KEVSER KANDEMİR YAZDI: "YUNUS EMRE'NİN İZİNDE" KİTABINA DAİR

Yunus Emre, Anadolu’nun, kadim, saf toprağında mayalanmış biricik ruhlarını, yeniden ışığa kavuşturan ulularından.

KEVSER KANDEMİR YAZDI: "YUNUS EMRE'NİN İZİNDE" KİTABINA DAİR
28 Ocak 2022 - 12:01 - Güncelleme: 30 Ocak 2022 - 14:36

“YUNUS EMRE’NİN İZİNDE” KİTABINA DAİR

Kevser KANDEMİR

                Yunus Emre.
                Anadolu’nun, kadim, saf toprağında mayalanmış biricik ruhlarını, yeniden ışığa kavuşturan ulularından.

              Türklük şuuruyla, öz Türkçe ile Horasan’ın güçlü nefesiyle; her doğum öncesi Anadolu çalkantısına ışık olmuş, yön olmuş arı ruh.

                Ahmet Yesevi ile başlayan Ahi Evran, Hacı Bektaş Veli, Sarı Saltuk, Tapduk Emre ve daha nicesinin tasavvufuyla, nuruyla Anadolu’ya doğmuş erenlerimizden.

                Onun şiirlerindeki; insanın Allah’a, O’ndan gelen imanla insana olan sevgisini, okuyanın hissetmemesi mümkün değildir. Arı Türkçe şiirleriyle; Anadolu, Balkanlar, Azerbaycan, İran, Irak, Türkistan coğrafyasında ruhlar tazelendi tazeleniyor.  Geniş coğrafya insanının kalbinde yüzyıllardır yaşıyor ve yaşayacak. Çünkü sevgi yaşatır.

                İnsanımız onu öylesine bağrına basmış ki, bu aşırı sevgi sahiplenmeyi de beraberinde getirmiş. Bugün Yunus Emre’ye atfedilen şiirlerin ve birçok ildeki makamların çokluğu, türbe haline getirilen, mezarı olarak gösterilen yerlerin çokluğu da bu düşünceyi destekler niteliktedir.

                Bu karışıklığın bilimsel araştırmalarla giderilerek geleceğe gerçek Yunus Emre’yi taşımak, onu bugün sevenlerinin görevidir bir bakıma. Naci Yengin’in “Yunus Emre’nin İzinde” kitabı, Yunus Emre’yi gençlerimize tanıtmak ve gerçeklere bir taş koymak açısından bir adımdır.

                2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı“ olması çerçevesinde de bu kitabın ayrı bir önemi vardır.

                Kitabı okurken çok titiz çalışıldığını, birçok kaynak okuması yapıldığı ve içeriğinin Yunus Emre kaynakları konusunda zengin olduğunu görmek mümkün. Bu kitap gibi faydalanılacak kitaplar açısından bu durum çok önemlidir; çünkü okuyanın araştırmalarına yön verebilir nitelikte olması da kitabın ayrı bir misyonunu tamamladığını gösterir.

                Kitapta vurgulanan en önemli konu Yunus Emre’yi, kendi yaşadığı dönemin siyasi, sosyolojik, kültürel ortamında tanımanın ve değerlendirmenin gerekliliğidir. Bu yüzden kitapta ilk bölüm Anadolu’daki karışık döneme ayrılmıştır. XIII. Ve XIV. Yüzyılda Anadolu Selçukluları ve Moğollar mücadelesi, Moğollar’ın Anadolu’ya kadar göçe sebep olduğu Türk boylarının Anadolu’daki durumu ve Beylikler dönemi en öz haliyle anlatılmıştır.

                Yunus Emre’nin hem yaşadığı dönemde hem de bugün onu kendi düşünce yapılarına göre değerlendirmenin özellikle yanlış olduğu belirtilmiş. Bence bu çok önemli. Çünkü Yunus Emre yaşadığı dönemin siyasi, sosyolojik ve kültürel karışıklığına rağmen, belli kalıp düşüncelere, görüşlere ve gruplanmalara  göre değil; kavrayışı çok yüksek bir bakışla özü, sevgiyi, insani değerleri, Türk’ün yüksek ahlak anlayışını işlemiştir.

                Naci Yengin’in de kitabında dediği gibi: “Yunus Emre’nin yaşadığı çağ, Anadolu Türklüğünün var olma mücadelesi verdiği, inanç ve milli kimliğinin, zihinsel çöküşün had safhada olduğu bir dönemdir. Bu dönemde Yunus Emre gibi şahsiyetlerin taşıdığı rol, üstlendiği rolün dar kalıplar içinde açıklamaya kalkmak ve günümüz anlayışıyla değerlendirmek, son derece yanlış ve yeni yanlışlara sürükleyecek tehlikelerle doludur.”(s.30)

                “Yunus Emre’nin İzinde” kitabında, Yunus Emre’yle ilgili en kapsamlı araştırmaları yapan Fuat KÖPRÜLÜ, Burhan Ümit Toprak, Abdülbaki GÖLPINARLI, Faruk Kadri Timurtaş,…, Mustafa Tatcı’nın eserlerine de kısaca değinilmiş. Okuma boyunca değinilen kaynaklar ve kaynakça bölümü Yunus Emre’yi çok daha yakından tanımak isteyenler için yol gösterici nitelikte.  Zaten Yunus Emre’yi tanımak ve tanımak için de çok okumak gerek.

                Kitapta Anadolu’nun o dönemdeki şartlarını tanıdıktan sonra Yunus Emre’nin düşünce yapısını şekillendiren Tapduk Emre’ye de yer verilmiş olması önemli.

                Ve kitabın asıl konusu Yunus Emre’nin mezarının nerede olduğu yönünde?

Yunus Emre’nin mezarının olduğu farklı yerlerle ilgili bilgiler kaynak, alıntı ve fotoğraflarla ayrıntılı olarak incelenmiş. Aynı şekilde Tapduk Emre türbesi ve mezarıyla ilgili araştırmalardan ayrıntılı alıntı ve bilgiler de verilmiş.

                Son olarak Naci Yengin’in alan araştırmaları, kaynak kişi ve belgeler ışığında işaret ettiği Manisa ili Kula ilçesi Emre Köyü Tapduk Emre Türbesi ve Yunus Emre’nin mezarıyla ilgili bilgiler yer almakta.

                Kitapta ayrıca Yunus Emre şiirlerinin özellikleriyle ilgili yapılmış çalışmalara yer verilmiş. Yunus Emre’nin kullandığı Türkçe’nin özellikleri de açıklanmıştır.

                Yunus Emre’nin doğru, olduğu gibi tanınmasını, onunla birlikte Anadolu kültürünün, dilinin, Türk’e has tasavvuf algısının, bugün gençlerimize tanıtılması için yapılan her çalışma değerlidir. Alan uzmanı olmayan, sadece Yunus Emre’yi daha yakından tanımak isteyen biri olarak okuduğum bu kitap da çok faydalı oldu benim için. Nicelerimize de faydası olmasını dilerim.

Yunus Emre’nin izinde gitmek isteyenlerin derin araştırmalarına yol gösteren bu kitap için, Yunus Emre yoluna koyduğu inci için Naci Yengin’e saygılarımla.

                                                                                                                                          
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları