KAZAK TÜRKÇESİNİN LATİN ALFABESİNE BİR DİLCİ BAKIŞI - Yazan: Osman KABADAYI

KAZAK TÜRKÇESİNİN LATİN ALFABESİNE BİR DİLCİ BAKIŞI - Yazan: Osman KABADAYI
18 Ekim 2020 - 21:36 - Güncelleme: 18 Ekim 2020 - 21:44
KAZAK TÜRKÇESİNİN LATİN ALFABESİNE BİR DİLCİ BAKIŞI[1]
 
Osman KABADAYI
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi (Kırşehir/Türkiye)
Abay Kazak Millî Pedagoji Üniversitesi (Almatı/Kazakistan)
E-mail: [email protected]
 
Түйін
Қазақ тілі графикасы 1929 ж. дейін араб әліпбиін, 1929-1940 жж. аралығы латын, 1940 ж. осы уақытқа дейін кириллицаны қолданып келгені мәлім. 

Қазақстан Республикасы Президенті Нұрсұлтан Назарбаевтың «Болашаққа бағдар: Рухани Жаңғыру» атты мақаласында Қазақстанның 2025 ж. латын әліпбиіне толығымен өту ниетінде екендігін атап өтіп, ғылым мен білім саласындағы мамандардан өз пікірлерін білдірулерін ұсынды. Осы орайда Қазақстанның түкпір-түкпірінде әр түрлі санатта ғылыми жиындар өтіп, тақырып қызу талқылауға түсіп жатыр.

Мақалада Қазақстанның латын қарпіне өтуі туралы шешімінің тарихи оқиға екендігіне, Қазақстанның түркі әлеміндегі орны мен роліне және жаңа қазақ латын әліпбиінің артықшылығы мен кемшілік тұстарына шолу жасалады, түркі әлемі үшін ортақ тіл мен ортақ әліпбидің түзілуі мәселесінің өзекті тақырыптар қатарында екендігі аталып өтіледі. 
Кілт сөздер: Қазақ тілі, латын әліпбиі,  ортақ түркі әліпбиі.
 
Резюме
Сделана попытка вкратце проанализировать исторические аспекты развития  казахского алфавита начиная с древнетюркской письменности до наших дней; древнетюркской рунической письменности, арабской графики, латиницы в 1929-1940 гг., кириллицы и новой латиницы образца нынешнего года. Подчеркнута историческая роль решения Главы Государства Н.Назарбаева по переходу казахского алфавита на латинискую графику. Дана историко-лингвистические сравнения и соспоставления казахского языка и других тюркских языков в плане графики, письма и произношения. Сделан краткий обзор нового казахcкого алфавита, в том числе некоторые недороботки и пробелы в плане графики, фонетики и практического применения.
 
Ключевые слова: казахский язык, тюркские языки, общетюркская латинская графика.  
 
 
Giriş
Türkler ilk yazılı belgelerini ortaya koymalarından günümüze varıncaya değin çeşitli alfabeler ve yazı sistemleri kullanmışlardır. Hatta tarih boyunca Türkler kadar çok alfabe değiştirmiş başka bir millet yoktur da denilebilir. Türkçe, metinlerle izleyebildiğimiz tarihi boyunca Köktürk, Uygur, Soğd, Brahmi, Mani, Tibet, Süryani, Arap, Grek, Ermeni, İbrani, Latin ve Kiril alfabeleri gibi çeşitli alfabelerle yazılmıştır (Tekin 1997). Bu alfabeler arasında en uzun süre kullanılanı Uygur ve Arap alfabeleridir. Arap alfabesi, Türkçenin fonetiğine uygun olmaması ve öğrenilmesi de güç olmasına karşın, yüklendiği dini misyon nedeniyle Türkler tarafından en fazla benimsenen yazı türü olmuştur. Türkçenin bu kadar çok sayıda ve farklı türde alfabe ile yazılmış olması elbette Türk halklarının yapmış olduğu göçler sebebiyle çok geniş bir coğrafi alana yayılıp değişik din ve kültürlerle temasa geçmiş olmalarıyla açıklanabilir. Günümüzde ise Türkçe hâlen üç farklı alfabe ile yazılmaktadır: Lâtin, Kiril ve Arap.

Kazakça 20. yüzyılın başlarından 1929’a kadar Arap harfleriyle yazılmış, 1929-1940 yılları arasında Latin harflerine geçilmiş, 1940 yılından günümüze ise Kiril alfabesi ile yazılagelmiştir (Şirin User 2006: 287).

12 Nisan 2017 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Abişoğlu Nazarbayev’in Egemen Kazakistan gazetesinde yayımlanan “Bolaşaqqa Bağdar: Ruhani Janğıruw”[2] (Geleceğe Doğru Yol: Manevi Canlanma) başlıklı makalesinde Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiş konusu yeniden gündeme gelmiş ve Kazakistan’ın 2018 yılından başlayarak kademeli olarak 2025 yılına kadar tamamıyla Latin alfabesi kullanma isteği dile getirilmiştir. Kazakistan’ın her geçen gün iyiye giden ekonomik göstergeleri bugün kitapların tamamını Latin harfleriyle basabilecek, yeni matbaalar kurabilecek kısacası bir harf devrimini tökezlemeden kaldırabilecek ekonomik güce sahip görünmektedir.

Kazakistan Niçin Latin Alfabesine Geçmelidir?

Alfabe değişimi kararı Kazakistan’ın kendi iradesiyle, herhangi bir dış müdahale olmaksızın verdiği bir karardır. Ülkede Kiril alfabesi 1940 yılından bu yana kullanılmakta olup az da olsa Sovyetler dönemini çağrıştırmaktadır. Sovyet döneminde Kiril alfabesi halka baskı yapma aracı olarak algılanıp ideolojik bir hâl almıştır. Bu yüzden Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan bağımsızlığın kazanılmasından sonra gerekli şartlar olgunlaşınca derhal Kiril alfabesini terk edip Latin alfabesine geçmişlerdir. Kazakistan bugün bağımsız bir ülkedir ve alfabe değişimi kararını kendisi vererek Latin alfabesine geçişle birlikte eğitim alanında da bağımsızlığını pekiştirmiş olacaktır. Ayrıca Kazakistan’da alfabe değişikliği için yeterli ekonomik, sosyal ve siyasi şartların bugün için hazır olduğu görünmektedir. Aynı zamanda özellikle bilişim çağında olduğumuz şu zamanda Kazakistan Latin alfabesine yabancı değildir. Nitekim Latin alfabesi e-posta adreslerinde, araba plakalarında, pasaporttaki kimlik bilgilerinde olmak üzere Kazakistan’da zaten kullanılmaktadır. Latin alfabesinin ülkede gündeme gelmesiyle birlikte Kazakistan Devlet Televizyonu da logosunu değiştirerek Latin alfabesini kullanmaya başlamıştır. Buna paralel olarak devlet gazetesi Egemen Kazakistan da internet üzerinden Latin harfleriyle yayın yapmaya başlamıştır.

Dünya üzerinde Kazakistan dışındaki Kazak nüfusu çeşitli yerlerde dağınık olarak bulunmaktadır. Bunlardan Kazakistan ve Moğolistan’da yaşayan Kazaklar Kiril; Çin, İran ve Afganistan’da yaşayan Kazaklar ise Arap harfleri kullanmaktadırlar. Kazakistan Cumhuriyeti Sovyetler döneminde izlenilen bazı politikalar neticesinde bugün farklı etnik grupların bir arada yaşadığı bir coğrafyadır. Ülkede Kazaklardan başka Almanlar, Azerbaycan Türkleri, Ahıska Türkleri, Uygur Türkleri, Kırım Tatarları, Çeçenler, Koreliler gibi çeşitli toplulukların da yer almasıyla Kazakistan, Orta Asya’nın çok dilli ve kültürlü bir ülkesi konumundadır. Bağımsızlığın kazanılmasından sonra Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in izlediği akılcı politikalar sayesinde Kazakça her geçen gün daha da ön plana çıkmaktadır. Kazakistan alfabe değişikliğine giderken ülkedeki diğer etnik grupları da hesaba katmalıdır. Kazakistan’da yaşayan Slav kökenli halklar ise Kiril alfabesi kullanımına devam etmelidir. Aynı şekilde Kazakça için nasıl bir Latin alfabesi gerekmektedir sorusuna cevap ararken başka ülkelerde yaşayan Kazakların durumu da düşünülmelidir. Neticede Kazakistan dünyadaki bütün Kazakların vatanıdır.

Latin alfabesi konusunda 1928 yılından beri büyük bir deneyimi olan Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanılmalıdır. Nitekim Türkiye dışında, daha önce Kiril alfabesi kullanan Türk halklarından Azerbaycan, Türkiye’den sonra Latin alfabesini kabul eden ilk Türk dilli cumhuriyettir ve Türkiye’nin bu tecrübelerinden büyük ölçüde yararlanmıştır (Fazıljanova 2016: 59). Daha sonra sırasıyla Türkmenistan ve Özbekistan da Latin alfabesine geçmişlerdir; ancak onların alfabelerinde ortaklık noktasında bazı sapmalar olmuştur.

Kazakistan’ın da Latin alfabesine geçmesiyle birlikte Türkiye, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkelerle aynı alfabe sistemine geçmiş olacak ve Türk dünyası arasında kültürel birlik daha da sağlamlaşacak böylece ortak bir edebi Türk dili yolunda bir adım daha atılmış olacaktır. Türklerin tek bir alfabede birleşmeleri kültürel ilişkileri arttıracağı gibi büyük bir ho­mojen birlik de oluşturacaktır. Gaspıralı İsmail’in işaret ettiği “dilde, fikirde, işte birlik” parolasındaki dilde birlik fikrinin vücut bulması için de Kazakistan Latin alfabesine geçmelidir.

Latin alfabesine geçiş aynı zamanda dünya ile entegrasyonu da sağlamış olacaktır. İletişim ve sanal teknolojilerde, bilgisayar teknolojisinde bugün geçerli olan alfabe Latin alfabesidir. Dolayısıyla Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmesi içinde bulunduğumuz çağın bir gerekliliğidir. Ayrıca Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmesiyle dünya Kazakistan’ı ve Kazakçayı daha yakından tanıma fırsatına sahip olacaktır. Aynı zamanda yabancılara Kazakça öğretiminin yolu da açılmış olacak, Kazakçanın öğrenilmesi daha kolay bir hâl alacaktır. Böylece Kazakçayı bilen kişi sayısında artış olması muhtemeldir. Bununla birlikte zengin Kazak edebiyatı ürünleri de Latin harfleriyle yayımlandığı taktirde dünya Abay, Muhtar Avezov, Şekerim, Jansugurov, Seyfulin gibi Kazak edebiyatının önemli isimlerini daha kolay okuyabilmiş olacaklardır.

Kazakistan’ın eğitim politikalarından biri de üç dilde (Kazakça, Rusça, İngilizce) eğitimdir. Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de makalesinde her Kazak vatandaşının günün koşullarına göre kendisini en iyi derecede yetiştirerek yabancı dil bilme konusuna vurgu yapmıştır. Latin alfabesine geçiş, Kazakistan’da İngilizce öğretimini de kolaylaştıracaktır. Ayrıca metodolojik olarak Latin alfabesini öğrenmek Kiril alfabesini öğrenmekten daha kolaydır. Çünkü Latin alfabesinde harf sayısı daha azdır. Mevcut 42 harfli Kiril alfabesinde Kazakçanın ses yapısında bulunmayan Rusçaya özgü işaretler de mevcuttur. Bunların bir kısmına Kazakçanın ihtiyacı yoktur. Latin alfabesine geçilmesiyle birlikte harf kalabalığından kurtulunmuş olacak, dil öğretimi daha kolay bir hâl alacaktır. Öte yandan ne yazık ki Kazakistan’da yaşayan bütün Kazakların Kazakça konuştuğu söylenemez. Kazakistan’ın 2050 stratejisinde ülkedeki bütün halkın ulusal dil olan Kazakçayı konuşacağı öngörülmektedir (Kortabayeva 2017: 294). Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmesiyle birlikte ülkedeki Kazakların Rusça konuşmasından bir adım daha uzaklaşılacak ve ülkedeki bütün Kazakların Kazakça konuşma hedefine bir adım daha yaklaşılacaktır.

Günümüzde dünya üzerinde Kiril alfabesini kullanan sekizi Slav kökenli olmak üzere on iki ülke bulunmaktadır. Kazaklar ise Slav kökenli olmayıp Türk kökenli bir halktır ve Türk dünyası ile ortak iletişim birliğinin sağlanması açısından Latin alfabesine geçilmesi oldukça yararlı olacaktır.

Kazakistan’da şu an kullanılmakta olan Kiril alfabesi zorlamayla alfabe değişikliğinin bir sonucudur ve bu alfabeyi Kazaklar gönüllü olarak seçmemişlerdir. Artık kendi seçimleri olan millî bir alfabeye geçme zamanı gelmiştir. O da Kazakçanın fonetik özelliklerini tam anlamıyla yansıtan Latin esaslı bir Kazak alfabesidir.

Kazakistan’ın Yeni Alfabesi Nasıl Bir Latin Alfabesi Olmalıdır?

Kazakistan’da kültür ve bilim çevrelerinde Latin alfabesine geçiş konusunda ortak bir mutabakatın sağlanmadığı görülmüştür. Gözlemleyebildiğimiz kadarıyla bugün Kazakistan’da alfabe değişikliğiyle ilgili fikir belirten araştırmacıları şu şekilde gruplandırmak mümkündür:
  1. Yeryüzünde Arap harflerinden daha üstünü yoktur gerekçesiyle Ahmet Baytursunoğlu’nun Arap harfli alfabesinin kullanılması gerektiğini savunanlar
  2. Bugünkü Kazakça eserlerin gelecek kuşaklar tarafından da okunmaya devam edilmesi, yazılı kültürel mirasın devamlılığı gerekçesiyle Kiril alfabesinin devam etmesi gerektiğini savunanlar
  3. Teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek gerekçesiyle Kiril alfabesinin Latin alfabesiyle değiştirilmesi gerektiğini savunanlar
  4. Küçük bir grup araştırmacı da eski Türk runik yazısının yerleştirilmesi ve Çin alfabesi örneğinde olduğu gibi halkın kendine özgü bir alfabesi olması gerektiği düşüncesini savunmaktadır.
Bu fikirlerden Arap alfabesiyle ilgili olan hakkında şöyle bir izah yapılabilir: İslam dininde Arap alfabesini kullanmakla ilgili bir hüküm yoktur ve Arap alfabesine dönmek demek hem medeni dünyadan hem de Türk dünyasından kopmak demektir (Ercilasun 2000: 485). Latin alfabesine geçildiği taktirde o güne kadar Kiril harfleriyle basılmış kitap, dergi ve gazetelerin gelecek nesiller tarafından okunamayacağı; onların bunlardaki zengin kültürel mirastan mahrum kalacağı endişesi ise yersizdir. Çünkü Kazakistan’da Rusça her zaman ikinci dil olarak yerini muhafaza edecektir. Bu da Kiril harflerinin gelecek nesiller tarafından bilinmesi anlamına gelmektedir. Aynı zamanda okullarda müfredatlara eklenebilecek “Kiril Harfli Kazakça Metinler” veya “Kazak Dili Tarihi” gibi derslerle bu endişe rahatlıkla giderilebilir.

1991 yılında Türkiye’deki Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde gerçekleştirilen sempozyumda 34 harfli Latin temelli “Ortak Türk Alfabesi” kabul edilmiştir (Kara 2009: 1304). Kazakistan’dan gelen bilim adamları da bu alfabe kararına imza atmışlardır. Kazakça için de bu ortak alfabeden faydalanmak anlaşılabilirliği sağlama açısından oldukça ideal görünmektedir. Ne var ki yazı dilinin oluşması ve standartlarının belirlenmesi, dille ilgili doğru-yanlıştan çok karar vermeyle ilgilidir; bir başka ifadeyle asıl belirleyici, siyasettir (Demir-Yılmaz 2014: 60). Ortak Türk alfabesi siyasi desteği görmedikçe gerçeğe dönüşemez. Nitekim Türkmenistan ve Özbekistan’ın Latin alfabesine geçiş örneğinde Ortak Türk alfabesinden sapmaların oluşu bu düşüncenin bir kanıtıdır.

Dünya çapında kültürel, manevi, teknolojik, ekonomik uyum sürecinin gün geçtikçe ilerlediği çağımızda elbette alfabe de teknolojik gelişmelere uygun olarak geliştirilmelidir. Ortak Türk alfabesindeki bazı harflerin bilgisayar teknolojisine uygun olmadığına dair birtakım söylemler de mevcuttur. Çengelli, noktalı harflerin -genel ağ (internet) adresleri ile elektronik posta adreslerinin yazımı dışında- bilgisayar teknolojisine uygun olmadığını söylemek günümüz şartları için artık geçerli değildir. Günümüzde bilgisayar teknolojisi hızla gelişmekte ve Latin temelli her harf bilgisayara uyarlanabilmektedir. Yaklaşık 80 milyon Türkiye Türkü ile yaklaşık 10 milyon Azerbaycan Türkünün kullandığı ortak alfabeye geçmenin Kazakistan için en akılcı çözüm olacağı kanaatindeyiz.

Kazakistan’da Gündeme Gelen Latin Alfabesi Teklifleri

Son zamanlarda Kazakistan’da gerek bilim ve kültür çevrelerinde gerekse sosyal medya ve basında her geçen gün Latin alfabesi konusunda bir şeyler yazılıp çizilmektedir. Latin alfabesiyle ilgili bir grup İngilizce için kullanılan harflere geçmeyi uygun bulurken bir grup da Kazakça için yepyeni bir Latin alfabesi oluşturulması gerektiğini savunmaktadır. Ahmet Baytursunoğlu Dil Bilimi Enstitüsü gibi bazı akademik çevreler de 18-20 Kasım 1991 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen “Milletler Arası Çağdaş Türk Alfabeleri Sempozyumu”nda (Şahin 2002: 64) Türkiye’de kullanılmakta olan Latin alfabesine beş harfin ilavesiyle kabul edilen 34 Harfli Ortak Türk alfabesinin Kazakça için yeterli olduğu fikrini savunmaktadır.

Bu düşüncelerden İngilizce için kullanılan harfler bir kere Kazakça için uygun değildir. Çünkü İngilizcenin yüzyıllardır kullanılagelen alfabesi bugün için tarihî bir alfabedir ve bu alfabede tek ses için kullanılan ikili veya üçlü harf şekilleri tabiî olarak İngilizcenin yüzyıllar önceki telaffuzunu göstermektedir. Diğer yandan Kazakça için yepyeni bir Latin alfabesi oluşturma düşüncesinden Kazakistan ve Kazakça ne gibi bir fayda sağlayabilir? Türk dünyası aşağı yukarı aynı alfabeyi kullanırken Kazakistan’ın onlardan başka bir alfabe kullanması birlik açısından olumsuz etki yaratacaktır.

11 Eylül 2017 tarihinde “Qazaq Älipbiyniñ Jaña Nusqası Usınıldı” (Kazak Alfabesinin Yeni Taslağı Teklif Edildi) başlığıyla ilk taslak alfabe medya aracılığıyla duyurulmuş ve alfabede 25 harfin bulunduğu söylenmiştir.[3] İdeal bir alfabe her sesin bir harf karşılığıyla gösterildiği fonetik alfabedir. Böyle alfabelerin hem öğretimi hem de yaygınlık kazanması daha kolay olur. Bu alfabede dikkati çeken en önemli özellik 25 harfin farklı varyasyonlarla genişletilip alfabe sanki 25 harften oluşuyormuş gibi gösterilmesidir. Oysa Kazakçada 25’ten fazla ses bulunmaktadır.

Ahmet Baytursunoğlu Dil Bilimi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Erden Kajıbek konuya ilişkin vermiş olduğu bir röportajında[4] bu alfabe taslaklarından başka yaklaşık 500’e yakın Latin alfabesi taslağının oluşturulduğunu, bunlardan 300’ünün Başkanlık İdaresi’ne gönderildiğini, enstitünün de yirmi yılı aşkın süredir bu konuyu incelemekte olduğunu ifade etmiştir.

Şimdiye kadar sunulan alfabe taslakları içinde bir bilim kurumunca teklif edilen ve tarafımızca Kazakçaya fonetik olarak en uygun olduğu düşünülen alfabe taslağı Ahmet Baytursunoğlu Dil Bilimi Enstitüsü’nün sunduğu ve bilim adamlarının üzerinde hemfikir olduğu “Ortak Türk Alfabesi” esaslı alfabe taslağı idi. Ortak Türk alfabesi dünyada bilim dili olma yönünde hızlı adımlarla ilerleyen Kazakçayı Türk dünyası ile yakınlaştırıp 200 milyona yakın Türk kökenli halkın birbirini okuyup anlayabilmelerine vesile olabilirdi diye düşünmekteyiz.

Kazakistan’da yeni Latin alfabesi konusunda teklif edilen bir diğer alfabe taslağı ise “apostroflu şekil” adı verilen taslaktır.

Bu alfabede ise nokta veya çengelle işaretlenmesi gereken harfler kesme işaretiyle gösterilmiştir. Başka bir ifadeyle genellikle ince sesler kalın seslerin sağ tarafına apostrof konularak belirtilmeye çalışılmıştır. Alfabenin -iki harf hariç- her sese bir harf ve harfin her yerde aynı sesi vermesi ilkesiyle İngilizce bilgisayar klavyesi temel alınarak hazırlandığı görülmektedir. Bu ilkeye istisna oluşturan Kiril alfabesindeki и (i, ıy, iy) ve у (w, uw, üw) harflerinin bu alfabede tek işaretle belirtilmiş olması ise bu alfabenin kusurlarından yalnızca biridir. Bu durumun ileride birçok yanlışa yol açabileceği öngörülebilir. Söz konusu alfabe taslağı Kazakçaya özgü bir Latin alfabesi olduğu iddiasıyla gündeme gelmişti. Nihayet bugün artık apostrof bu alfabe taslağı gündemde değildir.
 
Şu anda Kazakistan’ın geçmeyi planladığı Latin alfabesi ise şudur:


En son gündeme gelen ve resmi kurumlarca kabul edilen 32 harfli yeni Kazak Latin alfabesinde de bizce bazı ciddi kusurlar bulunmaktadır. Bu alfabede noktalı veya çengelli olan harflerin üstüne bir çentik atıldığı dikkat çekmektedir. Ortak Türk alfabesinden uzaklaşan bu durum Kazakçaya özgü bir alfabe hazırlama endişesi ile açıklanabilir. En son gündeme gelen bu alfabeyle ilgili görüşlerimizi şu şekilde maddeleştirebiliriz:
  1. Kazakçanın kendine özgü bir sesi olan açık e /ǝ/, a’nın üzerine bir çizgi ile (á) gösterilmiştir. Bu ses a’nın üzerinde iki nokta ile (ä) gösterilebilirdi veya Azerbaycan alfabesindeki gibi (ǝ) şekliyle kullanılmaya devam edilebilirdi.
  2. Diğer yandan /ı/ sesinin bu yeni alfabede (Y) işareti ile karşılanması, /y/ sesinin de (I) ile gösterilmiş olması alfabenin öğretimi aşamasında bazı karışıklıklara yol açabilir. Çünkü /ı/ için kullanılan bu (Y) işareti hem Türk lehçelerinde hem de İngilizce gibi Batı dillerinde /y/ sesi için kullanılmaktadır. /y/ sesi için kullanılan (I) işareti ise bunun tam tersidir. Söz gelimi bu alfabede /y/ sesi için verilen (I) işareti Türkiye Türkçesinde /ı/ sesini verir. Dolayısıyla yeni Kazak Latin alfabesinde bu işaretler yeniden gözden geçirilmeli ve düzeltilmelidir. Bununla birlikte bu alfabede /i/ ile /y/ sesinin büyük harflerle yazımında aynı işaret (I) kullanılmıştır. İki ayrı sesin tek işaretle karşılanması ileride büyük sıkıntıları beraberinde getirecektir. Örneğin ismi “İлияс” olan birinin adı büyük harflerle yazıldığında ILIAS şeklinde görünecektir. Kazakça bilmeyen biri bu ismi okuduğunda yanlış seslendirebilir. Bu durumun da düzeltilmesi gerekmektedir.
  3. Yeni Kazak Latin alfabesinde özellikle ünlüleri gösteren üzeri çentikli işaretler Avrupa dilleri için farklı sesleri karşılamaktadır. Kazakçayı öğrenmek isteyen bir Avrupalı’nın bu Latin alfabesiyle Kazakçanın sesletimini doğru bir şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu üzeri çentikli ünlüler de düzeltilmeye muhtaçtır.  
  4. Bu yeni alfabe tasarısında göze çarpan bir diğer husus /ş/ ve /ç/ sesleri için geçerlidir. Her şeyden önce modern ve fonetik bir alfabe tek sese karşılık tek işaret prensibiyle hazırlanmış alfabedir. Bu yeni alfabede tek bir ses olan /ş/ sesi için (sh), /ç/ sesi için de (ch) kullanılması doğru değildir ve tek sese tek işaret ilkesine aykırıdır. Bu harfler muhtemelen İngilizce örnek alınarak hazırlanmış gibi görünmektedir; oysaki İngiliz Latin alfabesi yüzyıllar önceki İngilizcenin fonetiğine dayanmaktadır. Dolayısıyla İngilizcenin yüzyıllardır kullanılagelen alfabesi bugün için tarihî bir alfabedir. Söz gelimi adı “İshak” olan bir kişi adını bu alfabeyle yazdığında ona “İşak” şeklinde seslenilebilir. Bu işaretlerin yerine bugün Türkiye’nin alfabesinde bulunan (ş) ve (ç) işaretleri kullanılabilirdi. Kazakistan gibi Türk dünyasının önemli temsilcilerinden olan bir ülkenin 1928 yılından beri Latin alfabesi konusunda tecrübesi bulunan Türkiye’den faydalanamamış olması hem üzücü hem de düşündürücüdür.
  5. Türk dünyasında Aksakal olarak değer gören Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Abişoğlu Nazarbayev, gerek daha önceki söylem ve demeçlerinde gerekse de 12.04.2017 tarihinde yayımlanmış olan “Geleceğe Doğru Yol: Manevi Canlanma” başlıklı makalesi ile en son 21.12.2018 tarihinde yayımladığı “Ulu Bozkırın Yedi Karakteri” başlıklı makalesinde Türk tarihiyle, Türk dünyasıyla ilgili birleştirici fikirler dile getirmiştir. Kazakistan devlet başkanının söylemleri daima Türk dünyasının birliğine yönelik olmuştur. Alfabe konusunda ise ne yazık ki söylemlerinin tam tersi istikametinde hareket ettiği görülmektedir. Denilebilir ki Kazakistan’ın bu yeni Latin alfabesi Türk dünyasında yazı birliğini sağlamaktan oldukça uzaktır.
 
Sonuç
Kazak halkının ve Kazakçanın son yüz yıllık tarihine bakıldığında Arap, Lâtin, Kiril ve tekrar Latin olmak üzere farklı alfabe değişiklikleri gündeme gelmiş ve maalesef kültür ve edebiyat dili bu durumdan olumsuz yönde etkilenmiştir. Bugün Latin alfabesine tekrar dönülüyor olması ise Türk yazı birliği açısından sevindirici bir gelişmedir. Sovyetler Birliği döneminde dil politikaları gereği yeni oluşturulan Orta Asya’daki Türk yazı dillerinin tamamının Kirilleştirilebilmesi için bir önceki adım bu yazı dillerini ortak bir Latin alfabesinde toplamak olmuştur. Bu yüzden 1926-1938 yılları arasında Orta Asya’daki Türk yazı dilleri ortak bir Latin alfabesi kullanmışlardır. Fakat Sovyetler döneminde bile ortak bir Latin alfabesi kullanılmış olmasına rağmen bugün bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin ortak bir Latin alfabesinde birleşemedikleri görülmektedir. Günümüzde sadece Oğuz grubu Türk yazı dillerinin alfabeleri 34 harfli Ortak Türk alfabesine uygun görünmektedir. Maalesef bağımsız Türk devletleri arasında Ortak Türk alfabesinin benimsenmesi yolunda Azerbaycan’dan başka hiçbir Türk devleti sağlıklı adım atmamıştır. Geçmişte Türkmenistan ve Özbekistan’ın geçtiği Latin alfabesi bugün dilbilimci ve Türkologlar tarafından çok da sağlıklı bulunmamaktadır; nitekim Özbekistan, 2018 yılı içinde aldığı bir kararla bazı harflerini düzeltme yoluna gitmek zorunda kalmıştır. Türk dünyasının birlik olması ve ileride Ortak Türkçenin tesisi için alfabe birliği şarttır. Bu sebeple bizce Kazakça için en uygun Latin alfabesi 34 harfli Ortak Türk alfabesidir. Ortak Türk alfabesinde Kazakçanın ihtiyaç duyduğu bütün sesler bulunmaktadır ve Kazakistan’daki bütün dilci bilim adamları da bu alfabeyi desteklemektedir. Şimdiye kadar üç Latin alfabesi taslağı değiştirmiş olan Kazakistan’ın gündemdeki bu taslaktan da vazgeçerek Ortak Türk alfabesine dönmesi ve Ortak Türk alfabesini kabul etmesi en büyük arzumuzdur.
 
 
Kaynaklar
Demir, Nurettin; Yılmaz, Emine (2014), Bitmeyen Öykü: Alfabe Tartışmaları -Rapor-, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Yayınları, Ankara.
Ercilasun, Ahmet Bican (2000), “Kazakçanın Latin Alfabesiyle Yazılması Konusunda Düşünceler”, Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, S. 10: 482-486.
Fazıljanova, A. (2016), Jaña Ulttıq Älipbi Negizinde Qazaq Jazuwın Reformalaw: Teoriyası men Praktikası, Ahmet Baytursınulı Til Bilimi İnstitutı, Qazaq Tili Baspası, Almatı.
Kabadayı, Osman (2018), “Kazakistan’ın Yeni Latin Alfabesine Geçiş Süreci Üzerine Bir Değerlendirme”, Yeni Türkiye 99: 1-13.
Kara, Mehmet (2009), “Türk Cumhuriyetleri ve Otuz Dört Harfli Ortak Latin Alfabesi”, Turkish Studies 4/3: 1301-1310.
Kortabayeva, G. (2017), “Türk Dilli Halkların Latin Alfabesine Geçiş Tecrübesi”, Türki Jazbaları men Mädeniyeti Künderi Şarası Ayasında Ötkizilgen Tamırı Tereñ Älipbiy: Jalpı Türkilik Biregeyliktiñ Mızğımas Negizi Halıqaralıq Ğılımiy-Praktikalık Konferentsiyası Materiyaldarı, Almatı: 289-297.
Şahin, Erdal (2002), “Türk Cumhuriyetlerinde Latin Alfabesine Geçiş Çalışmaları ve Sonuçları”, Bağımsızlıklarının 10. Yılında Türk Cumhuriyetleri, SOTA Yayınları, Haarlem-Hollanda: 63-70.
Şirin User, Hatice (2006), Başlangıçtan Günümüze Türk Yazı Sistemleri, Akçağ Yayınları, Ankara.
Tekin, Talat (1997), Tarih Boyunca Türkçenin Yazımı, Simurg Yayınları, Ankara.
 
[1] Bu çalışma 13-16 Kasım 2017 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Kurultayı’nda sunulan “Kazakistan’ın Yeni Latin Alfabesine Geçiş Süreci Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı bildiriye dayanılarak hazırlanmıştır.
[2] Söz konusu makaleye şu adresten ulaşılabilir: https://pdf.egemen.kz/pdfs/2017/04/12042017-web.pdf (Erişim Tarihi 20.09.2017)
[4] Röportaj metnine şu bağlantıdan ulaşılabilir: https://kaz.tengrinews.kz/conference/69/ (Erişim Tarihi 29.10.2017)

Kaynak: Kabadayı, Osman (2018), “Kazak Türkçesinin Latin Alfabesine Bir Dilci Bakışı”, «Латын Қарпіне Көшуде Жас Ғалымдар Ұстанымы: Мәселе, Пікір, Ұсыныс» атты семинар-кеңестің материалдары, Абай атындағы Қазақ Ұлттық Педагогикалық Университеті, Алматы: 19-30.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum