MISIR BAŞMÜFTÜLÜĞÜ VE İSTANBUL'UN FETHİ - Yazan: Mehmet Garip SİPER

MISIR BAŞMÜFTÜLÜĞÜ VE İSTANBUL'UN FETHİ - Yazan: Mehmet Garip SİPER
12 Temmuz 2020 - 22:12
MISIR BAŞMÜFTÜLÜĞÜ VE İSTANBUL’UN FETHİ
 
“Mısır Başmüftülüğü”nün küresel fetva saçmalığı dolayısıyla İstanbul’un fethi farklı bir yorumla gündeme geldi.
Bu nedenle Türk milleti İstanbul’u neden fethedilecek bir belde olarak seçilmiştir?
Kısaca bunun nedeni anlatmakta yarar var:
İstanbul'un fethinin 567'nci yıl dönümünde Ayasofya içinde Fetih Suresi okundu.
İstanbul fethi, Türk milletinin fatihi “Fatih Sultan Mehmet” nasip olmuştur.
İstanbul’un fethi, çağ değiştiren, dünyanın en önemli olaylarından biridir.
İstanbul’un fethini için peygamberimiz hedef göstermiştir.
Peygamberimiz Hz. Muhammet (sas)’in İstanbul’un fethiyle ilgili hadis-i şerifi başta Buhari’nin Et-Tarihü’l Kebir kitabı olmak üzere, Ahmed Bin Hanbel’in Müsned ve Taberânî’nin El-Mûcemu’l Kebir adlı kitaplarında ve birçok hadis kaynağında yer almaktadır: Buhârî’nin kitabında geçen İstanbul’un fethiyle ilgili hadis-i şerifin tam tercümesi şöyledir: Kostantiniyye elbette fetholunacaktır. “Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” 
Bu nedenle İstanbul Bizansın çok güçlü olduğu dönemlerde bile 29 defa fethedilmeye çalışılmıştır.
İstanbul’a işgal girişimlerinde bulunan İslam devleti hükümdarlarının Peygamberimizin bu övgüsüne nail olmak için İstanbul’u kuşattıklarını ifade etmeleri tarih kaynaklarında geçen diğer bilgilerden biridir.
İstanbul’un fethine dair hadis-i şerife destek olacak mahiyette çok enteresan bir bilgi daha vardır. Sebe Sûresi 15. Ayette geçen: “Beldetun Tayyibetün” ibaresi, ebced hesabına göre İstanbul’un fetih tarihi olan Hicri 857 yılını göstermektedir.
Ayrıca İstanbul’da türbesi ve kabri bulunan, Emeviler zamanındaki İstanbul kuşatmasında şehit düşen, Hz. Eyyüb-el Ensâri başta olmak üzere, bu kuşatmada şehit düşen meşhur birkaç sahabenin dışında, adı bilinmeyen veya Bizans devirleri içerisinde unutturulan sahabelerin sayısı az değildir. Bu sahabeleri Arap Yarımadası’ndan İstanbul’a kadar götüren şeyin sadece fetih aşkı değil; Peygamberimizin hadis-i şerifinde övdüğü kişiler arasına dahil olmak gibi büyük bir manayı barındırdığını görmek çok zor olmasa gerek.
Bildiğiniz gibi, Mısır Başmüftülüğü, Abdülfettah Sisi’nin talimatıyla “Küresel Fetva Göstergesi” adı altında İslâm ülkelerinin fetva merkezi olmay yolunda bir attı.
Müslüman memleketlerde verilen fetvaları bir araya getirip konularına göre sıralayarak hangi konularda ne kadar fetva verildiği ile ilgili yüzde oranı hesabı yaparak konuyu fetva borsasına çevirmiştir.
Mısır Baş müftülüğü bunu neden yapıyor?
Bunun nedeni “Libya”dır. Hedef Cumhurbaşkanımızdır.
Mısır dışında Libya ile ilgili verilen fetvaların yüzde ellisi Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın politikasıyla aynıydı ve Türkiye politikasını destekliyordu.
Mısır Başmüftülüğü fetvalara karıştığı istatistiki hesaplamalarla ilmi ağırlığını kaybetmiş. Darbeci bir hükümetin siyasi borazanlığına soyunmuştur.
Başmüftülüğün amacı siyasî olduğu kadar kara propaganda yapmaktır.
Fetva ile uzaktan-yakından hiçbir alâkası bulunmayan tuhaf açıklamalar yapan bu kurum psikolojik savaş yapan bir kuruma dönüşmüştür.
Müslüman olduğunu iddia eden memleketin en yüksek dinî otoritesi yukarıda açıkladığımız peygamberimizin hadisi nedeniyle dinî bir farz anlayışıyla Osmanlılar tarafından fethedilen İstanbul’u “işgal ettiklerini” söylemesi olayı yenilir yutulur bir fetva değildir!
Dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar şaşkınlık içinde…
İşgal’ ne demek? İstanbul’un fethi konusunda Peygamber’in hadisi olduğunu unuttunuz mu?
Elbette unutulmadı, bu sadece kara bir propaganda.
Ancak unutmayın Avrupa Osmanlı devletini Mısır’daki fesat yuvalarının yaptıkları yüzünden yıkılmıştır.
Mısır Fetva Kurumu’nun İstanbul’un fethini “Osmanlı işgali” olarak açıklaması, durduk yerde neyin ifadesydir?
Mehmet Garip SİPER
 
 
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum