Son yıllarda, özellikle 5 yıl önce Azerbaycan'ın 44 günlük Vatanseverlik Savaşı'ndaki tarihi zaferinin ardından, Türk dünyası bir refah dönemi yaşıyor. Bu zaferin ardından imzalanan Şuşa Deklarasyonu ile Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin en üst stratejik ittifak seviyesine yükselmesi tesadüf değil. Aynı zamanda, bu zaferden güç alan Türk dünyası, bütünleşme ve birlik sürecini yeni ve en verimli aşamaya taşıdı. 12 Kasım 2021 tarihinde İstanbul'da düzenlenen VIII. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (TDKİK) Zirvesi'nde, TDKİK'in adı Türk Devletleri Teşkilatı (TDKİT) olarak değiştirildi. Bu, sadece bir isim değişikliği değil, Türk dünyasının yeni küresel süreçte öncü ve birleşik bir merkez olarak ortaya çıkışıydı.

Gebele'de düzenlenen Türk Devletleri Örgütü Devlet Başkanları Konseyi 12. Zirvesi'nden hatıra fotoğrafı
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de belirttiği gibi, Türk Devletleri Örgütü bugün sadece bir iş birliği platformu değil, aynı zamanda ciddi jeopolitik merkezlerden biri olarak şekilleniyor. Örgütün uluslararası düzeydeki nüfuzunun artması memnuniyet verici. Ortak tarihi ve etnik köklerimiz, ortak milli ve manevi değerlerimiz bizi bir aile olarak birleştiriyor.
777 sandıkta toplam 218 bin 313 seçmen oy kullanabilecek.
Bu noktada, TDT tarafından temsil edilen Türk dünyasının şu anda Kafkasya, Orta Asya, Avrupa ve Doğu Akdeniz bölgesinde, deyim yerindeyse "aklını konuştuğunu" da belirtelim. Doğu Akdeniz'den bahsetmişken, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimleri, buradaki varlığımızın anahtarı ve Türk dünyasının Doğu Akdeniz'e açılan kapısı olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC), iki gün sonra, 19 Ekim'de yapılacak. KKTC tarihindeki dokuzuncu cumhurbaşkanlığı seçimi olacak bu süreç, birçok açıdan tarihi öneme sahip. Bu konuya daha sonra değineceğiz. Şimdilik, seçimlerle ilgili bazı istatistiksel bilgilere göz atalım.
Böylece Kıbrıslı Türkler, 19 Ekim'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başına gidecek. 2025-2030 dönemi için görev yapacak cumhurbaşkanını belirleyecek olan bu seçimlerde, ülke genelinde kurulan 777 sandıkta toplam 218.313 seçmen oy kullanabilecek. İlk turda mutlak çoğunluk sağlanamazsa, 26 Ekim'de ikinci tur yapılacak.
9. seçimde 8 aday
KKTC Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimlerde oy kullanma işleminin saat 08.00'de başlayıp 18.00'de sona ereceğini duyurdu.
KKTC tarihinde dokuzuncusu yapılan bu seçimde yarışan aday sayısı 8'dir.
Bunlar, Osman Zorba (Kıbrıs Sosyalist Partisi), Tufan Erhürman (Cumhuriyetçi Türk Partisi), Arif Salih Kırdağ (bağımsız), Ahmet Boran (bağımsız), Mehmet Hasgüler (bağımsız), İbrahim Yazıcı (bağımsız), Hüseyin Gürlek (bağımsız) ve Ersin Tatar (bağımsız).
Tarihten Günümüze KKTC Cumhurbaşkanları
KKTC'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin doğrudan, genel oy ve gizli oylama esasına göre yapıldığını da belirtmek gerekir. 1983'ten bu yana görevde olan ve her biri hakkında aşağıda kısaca bilgi verdiğimiz cumhurbaşkanları, her dönemin siyasi ruhunu ve Kıbrıs politikasının yönünü yansıtmıştır:
Rauf Denktaş (1983–2005) – 22 yıl boyunca Kurucu Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı ve Kıbrıs müzakerelerinde Türk tarafının en güçlü lideri olarak tarihe geçti. Milli davadan bir an bile geri adım atmadı.
Mehmet Ali Talat (2005–2010) – Çözüm odaklı bir politika izleyip Annan Planı'ndan sonra yeni bir diplomatik aşamanın temellerini atmasına rağmen, daha Avrupa yanlısı duruşuyla öne çıktı. Türk dünyasına yakınlık konusuna mesafeli yaklaştı. Makalenin yazarı olarak, Sayın Talat döneminde KKTC'ye yaptığımız ziyarette bunu bizzat gözlemledim.
Derviş Eroğlu (2010-2015) – Türkiye ile yakın iş birliği içinde, daha milliyetçi, milliyetçi kökenli bir politika izledi. Bağımsızlık mücadelesinin kahramanlarından biri olarak kabul edilir.
Mustafa Akıncı (2015-2020) – İki partili federasyon fikrini savunmuş ve Crans-Montana müzakerelerinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca Türk dünyası değil, Avrupa sevdalısı olarak da bilinmektedir.
Ersin Tatar (2020–2025) – Türkiye ile tam bir uyum içinde iki devletli çözüm politikasını ortaya koydu. Ersin Tatar, merhum Rauf Denktaş'ın arzuladığı ancak hayata geçiremediği politikayı uyguluyor. Türk dünyasına gönül veren Ersin Tatar, federasyon defterinin artık kapandığını ve Kıbrıs Türklerinin devletliğini tanımaktan başka yol olmadığını açıkladı. Ersin Tatar aynı zamanda bir Azerbaycan sevdalısı olarak da biliniyor.
Kıbrıslı Türkler dikkatli olmalı
Bu seçimlerde bağımsız aday, mevcut devlet başkanı Ersin Tatar ve CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman favori olarak öne çıkıyor. Ancak bu sadece iki aday arasındaki bir mücadele değil, bağımsızlık ile Romanya'nın köleliğine geri dönmek, özgür bir ülke olmak ile bir federasyonda kaybolmak, sıcak Türk ruhu ile soğuk Avrupa sevgisi arasında bir mücadele. Evet, doğru anladınız, burada birinci sırayı Ersin Tatar, ikinci sırayı ise Tufan Erhürman temsil ediyor.
Kıbrıslı ve KKTC'li seçmenlere yürekten bir çağrıyla yazdığım bu yazıda, bir Kıbrıs sevdalısı ve KKTC'yi Azerbaycan kadar seven biri olarak, Tufan Erhürman hakkında fazla bir şey yazmak istemiyorum. Gözlemlerim, Tufan Erhürman'ın tıpkı Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı gibi Türk dünyasından çok ama çok uzak bir siyasetçi olduğunu söylememe yetiyor.

Arşiv fotoğrafı. KKTC - 09.07.20205
Ersin Tatar'a gelince, ayrıntılara girmeden önce, 4 Temmuz 2025'te yazdığım "Dr. Fazıl Küçük - Rauf Denktaş - Ersin Tatar" başlıklı köşemden birkaç cümleyi hatırlatmak istiyorum : "Tıpkı Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş'ın kendi dönemlerinde Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesine öncülük ettiği gibi, Ersin Tatar da bu mücadelenin diplomatik düzeyde sürdürülmesine başarıyla öncülük ediyor. Bir başka deyişle, Ersin Tatar bugünün mücadelesinin ön saflarında yer alıyor. O sadece bir lider değil, aynı zamanda Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ın mirasını taşıyan bir halef."
Bilginize, Ersin Tatar Kıbrıslı Türklerin devlet haklarının tanınması için en başından beri mücadele ediyor. İki devletli çözüm politikası tam da onun cumhurbaşkanlığı döneminde gündeme geldi. Bu politikayı uluslararası platformlarda tartışma masasına getiren de E. Tatar oldu. 1968'den 2020'ye kadar tartışılan federasyon modelinin asla başarıya ulaşamayacağı tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı.
Ersin Tatar'ın Türk dünyasındaki çalışmaları sayesinde, Azerbaycan da dahil olmak üzere birçok ülke KKTC ile ilişkilere kapılarını açmış ve KKTC, Türk Konseyi'ne gözlemci üye olarak kabul edilmiştir. En önemlisi, E. Tatar, Türk Devletleri Örgütü'nün Gebele'deki son toplantısına KKTC Cumhurbaşkanı olarak katılmıştır.
Böylece, Türkiye'nin desteği ve Ersin Tatarım'ın eşsiz çabaları sayesinde Türk dünyası artık KKTC'yi benimsemiş durumda. Aynı zamanda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in desteği ve ilkeli duruşu sayesinde KKTC, TDK'daki yerini alıyor.
Nüfusun yüzde 70'i iki devletli çözümü destekliyor
Tüm bunlardan yola çıkarak, 19 Ekim'de yapılacak seçimlerin basit bir siyasi süreç olmayacağını, hem KKTC'nin gelecekteki kaderini hem de Doğu Akdeniz'deki Türk dünyasının varlığının korunup korunmayacağını belirleyecek bir seçim olarak tarihe geçeceğini söyleyebiliriz. Mevcut kamuoyu yoklamaları, Türk dünyasını seven ve bağımsızlık için çabalayanların seçimi kazanacağını gösteriyor.

Ersin Tatar
Nitekim Başbakan Ünal Ustal'ın basına verdiği bir röportajda belirttiği gibi, halkın yüzde 70'i iki devletli çözüm ilkesini destekliyor. Dolayısıyla, Başbakan'ın bu görüşüne dayanarak sonuçları tahmin edebiliriz. İki devletli çözüm politikasının bir numaralı savunucusu Cumhuriyet Halk Partisi Ersin Tatar olduğu ve dolayısıyla seçmenlerin çoğunluğunun ona oy vereceği düşünülüyor. Öte yandan, Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) yanı sıra Yeniden Doğuş Partisi (YDP) ve Demokrat Parti (DP) de Tatar'ı destekliyor.
Son olarak KKTC'li kardeşlerimize bir kez daha seslenmek istiyorum.
19 Ekim'de oyunuzu kullanmadan önce iyi düşünün. Oy kullanırken iyi düşünün.
Geçtiğimiz yüzyılın 60'lı ve 70'li yıllarında size yapılan vahşetin bir daha asla yaşanmayacağını hayal edin.
Kıbrıslı Türklerin bir daha asla köleleştirilme, yok olma veya yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalmamasını sağlayacak adaya oy verin.
KKTC'yi TÜRK DÜNYASINDAN ayrı tutacak adaya oy verin.
Özgür ve gururlu bir ülkenin vatandaşı olarak sizi geleceğe taşıyabilecek adaya oy verin.
Ve son olarak, KKTC seçmenlerini "Kıbrıs'ın kuzeyinin de AB'ye kabul edileceği masallarıyla" kandırmaya çalışan adaylara inanmayın. Zira, KKTC Dışişleri Bakanı değerli dostumuz Tahsin Ertuğruloğlu'nun da belirttiği gibi, Avrupa Birliği'nin tutumuna göre adada yalnızca bir devlet tanınmaktadır ve kuzeyin AB'ye katılabilmesi için KKTC'nin lağvedilmesi gerekmektedir.
Şimdi yazımı şu sözlerle bitiriyorum: Sevgili KKTC seçmeni, eğer ülkenin yok olmasını istemiyorsan bağımsızlığa ve özgürlüğe evet de, Kıbrıs türküsünün varlığını sona erdirecek bir federasyona hayır de.
Kaynak: BAYRAGDAR MEDYA – https://www.bayraqdar.info/2025/10/17/var-olmaq-yoxsa-yox-olmaq/










FACEBOOK YORUMLAR