık olan Vakâyi-i Mısriye, Hıdiv İsmail Paşa dönemine (1863-1879) kadar iki dilli yapısını korumuş, bundan sonra yalnız Arapça olarak çıkmıştır.
Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın Bulak’ta kurduğu basımevinin kendi döneminde Arapçadan çok Türkçe yayın yaptığı özellikle1822-1842 arasında 125 Türkçe, 12 Arapça eser bastığı bilinmektedir. Bunların İstanbul ve İzmir’de de aranan gazetelerdir.
Vakâyi-i Mısriye’nin İstanbul’da da satılan ve aranan yapıtlar olması Mehmed Ali Paşa’nın Osmanlı Devleti’ne egemen dil ve grup konusunda II. Mahmud ile Mehmed Ali Paşa arasındaki askerî ve siyasal çatışma, resmî gazetinin sütunlarına da yansımış ve II. Mahmud, uzun süredir tasarlanan, projesini uygulamaya koyarak bunun üzerine, Osmanlı Devleti’nin resmî sözcüsü olarak Takvim-i Va- kâyi yayımlamıştır.
 Takvim-i Vakâyi: Osmanlı Devleti’nin resmî gazetesi olarak 1 Kasım 183l’de yayımlanmaya başlamıştır. Bazı aralıklarla 1922’ye kadar yaşamış, Osmanlı Devleti ile birlikte tarihe karışmıştır. İlk dönemde gazetenin yayın kadrosu hemen tümüyle Bâbıâli Tercüme Odası’nın elemanlarından oluşuyordu. Haftalık olmasına karşın bazen yılda 8 sayı çıkacak kadar düzensiz yayımlanmıştır. İlk otuz yılda 1560 sayı çıkması gerekirken ancak 590 sayı yayımlanmıştır.
 
Mehmet Garip SİPER
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum