Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması
20 Nisan 2020 - 20:32 - Güncelleme: 20 Nisan 2020 - 21:08

Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması

Barış Antlaşması
İmzalanma Tarihi – 24 Temmuz 1923 

 
YerLozan, İsviçre
Taraf
devletler

Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı Britanya

İmparatorluğu
Fransa Fransa
İtalya Krallığı İtalya
Japonya Japonya
Yunanistan Krallığı Yunanistan
Romanya Romanya
Yugoslavya Krallığı Sırp, Hırvat ve Sloven

Krallığı

 


Türkiye Türkiye

İmzalayanlar

Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı Horace

Rumbold (İstanbul’da Yüksek Komiser)
Fransa Maurice Cesar Joseph Pelle
(Fransa Büyükelçisi, Cumhuriyetin Doğuda Yüksek Komiseri)
İtalya Krallığı Marki Camille Garroni
(Senatör, İtalya Büyükelçisi, İstanbul’da Yüksek Komiser)
İtalya Krallığı Jules César Montagna
(Atina Olağanüstü Temsilcisi ve Orta Elçisi)
Japonya Kentaro Otchiai Jusammi
(Roma Olağanüstü ve Yetkili Büyükelçisi)
Yunanistan Krallığı Elefterios K. Venizelos
(Eski Bakanlar Kurulu Başkanı)
Yunanistan Krallığı Dimitri Kaklamanos
(Londra Olağanüstü Temsilcisi ve Orta Elçisi)
Romanya Constantin I. Diamand
(Orta elçi)
Romanya Constantin Contzesco
(Orta elçi)
Yugoslavya Krallığı Dr. Miloutine Yovanovitch
(Bern Olağanüstü Temsilcisi ve Orta Elçisi)

 


Türkiye İsmet Paşa
(Umuru Hariciye Vekili, Edirne Mebusu)
Türkiye Dr. Rıza Nur Bey
(Umuru Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekili, Sinop Mebusu)
Türkiye Hasan Bey
(Eski vekil, Trabzon Mebusu)

Korunma yeriParis, Fransa
DiliFransızca
 

Lozan Antlaşması (veya yapıldığı dönem Türkçesi ile Lozan Sulh Muahedenamesi), 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Britanya İmparatorluğu, Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı (Yugoslavya) temsilcileri tarafından, Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace’ta imzalanmış barış antlaşması.

GELİŞMELER

1920yazına gelindiğinde I. Dünya Savaşı’nın galipleri mağluplar ile hesaplaşmalarını bitirmiş, savaşı kaybeden ülkelere barış antlaşmalarının kabul ettirilme süreci tamamlanmıştır. Almanya’ya 28 Haziran 1919‘da Versay’da, Bulgaristan’a 27 Kasım 1919‘da Neuilly’de, Avusturya’ya 10 Eylül 1919‘da Saint-Germain’de, Macaristan’a da 4 Haziran 1920‘de Trianon’da antlaşmalar imzalatılmıştır. Tek mağlup Osmanlı İmparatorluğuyla imzalama ise üç Türk delegesinin katılımı ile 10 Ağustos 1920‘de Paris’in banliyösü Sevr’de gerçekleşmiştir. Ankara’da TBMM’nin Sevr Antlaşması‘na tepkisi ise çok sert olmuştur. Ankara İstiklal Mahkemesinin 1 numaralı kararı ile antlaşmaya imza koyan üç kişi ve Sadrazam Damat Ferit Paşa idama mahkum edilerek vatan haini ilan edilmiştir.

Yunanistan dışında Sevr’i hiçbir ülkenin meclislerinde onaylamaması nedeni ile Sevr bir anlaşma taslağı olarak kaldı. Onaylanmamış olmasının yanı sıra Anadolu’daki mücadelenin de başarıya ulaşması ve zaferle sonuçlanması neticesinde Sevr Antlaşması hiçbir zaman uygulanamadı. Buna karşın, İzmir’in Kurtuluşu ile Lozan Antlaşması’na giden süreçte Birleşik Krallık içinde 2 uçak gemisinin de bulunduğu donanmayı İstanbul’a göndermiştir. Aynı süreçte ABD de 13 yeni savaş gemisini Türkiye sularına göndermiştir. Ayrıca Amiral Bristol komutasındaki USS Scorpion gemisinin, istihbarat görevi de yapmak suretiyle 1908-1923 arası sürekli olarak İstanbul’da bulunduğu bilinmektedir.

İLK GÖRÜŞMELER

TBMM Hükümeti’nin Yunan kuvvetlerine karşı elde ettiği zaferin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922’de TBMM Hükümeti’ni Lozan’da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler. Barış şartlarını görüşmek için Konferansa önce Başvekil Rauf Orbay katılmak istemiştir. Fakat Mustafa Kemal Atatürk İsmet Paşa’nın katılmasını uygun görmüştür. Mustafa Kemal Paşa Mudanya görüşmelerine de katılan İsmet Paşa’nın Lozan’a baş temsilci olarak gönderilmesini uygun buldu. İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı. İtilaf Devletleri Lozan’a TBMM Hükümeti üzerinde baskı kurmak için İstanbul Hükümeti’ni de davet ettiler. Bu duruma tepki gösteren TBMM Hükümeti, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdı.

TBMM Hükümeti Lozan Konferansı’na katılarak Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmeyi, Türkiye’de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.

Lozan’da TBMM Hükümeti, sadece Anadolu’ya saldıran ve orada yendiği Yunanlarla değil I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ni mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaştı ve artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile yüzleşmek zorunda kaldı. 20 Kasım 1922’de Lozan görüşmeleri başlamıştır. Osmanlı borçları, Türk-Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapılmıştır. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul’un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır.

İKİNCİ GÖRÜŞMELER

Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923’te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu’na savaş hazırlıklarının başlamasını emretmiştir. Sovyetler Birliği eğer tekrar savaş çıkarsa bu sefer Türkiye’nin yanında savaşa gireceğini duyurmuştur. Haim Nahum Efendi öncülüğündeki azınlık temsilcileri de Türkiye’yi destekleyerek arabulucu olmuşlardır. Yeni bir savaşı ve kendi kamuoyunun tepkisini göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye’yi tekrar Lozan’a çağırmıştır.

Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923’te tekrar başlamış, 23 Nisan’da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923′e kadar devam etmiş ve bu süreç Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanmıştır. Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923‘te, Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923‘te, İtalya tarafından 12 Mart 1924‘te, Japonya tarafından 15 Mayıs 1924’te imzalanmıştır. Birleşik Krallık’ın anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihinde olmuştur. Antlaşma, tüm tarafların onayladığına dair belgeler resmi olarak Paris’e iletildikten sonra, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

GÖRÜŞÜLEN KONULAR VE ALINAN KARARLAR

Sevr Antlaşması’na göre Osmanlı topraklarının paylaşımını gösteren harita.

Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından 1 hafta sonra İsviçre’de yayımlanan L’Illustré dergisinin 2 Ağustos 1923 tarihli sayısının kapağında İsmet İnönü ve Rıza Nur görülüyor.

Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması’nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.

Irak Sınırı: Musul üzerinde anlaşma sağlanamadığı için, bu konuda Birleşik Krallık ve Türkiye Hükümeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı. Bu anlaşmazlık Musul Sorunu’na dönüşmüştür.

Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri’nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan’ın Batı Anadolu’da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verildi.

Adalar: Midilli, Limni, Sakız, Semadirek, Sisam ve Ahikerya adaları üzerinde Yunan hakimiyeti hususunda Osmanlı Devleti’nin imzalamış olduğu 1913 tarihli Londra Antlaşması ve 1913 tarihli Atina Antlaşma’sının adalar hakkındaki hükümleri ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunanistan’a bildirilen karar, adaların askeri gayelerle kullanılmaması şartıyla aynen kabul edilmiştir. Anadolu kıyısına üç milden az mesafede bulunan adaların ve Bozcaada, Gökçeada ile Tavşan Adaları üzerindeki Türk hakimiyeti kabul edilmiştir.

Osmanlı Devleti tarafından Uşi Antlaşması ile 1912 yılında İtalya’ya geçici olarak bırakılan On İki Ada üzerindeki bütün haklardan on beşinci maddeyle İtalya lehine feragat edilmiştir.

Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’na göre belirlenmiştir.

Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.

Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşma’sında azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi.

Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır:

Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.

Batı Trakya’daki Türklerle, İstanbul’daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Türkiye, tazminat bedeli olarak Yunanistan’dan 4 milyon altın talep etti ancak bu istek kabul edilmedi. Bunun üzerine 59. maddeyle Yunanistan savaş suçu işlediğini kabul etti ve Türkiye tazminat hakkından feragat etti ve sadece savaş tazminatı olarak Yunanistan, Karaağaç bölgesini verdi.

Osmanlı’nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye’ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45,46,47…55, 56).

Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyetinin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.

Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye’nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.

Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin Osmanlı Devleti zamanındaki bütün ayrıcalıklarının kaldırılarak sadece dini işleri yerine getirmek şartıyla ve bu hususta verilen sözlere güvenilerek İstanbul’da kalmasına izin verildi. Ancak antlaşma metnine patrikhanenin statüsü hususunda tek bir hüküm konulmadı.

Kıbrıs: Osmanlı Devleti Ruslara karşı İngilizleri yanına çekebilmek için 1878 yılında Kıbrıs’taki hakları saklı olmak şartıyla geçici olarak Kıbrıs’ı Birleşik Krallık idaresine vermişti. Birleşik Krallık I. Dünya Savaşının başlaması üzerine 5 Kasım 1914’te Kıbrıs’ı topraklarına kattığını resmen açıkladı. Osmanlı Devleti bu kararı tanımadı. Türkiye Lozan Antlaşması’nın 20. maddesiyle Kıbrıs’taki Birleşik Krallık egemenliğini kabul etti.

LOZAN ANTLAŞMASI TAM METİN 

Kaynak:  Brigham Young Üniversitesi Kütüphanesi (Provo, Utah, Amerika Birleşik Devletleri) tarafından yayınlanan versiyondan derlenmiştir.

ParçalarBölümler
 önsöz 
Bölüm ISiyasi Hükümler (MADDE 1 – 45) 
Bölüm IIFinansal Şartlar ( MADDE 46-63) 
Bölüm III.Ekonomik hükümler ( 64 -100 ) 
Bölüm IVİletişim ve Sıhhi Sorular (101 – 118 ) 
Bölüm V.Muhtelif hükümler 
Bölüm IV.İkamet ve İş Dünyası ve Yargı Yetkisine İlişkin olmalı (119-143) 
Bölüm VTicaret Sözleşmesi 
Bölüm VIYunan ve Türk Nüfus Değişimi Konvansiyonu 
Bölüm VII

Yunanistan ile Türkiye arasında, stajyer sivillerin karşılıklı iadesine ve savaş esirlerinin

değiş tokuşuna ilişkin anlaşma

 
Bölüm VIIIAf ile ilgili Deklarasyon 
Bölüm IXYunanistan’daki Müslüman mülklere ilişkin Deklarasyon 
Bölüm XTürkiye’de sıhhi konularla ilgili beyan 
Bölüm XITürkiye’de adalet yönetimine ilişkin Deklarasyon 
Bölüm XIIOsmanlı İmparatorluğu’nda verilen bazı imtiyazlarla protokol ilişkisi 
Bölüm XIII

Lozan’da imzalanan hüküm ve araçları içeren Belçika ve Portekiz’in katılımıyla ilgili

protokol

 
Bölüm XIV

İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetleri tarafından işgal edilen Türk topraklarının tahliyesine

ilişkin protokol

 
Bölüm XVKaragatch bölgesi ile İmbros ve Tenedos Adaları’na ilişkin  protokol 
Bölüm XVI

10 Ağustos 1920’de Yunanistan’daki azınlıkların korunması ile ilgili olarak Müttefik

Kuvvetler ile Yunanistan arasında Sevr’de yapılan Antlaşma ile Trakya ile aynı

yetkiler arasında aynı gün imzalanan Antlaşma ile ilgili Protokol.

 
Bölüm XVIISırp-Hırvat-Sloven Devletinin imzasına ilişkin protokol

ÖNSÖZ

İNGİLİZ İMPARATORLUĞU, FRANSA, İTALYA, JAPONYA, YUNANİSTAN ve Sırp-Hırvat-SLOVENCE DEVLET bir tarafta ve TÜRKİYE  diğer tarafta;

1914’ten beri Doğu’da var olan savaş devletini sona erdirme arzusunda birleşerek,

Kendi halklarının karşılıklı refahı için gerekli olan dostluk ve ticaret ilişkilerini yeniden kurmaktan endişeli olmak,

Ve bu ilişkilerin Devletlerin bağımsızlığına ve egemenliğine saygıya dayanması gerektiğini göz önünde bulundurarak,

Bu amaçla bir Antlaşma imzalamaya karar verdiler ve tam yetkili temsilcileri olarak atadılar:

Majesteleri Büyük Britanya ve İrlanda ve Denizaşırı Britanya Dominyonlarda İngiltere Kralı , Hindistan İmparatoru :

Sağ Onurlu Sir Horace George Montagu Rumbold , Baronet , GCMG , Konstantinopolis Yüksek Komiseri ;

Fransız Cumhurbaşkanı :

Genel Maurice Pelle , Fransa’nın Büyükelçisi , Yüksek Komiser Doğu’da Cumhuriyeti, Legion of Honor Ulusal cemiyetin Büyük Görevlisi ;

Majesteleri İtalya Kralı :

Sayın Marquis Camillo Garroni , Krallığın Senatörü, İtalya Büyükelçisi, Konstantinopolis Yüksek Komiseri, Aziz Maurice ve Lazarus Emirlerinin Büyük Haçı ve İtalya’nın Tacı; M. Giulio Cesare Montagna , Atina Elçisi Olağanüstü ve Bakan Tam Yetkili, İtalya Tacı Büyük Memuru Aziz Maurice ve Lazarus’un Emirleri Komutanı;

Majesteleri Japonya İmparatoru :

Sn Kentaro Otchiai , Jusammi, Rising Sun, Büyükelçi Olağanüstü ve Roma’daki Yetkilisi Düzeninin First Class;

Yunan Kralı Majesteleri :

Eski Bakanlar Kurulu Başkanı M. Eleftherios K. Veniselos , Kurtarıcı Düzeninin Büyük Haçı;

Londra’daki Mütevelli Heyeti , Kurtarıcı Nişanı Komutanı M. Demetrios Caclamanos ;

Romanya Kralı Majesteleri :

M. Constantine I. Diamandy , Genel Müdür Bakanı;

M. Constantine Contzesco , Bakan Tam Yetkisi ;

Sırpların, Hırvatların ve Slovenlerin Kralı Majesteleri :

Dr Miloutine Yovanovitch Berne de, Olağanüstü Temsilci ve Elçi;

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti :

Dışişleri Bakanı, Edirne Milletvekili İsmet Paşa;

Rıza Nur Bey, Sağlık ve Kamu Yardımları Bakanı, Sinop Milletvekili;

Eski adı Bakan olan Hasan Bey, Trabzon Milletvekili;

Tam güçlerini üreten, iyi ve zamanında bulunan kimler şu şekilde anlaşmışlardır:

 

I. Bölgesel Hükümler 

Makale 2 :

c1. Karadeniz’den kadar Ege aşağıdaki gibi Türkiye’nin sınır belirlenmiştir:
c2. Bulgaristan ile:
ağzından başlayarak Nehri Rezvaya için,Nehir Maritza, Türkiye, üç sınırları ile birleşme noktasında Bulgaristan sınırları çizilmiş şu anda olduğu gibi Bulgaristan’ın güney sınırında: ve Yunanistan.
c3. Yunanistan ile:Ardave Maritza’nın birleştiği nokta: Maritza’nın seyri; daha sonra Arda boyunca,Tchorek – Keuyköyünün yakın mahallesinde o noktada belirlenecek bir noktaya kadar: Arda’nın seyri; Bosna-Keuy’un1 kilometre altında Maritza üzerinde bir noktaya kadar güneydoğu yönünde: Türk topraklarında Bosna-Keuy köyünü terk eden kabaca düz bir çizgi. Tchorek-Keuy köyü Yunanistan’a veya Türkiye’ye atanacaktır, çünkü nüfusun çoğunluğu, 5. Maddede hüküm verilen Komisyon tarafından Yunan veya Türk olarak bulunacaktır. 11 Ekim 1922 dikkate alınmıyor; Æge Denizi’ne: Maritza’nın seyri.

Makale 3 :

c1. Gönderen Akdeniz sınırına Pers aşağıdaki gibi Türkiye’nin sınır belirlenmiştir:
c2. Suriye ile:
20 Ekim 1921 tarihli Fransız-Türk Anlaşması’nın 8. maddesinde tanımlanan sınır.
c3. Irak ile:
Türkiye arasındaki sınır Irak dostu düzeninde belirlenecektir Türkiye ile arasında yapılacak Büyük Britanya dokuz ay içinde. Söz konusu süre içerisinde iki Hükümet arasında herhangi bir anlaşmaya varılamaması durumunda, uyuşmazlık Milletler Cemiyeti Konseyi’ne havale edilecektir. Türk ve İngiliz Hükümetleri karşılıklı olarak, sınır konusunda ulaşılacak karara bağlı olarak, son kaderin bağlı olacağı bölgelerin mevcut durumunu herhangi bir şekilde değiştirebilecek hiçbir askeri veya başka bir hareketin olmayacağını taahhüt ederler. karar.

Makale 4 :

c1. Mevcut Antlaşma ile tanımlanan sınırlar, mevcut Antlaşma’ya bağlı milyonda bir harita üzerinde izlenmektedir. Metin ve harita arasında farklılık olması durumunda metin geçerli olacaktır.

Makale 5 :

c1. Madde 2 (2) ‘de tanımlanan sınırı izlemek için bir Sınır Komisyonu atanacaktır. Bu Komisyon, Yunanistan ve Türkiye’nin temsilcilerinden, her bir Güç’ün bir temsilci ataması ve üçüncü bir Gücün vatandaşlarından seçtikleri bir başkandan oluşacaktır.
c2. Her durumda, mümkün olan idari sınırlar ve yerel ekonomik çıkarlar göz önünde bulundurularak, bu Antlaşma’da verilen tanımları mümkün olduğunca takip etmeye gayret edeceklerdir.
c3. Komisyonun kararı çoğunlukla alınır ve ilgili taraflar için bağlayıcıdır.
c4. Komisyon masrafları ilgili taraflarca eşit payda karşılanacaktır.

Makale 6 :

c1. Bir suyolu tarafından bankalarından farklı olarak tanımlanan sınırlar söz konusu olduğunda, mevcut Antlaşma’nın açıklamalarında kullanılan “rota” veya “kanal” ifadeleri, seyrüsefer edilmeyen nehirler, suyolunun medyan hattını veya ana dalı ve gezilebilir nehirlerle ilgili olarak, ana seyrüsefer kanalının medyan hattı. Sınır hattının, meydana gelebilecek parkur veya kanal değişikliklerini takip edip etmeyeceğini veya mevcut Antlaşma’nın geldiği sırada kursun veya kanalın konumuna göre kesin olarak tespit edilip edilmeyeceğini belirlemek için Sınır Komisyonuna dayanacaktır. yürürlüğe girer.
c2. Aksine hüküm bulunmadığı takdirde, mevcut Antlaşma’da, sahilin üç mil yakınında bulunan adalar ve adacıklar kıyı devletinin sınırına dahil edilmiştir.

Makale 7 :

c1. İlgili çeşitli Devletler, Sınır Komisyonuna görevi için gerekli tüm belgeleri, özellikle mevcut veya eski sınırları sabitleyen anlaşmaların orijinal kopyalarını, var olan tüm büyük ölçekli haritaları, jeodezik verileri, tamamlanmış ancak yayınlanmamış anketleri ve değişikliklerle ilgili bilgileri sunmayı taahhüt ederler. sınır su yolları. Türk makamlarının elinde bile yayınlanmamış ise haritalar, jeodezik veriler ve anketler,, teslim edilmelidir Konstantinopolis Komisyonu Başkanı, işbu Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden başlayarak en kısa süre içinde.
c2. İlgili Devletler ayrıca yerel makamlara başta planlar, kadastro ve kara defterleri olmak üzere tüm belgeleri Komisyon’a iletmelerini ve mülk, mevcut ekonomik koşullar ve diğer gerekli bilgilerle ilgili tüm ayrıntıları talep etmelerini bildirmeyi taahhüt ederler.

Makale 8 :

c1. İlgilenen çeşitli Devletler, doğrudan veya yerel makamlar aracılığıyla sınır komisyonuna, misyonunun yerine getirilmesi için gerekli ulaşım, konaklama, işçilik, malzeme (işaret direkleri, sınır direkleri) ile ilgili her konuda yardım vermeyi taahhüt ederler.
c2. Özellikle, Türk Hükümeti, gerektiğinde, Sınır Komisyonuna görevlerini yerine getirmede yardımcı olacak teknik personeli temin etmeyi taahhüt eder.

Makale 9 :

c1. İlgilenen çeşitli Devletler, Komisyon tarafından dikilen trigonometrik noktaları, sinyalleri, direkleri veya sınır işaretlerini korumayı taahhüt ederler.

Makale 10 :

c1. Direkler, görünmez olacak şekilde yerleştirilecektir. Bunlar numaralandırılacak ve konumları ve sayıları kartografik bir belgede not edilecektir.

Makale 11 :

c1. Sınırı tanımlayan protokoller ve bunlara iliştirilmiş haritalar ve belgeler, iki nüshası sınır devletlerin Hükümetlerine, üçüncüsü ise otantik nüshaları teslim edecek olan Fransız Cumhuriyeti Hükümetine iletilecek olan üç kopya halinde yapılacaktır. mevcut Antlaşmayı imzalayan yetkilere.

Makale 12 :

c1. Londra Konferansı tarafından 13 Şubat 1914’te, 17-30 Mayıs 1913 tarihli Londra Antlaşması’nın 5.ve 1-14 Kasım 1913tarihli Atina Antlaşmasının 15.Maddesi uyarınca alınan karar 13 Şubat 1914’te Yunanistan’ın Doğu Akdeniz adaları üzerindeki Imbros, Tenedos ve Tavşan Adaları, özellikle deLemnos, Semadirek, Midilli,Sakız Adası,Samos ve Nikari aadaları dışındaki egemenliğine ilişkin Yunan Hükümetine, işbu Antlaşma’nın, 15. madde konusunu oluşturan İtalya egemenliği altına yerleştirilen adalara ilişkin hükümlerine tabi olarak, teyit edilir .
c2. Mevcut Antlaşma’da aksi hüküm bulunmadığı sürece, Asya kıyılarına üç milden daha az mesafede bulunan adalar Türk egemenliği altında kalmaktadır.

Makale 13 :

c1. Barışın korunmasını sağlamak amacıyla Yunan Hükümeti Midilli,Sakız Adası,Sisam ve Nikaria adaların da aşağıdaki kısıtlamaları gözetmeyi taahhüt eder:(1) Söz konusu adalarda deniz üssü ve tahkimat yapılmayacaktır.

(2) Yunan askeri uçaklarının Anadolu kıyıları topraklarında uçması yasaklanacaktır. Türk Hükümeti karşılıklı olarak söz konusu adaların üzerinden uçmasını yasaklayacaktır.

(3) Söz konusu adalardaki Yunan askeri kuvvetleri, yerinde eğitim verilebilen normal askerlik durumunun yanı sıra, jandarma ve polisin gücü ile orantılı olarak bir jandarma ve polis gücü ile sınırlı olacaktır. Tüm Yunan topraklarında polis var.

Makale 14 :

c1. Türk egemenliği altında kalanImbrosveTenedosadaları,yerel unsurlardan oluşan özel bir idari teşkilattan faydalanacak ve yerel gayrimüslim nüfus için yerel yönetim ve kişilerin ve mülklerin korunması ile ilgili her türlü garantiyi sağlayacaktır. Siparişin sürdürülmesi, yukarıda belirtilen ve emirleri altında verilen yerel yönetim tarafından yerel halktan alınan bir polis gücü tarafından sağlanacaktır.
c2. Yunanistan ve Türkiye arasında Yunan ve Türk nüfusunun değiş tokuşu ile ilgili olarak yapılmış olan veya yapılabilecek anlaşmalar İmbros ve Bozca adaları sakinlerine uygulanmaz.

Makale 15 :

c1. Türkiye, aşağıdaki adalar üzerinde İtalya’nın tüm hak ve unvanlarından vazgeçmektedir:Stampalia (Astrapalia),Rodos (Rhodos),Calki (Kharki),Scarpanto,Casos (Casso),Piscopis (Tilos),Misiros (Nisyros),Calimnos (Kalymnos (Kalymnos) ),Şimdi İtalya tarafından işgal edilen Leros, Patmos,Lipsos (Lipso),Simi (Symi)veCos (Kos)ve buna bağlı adacıklar ve ayrıca Castellorizzo adası üzerinde.

Makale 16 :

c1. Türkiye işbu Anlaşmada, mevcut Antlaşma’da belirtilen sınırların dışında kalan topraklar ve egemenliğinin söz konusu Antlaşma ile tanındığı adalar dışında kalan topraklar, bu toprakların ve adaların geleceği veya ilgili taraflarca karara bağlanmak.
c2. Bu maddenin hükümleri, Türkiye ile herhangi bir sınır ülkesi arasında yapılmış veya sonuçlandırılabilen komşu ilişkilerden kaynaklanan herhangi bir özel düzenlemeye halel getirmez.
 

Makale 17 :

c1. Türkiye’ninMısırveSoudanüzerindeki tüm hak ve unvanlardan feragat etmesi5 Kasım 1914 tarihinden itibaren geçerli olacaktır.

Makale 18 :

c1. Türkiye, Mısır anısına garanti edilen Osmanlı kredileri, yani 1855, 1891 ve 1894 kredileri ile ilgili tüm taahhüt ve yükümlülüklerden serbest bırakılmıştır. Mısır’ın şu anda bir kısmını oluşturan bu kredilerin hizmetine yönelik yıllık ödemeleri Mısır Kamu Borcunun, Mısır’ın hizmeti,Osmanlı Devlet Borçlarıile ilgili diğer tüm yükümlülüklerdenmuaftır.

Makale 19 :

c1. Mısır Devleti’nin tanınmasından kaynaklanan her türlü soru, daha sonra ilgili Güçler arasında belirlenecek şekilde müzakere edilecek anlaşmalarla çözülecektir. Bu Antlaşma’nın, söz konusu Antlaşma kapsamında Türkiye’den ayrılan bölgelerle ilgili hükümleri Mısır için geçerli değildir.

Makale 20 :

c1. Türkiye, 5 Kasım 1914’te İngiliz Hükümeti tarafından ilan edilen Kıbrıs’ın ilhakını kabul etmektedir.
 
Makale 21 :
c1. 5 Kasım 1914’te Kıbrıs’ta normal olarak ikamet eden Türk vatandaşları, yerel yasalarda belirtilen şartlara tabi olarak İngiliz uyruklu olacak ve bunun üzerine Türk uyruklarını kaybedeceklerdir. Bununla birlikte, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içinde Türk vatandaşlığını tercih etme hakkına sahip olacaklar, ancak bunu seçtikten sonra on iki ay içinde Kıbrıs’tan ayrılmak zorundalar.
c2. Yerel Antlaşma uyarınca yapılan bir talep sonucunda İngiliz vatandaşlığını kazanmış veya kazanmakta olan mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesi üzerine normalde Kıbrıs’ta ikamet eden Türk vatandaşları bunun üzerine Türkçelerini de kaybedeceklerdir. Milliyet.
c3. Kıbrıs Hükümeti’nin, daha önce Türk vatandaşı olan ve daha önce Türk Hükümeti’nin rızası olmadan başka bir vatandaşlık kazanmış olan adanın sakinlerine İngiliz vatandaşlığını reddetme hakkına sahip olacağı anlaşılmaktadır.

Makale 22 :

c1. Türkiye, 27. maddenin genel hükümlerine halel getirmeksizin,18 Ekim 1912 Lozan Antlaşması uyarıncaLibya’dasahip olduğu tüm hak ve imtiyazlarınve bunlarla bağlantılı araçların kesin olarak kaldırıldığını kabul eder.

2. ÖZEL HÜKÜMLER 

Makale 23 :

c1. Yüksek Akit Taraflar, savaş zamanında olduğu gibi,Çanakkale Boğazı,Marmora DeniziveBoğaziçi’nde, deniz ve hava yoluyla, barış zamanında, geçiş ve navigasyon özgürlüğü ilkesini tanımak ve ilan etmek konusunda anlaşmışlardır.Boğazlar rejimi ile ilgili olarak bu gün imzalanan ayrı Sözleşme’debelirtildiği gibi. Bu Sözleşme, mevcut Yüksek Sözleşmeci Taraflar, mevcut Antlaşma’nın bir parçasını oluşturuyormuş gibi, aynı güç ve etkiye sahip olacaktır.

Makale 24 :

c1. İşbu Anlaşmanın 2. Maddesinde tanımlanan sınır için rejime saygı göstererek bu gün imzalanan ayrı Sözleşme, mevcut Yüksek Akit Taraflar, mevcut Anlaşmanın bir parçasını oluşturuyormuş gibi ilgili olduğu sürece, eşit güç ve etkiye sahip olacaktır.

Makale 25 :

c1. Türkiye, Barış Antlaşmaları’nın tam gücünü ve diğer Taraf Devletlerin Türkiye tarafında savaşmış olan Güçler ile akdeddikleri ek Sözleşmeleri ve eski Alman toprakları ile ilgili olarak ne türden bir tavrın var olduğunu ya da yapılabileceğini kabul etmeyi taahhüt eder.İmparatorluk,Avusturya,Macaristanve Bulgaristan ve yeni devletleri sınırları içinde tanımak.

Makale 26 :

c1. Türkiye bu vesile ile tanır ve Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, sınırlarını kabul edenPolonya,sarılması, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve Çekoslovak Devletibu sınırlar olmuştur veya maddede belirtilen Antlaşmaların tarafından belirlenebilir olarak, 25 veya herhangi bir ek sözleşme ile.

Makale 27 :

c1. Siyasi, yasama veya idari konularda hiçbir iktidar veya yargı yetkisi, Türk Hükümeti veya yetkilileri tarafından, herhangi bir nedenle, bu Antlaşma’yı imzalayan diğer Güçlerin egemenliği veya koruması altına yerleştirilen bir ülkenin vatandaşları üzerinde, Türk Hükümeti veya yetkilileri tarafından hiçbir şekilde kullanılamaz. veya Türkiye’den ayrılmış bir bölgenin vatandaşları üzerinden.
c2. Müslüman dini otoritelerinin manevi niteliklerinin hiçbir şekilde ihlal edilmediği anlaşılmaktadır.
Makale 28 :
c1. Yüksek Akit Tarafların her biri, işbu bağlamda, Türkiye’deki Kapitülasyonların her açıdan tamamen kaldırılmasını kabul eder.

Makale 29 :

c1. Faslıola nFransız uyruklu ( “yetkililer’i‘) veTunuslular Türkiye’deki diğer Fransız vatandaşları (‘ olarak her bakımdan aynı muamele göreceklerdir yetkililer’i“).
c2. Libya yerlileri (“ressortissants“)Türkiye’de diğer İtalyan vatandaşlarıyla (“ressortissants“)her bakımdan aynı muameleden yararlanırlar.
c3. Bu maddenin hükümleri, hiçbir şekilde Türkiye’de yerleşik Tunus, Libya ve Fas kökenli kişilerin uyruğunu etkilemez.
c4. Karşılıklı olarak, bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarının hükümleri ile bölge sakinlerinin yararlandığı bölgelerde, Türk vatandaşları sırasıyla Fransa ve İtalya’daki muameleden faydalanacaktır.
c5. Sakinleri bu maddenin ilk fıkrasının hükümlerinden yararlanan topraklarda menşeli veya menşeli malların muamelesi Türkiye’ye ve karşılıklı olarak Türkiye menşeli veya mallarına yönelik muameleye tabidir. Söz konusu bölgelerde tabi olacaklar, Fransız ve Türk Hükümetleri arasındaki anlaşma ile karara bağlanırlar.
 

BÖLÜM II. UYRUK  

Makale 30 :

c1. Mevcut Antlaşma hükümlerine uygun olarak Türkiye’den ayrılan topraklarda alışkan olarak ikamet eden Türk tebaası, yerel yasaların belirlediği şartlarda, bu toprakların devredildiği Devlet vatandaşlarınınipso fiilihale gelmesine neden olacaktır.
 

Makale 31 :

c1. On sekiz yaşından büyükler, Türk uyruklarını kaybedipipso facto’ya30. madde uyarınca yeni bir uyrukedinmiş olanlar, mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içinde Türk uyruğunu seçmeye hak kazanacaklardır.

Makale 32 :

c1. Mevcut Antlaşma uyarınca Türkiye’den ayrılan bölgede alışkanlıkla ikamet eden ve on sekiz yaşın üzerindeki kişiler ve mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içinde, yarışta bu bölge nüfusunun çoğunluğundan farklı olan kişiler, Nüfusun çoğunluğunun, bu Devletin rızasına bağlı olarak, seçme hakkını kullanan kişi ile aynı ırkta bulunduğu Devletlerden birinin uyruğunu seçme hakkı.

Makale 33 :

c1. 31 ve 32. Maddelerin hükümlerine göre seçim yapma hakkını kullanan kişiler, on iki ay içinde ikamet ettikleri yeri seçtikleri Devlete devretmelidir.
c2. Seçme haklarını kullanmadan önce taşınmaz mallarını ikamet ettikleri diğer Devletin topraklarında tutma hakkına sahip olacaklar.
c3. Yanlarında her bir tanımın taşınır mallarını taşıyabilirler. Söz konusu mülkün kaldırılması ile ilgili olarak üzerlerine herhangi bir ihracat veya ithalat vergisi uygulanamaz.

Makale 34 :

c1. Türkiye’den ayrılan ülkelerde otorite kullanan Hükümetler ile ilgili kişilerin ikamet ettiği ülkelerin hükümetleri ile on sekiz yaşından büyük Türk vatandaşları, müstakil bir bölge vatandaşı olmak için yapılması gereken anlaşmalara tabidir. Mevcut Antlaşma uyarınca Türkiye’den gelen ve yürürlüğe giren yurtdışında alışkanlıkla ikamet eden, kendi ülkelerinin bulunduğu bölgenin vatandaşlığını, eğer o bölgenin nüfusunun çoğunluğuna ve konuya ait yarışlara aitlerse, Hükümetin burada yetkili makamın muvafakatına. Bu seçenek hakkı, mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içinde kullanılmalıdır.
 

Makale 35 :

c1. Sözleşme Makamları, ilgili kişilerin mevcut Antlaşma kapsamında veya Almanya, Avusturya, Bulgaristan veya Macaristan ile akdedilen Barış Antlaşmaları kapsamında veya Türkiye ya da bunlardan herhangi biri dışındaki güçlerin Rusya ile ya da kendi aralarında, kendilerine açık olabilecek başka bir milliyet seçmelerini söyledi.

Makale 36 :

c1. Bu Bölümün hükümleri açısından, evli bir kadının statüsü kocasının statüsüne ve on sekiz yaşın altındaki çocukların statüsüne ebeveynlerinin statüsü verilecektir.
 

BÖLÜM III. AZINLIKLARIN KORUNMASI 

Makale 37 :

c1. Türkiye, 38. ila 44. Maddelerde yer alan şartların temel yasalar olarak kabul edilmeyeceğini ve hiçbir hükmün, düzenlemenin veya resmi eylemin bu şartlarla çelişmeyeceğini veya bunlara müdahale edemeyeceğini ve bunların üzerinde herhangi bir yasa, yönetmelik veya resmi işlem yapılmayacağını taahhüt eder. .

Makale 38 :

c1. Türk Hükümeti, doğum, uyruk, dil, ırk veya din ayrımı yapmaksızın Türkiye’nin tüm sakinlerine yaşamın ve özgürlüğün tam ve eksiksiz bir şekilde korunmasını taahhüt eder.
c2. Türkiye’nin tüm sakinleri, gerek kamu gerekse özel olarak, uyumu kamu düzeni ve iyi ahlakla bağdaşmayacak herhangi bir inanç, din veya inançtan bağımsız olarak serbestçe çalışma hakkına sahiptir.
c3. Müslüman olmayan azınlıklar, bölgenin tamamı veya bir kısmı, tüm Türk vatandaşlarına uygulanan ve Türk Hükümeti tarafından ulusal savunma için alınabilecek önlemlere tabi olarak tam bir hareket ve göç özgürlüğüne sahip olacaklardır. kamu düzeninin korunması.

Makale 39 :

c1. Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk vatandaşları, Müslümanlarla aynı medeni ve siyasi haklara sahip olacaklar.
c2. Din ayrımı yapmaksızın tüm Türkiye sakinleri yasa önünde eşittir.
c3. Din, inanç ya da itiraf farklılıkları, kamu ya da siyasi haklardan yararlanma, örneğin kamu istihdamına, işlevlerine ve onurlarına ya da meslek ve endüstrilerin kullanılmasına ilişkin konularda hiçbir Türk vatandaşına zarar vermeyecektir.
c4. Herhangi bir dilin Türk vatandaşı tarafından özel ilişkide, ticarette, dinde, basında veya herhangi bir türde veya kamuya açık toplantılarda ücretsiz kullanımına herhangi bir kısıtlama getirilmeyecektir.
c5. Resmi dilin varlığına bakılmaksızın, Türkçe dışındaki konuşmaların Türk vatandaşlarına Mahkemelerde kendi dillerinin sözlü kullanımı için yeterli olanaklar sağlanacaktır.

Makale 40 :

c1. Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk vatandaşları hukukta ve aslında diğer Türk vatandaşlarıyla aynı muamele ve güvenlikten yararlanırlar. Özellikle, kendi dillerini kullanma, kendi dillerini kullanma ve kendi haklarını kullanma hakkı ile kendi masrafları, yardım, dini ve sosyal kurumlar, herhangi bir okul ve diğer kurumları kurma, yönetme ve kontrol etme konusunda eşit hakka sahip olacaklardır. orada kendi dinini özgürce kullanabilir.

Makale 41 :

c1. Kamu eğitimi ile ilgili olarak, Türk Hükümeti, Müslüman olmayan vatandaşların önemli bir kısmının ikamet ettiği ilçe ve ilçelerde, ilköğretim okullarında bu tür Türk vatandaşlarının çocuklarına eğitim verilmesini sağlayacak yeterli imkanlar sağlayacaktır. kendi dillerinin aracı. Bu hüküm, Türk Hükümeti’nin söz konusu okullarda Türkçe dilinin öğretilmesini zorunlu hale getirmesini engellemeyecektir.
c2. Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk vatandaşlarının önemli bir oranının bulunduğu ilçe ve ilçelerde, bu azınlıklara Devlet, belediye veya kamu fonları kapsamında kamu fonlarından sağlanabilecek meblağların kullanımında ve uygulanmasında eşit bir pay sağlanacaktır. eğitimsel, dini veya hayır amaçlı diğer bütçeler.
c3. Söz konusu meblağlar ilgili kurum ve kuruluşların nitelikli temsilcilerine ödenecektir.

Makale 42 :

c1. Türk Hükümeti, Müslüman olmayan azınlıklar konusunda, aile hukuku veya kişisel statülerine ilişkin olarak, bu soruların bu azınlıkların geleneklerine uygun olarak çözülmesine olanak tanıyan önlemler almayı taahhüt eder.
c2. Bu önlemler, Türk Hükümeti temsilcilerinden ve ilgili azınlıkların her birinden eşit sayıda temsilciden oluşan özel Komisyonlar tarafından hazırlanacaktır. Uyuşmazlık durumunda, Türk Hükümeti ve Milletler Cemiyeti Konseyi,Avrupa avukatları arasından seçilen bir hakem anlaşmasıyla anlaşmaya varacaklardır.
c3. Türk Hükümeti yukarıda belirtilen azınlıkların kiliselerine, sinagoglarına, mezarlıklarına ve diğer dini kuruluşlarına tam koruma sağlamayı taahhüt eder. Dindar vakıflara ve halihazırda Türkiye’de mevcut olan söz konusu azınlıkların dini ve hayır kurumlarına tüm tesisler ve izinler verilecek ve Türk Hükümeti, yeni dini ve hayır kurumlarının oluşumunu reddetmeyecektir. bu nitelikteki diğer özel kurumlara garanti edilen gerekli tesisler.

Makale 43 :

c1. Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk vatandaşları, inançlarını veya dini gözlemlerini ihlal eden herhangi bir davranışta bulunmaya zorlanamaz ve Hukuk Mahkemelerine katılmayı veya herhangi bir yasal işlem yapmayı reddetmeleri nedeniyle herhangi bir sakatlığa maruz bırakılamaz. haftalık dinlenme günlerinde iş.
c2. Ancak bu hüküm, Türk vatandaşlarını, kamu düzeninin korunması için diğer tüm Türk vatandaşlarına uygulanacak yükümlülüklerden muaf tutmayacaktır.

Makale 44 :

c1. Türkiye, bu Bölümün önceki Maddelerinin Türkiye’nin Müslüman olmayan vatandaşlarını etkilediği sürece, bu hükümlerin uluslararası endişe yükümlülükleri olduğunu ve Milletler Cemiyeti’nin garantisi altına alınacağını kabul eder. Milletler Cemiyeti Konseyi’nin çoğunluğunun izni olmadan değiştirilemezler. Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya veJaponya, bu Maddelerdeki Milletler Cemiyeti çoğunluğunun çoğunluğu tarafından onaylanan herhangi bir modifikasyon için onaylarını vermemeyi kabul eder.
c2. Türkiye, Milletler Cemiyeti Konseyi’nin herhangi bir üyesinin, bu yükümlülüklerden herhangi birinin ihlali veya ihlali tehlikesini Konseyin dikkatine sunma hakkına sahip olacağını ve Konseyin bunun üzerine harekete geçip bu yönde talimatlar verebileceğini kabul eder. şartlarda uygun ve etkili olabileceği için.
c3. Türkiye ayrıca, Türk Hükümeti ile Millet Cemiyeti Konseyi üyesi olan diğer İmza Yetkileri veya diğer herhangi bir Güç arasında, bu Maddelerden kaynaklanan hukuki sorunlar veya gerçekler hakkındaki görüş farklılıklarının, altında uluslararası bir karakterin bir anlaşmazlık olması düzenlenecek Madde 14arasınd aMilletler Cemiyeti Sözleşmesi. Türk Hükümeti işbu belge ile bu tür herhangi bir anlaşmazlığın, diğer tarafın talep etmesi halindeDaimi Uluslararası Adalet Divanı’na gönderileceğini kabul eder. Daimi Mahkemenin kararı kesindir ve Sözleşme’nin13. maddesi uyarınca verilen bir kararla aynı güce ve etkiye sahiptir.

Makale 45 :

c1. İşbu Bölümün Türkiye’nin gayrimüslim azınlıklarına ilişkin hükümleri tarafından sağlanan haklar, Yunanistan tarafından kendi topraklarındaki Müslüman azınlık konusunda da benzer şekilde sağlanacaktır.

BÖLÜM II — FİNANSAL HÜKÜMLER

BÖLÜM I. OSMANLI DEVLET BORÇLARI.  

MADDE 46 

İşbu Bölümün ekinde yer alan Tabloda tanımlandığı üzere Osmanlı Devlet Borçları, Balkan Savaşları’ndan sonra lehine Osmanlı Devleti’nden ayrılan Devletler arasında mevcut Bölgede belirtilen koşullar altında dağıtılacaktır. 1912-13’te, bu Antlaşma’nın 12 ve 15. maddelerinde atıfta bulunulan Devletlere ve bu Maddenin son paragrafında atıfta bulunulan ülkelere atıfta bulunulan ülkeler ve Asya’da yeni oluşturulan ve birbirinden ayrılan Devletler şimdiki Antlaşma uyarınca Osmanlı İmparatorluğu’ndan Yukarıdaki Devletlerin tümü, bu Bölümde belirtilen şartlar altında, 53. maddede atıfta bulunulan tarihlerden itibaren Osmanlı Devlet Borçlarının hizmetine ilişkin yıllık ücretlere katılacaktır.

53. maddede belirtilen tarihlerden itibaren Türkiye, diğer Devletlerin yükümlü olduğu Borcun paylarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Osmanlı Devlet Borçlarının dağıtılması amacıyla, Trakya topraklarının 1 Ağustos 1914’te Türk egemenliği altında olan ve bu Antlaşma’nın 2. maddesi uyarınca Türkiye’nin sınırları dışında kalan kısmı söz konusu Antlaşma uyarınca Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopmuş sayılmak.

MADDE 47  

Osmanlı Kamu Borç Konseyi, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesini izleyen üç ay içinde, 50. ve 51. Maddelerin belirlediği esasa göre, Bu bölüme, ilgili Devletlerin her biri tarafından ödenecek olan ve bu miktarı kendilerine bildirecek olan Tablo eklenmiştir.

Bu Devletlere, Osmanlı Kamu Borçları Konseyi tarafından bu amaçla yapılan hesaplamaları kontrol etmek üzere Konstantinopolis delegelerine gönderme fırsatı verilecektir.

Borç Konseyi, 27 Kasım 1919 tarihli Bulgaristan ile Barış Antlaşması’nın 134. Maddesinde atıfta bulunulan işlevleri yerine getirir.

İşbu Maddede belirtilen ilkelerin uygulanmasıyla ilgili taraflar arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar, birinci paragrafta atıfta bulunulan bildirimden sonra bir aydan fazla olmamak üzere, Lig Konseyi’nin hakemine gönderilir. Milletlerin atanması istenecek; bu hakem kararını üç aydan fazla olmamak üzere verir. Hakemin ücreti Milletler Cemiyeti Konseyi tarafından belirlenir ve tahkimin diğer masraflarıyla birlikte ilgili taraflarca karşılanır. Hakemin kararları kesindir. Anütasyonların ödenmesi, yukarıda belirtilen hakemlere yapılan herhangi bir anlaşmazlıktan dolayı askıya alınmayacaktır.

MADDE 48  

Bu Bölümün ekinde yer alan Tablonun A Bölümünde tanımlandığı üzere Osmanlı Devlet Borçlarının atfedildiği Türkiye dışındaki Devletler, 47. maddeye göre bildirildikleri tarihten itibaren üç ay içinde bu Maddede atıfta bulunulan yıllık ücretlerdeki ilgili payları, Borç Konseyi’ne paylarının ödenmesi için yeterli güvenliği tahsis eder. Söz konusu teminat yukarıda belirtilen süre içinde tayin edilmezse veya tayin edilen teminatın yeterliliği ile ilgili herhangi bir anlaşmazlık durumunda, bu Antlaşmayı imzalayan Hükümetlerden herhangi biri, Milletler.

Milletler Cemiyeti Konseyi, Borcun dağıtıldığı ülkelerde (Türkiye dışında) mevcut olan uluslararası finansal kuruluşlara güvenlik olarak tayin edilen gelirlerin tahsilatını yetkilendirecektir. Milletler Cemiyeti Konseyi’nin kararları kesindir.

MADDE 49  

İlgili Devletlerin her birinin yükümlü olduğu yıllık gelirin miktarının 47. maddesi uyarınca nihai tespit tarihinden itibaren bir ay içinde bir Komisyon, Paris’in nominal sermayesinin dağıtım yöntemini belirlemek için Paris’te toplanır. Bu Bölümün Ekinde yer alan Tablo A Bölümünde tanımlanan Osmanlı Devlet Borçları. Bu dağıtım, yıllık gelirlerin bölünmesi için kabul edilen oranlara uygun olarak yapılacak ve kredileri düzenleyen anlaşmaların şartları ve bu Bölüm hükümleri dikkate alınacaktır.

Birinci paragrafta atıfta bulunulan Komisyon, Türk Hükümetinin bir temsilcisi, Osmanlı Kamu Borçları Konseyi’nin bir temsilcisi, Birleşik Borç ve Çok Türklerden başka bir borcun temsilcisi; ilgili Hükümetlerin her biri de bir temsilci atamaya yetkilidir. Komisyonun anlaşmaya varamayacağı tüm sorular 47. maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen hakeme gönderilir.

Eğer Türkiye payına göre yeni menkul kıymetler yaratmaya karar verirse, Osmanlı Devleti Borçlarının sermayesinin dağılımı, ilk olarak Türkiye’yi, Türkiye Cumhuriyeti Temsilcisinin temsilcisinden oluşan bir Komite tarafından Türkiye’yi etkilediği için yapılacaktır. Osmanlı Devlet Borçları Konseyi ile Birleşik Borç ve Çok Türkler dışındaki borçların temsilcisi. Yeni menkul kıymetler, Türkiye’nin borçtan tahsil edilmesini ve tahvil sahiplerinin Osmanlı payından sorumlu diğer devletlere karşı haklarını serbest bırakmasını sağlayacak şartlar altında tahvil sahiplerine teslim edilmelerini sağlayacak Komisyona teslim edilecektir. Kamu Borçları.

İlgili Devletlerin her birinin yükümlü olduğu yıllık gelirin ödenmesi, bu maddenin nominal sermayenin dağıtımına ilişkin hükümlerinin bir sonucu olarak ertelenmeyecektir.

MADDE 50  

47. maddede atıfta bulunulan yıllık ücretlerin ve 49. maddede belirtilen Osmanlı Devlet Borçlarının nominal sermayesinin dağılımı aşağıdaki şekilde yapılır:

(1) 17 Ekim 1912’den önceki krediler ve bu kredilerin yıllık gelirleri, 1912-13 Balkan savaşlarından sonra olduğu gibi Osmanlı Devleti arasında dağıtılacaktır. Bu savaşlardan sonra Osmanlı İmparatorluğu ve bu Antlaşma’nın 12. ve 15. maddelerinde atıfta bulunulan Devletlerin atfedildiği Devletler; bu savaşları veya müteakip antlaşmaları sona eren antlaşmaların yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelen bölgesel değişiklikler dikkate alınacaktır.

(2) Osmanlı Devleti’nin bu ilk dağıtımdan sonra yükümlü olduğu kredilerin kalıntısı ve 17 Ekim 1912 ile 1 Kasım 1914 arasında bu İmparatorluk tarafından imzalanan kredilerle birlikte ve bu tür kredilerin yıllık gelirleri, yeni Antlaşma kapsamında bir bölge Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılmış olan Asya’da yeni oluşturulan Devletler ile son paragrafta atıfta bulunulan ülke arasında dağıtılacaktır. Söz konusu Antlaşmanın 46. Maddesi atfedilmiştir.

Sermayenin dağıtımı, her bir kredi durumunda, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girdiği tarihte ödenmemiş sermaye miktarına dayanacaktır.

MADDE 51  

50 nci maddede öngörülen dağıtım sonucunda, her bir Devletin sorumlu olduğu Osmanlı Devlet Borçlarının yıllık ücretlerindeki pay tutarı aşağıdaki şekilde belirlenir:

(I) Madde 50 (1) ‘in öngördüğü dağıtım ile ilgili olarak, ilk olarak 12 ve 15’inci maddelerde atıfta bulunulan adaların ve Balkan savaşlarından sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan toprakların payı, düzeltmek. Bu payın miktarı, yukarıda belirtilen ada ve bölgelerin bir bütün olarak alınan ortalama toplam geliri ortalamanın üzerinde olduğu için Madde 50 (1) uyarınca dağıtılacak yıllık gelirlerin toplamı ile aynı orana sahip olacaktır. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1910-1911 ve 1911-1912 mali yıllarındaki toplam geliri, 1907’de kurulan gümrük vergilerinin gelirleri dahil.

Bu şekilde belirlenen miktar, önceki paragrafta atıfta bulunulan bölgelerin atfedildiği Devletler arasında dağıtılacak ve bu Devletlerin her birinin yükümlü olacağı pay, dağıtılan toplam miktarla aynı oranda olacaktır. 1910-11 ve 1911-12 mali yıllarında her bir Devlete atfedilen bölgenin ortalama toplam geliri, Balkan Savaşları ve 12. Maddelerde atıfta bulunulan adalardan sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan bölgelerin ortalama toplam gelirine ve 15. Bu fıkrada belirtilen gelirlerin hesaplanmasında gümrük gelirleri hariç tutulur.

(2) Bu Antlaşma kapsamında Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan bölgelerle ilgili olarak (46. maddenin son paragrafında atıfta bulunulan bölge dahil), ilgili her bir Devletin payının toplam tutarı ile aynı orana sahip olacaktır. 1910-11 ve 1911-12 mali yıllarında, ayrılan bölgenin ortalama toplam geliri (1907’de kurulan Gümrük vergisinin gelirleri dahil) olarak 50 (2) ‘ye göre dağıtılacak yıllık gelirlerin ortalama toplamı bu maddenin (I) bendinde atıfta bulunulan bölge ve adalar hariç, Osmanlı İmparatorluğu’nun geliri.

MADDE 52  

Bu Bölümün Ekinde yer alan Tablo B Kısmında atıfta bulunulan ilerlemeler, Türkiye ile 46. maddede atıfta bulunulan diğer Devletler arasında aşağıdaki koşullar altında dağıtılır:

(I) 17 Ekim 1912’de var olan Tabloda atıfta bulunulan ilerlemelerle ilgili olarak, eğer mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girdiği tarihte, söz konusu tarihlerdeki faiz ile birlikte, ödenmemiş sermaye tutarı 53 üncü maddenin birinci fıkrasında ve bu tarihten bu yana yapılan geri ödemeler, 50 (I) ve 51 (1) Maddeleri hükümlerine göre dağıtılır.

(2) Osmanlı Devleti’nin 17 Ekim 1912 ve 1 Kasım 1914 tarihleri ​​arasında söz konusu İmparatorluk tarafından sözleşme yapılan ilk dağıtımdan ve Tabloda atıfta bulunulan ilerlemelerden sonra sorumlu kaldığı miktarlar ile ilgili olarak, , eğer varsa, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girdiği tarihte bekleyen, 1 Mart 1920’den itibaren faiz ve bu tarihten itibaren yapılan geri ödemeler, 50 (2). ) ve 51 (2).

Osmanlı Kamu Borç Konseyi, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesini izleyen üç ay içinde, ilgili Devletlerin her birinin sorumlu olduğu bu avanslardaki pay miktarını belirleyecek ve bu miktar hakkında bilgilendirecektir.

Türkiye dışındaki Devletlerin yükümlü olduğu meblağlar, bu Devletler tarafından Borç Konseyi’ne ödenecek ve Konsey tarafından alacaklılara ödenecek veya Türkiye tarafından ödenen miktara kadar Türk Hükümetine ödenecektir. bu Devletlerin hesabı için faiz veya geri ödeme.

Önceki paragrafta atıfta bulunulan ödemeler, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren beş eşit gelir ile yapılır. Bu ödemelerin Osmanlı İmparatorluğu alacaklılarına ödenecek kısmı, avansları düzenleyen sözleşmelerde belirlenen oranlarda faiz taşıyacaktır; Türk Hükümeti’ne yatırılacak kısım faizsiz ödenecektir.

MADDE 53  

Balkan savaşlarından sonra bir bölge Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan Devletler lehine Osmanlı Devlet Borçlarının (bu Bölüme ekli Tablonun A Bölümünde tanımlandığı gibi) kredilerinin hizmet gelirleri, ilgili bölgelerin bu Devletlere devredildiği anlaşmaların yürürlüğe girmesinden itibaren ödenecek. 12. Maddede atıfta bulunulan adalarda, yıllık gelir, 1/14 Kasım 1913 tarihinden itibaren ve 15. Maddede atıfta bulunulan adalarda 17 Ekim 1912’den itibaren ödenecektir.

Mevcut Antlaşma kapsamında Asya’da topraklarda yeni oluşturulan Devletlerin ve bu Antlaşma uyarınca Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan ve yıllık 46. maddenin son paragrafında atıfta bulunulan bölgenin atıfta bulunulan Devletin getirdiği yıllık ödemeler 1. Mart, 1920.

MADDE 54  

Bu Bölümün ekinde yer alan Tablonun A Bölümünde yer alan 1911, 1912 ve 1913 Hazine Bonoları, sözleşmeler tarafından belirlenen tarihten itibaren on yıl içinde, mutabık kalınan faiz oranı üze ktir.

MADDE 55  

Türkiye de dahil olmak üzere 46. maddede atıfta bulunulan Devletler, Osmanlı Borç Konseyine (bu Bölümün Ekinde yer alan Tablonun A Bölümünde tanımlandığı gibi) Osmanlı Devlet Borçları’ndan paylarının ödenmesi için gereken yıllık gelir tutarını öderler. bu tür anüasyonların 53 üncü maddede belirtilen tarihlerden itibaren ödenmemiş kalacağı ölçüde. Bu ödeme, bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren yirmi eşit yıllık maaş yoluyla faizsiz olarak yapılacaktır.

Türkiye dışındaki Devletlerin Borç Konseyi’ne ödenen yıllık gelir tutarı, bu Devletler için Türkiye tarafından yapılan ödemeleri temsil ettikleri ölçüde, bulunduğu borçlar nedeniyle Türkiye’ye yatırılacaktır. borç.

MADDE 56  

Osmanlı Kamu Borçları İdare Konseyi artık Alman, Avusturya ve Macar tahvil sahiplerinin delegelerini içermeyecek.

MADDE 57 

Mısır haraçına bağlanan 1855, 1891 ve 1894 tarihli Osmanlı Devlet Borçlarının ve Türk Kredilerinin kredileri ve avansları için kuponların veya faiz taleplerinin sunumu için belirlenen zaman sınırları ve geri ödeme için alınan bu kredilerin menkul kıymetleri, Yüksek Akit Tarafların topraklarında, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden üç ay sonrasına kadar 29 Ekim 1914’ten askıya alındığı kabul edilecektir.

BÖLÜM II. ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER  

MADDE 58  

Öte yandan Türkiye ve diğer Akit Yetkiler (Yunanistan hariç) arasında sırasıyla Türkiye ve söz konusu Yetkili Kişiler ile vatandaşları (tüzel kişiler dahil) arasında maruz kalınan zarar ve ziyan için tüm manevi taleplerden karşılıklı olarak vazgeçilmektedir. 1 Ağustos 1914 ve mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesi, savaş eylemlerinin veya talep, tutuklama, elden çıkarma veya müsadere önlemlerinin bir sonucu olarak.

Bununla birlikte, yukarıdaki hükümler, bu Antlaşma’nın III.Bölümünün (Ekonomik Hükümler) hükümlerine halel getirmez.

Türkiye, 28 Haziran Barış Antlaşması’nın 259 (I) maddesi ile Almanya ve Avusturya’nın 210. maddesi uyarınca 259 (I) maddesi uyarınca Almanya ve Avusturya tarafından devredilen altın miktarında diğer Akit Taraflardan (Yunanistan hariç) herhangi bir haktan vazgeçmiştir. (I) 10 Eylül 1919 Barış Anlaşması ile Avusturya.

Osmanlı Devlet Borçlarının İdaresi Konseyi, 20 Haziran 1331 (3 Temmuz 1915) tarihli ve Türk para senetlerinin ilk sayısı ile ilgili olarak yapması gereken ödemeleri yapmakla yükümlüdür. bu tür notların arkasına yazılan kelimelerle.

Türkiye ayrıca, İngiliz Hükümeti veya vatandaşlarından, 1914’te İngiliz Hükümeti tarafından talep edilen Osmanlı Hükümeti tarafından İngiltere’de sipariş edilen savaş gemileri için ödenen meblağların geri ödenmesini talep etmemeyi kabul eder ve konuyla ilgili tüm talepleri reddeder.

MADDE 59  

Yunanistan, savaş yasalarına aykırı olan Yunan ordusu veya yönetiminin eylemlerinden dolayı Anadolu’da meydana gelen hasarın onarılması yükümlülüğünü kabul etmektedir.

Öte yandan Türkiye, savaşın uzamasından ve sonuçlarından kaynaklanan Yunanistan’ın mali durumu göz önüne alındığında, son olarak Yunan Hükümeti’ne karşı tazminat taleplerini reddetti.

MADDE 60 

Balkan savaşlarından sonra veya mevcut Antlaşma ile toprakları Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan veya ayrılan Devletler, ödeme yapmadan, içinde bulunan Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm mal ve mülklerini edineceklerdir.

Medeni Listeden Devlete devredilen mal ve mülklerin 26 Ağustos 1324 (8 Eylül, I908) ve 20 Nisan 1325 (2 Mayıs I909) Iraklıları tarafından belirlendiği anlaşılmaktadır. ve ayrıca 30 Ekim 1918’de Kamu Listesi tarafından bir kamu hizmeti yararına yönetilenler, yukarıdaki paragrafta atıfta bulunulan mülk ve mülkler arasında yer almakta olup, söz konusu Devletler, söz konusu mülk ve mal varlığı ile ilgili olarak. Böyle bir mülkte yaratılan Uşaklar korunacaktır.

Sivil Listeden Devlete geçen ve Balkan savaşlarından sonra veya sonrasında Yunanistan’a transfer edilen eski Osmanlı İmparatorluğu topraklarında bulunan mal ve mülklerle ilgili olarak Yunan ve Türk Hükümetleri arasında ortaya çıkan anlaşmazlık, 1 – 4 Kasım 1913 tarihli Atina Antlaşması’na ekli 2 No’lu özel protokole uygun olarak Lahey’deki bir hakem heyetine atıfta bulunulmaktadır. Görev tanımları iki Hükümet arasında belirlenecektir.

Bu maddenin hükümleri, yukarıdaki ikinci ve üçüncü fıkralarda belirtilmeyen, Medeni Liste adına kayıtlı veya onun tarafından yönetilen mal ve mülklerin tüzel niteliğini değiştirmeyecektir.

MADDE 61 

İşbu Antlaşma kapsamında Türkiye dışındaki bir devletin vatandaşlığını kazanan Türk medeni ve askeri emeklilik maaşını alanların, Türk Hükümeti’ne emekli aylıkları konusunda herhangi bir talepte bulunmayacaktır.

MADDE 62 

Türkiye, 28 Haziran 1919’da Versay’da yapılan Barış Antlaşması’nın 261. Maddesi ve buna karşılık gelen Almanya, Avusturya, Bulgaristan veya Macaristan’ın kendisine karşı sahip olabileceği herhangi bir ödeme veya geri ödeme talebinin devredildiğini kabul etmektedir. 1 Eylül 1919 tarihli Barış Antlaşmalarının Avusturya ile olan maddeleri; 27 Kasım 1919’da Bulgaristan ile; ve 4 Haziran 1920’de Macaristan ile birlikte.

Diğer Akit Yetkililer, Türkiye’yi bu hesaptan yükümlü olduğu borçlardan çıkarmayı kabul eder.

Türkiye’nin Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan aleyhindeki iddiaları da bu Sözleşme Makamlarına devredilmiştir.

MADDE 63 

Türk Hükümeti, diğer Akit Yetkilerle mutabık kalınarak, Alman Hükümeti’ni, savaş sırasında Türkiye’den Almanya’ya ihraç edilecek mallar için belirli bir döviz kuru oranında Türk Hükümeti para notlarını kabul etme yükümlülüğünden serbest bırakır. savaş.

BÖLÜM III — EKONOMİK HÜKÜMLER

MADDE 64  

Bu bölümde, “Müttefik Kuvvetler” ifadesi, Türkiye dışındaki Akit Yetkileri anlamına gelmektedir.

“Müttefik vatandaşlar” terimi, Türkiye dışındaki Sözleşme Makamlarının veya söz konusu Yetkilerden birinin koruması altındaki bir Devletin veya bölgenin fiziksel şahıslarını, şirketlerini ve derneklerini içerir.

Bu Bölümün “Müttefik vatandaşlar” ile ilgili hükümleri, Müttefik Devletlerden birinin vatandaşlığına sahip olmadan, bu yetkilerin ellerinde gerçekten korudukları koruma sonucunda Osmanlı makamlarından alınan kişilere fayda sağlayacaktır. Müttefik vatandaşlarla aynı muamele görüyor ve bu nedenle ön yargıda bulunuyorlar.

BÖLÜM I. MÜLKİYET, HAKLAR VE ÇIKARLAR  

MADDE 65 

Halen var olan ve bu Antlaşma’nın yürürlüğe girdiği tarihte Türk kalan bölgelerde tespit edilebilen ve 29 Ekim 1914’te Müttefik vatandaşlar olan kişilere ait mülk, hak ve menfaatler derhal geri yüklenecektir. mevcut durumdaki sahiplerine.

Karşılıklı olarak, 29 Ekim 1914’te Müttefik Kuvvetlerin egemenliğine veya korumasına tabi olan bölgelerde veya Balkan savaşlarından sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan ve bugüne kadar tespit edilebilen ve hâlâ var olan ve tanımlanabilecek mülkiyet, haklar ve çıkarlar Türk vatandaşlarına ait olan ve böyle bir Gücün egemenliğine derhal mevcut devlet sahiplerine geri yüklenecektir. Aynı hüküm, bu Antlaşma kapsamında Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan ve Türk makamlarının yetkileri ne olursa olsun tasfiyeye veya diğer istisnai önlemlere maruz kalmış bölgelerdeki Türk vatandaşlarına ait mülkiyet, hak ve menfaatler için de geçerlidir. Müttefik Güçler.

Osmanlı Devleti tarafından istisnai bir savaş tedbirine tabi tutulduktan sonra, şimdi söz konusu bölge üzerindeki Sözleşme Makamı yetkisine sahip olan, mevcut Antlaşma kapsamında Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan bölgede yer alan tüm mülkiyet, hak ve menfaatler tanımlanabilen ve mevcut durumlarında meşru sahiplerine geri yüklenecektir. Söz konusu bölge üzerinde Sözleşme Makamı icra makamı tarafından tasfiye edilmiş olabilecek taşınmaz mallar için de aynı hüküm uygulanır. Kişiler arasındaki diğer tüm talepler yetkili yerel mahkemelere sunulur.

Hak talebinde bulunulan mülkün kimliği veya mülkünün iadesi ile ilgili tüm anlaşmazlıklar, bu Bölümün V. Bölümünde belirtilen Karışık Tahkim Mahkemesine sunulacaktır.

MADDE 66  

Yüksek Sözleşmeci Taraflar, 65. maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümlerini yürürlüğe koymak için, en hızlı prosedürle sahiplerini, sahip oldukları herhangi bir yük veya yükümlülükten arınmış mülk, hak ve menfaatlerine sahip olacak şekilde geri kazanacaklardır. bu tür mülkiyet, haklar ve menfaatler söz konusu sahiplerin rızası olmadan tahsil edilmiş olabilir. Mülkü doğrudan veya dolaylı olarak söz konusu Hükümetten almış olabilecek ve bu iade ile yaralanabilecek üçüncü tarafların tazminini sağlamak, iadeyi etkileyen İktidar Hükümeti’nin görevidir. Bu tazminatla ilgili olarak doğabilecek uyuşmazlıklar olağan mahkemelerce çözülür.

Diğer tüm durumlarda, tazminat almak için sorumlu olana karşı harekete geçmek üzere yaralanabilecek herhangi bir üçüncü tarafa açık olacaktır.

Bu hükümleri yürürlüğe koymak için, Yüksek Akit Tarafların düşman mülkiyeti, hakları ve menfaatleri ile ilgili yapmış olabileceği tüm transfer eylemleri veya diğer istisnai savaş tedbirleri, tasfiye henüz tamamlanmadığında derhal iptal edilecek ve kalacaktır. . Talepte bulunanlar, malları, haklarını ve menfaatlerini belirledikleri anda derhal iade etmelidirler.

İşbu Anlaşmanın imzalandığı tarihte, iadesi 65. maddede öngörülen mal, hak ve menfaatler, Yüksek Akit Taraflardan birinin yetkilileri tarafından tasfiye edildiğinde, Taraf, tasfiyenin hasılatını sahibine ödeyerek söz konusu mülkü, hakları ve menfaatleri geri yükleme yükümlülüğü. Sahibinin başvurusu üzerine, Bölüm V tarafından sağlanan Karışık Tahkim Mahkemesi, tasfiyenin, adil bir fiyatın gerçekleşmesini sağlayacak şartlarda gerçekleştirilmediğini tespit ederse, Taraflar, adil sayılacak miktarın tasfiyesine ilişkin hasılatların eklenmesini emretmek. Bahsedilen mülkiyet,

MADDE 67 

Bir yandan Yunanistan, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti, diğer yandan Türkiye, hem uygun idari tedbirlerle hem de bunlarla ilgili tüm belgelerin teslimi, bölgelerindeki arama ve orduları veya idareleri tarafından Türkiye topraklarında veya Yunanistan, Romanya veya Sırp-Hırvat-Sloven Devleti topraklarında ele geçirilen veya el konulan her türlü mülkün iadesi, fiilen topraklar dahilinde söz konusu.

Bu tür bir arama ve iade, yukarıda belirtilen, Alman, Avusturya-Macaristan veya Bulgar orduları veya Yunanistan, Romanya veya Sırp-Hırvat-Sloven Devleti topraklarındaki idareler tarafından ele geçirilen veya el konan nitelikteki mülkiyete ilişkin olarak da gerçekleştirilecektir. Türkiye’ye veya vatandaşlarına, Türkiye topraklarında Yunanistan, Romanya veya Sırp-Hırvat-Sloven Devleti veya vatandaşlarına tahsis edilen Yunan, Romanya veya Sırp orduları tarafından ele geçirilen veya el konulan mülklere tahsis edildi.

Bu tür arama ve iade ile ilgili başvurular, mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde yapılmalıdır.

MADDE 68  

Türkiye’deki Yunan ordusu tarafından işgal edilen ilçelerde, bir yanda Yunan makamları ve idareleri ile diğer yanda Türk vatandaşları arasında yapılan sözleşmelerden doğan borçlar, söz konusu sözleşmelerin hükümlerine göre Yunan Hükümeti tarafından ödenecektir. .

MADDE 69 

1 Ağustos 1914’te sahip oldukları ayrıcalıklar nedeniyle Müttefik vatandaşların ve mallarının tabi olmadığı hiçbir ücret, vergi veya ek vergi, müttefik deneklerden veya mallarından daha önceki mali yıllara göre tahsil edilmeyecektir. mali yıl 1922-23.

15 Mayıs 1923 tarihinden sonra, 1922-1923 mali yılından önceki mali yıllarla ilgili olarak herhangi bir miktar tahsil edilirse, bu Anlaşma yürürlüğe girer girmez bu tutar ilgili kişilere iade edilir.

15 Mayıs 1923 tarihinden önce tahsil edilen meblağlar için geri ödeme talebinde bulunulmaz.

MADDE 70  

65, 66 ve 69. Maddelere dayanan talepler, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde yetkili makamlara ve anlaşmalı olarak on iki ay içinde Karışık Tahkim Mahkemesine sunulmalıdır.

MADDE 71. 

Britanya İmparatorluğu, Fransa, [taly, Roumania ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti veya vatandaşları, 29 Ekim 1914’ten önce Osmanlı Hükümetine karşı mülkleri, hakları ve çıkarları ile ilgili iddialarına veya davalarına başlamışlardır. Bölüm, bu iddia ve davalara halel getirmeyecektir.

Osmanlı Hükümeti veya vatandaşları tarafından İngiliz, Fransız, İtalyan, Romanya veya Sırp-Hırvat-Sloven Hükümetleri aleyhine açılan davalar veya davalar da benzer şekilde önyargılı olmayacaktır. Bu iddialar veya davalar, Kapitülasyonların kaldırılması nedeniyle 29 Ekim I9I4’ten önce mevcut şartlar altında Türk Hükümetine ve bu Maddede belirtilen diğer Hükümetlere karşı sürdürülecektir.

MADDE 72  

Mevcut Antlaşma nedeniyle Türk kalan bölgelerde, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden önce Müttefiklerin eline geçmiş veya işgal etmiş olan Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’a veya vatandaşlarına ait mülkiyet, hak ve menfaatler Hükümetler, Almanlar, Avusturya, Macar ve Bulgar Hükümetleri ya da ilgili vatandaşları arasındaki düzenlemeler sonuçlanıncaya kadar, tlxese Hükümetleri’nin elinde kalacaklardır. Yukarıda belirtilen mal, hak ve menfaatler tasfiye edilmişse, bu tasfiye teyit edilir.

Mevcut Antlaşma kapsamında Türkiye’den ayrılan bölgelerde, bu yetkiyi kullanan Hükümetler, mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’a ait mülkiyet, hak ve menfaatleri tasfiye etme yetkisine sahip olacaktır. veya vatandaşlarına.

Tasfiye edilmiş olsun ya da olmasın tasfiye gelirleri, tasfiye edilen mülk Alman, Avusturya, Macar veya Bulgar Devletine aitse, ilgili Devletlerle akdedilen Barış Antlaşması ile kurulan Tazminat Komisyonuna ödenecektir. Özel mülkiyetin tasfiyesi durumunda, tasfiye gelirleri doğrudan sahiplerine ödenir.

Bu madde hükümleri Osmanlı limited şirketleri için geçerli değildir.

Türk Hükümeti, bu Maddede atıfta bulunulan tedbirlerden hiçbir şekilde sorumlu olmayacaktır.

BÖLÜM II. SÖZLEŞMELER, REÇETELER VE KARARLAR  

MADDE 73  

Aşağıdaki sözleşme sınıfları, 82. maddede belirtilen tarihten önce, daha sonra bu maddede tanımlandığı gibi düşman haline gelen kişiler arasında, sözleşmenin hükümlerine ve işbu Antlaşmanın hükümlerine tabi olarak yürürlükte kalırlar:

(a) Teslimatın gerçekte tarafların 82. maddede tanımlanan düşman haline geldiği tarihten önce gerçekleşmesi şartıyla, tüm formaliteler sonuçlandırılmamış olsa bile taşınmaz malların satışına ilişkin sözleşmeler.

(b) Kişiler arasında girilen arazi ve evlerin kiralanması ve sözleşmeleri.

(c) Madenler, ormanlar veya tarım alanlarının işletilmesi ile ilgili bireyler arasındaki sözleşmeler.

(d) İpotek, rehin veya haciz sözleşmeleri.

(e) Söz konusu yasa kapsamında, oluşturdukları kişilerden (ortaklıklar) ayrı bir kuruluşu teşkil etmeyen “topluluklar en ‘nom collectif” hariç, şirketleri oluşturan sözleşmeler.

(f) Amaçları ne olursa olsun, bireyler veya şirketler ile Devlet, iller, belediyeler veya idari işlevlerden sorumlu diğer benzer tüzel kişiler arasında imzalanan sözleşmeler.

(g) Aile statüsüne ilişkin sözleşmeler.

(h) Her türlü hediye veya lütufla ilgili sözleşmeler.

Bu madde, sözleşmelere, akdedildiklerinde kendilerinden farklı bir geçerlilik kazandırmak için çağrılamaz.

İmtiyazlı sözleşmeler için geçerli değildir.

MADDE 74  

Sigorta sözleşmeleri, bu Bölümün Ek hükümlerine tabidir.

MADDE 75  

73 ve 74 üncü maddelerde belirtilenler ve sonradan düşman olan kişiler arasında yapılan imtiyazlı sözleşmeler dışındaki sözleşmeler, tarafların düşman olduğu tarihten itibaren iptal edilmiş sayılır.

Bununla birlikte, sözleşmenin taraflarından herhangi biri, mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde, koşulların gerektirdiği hallerde, sözleşmenin yerine getirilmesini gerektirmesi durumunda, diğer tarafın tazminatına yetkilidir. sözleşmenin yapıldığı sırada geçerli olan koşullar ile bakımının gerekli olduğu sırada geçerli olan koşullar arasındaki farka göre hesaplanır. Taraflar arasındaki anlaşmanın temerrüde düşmesi durumunda, bu tazminat Karışık Tahkim Mahkemesi tarafından tespit edilir.

MADDE 76  

Bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Sözleşme Makamları vatandaşları, 73-75. ödeme para birimi veya döviz kuru ile ilgili anlaşmalar da dahil olmak üzere bu tür sözleşmelerin doğrulanması.

MADDE 77 

30 Ekim I918’den sonra imzalanan Müttefik ve Türk vatandaşları arasındaki sözleşmeler yürürlükte olup, olağan kanunla düzenlenecektir.

30 Ekim I9I8 ile I6 Mart I920 arasında Konstantinopolis Hükümeti ile usulüne uygun olarak imzalanan sözleşmeler de yürürlükte olup, olağan kanun tarafından yönetilecektir.

Söz konusu Hükümetin etkin kontrolü altında kalan bölgelerle ilgili olarak 16 Mart I920’den sonra Konstantinopolis Hükümeti ile usulüne uygun olarak imzalanan tüm sözleşmeler ve düzenlemeler, ilgili tarafların başvuruda bulunması halinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. işbu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden üç ay sonra. Bu tür sözleşmeler kapsamında yapılan ödemeler, bunu yapan tarafa usulüne uygun olarak yansıtılır.

Eğer onay verilmezse, ilgili taraf, şartlar talep ederse, gerçekte maruz kalınan doğrudan zarara karşılık gelen tazminat alma hakkına sahiptir; bu tür bir tazminat, dostane bir anlaşmanın temerrüde düşmesi halinde, Karışık Tahkim Mahkemesi tarafından tespit edilir.

Bu maddenin hükümleri imtiyazlı sözleşmeler veya imtiyaz devirleri için geçerli değildir.

MADDE 78  

Zaten var olan veya aşağıda belirtilen altı aylık süre içinde ortaya çıkabilecek, imtiyazlı sözleşmeler dışındaki sözleşmelerle ilgili olarak, müteakip olarak düşman haline gelen taraflar arasındaki uyuşmazlıklar, Tarafsız Güçler yasalarına uygun olarak, bu Güçlerin ulusal mahkemelerinin yetkisi dahilindedir. İkinci durumda, bu tür anlaşmazlıklar, karışık tahkim mahkemesinin hariç tutulması için, söz konusu ulusal mahkemeler tarafından belirlenir. Bu madde uyarınca Karışık Tahkim Mahkemesi’nin yetkisi dahilindeki uyuşmazlıklarla ilgili başvurular, kurulduğu tarihten itibaren altı ay içinde söz konusu Mahkemeye sunulmalıdır.

Bu sürenin sona ermesinden sonra, Karışık Tahkim Mahkemesine sunulmayan anlaşmazlıklar, olağan yasaya uygun olarak yetkili mahkemeler tarafından belirlenir.

Bu maddenin hükümleri, sözleşmenin tüm taraflarının savaş sırasında aynı ülkede ikamet ettikleri ve orada kişilerini ve mallarını serbestçe bertaraf ettikleri veya yetkili bir kişi tarafından hangi kararın verildiği konusundaki uyuşmazlıklar için geçerli değildir. tarafların düşman olduğu tarihten önce mahkeme.

MADDE 79  

Savaşın başlamasından önce veya sonra koşmaya başlasalar da, reçete veya eylem hakkının kısıtlanması ne olursa olsun, tüm dönemler, Yüksek Akit Tarafların topraklarında, düşmanlar arasındaki ilişkiler açısından askıya alınmış olarak ele alınacaktır. 29 Ekim I9I4, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden sonraki üç ayın sona ermesine kadar.

Bu hüküm, özellikle, faiz veya temettü kuponlarının ibrazı veya başka bir nedenle itfa veya geri ödenebilir menkul kıymetlerin ödenmesi için verilen sunum süreleri için geçerlidir.

Romanya ile ilgili olarak, yukarıda belirtilen sürelerin 27 Ağustos 19I6’dan itibaren askıya alındığı kabul edilecektir.

MADDE 80  

Düşmanlar arasında olduğu gibi, savaştan önce yapılan kıymetli evrakların hiçbiri sadece aleti kabul veya maaş için sunmak veya çekmecelere kabul etmemek veya ödememek üzere bildirmek için gerekli süre içinde başarısızlık nedeniyle geçersiz sayılmayacaktır. ya da aracı protesto etmek için ne de savaş sırasında herhangi bir formalitenin tamamlanmaması nedeniyle.

Kıymetli bir aracın kabul veya ödeme için sunulması gereken süre veya çekmecelere veya onay verenlere kabul veya ödeme yapılmaması bildiriminin verilmesi veya aracın içinde protesto edilmesi gereken süre, savaş sırasında sona ermiş ve aracı sunması veya protesto etmesi gereken veya kabul veya ödeme yapmama bildirimi vermiş olan taraf, savaş sırasında, yürürlüğe girmesinden itibaren üç aylık bir süre boyunca bunu yapamadı. sunum, kabul etmeme veya ödeme yapmama bildirimi veya protesto yapılabilecek mevcut Antlaşma’ya izin verilecektir.

MADDE 81  

Savaştan önce ödenecek borçlar için teminat olarak teminat veya ipotek gerçekleştirmek için savaş sırasında yapılan satışlar, borçluya bildirimde bulunmak için gereken tüm formalitelerin yerine getirilmesi mümkün olmasa da, geçerli kabul edilecektir. söz konusu borçlunun alacaklıyı, Karışık Tahkim Mahkemesi nezdinde hesap açması için çağırma hakkı, alacaklının zararla yükümlü kılınamaması.

Taraflar arasındaki hesapların kapatılması, rehin verilen veya ipotek edilen malın satıldığı koşulları araştırmak ve alacaklıya borçlunun maruz kaldığı herhangi bir zararı tazmin etmesini emretmek Karışık Tahkim Mahkemesinin görevidir. alacaklı kötü niyetle hareket ettiyse veya satışa başvurmaktan kaçınmak veya satışın adil bir fiyatın gerçekleşmesini sağlayacak şartlarda yapılmasını sağlamak için elinden gelen tüm adımları atmadıysa satış.

Mevcut hüküm sadece düşmanlar arasında geçerlidir ve Ist Mayıs 1923’ten sonra gerçekleştirilmiş olabilecek yukarıda belirtilen işlemleri kapsamaz.

MADDE 82 

İşbu Bölümün amaçları bakımından, bir sözleşmeye taraf olan taraflar, aralarındaki ticaretin aslında imkansız hale geldiği veya yasaklandığı veya taraflardan birinin tabi olduğu yasalar, emirler veya düzenlemeler uyarınca yasadışı hale geldiği tarihten itibaren düşman olarak kabul edilecektir. .

73-75, 79 ve 80’inci Maddelere istisna olarak, sözleşmeler, eğer düşmanlar (şirketler dahil) arasında Yüksek Sözleşmeci Taraflardan birinin veya acenteleri arasında, bu bölge ise, imzalanmışsa, olağan kanunla yönetilir. savaş sırasında orada kalan ve kişi ve mülkünü serbestçe elden çıkarabilen sözleşme taraflarından biri için bir düşman ülke.

MADDE 83 

Bu Bölüm hükümleri Japonya ile Türkiye arasında geçerli değildir; Bu Bölümde ele alınan konular, her iki ülkede de yerel yasalara göre belirlenir.

EK 

I. Hayat Güvencesi 

Paragraf 1  

Bir sigortacı ile daha sonra düşman olan bir kişi arasında yapılan hayat sigortası sözleşmeleri, savaşın patlak vermesiyle veya kişinin düşman haline gelmesiyle çözülemez.

Savaş sırasında, bir önceki paragrafa göre çözülmediği kabul edilen bir sözleşme ile ödenmesi gereken her meblağ, savaştan sonra geri kazanılabilir olacaktır. Bu tutar faizle yüzde 5 oranında artırılacaktır. ödeme gününe kadar olan tarihten itibaren yıllık olarak.

Sözleşmenin savaş sırasında geçmesi durumunda, primlerin ödenmemesi nedeniyle veya sözleşmenin, teminat sahibinin veya temsilcilerinin veya hak sahiplerinin şartlarının ihlali nedeniyle geçersiz hale gelmesi durumunda, oniki süre içinde herhangi bir zamanda hakka sahip olacaktır. işbu Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden aylar sonra, poliçenin gecikme veya fesih tarihinde ve% 5 faizle poliçenin teslim değerini talep etmek. yılda.

29 Ekim 1914 tarihinden önce hayat sigortası sözleşmeleri imzalanmış olan Türk vatandaşları, söz konusu sözleşmeler hükümlerine uygun olarak prim ödememesi Antlaşması’ndan önce iptal edilmiş veya indirilmiş olup, önümüzdeki tarihten itibaren üç ay içinde hakka sahip olacaklardır. Mevcut Anlaşma’nın, hâlâ yaşıyorlarsa, güvence altına alınan miktarın tümünün politikalarını geri getirmesi için yürürlüğe girmesi. Bu amaçla, şirketin doktoru tarafından tıbbi bir muayeneden geçtikten sonra, sonucu tatmin edici buldukları primleri, yüzde 5 oranında bileşik faizle ödenmemiş primlerle ödemek zorundadırlar.

Paragraf 2 

29 Ekim 19I4 tarihinden önce, bir müttefik iktidarın vatandaşı olan şirketler ile Türk vatandaşları arasında primlerden önce ve sonra ödenen Türk Lirası dışındaki parayla hayat sigortası sözleşmelerinin anlaşıldığı anlaşılmaktadır. 18 Kasım 1915 ve hatta yalnızca bu tarihten önce, ilk olarak, 18 Kasım 1915 tarihinden önceki döneme ait poliçenin genel koşullarına uygun olarak teminat hakları belirlenerek, menşe ülkesinde geçerli oran üzerinden sözleşme (örneğin, frankı, altın frankı veya “francs effectifs” de belirtilen her bir tutar, ikinci olarak 18 Kasım 19I5’ten sonraki dönem için)Türk lirası kağıt-Türk lirası savaş öncesi eşit değerde alınmaktadır.

Sözleşmeleri Türk parası dışındaki para birimine giren Türk vatandaşlarının primlerini 18 Kasım 1915’ten bu yana sözleşmede öngörülen para biriminde ödemeye devam ettiklerini göstermeleri halinde, söz konusu sözleşmeler aynı para biriminde 18 Kasım 19I5’ten sonraki periocl için bile menşe ülkesinde mevcut oran.

29 Ekim 1914’ten önce sözleşmeleri, Müttefik Devletlerin vatandaşlığına sahip şirketlerle Türk parası dışındaki para biriminde yapılan Türk vatandaşları, halen yürürlükte olan primlerin ödenmesi nedeniyle, işbu Anlaşma’nın, sözleşmelerinde öngörülen para biriminde, menşe ülkesindeki geçerli oran üzerinden politikalarını tam tutarda geri yüklemeye yürürlüğe girmiştir. Bu amaçla 18 Kasım 1915 tarihinden bu yana ödenen primleri bu para biriminde ödemek zorundadırlar. Öte yandan, bu tarihten itibaren gerçekte kendileri tarafından Türk Lirası kağıt olarak ödenen primler aynı para biriminde geri ödenecektir.

Paragraf 3  

Türk lirası cinsinden sigortalarla ilgili olarak, Türk lirası belgesinde uzlaştırma yapılacaktır.

Paragraf 4  

2 ve 3 üncü fıkra hükümleri, açık bir anlaşma ile sigorta şirketlerine poliçelerinin değerinin ve primlerinin ödenme yönteminin tespit edilmesini daha önce yapmış olan poliçe sahipleri veya poliçeleri nihayet mevcut Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihte karara bağlanmıştır.

Paragraf 5  

Önceki paragrafların amaçları açısından, sigorta sözleşmeleri, iki taraf arasındaki karşılıklı katılımın hesaplanması için, faiz oranıyla birlikte insan hayatının olasılıklarına bağlı olduklarında hayat sigortası sözleşmeleri olarak kabul edilecektir.

II. Deniz Sigortaları  

Paragraf 6 

İçerdiği hükümlere tabi olarak, deniz sigortası sözleşmelerinin tarafların düşman haline gelmesinden önce riskin eklendiği yerlerde feshedilmiş olduğu kabul edilmeyecek, ancak politika, sigortacı bir ulusal ya da bu Gücün müttefikleriydi.

III. Yangın Ve Diğer Sigortalar  

Paragraf 7  

Yukarıdaki paragrafta yer alan rezerve tabi olmak kaydıyla, yangın sigortası sözleşmeleri ve diğer tüm sigorta sözleşmeleri feshedilmiş sayılmaz.

BÖLÜM III. BORÇLAR 

MADDE 84  

Yüksek Akit Taraflar, savaştan önce ödenecek olan veya savaştan önce savaştan önce imzalanan sözleşmeler kapsamında ödenecek olan ve savaş nedeniyle ödenmemiş kalan borçların, sözleşmelerin menşe ülkesinde geçerli olan oranda mutabık kalınan para birimi cinsinden sözleşmeleri.

Bu kısmın II. Söz konusu sözleşmede bu ödemeler, gerçekte tahsil edilen meblağların tahsil edildikleri para biriminde teslim edilerek yapılabilir. Bu hüküm, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden önce taraflar arasında gönüllü anlaşma ile ulaşılan yukarıdaki hükümlere aykırı yerleşimleri etkilemeyecektir.

MADDE 85 

Osmanlı Devlet Borçları, bu Bölüm ve bu Bölümün diğer Bölümleri (Ekonomik Hükümler) kapsamı dışında kalan genel bir mutabakatladır.

BÖLÜM IV. ENDÜSTRİYEL, EDEBİ VE SANATSAL MÜLKİYET  

MADDE 86 

İşbu Antlaşma hükümlerine tabi olarak, 1 Ağustos’ta mevcut oldukları sınai, edebi ve sanatsal mülkiyet hakları, I9I4, her bir akit ülkenin kanunlarına göre, gelecek olanlardan itibaren yeniden tesis edilecek veya geri yüklenecektir. İşbu Anlaşmanın Yüksek Akit Tarafların topraklarında, savaşın başladığı andan yararlanma hakkına sahip olan kişiler veya onların yasal temsilcileri lehine yürürlüğe girmesi. Aynı şekilde, ancak savaş için, sınai mülkiyetin korunması için yasal olarak yapılan bir başvuru veya bir edebi veya sanatsal eserin yayınlanması yoluyla savaş sırasında kazanılmış olabilecek haklar, işbu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren buna hak kazanmış olan kişiler.

Yukarıdaki hükme göre geri yüklenmesi gereken haklara halel getirmeksizin, bir müttefik iktidarın yasama, yürütme veya idare otoritesi tarafından savaş sırasında alınan özel önlemler sayesinde yapılan tüm eylemler (lisansların verilmesi dahil) Türk vatandaşlarının sınai, edebi veya sanatsal mülkiyet haklarına ilişkin olarak yürürlükte kalacak ve tam olarak geçerli olmaya devam edecektir. Bu hüküm, herhangi bir Müttefik Gücü’nün vatandaşlarının hakları ile ilgili olarak Türk makamları tarafından alınan karşılık gelen önlemlere gerekli değişiklikler yapılarak uygulanır.

MADDE 87  

İşbu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren en az bir yıl, herhangi bir ek vergi veya ceza olmaksızın, diğer Akit Yetkilerin her birinin ülkesindeki Türk vatandaşlarına ve bu Devletlerin Türkiye’deki vatandaşlarına, içinde herhangi bir eylemi gerçekleştirebilecekleri, herhangi bir formaliteyi yerine getirebilecekleri, herhangi bir ücret ödeyecekleri ve genellikle ilgili Devletlerin yasaları ve yönetmelikleri tarafından önceden edinilmiş olan endüstri mülklerine ilişkin hakların korunması veya elde edilmesi veya bunlara karşı çıkılması için öngörülen yükümlülükleri yerine getirebilecekleri 1 Ağustos I9I4 veya savaş için, savaştan önce veya savaş sırasında yapılan bir başvuru ile o tarihten bu yana alınmış olabilir.

Herhangi bir fiili yerine getirememe, herhangi bir formaliteyi yerine getirme veya herhangi bir ücret ödememe nedeniyle aşılmış olan sınai mülkiyet hakları yeniden canlandırılır, ancak patentler ve tasarımlar durumunda, her bir Gücün bu tür önlemlerin alınmasına tabi olur. zaman aşımından bu yana patent veya tasarımları kullanan veya kullanan üçüncü tarafların haklarının korunması için makul olarak gerekli görülmelidir.

İst Ağustos I9I4’ten mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesine kadar olan süre, bir patentin kullanılması gereken sürenin veya ticari marka veya tasarımın kullanılmasının hesaplanmasında hariç tutulur ve ayrıca hiçbir patentin kabul edilmediğine karar verilir. İst Ağustos I9I4’te yürürlükte olan ticari marka veya tasarım, yürürlüğe girmesinden sonraki iki yıl boyunca, yalnızca bu tür bir patentten yararlanılamaması veya bu ticari marka veya tasarımı kullanamaması nedeniyle iptal veya iptal işlemine tabi olacaktır. mevcut Antlaşma.

MADDE 88 

Türk vatandaşları veya Türkiye’de ikamet eden veya bu işi sürdüren kişiler tarafından hiçbir işlem yapılmazken, diğer taraftan Müttefik Devletlerin vatandaşları veya bu ülkelerin topraklarında ikamet eden veya sürdüren kişiler tarafından herhangi bir dava açılmayacaktır. Ne devletlerin ne de savaşın başlangıcı ile savaşa girdiği tarih arasında gerçekleşen herhangi bir olay nedeniyle, savaş sırasında bu kişilerden ünvanı alan üçüncü şahıslar tarafından yetkiler verilmez. Mevcut Antlaşma’nın, sınai mülkiyet haklarının veya savaş sırasında herhangi bir zamanda mevcut olan veya 86. madde hükümleri uyarınca yeniden canlandırılan edebi veya sanatsal mülkiyet haklarının ihlali anlamına gelebilecek gücü.

Yukarıda sözü edilen olaylar arasında Yüksek Sözleşmeci Tarafların Hükümetleri veya kendi adına hareket eden herhangi bir kişi tarafından veya endüstriyel, edebi veya sanatsal mülkiyet haklarının rızasıyla ve satış, bu hakların geçerli olduğu ürün, cihaz veya herhangi bir ürünün satışını veya kullanımını teklif etmek.

MADDE 89 

Sınai mülkiyetin kullanımı veya savaştan önce Müttefik Kuvvetlerin vatandaşları veya kendi topraklarında ikamet eden veya buralarda iş yapan kişiler tarafından savaştan önce verilen edebi veya sanatsal eserlerin çoğaltılması için lisanslar Öte yandan Türk vatandaşları, Türkiye ile ilgili Müttefik Güç arasındaki savaş durumunun başladığı tarihten itibaren iptal edilmiş sayılır. Ancak her halükarda, bu tür bir lisansın eski yararlanıcısı, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde yeni bir ruhsat verilmesini talep eden haklardan, koşullardan yararlanma hakkına sahip olacaktır. Taraflar arasındaki anlaşmaların temerrüde düşmesi durumunda, bu Bölümün V. Bölümünde atıfta bulunulan Karma Tahkim Mahkemesi tarafından tespit edilir. Mahkemenin yetkisi vardır,

MADDE 90 

Bu Antlaşma kapsamında Türkiye’den ayrılan bölge sakinleri, bu devir ve buna bağlı olarak milliyet değişikliği dikkate alınmaksızın, Türkiye’de Osmanlı hukukuna tabi oldukları endüstriyel, edebi ve sanatsal mülkiyet haklarının tüm haklarından yararlanmaya devam edeceklerdir. transfer süresi.

Ayrılma sırasında mevcut Antlaşma kapsamında Türkiye’den ayrılmış veya 86. madde hükümleri ile yeniden tesis edilen veya restore edilen sınai, edebi ve sanatsal mülkiyet hakları, söz konusu bölge aktarılır ve bu bölgede Osmanlı yasalarına göre sahip olacakları süre boyunca varlığını sürdürür.

MADDE 91  

30 Ekim 1918’den beri Konstantinopolis’teki veya başka yerlerdeki İmparatorluk Osmanlı Hükümeti tarafından usulüne uygun olarak yapılmış olan tüm patent hibeleri ve ticari marka tescillerinin yanı sıra tüm transfer kayıtları veya patent veya ticari marka atamaları sunulacaktır. ilgili tarafların işbu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde başvuruda bulunmaları halinde Türk Hükümetine tescil ve tescil ettirmek. Bu kayıt, asıl kayıt tarihinden itibaren geçerlidir.

BÖLÜM V. KARMA TAHKİM MAHKEMESİ 

MADDE 92 

İşbu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde, bir yandan Müttefik Devletlerin her biri ile Türkiye arasında bir Karışık Tahkim Mahkemesi kurulacaktır.

Bu Mahkemelerin her biri, sırasıyla ilgili Devletlerin her biri tarafından atanan üç üyeden oluşacak ve söz konusu davaya göre, üye olarak seçilecekleri birkaç kişiyi atama hakkına sahip olacaklardır. Mahkeme. Başkan, ilgili iki Hükümet arasındaki anlaşma ile seçilir.

İşbu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren iki ay içinde anlaşmaya varılamaması durumunda, ilgili Hükümetlerden birinin talebi üzerine, savaş sırasında tarafsız kalan Güç vatandaşları arasından başkan, Lahey’deki Uluslararası Adalet Daimi Mahkemesi Başkanı.

Söz konusu iki ay içinde, söz konusu Hükümetlerden biri Mahkemede temsil etmek üzere bir üye atamazsa, Milletler Cemiyeti Konseyi, diğer Hükümetin talebi üzerine bu üyenin atanmasına devam etme yetkisine sahip olacaktır. endişeli.

Mahkemenin bir üyesinin ölmesi veya istifa etmesi veya herhangi bir nedenle görevlerini yerine getirememesi durumunda, görevlendirilmesi için atanan yöntem, ölüm, istifa veya yetersizlik tarihinden itibaren iki aydır. gerektiği gibi doğrulandı.

MADDE 93 

Karışık Tahkim Mahkemelerinin merkezi İstanbul’dur. Davaların sayısı ve niteliği haklı çıkarsa, ilgili Hükümetler, her türlü Mahkemede veya koltuğu uygun olan herhangi bir yerde bulunacak daha fazla Ek Bölüm oluşturma hakkına sahiptir. Bu Bölümlerin her biri bir başkan yardımcısından ve 92. maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtildiği şekilde atanan iki üyeden oluşur.

Her Hükümet, Mahkemede temsil etmesi için bir veya daha fazla temsilci atayacaktır.

Bir Karışık Tahkim Mahkemesi veya Bölümlerinden birinin kurulmasından üç yıl sonra, böyle bir Mahkeme veya Bölüm işini bitirmediyse ve böyle bir Mahkeme veya Bölümün bulunduğu yerdeki Gücün talep ettiği koltuk böyle bir bölgeden çıkarılır.

MADDE 94 

92. ve 93. maddeler uyarınca kurulan Karma Tahkim Mahkemeleri, bu Anlaşma kapsamındaki yetki alanları dahilindeki tüm sorulara karar verecektir.

Kararlar çoğunlukla alınır.

Yüksek Akit Taraflar, Karma Tahkim Mahkemelerinin kararlarını nihai ve kesin olarak kabul etmeyi ve vatandaşlarını bağlayıcı kılmayı ve Mahkemelerin kararları kendilerine bildirilir bildirilmez kendi bölgelerinde uygulanmasını sağlamak, icra ilan etmesine gerek kalmadan.

Yüksek Akit Taraflar ayrıca Mahkemelerinin ve makamlarının, özellikle bildirimlerin iletilmesi ve delil toplanması ile ilgili olarak, sabit Tahkim Mahkemelerine yetkileri dahilindeki her şekilde doğrudan yardım etmeyi taahhüt ederler.

MADDE 95 

Karma Tahkim Mahkemeleri adalet, eşitlik ve iyi niyetle yönlendirilir.

Her Mahkeme, daha önce kullanılacak dili belirleyecek ve yargılamaların tamamen anlaşılmasını sağlamak için gereken çevirilerin yapılmasını emredecektir; izlenecek prosedür için kurallar ve zaman sınırları koyacaktır. Bu kurallar aşağıdaki ilkelere dayanmalıdır:

(I) Prosedür sırasıyla bir anma töreninin ve bir karşı anma töreninin sunumunu, bir cevap ve bir cevap verme seçeneği ile birlikte içerecektir. Taraflardan herhangi biri sözlü bir iddiada bulunmak için izin isterse, bunu yapmasına izin verilecektir; bu durumda karşı taraf aynı hakka sahip olacaktır.

(2) Mahkeme, soruşturma sipariş etme, belge üretimi ve uzman incelemeleri yapma, görüş bildirme, bilgi talep etme, herhangi bir tanık dinleme ve taraflardan veya temsilcilerinden sözlü veya yazılı açıklama isteme konusunda tam güce sahiptir. .

(3) İşbu Anlaşma’da aksine hüküm bulunmadıkça, söz konusu Mahkemenin kararında yer alan açık yetkinin haricinde, Mahkemenin kuruluşundan itibaren altı aylık bir sürenin dolmasından sonra herhangi bir talep kabul edilmeyecektir. mesafe veya mücbir sebeplerle ilgili hususlarda istisnai önlem.

(4) Yılda toplam sekiz haftayı aşmayacak tatiller hariç olmak üzere, işlerinin derhal gönderilmesi için her hafta gerektiği kadar oturum yapmak Mahkemenin görevidir.

(5) Karar her zaman duruşmanın bitiminden itibaren en geç iki ay içinde verilmelidir, bundan sonra Mahkeme bir kerede kararını değerlendirmeye devam edecektir.

(6) Varsa sözlü iddialar kamuya duyulur ve her durumda karar kamuya açıklanır.

(7) Her Karışık Tahkim Mahkemesi, işin gönderilmesi için avantajlı olduğunu düşünürse, koltuğun kurulduğu yerden başka bir yerde oturum açma hakkına sahiptir.

MADDE 96 

İlgili Hükümetler, her Mahkeme için anlaşma ile bir Genel Sekreter atayacak ve her biri kendisine bir veya daha fazla Sekreter atayacaktır. Genel Sekreter ve Sekreterler, ilgili Hükümetlerin rızasıyla yardımına ihtiyaç duyabilecek herhangi bir kişiyi görevlendirme hakkına sahip olacak olan Mahkeme’nin emri altındadır.

Her Mahkemenin Sekretaryası Konstantinopolis’te makamlarına sahiptir. İlgili Hükümetler, uygun olabilecek başka yerlerde ek bürolar kurma yetkisine sahiptir.

Her bir Mahkeme, kendisine sunulan davalara ilişkin kayıt, belge ve belgeleri Sekretaryası’nda saklar ve görevlerini tamamladıktan sonra bunları, bulunduğu ülkenin Hükümeti arşivlerine bırakır. Bu arşivlere her zaman ilgili Hükümetler erişebilir.

MADDE 97  

Her Hükümet, atadığı Karma Tahkim Mahkemesi üyesinin emanetlerini ve tayin ettiği herhangi bir temsilci veya sekreterin emojenlerini ödeyecektir.

Cumhurbaşkanı ve Genel Sekreteri’nin emirleri ilgili Hükümetler arasındaki anlaşma ile tespit edilir ve bu emirler ve Mahkemenin genel giderleri iki Hükümet tarafından eşit paylarla ödenir.

MADDE 98  

Bu bölüm, mevcut Antlaşma’nın hükümlerine göre Karma Tahkim Mahkemesi’nin yetkisine girecek olan Japonya ile Türkiye arasındaki davalar için geçerli değildir. Bu tür davalar iki Hükümet arasındaki anlaşma ile çözülecektir.

BÖLÜM VI. ANTLAŞMALAR  

MADDE 99  

İşbu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden ve hükümlerine tabi olmak kaydıyla, aşağıda sıralanan ekonomik veya teknik nitelikteki çok taraflı anlaşmalar, sözleşmeler ve anlaşmalar, Türkiye ile bunlara taraf olan diğer Akit Yetkililer arasında yeniden yürürlüğe girecektir:

(I) denizaltı kablolarının korunmasına ilişkin 14 Mart 1884, 1 Aralık 1886 ve 23 Mart 1887 tarihli Sözleşmeler ve 7 Temmuz 1887 tarihli Nihai Protokol;

(2) Gümrük tarifelerinin yayınlanması ve gümrük tarifelerinin yayınlanması için bir Uluslararası Birliğin organizasyonu ile ilgili 5 Temmuz 1890 tarihli Sözleşme;

(3) Paris’te Uluslararası Kamu Hijyeni Ofisi’nin oluşturulmasına ilişkin 9 Aralık 1907 tarihli düzenleme;

(4) 7 Haziran 1905 tarihinde Roma’da bir Uluslararası Tarım Enstitüsü kurulmasına ilişkin Sözleşme;

(5) 16 Temmuz 1863 tarihli, Scheldt üzerindeki paralı ödemelerin itfa edilmesi için Sözleşme;

(6) Süveyş Kanalı’nın ücretsiz kullanımını garanti altına alan, bu Antlaşma’nın 19. Maddesi ile öngörülen özel hükümlere tabi olarak, 29 Ekim 1888 tarihli Sözleşme;

(7) 30 Kasım 1920’de Madrid’de imzalanan Sözleşmeler ve Anlaşmalar dahil Evrensel Posta Birliği Sözleşmeleri ve Anlaşmaları;

(8) 10-22 Temmuz 1875’te St.Petersh’de imzalanan Uluslararası Telgraf Sözleşmeleri; Uluslararası Telgraf Konferansı tarafından hazırlanan Yönetmelik ve Tarifeler, Lizbon, 11 Haziran 1908.

MADDE 100 

Türkiye, aşağıda yer alan Sözleşmelere veya Anlaşmalara uymayı veya onaylamayı taahhüt eder:

(I) 11 Ekim 1909 tarihli, motorlu araçların uluslararası dolaşımına ilişkin Sözleşme;

(2) Gümrük denetimine ve 18 Mayıs 1907 Protokolüne tabi demiryolu araçlarının sızdırmazlığına ilişkin 15 Mayıs 1886 tarihli anlaşma;

(3) 23 Eylül 1910 tarihli ve denizde çarpışma ve kurtarma ile ilgili bazı düzenlemelerin birleştirilmesine ilişkin Sözleşme;

(4) Hastane gemilerinin limanlardaki aidat ve harçlardan muaf tutulmasına ilişkin 21 Aralık 1904 tarihli Sözleşme;

(5) Beyaz Köle Trafiğinin bastırılmasına ilişkin 18 Mayıs 1904, 4 Mayıs 1910 ve 30 Eylül 1921 tarihli Sözleşmeler;

(6) Müstehcen yayınların bastırılmasına ilişkin 4 Mayıs 1910 tarihli sözleşmeler;

(7) 17 Ocak 1912 tarihli Sağlık Sözleşmesi, 54, 88 ve 90. Maddeler saklıdır;

(8) Fillokseraya karşı alınacak önlemlerle ilgili 3 Kasım 1881 ve 15 Nisan 1889 tarihli sözleşmeler;

(9) 23 Ocak 1912’de Lahey’de imzalanan Afyon Sözleşmesi ve 1914 ek Protokolü;

(10) 5 Temmuz 1912 tarihli Uluslararası Radyo-Telgraf Sözleşmesi;

(11) 10 Eylül 1919’da St. Germain-en-Laye’de imzalanan Afrika’daki likör trafiğine ilişkin Sözleşme;

(12) 26 Şubat 1885 tarihli Berlin Genel Kanunu ile 2 Temmuz Brüksel Genel Kanunu ve Beyannamesi’ni 10 Eylül 1919’da St. Germain-en-Laye’de imzalayan Sözleşme;

(13) Türkiye’nin 1 Mayıs 1920 Protokolü uyarınca, coğrafi durumu gibi derogasyonları gerekli kılabilmesi koşuluyla, hava seyrüseferini düzenleyen 13 Ekim 1919 tarihli Sözleşme;

(14) Berne’de imzalanan ve kibrit üretiminde beyaz fosfor kullanımını yasaklayan 26 Eylül 1906 tarihli Sözleşme.

Türkiye ayrıca, telgraf ve radyo-telgrafiyle ilgili yeni uluslararası sözleşmelerin hazırlanmasına katılmayı taahhüt etmektedir.

BÖLÜM IV — İLETİŞİM VE SIHHİ SORULAR

BÖLÜM I. İLETİŞİM 

MADDE 101  

Türkiye, 14 Nisan 192I tarihinde Barselona Konferansı tarafından kabul edilen Geçiş Özgürlüğüne saygı duyan Konvansiyona ve Tüzüğe, ayrıca kabul edilen uluslararası menzilli su yolları rejimine saygı duyan Sözleşmeye ve Tüzüğe uymayı taahhüt eder. 19 Nisan 1921 ve ek Protokol Konferansı.

Dolayısıyla Türkiye, bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu Sözleşmeler, Tüzük ve Protokol hükümlerini yürürlüğe koymayı taahhüt eder.

MADDE 102 

Türkiye, Barselona Deklarasyonuna bağlı kalmayı taahhüt eder. 20 Nisan 1921 tarihli “deniz tahtasına sahip olmayan Devletlerin bayrak haklarını tanımak”.

MADDE 103 

Türkiye, 20 Nisan 1921 tarihli Barselona Konferansının uluslararası bir rejime tabi limanlara saygı göstererek tavsiyelerine uymayı taahhüt eder. Türkiye daha sonra bu rejime tabi olacak limanları tanıtacaktır.

MADDE 104  

Türkiye, uluslararası demiryollarına saygı duyarak 20 Nisan 1921 tarihli Barselona Konferansı’nın tavsiyelerine uymayı taahhüt eder. Bu öneriler Türk Hükümeti tarafından mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesi ve yürürlüğe girmesi ile yürürlüğe girecektir.

MADDE 105 

Mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesiyle Türkiye, 14 Ekim 1890, 20 Eylül 1893, Temmuz I6, 1895, 16 Haziran 1898 ve 19 Eylül 1906’da Berne’de imzalanan Sözleşmelere ve düzenlemelere abone olmayı kabul eder. demiryolu ile mal taşımacılığı.

MADDE 106  

Yeni sınırların sabitlenmesinin bir sonucu olarak, aynı ülkenin iki bölümü arasındaki bir demiryolu bağlantısı başka bir ülkeyi geçtiğinde veya bir ülkeden bir şube hattının başka bir ülkede sonlandırılması durumunda, çalışma koşulları, İki ülke arasındaki trafik, herhangi bir özel düzenlemeye tabi olarak, ilgili demiryolu idareleri arasında yapılacak bir anlaşma ile belirlenecektir. Bu idarelerin bu tür bir sözleşmenin şartlarına ilişkin bir anlaşmaya varamaması halinde, bu şartlar tahkim yoluyla kararlaştırılır.

Türkiye ile komşu Devletler arasında tüm yeni sınır istasyonlarının kurulması ve bu istasyonlar arasındaki hatların çalışması da benzer şekilde sonuçlanan anlaşmalarla çözülecektir.

MADDE 107  

Türkiye veya Yunanistan’dan gelen veya Türkiye’ye giden ve Yunanistan-Bulgaristan sınırı ile Kuleli-Burgaz yakınlarındaki Grceco-Türkiye sınırı arasındaki Doğu Demiryollarının üç bölümünün transit geçişinde kullanılan gezginler ve mallar, hesaba katılmayacaktır. pasaport veya gümrük ile bağlantılı olarak herhangi bir görev veya ücrete veya sınavın herhangi bir formalitesine.

Milletler Cemiyeti Konseyi tarafından seçilecek bir Komiser, bu Maddenin hükümlerinin yerine getirilmesini sağlayacaktır.

Yunan ve Türk Hükümetlerinin her biri, bu Komiserliğe eklenmek üzere bir temsilci atama hakkına sahiptir; bu temsilci, yukarıda belirtilen şartların yerine getirilmesi ile ilgili herhangi bir soruya Komiserin dikkatini çekmekle yükümlüdür ve görevini yerine getirmesini sağlamak için gerekli tüm olanaklardan yararlanır. Bu temsilciler, ihtiyaç duyacakları alt personelin sayısı ve niteliği konusunda Komiser ile bir anlaşmaya varacaklardır.

Milletler Cemiyeti’nin kararı için, söz konusu şartların yerine getirilememiş olabileceği herhangi bir soruyu sunmak, söz konusu Komiserin görevidir. Yunan ve Türk Hükümetleri, söz konusu Konseyin çoğunluk oyu ile verilen kararları yerine getirmeyi taahhüt ederler.

Söz konusu Komiser’in maaşı ve çalışmalarının masrafları, Yunan ve Türk Hükümetleri tarafından eşit miktarda karşılanacaktır.

Türkiye’nin daha sonra Edirne’yi Kuleli-Burgaz ve Konstantinopolis arasındaki çizgiye birleştiren bir demiryolu hattı inşa etmesi durumunda, bu Maddenin hükümleri, Kuleli-Burgaz’ın yakınında bulunan Graoco-Türk sınırındaki noktalar arasındaki geçişle ve Sırasıyla Bosna-Keuy.

İlgili iki Yetkinin her biri, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden beş yıl sonra, 2. paragrafta bahsedilen kontrolün gerekli olup olmadığına karar vermek amacıyla Milletler Cemiyeti Konseyi’ne başvurma hakkına sahiptir. Bu maddenin 5’ine kadar muhafaza edilmelidir. Bununla birlikte, I paragrafının şartlarının Doğu Demiryollarının Graeco-Bulgar sınırı ile Bosna-Keuy arasındaki iki bölümü üzerinden geçiş için yürürlükte kalacağı anlaşılmaktadır.

MADDE 108  

İster Türk Hükümeti ister özel şirketlere ait olsun, bu Antlaşma kapsamında Türkiye’den ayrılmış bölgelerde bulunan ve benzer şekilde yapılmış veya yapılabilecek herhangi bir anlaşmaya tabi olan liman ve demiryollarının transferine ilişkin özel hükümlere tabidir. imtiyaz sahipleri ve personelin emekli maaşı ile ilgili Sözleşme Makamları arasında, demiryollarının transferi aşağıdaki koşullar altında gerçekleşecektir:

(I) Tüm demiryollarının işleri ve kurulumları eksiksiz ve mümkün olduğunca iyi durumda bırakılmalıdır;

(2) Kendi demiryolu taşıtlarına sahip bir demiryolu sisteminin tamamı nakledilen bölgede bulunuyorsa, bu stok 30 Ekim 1918’den önceki son envantere uygun olarak demiryolu ile birlikte bırakılır;

(3) Mevcut Anlaşmanın gereği idaresi bölünecek olan hatlarla ilgili olarak, demiryolu taşıtlarının dağıtımı idarelerin çeşitli bölümlerini devralan idareler arasında dostane anlaşma ile yapılacaktır. Bu anlaşma, 30 Ekim 1918’den önce son envanterde bu hatlara kaydedilen malzeme miktarını, parkurun uzunluğunu (yanlar dahil) ve trafiğin niteliğini ve miktarını dikkate alacaktır. Anlaşmanın başarısız olması durumunda, ihtilaflı hususlar tahkim yoluyla çözülür. Tahkim kararı, gerekirse, her bölümde bırakılacak olan lokomotifleri, arabaları ve vagonları, (4) Mağaza, ek parça ve tesis stokları, demiryolu taşıtları ile aynı şartlarda bırakılır.

MADDE 109  

Aksi hükümlerin temerrüde düşmesi durumunda, yeni bir sınırın sabitlenmesi sonucunda bir Devletteki hidrolik sistem (kanalizasyon, su basması, sulama, drenaj veya benzeri konular) başka bir Devletin topraklarında yürütülen çalışmalara bağlı olduğunda, ya da bir Devletin topraklarında, savaş öncesi kullanımı nedeniyle, kaynağı başka bir Devletin topraklarında bulunan su veya hidrolik güç nedeniyle, ilgili Devletler arasında, her birinin sahip olduğu ilgi ve haklar.

Anlaşmanın başarısız olması durumunda, konu tahkim tarafından düzenlenir.

MADDE 110

Romanya ve Türkiye, Köstence-Konstantinopolis kablosunun çalışma koşulları için adil bir düzenleme konusunda anlaşmaya varacaklar. Anlaşmanın başarısız olması durumunda, konu tahkim yoluyla çözülür.

MADDE 111  

Türkiye kendi adına ve kendi vatandaşları adına, artık topraklarında bulunmayan bu tür kabloların tamamı veya bir kısmı üzerinde doğanın tüm haklarını, unvanlarını veya ayrıcalıklarını reddetmektedir.

Yukarıdaki paragraf uyarınca aktarılan kablolar veya kısımları özel mülkiyete aitse, bu mülkün devredildiği Hükümetler mal sahiplerini tazmin etmek zorundadır. Tazminat miktarına saygılı bir mutabakata varılamayan bu miktar tahkim ile tespit edilecektir.

MADDE 112  

Türkiye, en az bir ucu Türkiye topraklarında kalan kablolar üzerinde sahip olabileceği mülkiyet haklarını elinde tutacaktır.

Söz konusu kabloların Türk topraklarında iniş haklarının kullanılması ve çalışma koşulları, ilgili Devletler tarafından dostane bir şekilde çözülecektir. Anlaşma başarısız olursa, anlaşmazlık tahkim yoluyla çözülecektir.

MADDE 113  

Yüksek Sözleşmeci Tarafların her biri, ilgili olduğu ölçüde, Türkiye’deki dış büro sonrası hizmetlerin kaldırılmasını kabul eder.

BÖLÜM II. SIHHİ SORULAR  

MADDE 114  

Konstantinopolis Sağlık Konseyi kaldırıldı. Türk İdaresi, Türkiye’nin kıyılarının ve sınırlarının sıhhi organizasyonu ile görevlendirilmiştir.

MADDE 115  

Türk bayrakları ve yabancı bayraklar arasında ayrım gözetmeksizin tüm gemilere ve Türkiye vatandaşları ile aynı şartlar altında yabancı güçlerin vatandaşlarına, aidat ve koşulları adil olacak tek bir sıhhi tarife uygulanacaktır.

MADDE 116  

Türkiye, hizmetleri eski Konstantinopolis Yüksek Sağlık Konseyi fonlarından tahsis edilmek üzere tazminat olarak sona eren sıhhi çalışanların ve Konseyin çalışanları veya eski çalışanları tarafından edinilen diğer tüm haklara saygı göstermeyi taahhüt eder veya temsilcileri. Bu haklarla, Konstantinopolis’in Yüksek Sağlık Konseyinin yedek fonlarının istihdamına veya eski sıhhi idarenin nihai tasfiyesine ve diğer tüm benzer veya ortak kökenli sorulara ilişkin tüm sorular, Almanya, Avusturya ve Macaristan dışında Konstantinopolis Yüksek Sağlık Konseyi’nde temsil edilen yetkilerin her birinin bir temsilcisinden oluşacak komisyon ad hoc.

MADDE 117  

Türkiye ve Kudüs ile Hedjaz ve Hedjaz demiryollarına hacların denetlenmesiyle ilgilenen yetkiler, uluslararası sıhhi sözleşmeler hükümlerine uygun önlemleri alacaktır. Bu tedbirlerin uygulanmasında tam bir tekdüzelik sağlamak amacıyla, bu Yetkiler ve Türkiye, Türkiye’nin sağlık hizmetlerinin ve Mısır Deniz Sağlık ve Karantina Konseyi’nin temsil edileceği haclar için bir Sağlık Koordinasyon Komisyonu oluşturacaklardır.

Bu Komisyon, topraklarında toplandığı Devletin önceki onayını almalıdır.

MADDE 118  

Hac Koordinasyon Komisyonunun çalışmalarına ilişkin raporlar, Milletler Cemiyeti Sağlık Komitesine ve Uluslararası Halk Sağlığı Ofisine ve ayrıca haclarla ilgilenen ve talepte bulunan her ülkenin Hükümetine gönderilir. Komisyon, Milletler Cemiyeti, Uluslararası Halk Sağlığı Dairesi veya ilgili Hükümetler tarafından sorulan her soru hakkında görüş bildirecektir.

BÖLÜM V — ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER

 

BÖLÜM I. SAVAŞ ESİRLERİ  

MADDE 119 

Yüksek Akit Taraflar, savaş esirlerini ve hâlâ ellerinde bulunan stajyer sivilleri derhal ülkesine geri göndermeyi kabul ederler.

Yunanistan ve Türkiye tarafından tutuklanan savaş esirleri ve stajyer sivillerin değiş tokuşu sırasıyla 30 Ocak 1923’te Lozan’da imzalanan Güçler arasında ayrı bir anlaşma konusu oluşturuyor.

MADDE 120  

Savaş esirleri ve disiplin suçları nedeniyle elden çıkarılmayı bekleyen veya hapis cezasına çarptırılan stajyer siviller, cezalarının tamamlanmasından veya aleyhinde devam eden kovuşturmadan bağımsız olarak ülkelerine geri gönderileceklerdir.

Savaş esirleri ve disiplin aleyhine suçlar dışında yargılanmayı bekleyen ya da ceza gerektiren mahkum siviller gözaltına alınabilir.

MADDE 121  

Yüksek Akit Taraflar, kendi ülkelerindeki her tesise, geri dönülmeme arzusunu dile getiren savaş esirlerinin ve stajyer sivillerin kayıplarının ve kimliklerinin araştırılması için vermeyi kabul ederler.

MADDE 122  

Yüksek Akit Taraflar, mevcut Antlaşma’nın yürürlüğe girmesi üzerine, savaş esirlerine veya interned sivillere ait olan ve muhafaza edilen her bir tanımın tüm maddelerini, paralarını, menkul kıymetlerini, belgelerini ve kişisel etkilerini geri yüklemeyi taahhüt ederler.

MADDE 123  

Yüksek Akit Taraflar, orduları tarafından yakalanan savaş esirlerinin bakımı nedeniyle meblağların tüm geri ödemelerinden karşılıklı olarak feragat ederler.

BÖLÜM II. MEZARLAR  

MADDE 124  

İşbu Antlaşma’nın 126. Maddesinin özel hükümlerine halel getirmeksizin, Yüksek Akit Taraflar, eyleme giren ya da ölen asker ve denizcilerin mezarlıkları, mezarları, ossuarileri ve anıtlarının yetkileri altındaki bölgelerde saygı görmelerine ve korunmalarına neden olacaktır. 29 Ekim 1914’ten bu yana meydana gelen kaza veya hastalıkların yanı sıra savaş esirleri ve o tarihten sonra esaret altında ölen stajyer siviller.

Yüksek Akit Taraflar, kendi bölgelerinde, her bir Akit Gücü, söz konusu mezarlıkların, ossuarların ve mezarların tanımlanması, tescili ve bakımı ve bunların Siteler. Bu Komisyonların hiçbir askeri niteliği olmayacaktır.

Yüksek Akit Taraflar, ulusal yasalarının hükümlerine ve halk sağlığı gerekliliklerine bağlı olarak, bu tür asker ve denizcilerin cesetlerinin kendi ülkelerine transfer edilebileceği taleplerini yürürlüğe koymak için birbirlerine her tesisi sağlamak üzere karşılıklı olarak taahhüt ederler.

MADDE 125  

Yüksek Akit Taraflar ayrıca birbirlerini temin etmeyi taahhüt ederler:

(I) Esaret altında ölen savaş esirleri ve stajyer sivillerin tam listesi ve bunların kimliğini belirleyen tüm bilgiler.

(2) Tanımlanmadan gömülen herkesin mezarlarının sayısı ve konumu ile ilgili tüm bilgiler.

MADDE 126  

27 Ağustos 1916’dan beri Romanya topraklarında ölen Türk askerlerinin, denizcilerin ve savaş esirlerinin mezarlarının, mezarlıklarının, kemikçilerinin ve anıtlarının ve ayrıca stajyer sivillere ilişkin 124 ve 125. maddeler kapsamındaki diğer tüm yükümlülüklerin sürdürülmesi Romalılarla Türk Hükümetleri arasında özel bir düzenleme nesnesi.

MADDE 127  

124. ve 125. Maddelerde yer alan genel hükümleri tamamlamak için bir yandan İngiliz İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetleri, diğer yandan Türk ve Yunan Hükümetleri 128-131. Maddelerde yer alan özel hükümleri kabul ederler.

MADDE 128 

Türk Hükümeti, sırasıyla İngiliz İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetleri’ne ve Türk topraklarında, eylemde bulunan veya ölen askerlerinin ve denizcilerin mezarlarını, mezarlıklarını, ossuarilerini veya anıtlarını barındıran araziyi kalıcı olarak vermeyi taahhüt eder. yaralar, kaza veya hastalıkların yanı sıra savaş esirleri ve esaret altında ölen stajyer sivillerin.

Türk Hükümeti, bu Hükümetler’e, 130. maddede öngörülen Komisyonların mezarların yeniden gruplanması, ossuarlar veya anıtlar için mezarlıkların kurulması için gerekli gördüğü araziyi de verecektir.

Türk Hükümeti bu mezarlara, mezarlıklara, kemikçilere ve anıtlara ücretsiz erişim sağlamayı ve gerektiğinde gerekli yolların ve patikaların yapımına izin vermeyi taahhüt eder.

Yunan Hükümeti, topraklarıyla ilgili olarak aynı yükümlülükleri yerine getirmeyi taahhüt eder.

Yukarıdaki hükümler, bu şekilde verilen arazi üzerindeki Türk veya Yunan egemenliğini etkilemeyecektir.

MADDE 129 

Türk Hükümeti tarafından verilecek arazi, özellikle İngiliz İmparatorluğu ile ilgili olarak, Harita No. 3’te gösterilen Anzak (Ari Burnu) olarak bilinen bölgeyi içerecektir. [Bkz. Giriş.] yukarıda belirtilen alan aşağıdaki koşullara tabidir:

(1) Bu alan, bu Antlaşma’da belirtilenlerden başka bir amaca uygulanmayacaktır; dolayısıyla herhangi bir askeri veya ticari nesne için veya yukarıda belirtilen amaç dışında başka bir nesne için kullanılamaz;

(2) Türk Hükümeti, mezarlıklar da dahil olmak üzere bu alanın her zaman denetlenmesine izin verme hakkına sahiptir;

(3) Mezarlıklara bakmak üzere atanan sivil velayet sayısı, her mezarlığa bir vesayeti aşamaz. Bölgenin mezarlıkların dışında kalan kısımları için özel saklama görevlisi bulunmayacaktır;

(4) Muhafızlar için kesinlikle gerekli olanlar haricinde, bölgede ya da mezarlıkların dışında herhangi bir konut inşa edilemez;

(5) Alanın deniz kıyısında, kişilerin veya malların inişini veya binişini kolaylaştırmak için rıhtım, iskeleler veya rıhtımlar inşa edilemez;

(6) Gerekli olabilecek bu formaliteler ancak Boğazlar içindeki sahillerde gerçekleştirilebilir ve Ege Denizi kıyısındaki sahile erişime ancak bu formaliteler yerine getirildikten sonra izin verilir. Türk Hükümeti, bu Maddenin diğer hükümlerine halel getirmeksizin, Türkiye’ye giren diğer yabancılara dayatılanlardan daha zahmetli olmayacak ve mümkün olduğunca basit olacak olan bu formalitelerin, tüm gereksiz gecikmeleri önlemek için;

(7) Bölgeyi ziyaret etmek isteyen kişiler silahlandırılmamalıdır ve Türk Hükümeti bu katı yasağın uygulanmasını görme hakkına sahiptir;

(8) Türk Hükümeti, 150 kişiyi aşan ziyaretçi partilerinin gelişinden en az bir hafta önce bilgilendirilmelidir.

MADDE 130  

İngiliz, Fransız ve İtalyan hükümetlerinin her biri, Türk ve Yunan hükümetlerinin bir temsilci atayacakları bir komisyon atayacaktır. Bu kurul, mezarları, mezarlıkları, ossuarileri ve anıtları etkileyen önemli soruları düzenleme görevini üstlenecektir. Bu komisyonların görevleri özellikle:

(1) mezarların daha önce var olduğu veya olabileceği bölgelerin resmi olarak tanınması ve halihazırda var olan mezarlıkların, kemiklerin veya anıtların kaydı;

(2) gerekirse mezarların gelecekte konsantre olabileceği koşulların tespit edilmesi ve Türk topraklarındaki Türk temsilcisi ve Yunan topraklarındaki Yunan temsilcisi ile birlikte mezarlıkların, ossuarların ve anıtların hala kurulacak ve bu alanların sınırlarını, işgal edilecek arazinin amaç için vazgeçilmez sınırlar dahilinde sınırlandıracak şekilde tanımlamak;

(3) Türk Hükümeti ve Yunan Hükümetleri’ne, halihazırda kurulmuş olan veya kurulacak olan mezar, mezarlık, ossuar ve anıtlarının son planını ilgili Hükümetler adına iletmek.

MADDE 131  

Hibe lehine yapılan Hükümet, araziyi çalıştırmamayı ya da adanmış olandan başka bir amaçla kullanılmamasını taahhüt eder. Bu arazi sahilde yer alıyorsa, kıyı imtiyazlı Hükümet tarafından herhangi bir nitelikte askeri, deniz veya ticari amaçlarla kullanılamaz. Artık bu amaçla kullanılamayacak ve anıtların inşası için kullanılmayan mezar ve mezarlık alanları Türk veya Yunan Hükümetine iade edilecektir.

MADDE 132  

İngiliz, Fransız ve İtalyan hükümetlerine, 128 ila 130. maddelerde atıfta bulunulan arazinin tam, münhasır ve sürekli kullanımına ilişkin hibe için gerekli yasal veya idari önlemler sırasıyla Türk Hükümeti ve Yunan Hükümeti tarafından arazinin zorunlu olarak iktisap edilmesi gerekiyorsa, duruma göre, Türk Hükümeti veya Yunan Hükümeti tarafından ve bu masraftan etkilenecek şekilde yapılacaktır. .

MADDE 133 

İngiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetleri, her biri kendi vatandaşlarının mezarlarının, mezarlıklarının, kemikhanelerinin ve anıtlarının kurulması, düzenlenmesi ve bakımına uygun olabileceği için bu tür organizasyonlara emanet edebilirler. Bu örgütlerin hiçbir askeri niteliği yoktur. Sadece, mezarların yoğunlaştırılması ve mezarlıkların ve ossuarilerin kurulması için gerekli olan cisimlerin mezardan çıkarılması veya kaldırılması ve ayrıca arazi hibesinin yapıldığı Hükümetler tarafından çıkarılması ve kaldırılması hakkına sahip olacaklardır. kendi ülkelerine transfer etmek gerekiyordu.

MADDE 134  

İngiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetleri Türkiye’deki mezarlarının, mezarlıklarının, ossuarlarının ve anıtlarının kendi vatandaşları arasından atanmış gözaltılara emanet etme hakkına sahiptir. Bu saklama görevlileri Türk makamları tarafından tanınacak ve bu mezarların, mezarlıkların, ossuarların ve anıtların korunması ve korunması için gerekli her yardımı alacaklardır. Velayetçilerin askeri bir karakteri olmayacak, ancak bir tabanca veya otomatik tabanca ile kişisel savunmaları için silahlandırılabilirler.

MADDE 135 

128 ila 131. maddelerde atıfta bulunulan arazi, duruma göre Türkiye veya Türk makamları veya Yunanistan veya Yunan makamları tarafından herhangi bir kira veya vergilendirmeye tabi tutulamaz. İngiliz, Fransız veya İtalyan hükümetlerinin temsilcileri ile mezarları, mezarlıkları, kemikhaneleri ve anıtları ziyaret etmek isteyen kişiler her zaman ücretsiz erişime sahip olacaklardır. Türk Hükümeti ve Yunan Hükümeti sırasıyla söz konusu toprağa giden yolları kalıcı olarak sürdürmeyi taahhüt etmektedir.

Türk Hükümeti ve Yunan Hükümeti, sırasıyla, söz konusu mezarların, mezarlıkların, ossuarların ve anıtların bakımı veya korunmasıyla uğraşan personelin ihtiyaçları için yeterli bir su kaynağı elde etmek için gerekli tüm tesisleri İngiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetlerine karşılamayı taahhüt eder. ve toprağın sulanması için.

MADDE 136 

İngiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetleri, Türk Antlaşması’nda mevcut Türk Antlaşma ve Mezarlarının mezar, mezarlık, ossuar ve anma törenlerinin kurulması için 128 ve 130 ila 135. Maddelerde yer alan hükümlerin faydalarını kabul etmeyi taahhüt ederler. Türkiye’den ayrılmış bölgeler de dahil olmak üzere, yetkileri altındaki bölgeler.

BÖLÜM III. GENEL HÜKÜMLER  

MADDE 137 

Yüksek Sözleşmeci Taraflar arasında, 30 Ekim 1918’den bu yana, bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesine kadar, Konstantinopolis’i işgal eden Güçlerin makamları tarafından veya onunla mutabık kalınarak verilen kararlar ve verilen kararlar ve vatandaşlarının, yabancıların veya Türk vatandaşlarının mülkiyeti, hakları ve menfaatleri ile bu kişilerin Türkiye makamlarıyla olan ilişkileri kesin olarak kabul edilir ve yetkilere veya yetkilerine karşı hiçbir iddiada bulunmaz.

Bu tür kararlar veya emirler nedeniyle meydana gelen yaralanmalardan kaynaklanan diğer tüm iddialar Karışık Tahkim Mahkemesine sunulur.

MADDE 138 

Adli konularda, 30 Ekim 1918’den itibaren Konstantinopolis’i işgal eden Yetkilerin tüm yargıçları, mahkemeleri veya yetkilileri veya Geçici Karışık Yargı Komisyonu tarafından bu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesine kadar Türkiye’de verilen kararlar ve emirler 8 Aralık 1921’de oluşturulan kararlar ve bu kararların veya emirlerin yerine getirilmesinde alınan tedbirler, bu gün tarihli Af Örgütü’nün IV ve VI. fıkraları hükümleri saklı kalmak kaydıyla kesin kabul edilecektir.

Bununla birlikte, bir askeri veya polis mahkemesi tarafından sivil bir konuda verilen başka bir özel kişi lehine adli bir karar verilmesi nedeniyle özel bir kişi tarafından maruz kalınan zararla ilgili bir talep sunulması durumunda, bu talep uygun bir durumda, söz konusu mülkün tazminatını ve hatta iadesini talep edebilen Karma Tahkim Mahkemesi önünde.

MADDE 139 

Sivil, adli veya mali idareler veya halihazırda Türkiye’de bulunan ve sadece bağımsız bir bölgenin Hükümetine ilgi duyan Wakfs yönetimi ile ilgili her türlü arşiv, sicil, plan, tapu ve diğer belgeler Osmanlı İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan ve sadece Türk Hükümeti’nin çıkarları olan bir bölgedeki topraklar, karşılıklı olarak restore edilecektir.

Hükümet tarafından yukarıda ilgilendiği ve kendisi tarafından da ilgi duydukları kabul edilen arşivler, siciller, planlar, tapu senetleri ve diğer belgeler talep fotoğrafları veya onaylı kopyalar halinde sunulmasına tabi olarak bu Hükümet tarafından saklanabilir. ilgili hükümete.

Türkiye’den veya müstakil bölgelerden alınmış arşivler, siciller, planlar, tapular ve diğer belgeler, sadece alındıkları bölgeleri ilgilendirdikleri ölçüde, orijinal olarak karşılıklı olarak geri yüklenecektir.

Bu işlemlerin gerektirdiği giderler, bu başvuruyu yapan Hükümet tarafından ödenecektir.

Yukarıdaki hükümler, 1912’den sonra Yunanistan’a taşınan eski Osmanlı İmparatorluğu bölgelerindeki gayrimenkuller veya Wakfs ile ilgili kayıtlar için de aynı şekilde geçerlidir.

MADDE 140 

30 Ekim 1918’den önce Türkiye ile diğer Sözleşme Makamları arasındaki savaşta verilen ödüller her iki tarafta da hak iddia edilmeyecektir. Aynı tarih, Konstantinopolis’i işgal eden Güçler tarafından ateşkesin ihlali nedeniyle bu tarihten sonra yapılan nöbetler için de geçerlidir.

Konstantinopolis’i işgal eden Güçlerin Hükümetleri veya vatandaşları veya her türlü küçük gemiye, hafif tonajlı gemiler, yatlar ve çakmaklara saygı duyan Türk Hükümeti veya vatandaşları tarafından hiçbir talepte bulunulmayacağı anlaşılmaktadır. Söz konusu Hükümetler 29 Ekim 1914 arasında 1 Ocak 1923 tarihine kadar kendi limanlarında veya işgal ettikleri limanlarda elden çıkarılabilir. Bununla birlikte, bu hüküm, 29 Ekim 1914’ten önceki haklar nedeniyle özel kişilerin diğer özel şahıslara karşı kurabilecekleri iddiaları ve bu gün tarihli Af Bildirgesi’nin VI. Fıkrası hükümlerine halel getirmez.

30 Ekim 1918’den sonra Yunan kuvvetleri tarafından ele geçirilen Türk bayrağı altındaki gemiler Türkiye’ye geri getirilecek.

MADDE 141  

Bu Antlaşma’nın 25. maddesi uyarınca, 28 Haziran 1919 tarihli Versay Barış Antlaşması’nın 155, 250 ve 440. Maddeleri ile Ek III, Bölüm VIII (Tazminat) uyarınca, Türk Hükümeti ve vatandaşları, Alman Hükümeti veya vatandaşları tarafından Müttefik Devletlerin rızası olmadan Osmanlı Hükümeti veya vatandaşlarına transfer edilmesi sırasında itiraz edilen Alman gemileri ile ilgili olarak Alman Hükümeti’ne veya vatandaşlarına karşı sorumluluk ikincisinin mülkiyeti.

Gerekirse, Türkiye ile yanında savaşan diğer Güçler arasındaki ilişkilerde de aynısı geçerlidir.

MADDE 142  

30 Ocak 1923’te Yunanistan ile Türkiye arasında, Yunan ve Türk nüfusunun değiş tokuşuyla ilgili olarak imzalanan ayrı Sözleşme, bu iki Yüksek Akit Taraf arasında, mevcut Antlaşma’nın bir parçasını oluşturuyormuş gibi aynı güç ve etkiye sahip olacaktır. .

MADDE 143  

İşbu Anlaşma en kısa sürede onaylanacaktır.

Onaylar Paris’e tevdi edilecektir.

Japon Hükümeti bilgilendirmek için sadece hakkına sahip olacaktır Fransa Cumhuriyeti Hükümetine onların onay verilmesine rağmen Paris diplomatik temsilcisi aracılığıyla; bu durumda, onay belgesini mümkün olan en kısa sürede iletmeleri gerekir.

İmza Yetkilerinin her biri, mevcut Antlaşma’yı ve imzaladığı ve Lozan Konferansı Son Kanununda belirtilen diğer belgeleri, onay gerektirdiği sürece, tek bir araçla onaylayacaktır.

Bir yandan onaylamaların yatırılmasıyla ilgili ilk sözlü söz, Türkiye , bir yandan İngiliz İmparatorluğu , Fransa , İtalya ve Japonya ya da bunlardan herhangi biri, enstrümanları yatırdığı anda hazırlanacaktır. onların onayları.

Bu ilk yazılı sözlü tarihten itibaren Antlaşma, bunu onaylayan Yüksek Akit Taraflar arasında yürürlüğe girecek, daha sonra, onaylarının verildiği tarihte diğer Güçler için yürürlüğe girecektir.

Bununla birlikte, Yunanistan ile Türkiye arasında olduğu gibi, Yunan ve Türk Hükümetleri, o zamanki süreçler bile onaylama belgelerini tevdi ettikleri anda yürürlüğe girecek olan 1, 2 (2) ve 5 11 dahil hükümler yürürlüğe girecektir. yukarıda sözü edilen sözlü henüz hazırlanmamıştır.

Fransız Hükümeti tüm İmza Yetkcilerine , onayların verilmesinin procès-verbaux belgesinin onaylı bir kopyasını iletecektir .

Yukarıda belirtilen Plenipotentiaries inançla mevcut Antlaşma kaydırdı.

24 Temmuz 1923’teki Lozan’da, tek bir nüsha olarak imzalanan ve Fransız Republlc Hükümeti’nin arşivlerine verilecek ve bu Sözleşme Akit Yetkilerinin her birine onaylı bir kopyasını iletecektir.

(LS) HORACE RUMBOLD.
(LS) PELLÉ.
(LS) GARRONI.
(LS) GC MONTAGNA.
(LS) K. OTCHIAI.
(LS) EK VENISELOS.
(LS) D.CACLAMANOS.
(LS) İNŞAAT. DIAMANDY.
(LS) İNŞAAT. CONTZESCO.
() ————
(LS) M. ISMET.
(LS) DR. RIZA NOUR.
(L S.) HASSAN.

Lozan Antlaşması’na aşağıdaki anlaşmalar eklenmiştir:

1- Boğazlara İlişkin Sözleşme (Lozan, 24 Temmuz 1923)

2- Yunan ve Türk nüfusunun değişimi ve Protokolü Sözleşmesi (Lozan, 30 Ocak 1923)

3- Türkiye’de adalet yönetimine ilişkin Deklarasyon (Lozan, 24 Temmuz 1923)

4- Osmanlı İmparatorluğu ve Deklarasyonda verilen bazı imtiyazlarla ilgili protokol (Lozan, 24 Temmuz 1923)

5- Trakya sınırlarına ilişkin Sözleşme (Lozan, 24 Temmuz 1923)

6- İkamet ve iş ve yargı yetkisine ilişkin sözleşme (Lozan, 24 Temmuz 1923)

7- Ticaret Sözleşmesi (Lozan, 24 Temmuz 1923)

8- Stajyer sivillerin iadesi ve savaş esirlerinin değiş tokuşuyla ilgili Graeco-Türkiye Anlaşması (Lozan, 30 Ocak 1923)

9- Af Bildirimi ve Protokolü (Lozan, 24 Temmuz 1923)

10- Yunanistan’daki Müslüman mülklerine ilişkin Deklarasyon (Lozan, 24 Temmuz 1923)

11- Sıhhi konularla ilgili beyan (Lozan, 24 Temmuz 1923)

12- Belçika ve Portekiz’in Lozan’da imzalanan Belgelerin bazı hükümlerine katılımına ilişkin protokol ve bu iki Yetkinin bu katılımla ilgili beyanları (Lozan, 24 Temmuz 1923)

13- İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetleri ve Deklarasyon tarafından işgal edilen Türk topraklarının tahliyesine ilişkin protokol (Lozan, 24 Temmuz 1923)

14- Karagatch bölgesi ile İmbros ve Tenedos adalarına ilişkin protokol (Lozan, 24 Temmuz 1923)

15- 24 Temmuz 1923’te imzalanan Protokol, 10 Ağustos 1920’de Yunanistan’daki azınlıkların korunması ile ilgili olarak Müttefik Kuvvetler ile Yunanistan arasında Sèvres’de imzalanan Antlaşma ile aynı gün içinde imzalanan Trakya Antlaşması ile ilgili Aynı Güçler (Lozan, 24 Temmuz 1923)

16- Sırp-Hırvat-Sloven Devletinin imzasına ilişkin protokol (Lozan, 24 Temmuz 1923)

​Kaynak: http://www.bilgipedia.org/

http://www.bilgipedia.org/lozan-antlasmasi/

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum