Bora İYİAT
Amasya Üniversitesi
Öğretim Görevlisi
ÖZETTarihin başlangıcından bu yana küresel ölçekte yaşanan tüm hadiselerin, insanlığın yaşantısında ve
siyasal,
ekonomik, sosyal alanlarında ciddi değişiklikler yarattığı bir vakıadır. 2020 yılının başında tüm dünyayı etkisi
altına alan COVID-19 isimli bir virüste pandemi ilanına neden olarak, küresel ölçekte hayatı ciddi ölçüde değiştirmiştir. Pandeminin ilerleyişi, etki alanını arttırması ve etki
altındaki ülkelerin aldıkları kararlar, uygulamalar ve yaşadıklarının yanında liderlerin – politik karar alıcıların yaptıkları açıklamalar bize kısa, orta ve uzun vadede bazı paradigma değişikliklerinin yaşanmasının kaçınılmaz olacağını ve dünyanın eski dünya olamayacağını işaret ederken bu değişikliklerin yaşanacağı alanlardan birisinin de uluslararası
güvenlik politikalarında olacağının güçlü sinyallerini vermiştir. Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı iddiası, uluslararası
güvenlik paradigmaları için de geçerlidir. Artık tehdit kavramı ve onun bileşenleri yeniden düzenlenecek,
savunma harcamaları yön değiştirecek,
güvenlik ve tehdidin varlığını ifade eden karar alıcı erkler yetkilerini paylaşacak, zorunlu işbirlikleri artacak ve
güvenlik olgusu ile onun bileşenleri daha netleşecektir. Bu noktada etkilenecek kurumların başında hiç kuşkusuz istihbarat teşkilatları gelecektir. Bilindiği gibi istihbarat teşkilatları da tıpkı diğer devlet kuruluşlarında olduğu gibi bürokratik yapılar olarak dizayn edilmiştir. İstihbarat teşkilatlarının varlığı ve gücü, adına görev yaptığı devletin varlığı ve gücü ile doğrudan ilişkilidir. Çünkü istihbarat devletlere sürpriz tehdit ve saldırılara maruz kalmasını önler, uzun vadeli bir projeksiyon ile ufuk ötesi bakış sağlar, politika oluşturmasına yardımcı olarak karar vericilere bilgi desteği sağlar. Kısaca görev tanımının esasını oluşturan odak noktası devletin kendisine yönelik tehdit kavramıdır. Devletler, toplumlar ve bireyler zamanın başından günümüze kadar farklı dönemlerde, benzer veya farklı düşmanlar karşısında kendilerini tehdit ve risk
altında görerek,
güvenlikleri için tedbirler alarak, bu noktada istihbarat kuruluşlarını kullanmak zorunda olmuşlardır. Çoğu kez de ortak düşmanlar karşısında işbirliğine gitmişlerdir. İşte söz konusu çalışma tüm insanlığın ortak düşmanı olan bu biyolojik tehdit karşısında istihbarat teşkilatlarının muhtemel yapısal değişiklikleri ve işbirliklerinin nasıl şekilleneceğine ilişkindir.
- GİRİŞ
Doğada, insanın yaşamını sürdürebilmesinin koşulları (yeme-içme, uyuma, cinsellik vb.) oluştururken, Maslow’un hiyeraşisinde detaylandırılarak bir kuram halinde kabul edildiği gibi temel ihtiyaçların hemen sonrasında yer alan güdü “
Güvenlik İhtiyacı“ olarak sınıflandırılmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere insanoğlu yaşamını sürdürmek için genel fiziksel gerekliliklerden sonra en çok güvende olmaya ihtiyaç duymaktadır. İnsanoğlu’nun bireysellikten, kabileler halinde sosyalleşmesi, ardından devletleşmesi ile bireysel olan
güvenlik güdüsü bu kez de sosyal bir güdü ve devlet anlayışı hatta ihtiyacı haline evrilmiştir. Varlığın ve varlıktan doğan menfaatlerin korunması anlamına gelen
güvenlik Peter Hought’un yorumuyla “Devletin kuruluşunun da maksadıdır.“
[1]Güvenlik, savaş ve
çatışma gibi sonucunda hayati risklerin olmadığı durumların genel ifadesidir.
Güvenlik kavramından bahsederken, bizim için temel ölçüt ortada bir riskin mevcut olup, olmadığıdır. Eğer ortada böyle bir riskin varlığından söz ediliyorsa da ardıl parametreler ise; kimin, nasıl ve hangi yolla tehdit edildiğidir. Söz konusu risk ve tehditler de zaman mekâna ve olaylara göre farklılık gösterdiği gibi aynı şekilde kimin ve neyin güvenliğinin karşılığı da değişmektedir.
[2] Devletler, toplumlar ve bireyler zamanın başından, günümüze kadar farklı dönemlerde, benzer veya farklı düşmanlar karşısında kendilerini tehdit, risk
altında görerek,
güvenlikleri için tedbirler alarak, farklı teoriler geliştirmek zorunda kalmışlardır. İşte son asra kadar; tehdit ve
güvenlik ölçüsünde değerlendirmeler ağırlıklı olarak konvansiyonel sıcak
çatışmalar zaviyesinden bakılarak yapılmıştır. Bu nedenle de
güvenlik politikaları askeri tedbir ve teorilerle değerlendirilirken, 1970’li yıllarda dünya petrol şokları,
ekonomik krizler, çevre felaketleri,
nükleer felaketler, sınırları aşan sosyal hareketler gibi bir devletin tek başına baş edemeyeceği küresel
güvenlik tehditleri baş gösterince askeri güç odaklı realist
güvenlik yaklaşımı uluslararası teorisyenler tarafından eleştirilmiş ve yeni teorik çerçeveler ağırlık kazanmıştır.
[3] Yukarıda da bahsettiğimiz gibi önemli ve yaşamsal bir önemdeki bir “
Güvenlik Kavramı“ sübjektif özelliği ile tarih boyuna farklı alanlarda araştırma konusu olmuş ve yokluğunun hayati önem arz ettiği bu kavram, özellikle uluslararası ilişkiler disiplinin başat çalışma sahası olmuştur. Güvenliği anlamak, yorumlamak, korumak ve kalıcılığını sağlamak üzerine uluslararası ilişkiler bilimi içinde farklı anlayışlar gelişirken, güvenliğin içerisinde yer alan farklı aktörlerde, aynı dönüşüm ve değişim içerisinde evrimsel bir seyir izlemişlerdir.
İşte bu aktörlerden bir tanesi de hiç kuşkusuz, istihbarat teşkilatlarıdır. Devletlerin
güvenlik siyasetinde en önemli gücü ve
güvenlik bürokrasisinin vazgeçilmezi olan istihbarat teşkilatları, görevleri gereği tehdit unsurunu tespit etmek, analiz etmek ve bertaraf edebilmek için gerekli alt yapı çalışmalarını yapmak üzere teşkilatlandıkları gibi, tehdit kavramının niteliğinden doğacak başka riskleri de öngörmek ve mücadele etmekle vazifelidirler.
İşte 2019 yılının sonunda Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkarak 2020 yılının ikinci aynından itibaren tüm yerküreye yayılarak “Pandemi“ haline dönüşen yeni tip
coronavirüs COVID-19 hastalığının yarattığı tehdit ve onun yaratacağı küresel paradigma değişiklikleri uluslararası ilişkiler disiplininin önemli sahalarından birisi olan “
güvenlik“ çalışmaları yönüyle de değerlendirilirken, etkileri ve sonuçları
güvenlik aktörlerinin tümünde yapısal değişikliklere neden olacağı da kaçınılmaz gözükmektedir. Dolayısıyla bu yeni tip tehdit algısı ve
güvenlikleştirme evrimi istihbarat alanı ve onun insan faktörü olan istihbarat teşkilatlarını da etkileyecektir.
- İSTİHBARAT KAVRAMI ve İSTİHBARAT TEŞKİLATLARI
İstihbarat kelimesi, Arapçadaki haber kökünden türeyen “istihbar“ sözcüğünün çoğul halidir. Genel anlamıyla ise istihbarat, devletlerin varlıklarını korumak, hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla, rekabet halinde oldukları veya olması muhtemel devlet, gruplar veya şahısların niyet, imkân, kabiliyet ve zaaflarını öğrenmekle birlikte aynı şekilde kendisine yönelen faaliyetleri engelleme üzerine kurulu bir olgudur.
[4] Bir İngiliz istihbaratçısı olan M. Herman’a göre istihbarat, rasyonaliteyi temsil etmektedir. Bu yönüyle istihbarat adı verilen gücü reddederek, kullanmayan devlet adamları, eski çağın önemli filozofu Aristo’dan beri gelen ve insanoğlunun ufkunu ileriye doğru açmak için kullandığı akıl ve bilimsel yöntem gibi iki önemli araca sırtını dönmek demektir.
[5] ABD ordusu tarafından hazırlanan ve tüm NATO üyesi ülkeler için bir
eğitim-planlama-icra kaynağı olan istihbarat sahra talimnamesi FM 2,0’a göre; istihbarat komutan ya da lider için savaşları, anlaşmaları ve benzeri görevleri yürütebilmek için ihtiyaç duyduğu tüm bilgilerin desteklenmesi ve analiz edilmesidir. Bu noktada istihbarat özet olarak; hasmın güç kapasitesini, nasıl örgütlendiğini, nasıl donatıldığını, nasıl eğitildiğini, nasıl istihdam edildiğini ve nasıl kontrol edildiğini öğrenmemizi sağlar.
[6] Bir bilim olarak kabul ettiğimiz istihbarat bu özelliğinin yanında aynı zamanda bir sanattır.
[7]Çoğu zaman bilgi toplama ve istihbarat kelimeleri arasındaki yakın ilişki dolayısıyla genellikle istihbarat ve bilgi kavramları aynıymış gibi algılanmaktadır. Oysaki bilgi ve istihbarat arasındaki fark, ham bir maden ile onun kullanımına sunulmuş hâli arasındaki fark kadar açıktır. İnsan, evren ve değerleri anlamaya yönelik olarak toplanan her türlü zihinsel faaliyet sonucu kazanılmış toplam değer, bilgi olarak isimlendirilir. Ancak bu bilgi uzman kişiler tarafından saptanan amacı içeren odaklanma ve işlenmenin ardından, sonuca götürecek derleme ile birlikte aldığı işlenmiş hâline istihbarat ya da espiyonaj denir.
İstihbarat için kullanılacak bilginin en önemli özelliği kesin yargılara ulaşabilmek için ayrıntılı, kesin ve doğru olması gerekmektedir. İstihbaratı tanımlayarak ham bilgiden ayırt edebilmek aslında sanılanın aksine hiç de kolay bir iş değildir. İstihbarat belirli bir alıcının karar vermesine yardımcı olma amacı güden işlenmiş bilgi olarak kabul edilebilir. Bilgiyi istihbarata dönüştüren ise çoğunlukla ona sahip olanın elindekine bakışında yatmaktadır.
Güvenlik bağlamında istihbarat alıcıya tehditleri teşhis etme yani ona ne zaman harekete geçmesi gerektiğinin farkında olmasında yardımcı olur. Buna ilaveten, onu saha operasyonları veyahut siyaset faaliyetlerinin planlaması ve uygulaması esnasında destek sağlar. Bir karar alıcı, belli bir bilgiyi ihtiyaçlarını karşıladığı için istihbarat olarak görebilirken diğer bir karar alıcı aynısını ham veri ve sadece bilgi olarak değerlendirebilir. Bu yönüyle istihbaratın sadece elde edilişi değil aynı zamanda analizinin önemi ortaya çıkmaktadır.
Temelde istihbarat analizi entelektüel bir uğraştır. Bir analist için elde hangi veriler olursa olsun, işlenmiş veriye ulaşan sürecin sonucunda ortaya çıkan, yine analistin yetenek ve sezgileriyle şekillenecektir.
[8] Bu yüzden istihbarat analistleri akıl yürütme süreçleri konusunda bilinçli olmak zorundadırlar. Analistler yorum yaparken; sadece bilgilerini değil, verecekleri kararları da tekrar tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir.
[9]İşte bu faaliyeti yurt içi ve yurt dışı yürütebilecek, analiz edebilecek ve son aşama olan gerektiğinde kullanmak üzere arşivleyecek, paylaşımı yapacak ya da operasyonel faaliyeti yürütebilecek kadrolara ihtiyaç vardır. Bu zaman içerisinde istihbarat teşkilatlarının doğmasını sağlamıştır. Unutulmamalıdır ki bir devlet ne kadar büyük ve güçlü olursa olsun, iyi teşkilatlanmış bir istihbarat kurumu olmadan yaşaması mümkün değildir.
[10] İstihbarat ancak doğru bir teşkilatlanma sonucunda, görev dağılımı ve yetkinlikleri önceden çerçevelendirilmiş nitelikli kadrolar tarafından yapılabilir.
[11] Bu faaliyeti yapmak üzere kurulmuş olan teşkilatların bu işin nev’ine uygun olacak şekilde çalışma prensipleri ve bu prensiplerin yanında kendisine has terminolojisi vardır.
[12]Bu teşkilatlarda tıpkı diğer devlet kuruluşlarında olduğu gibi bürokratik yapılar olarak dizayn edilmiştir.
[13] İstihbarat teşkilatlarının varlığı ve gücü aynı zamanda bağlı bulunduğu, adına görev yaptığı devletin varlığı ve gücü ile doğrudan ilişkilidir. Çünkü istihbarat, devletlere sürpriz tehdit ve saldırılara maruz kalmasını önler, uzun vadeli bir projeksiyon ile ufuk ötesi bakış sağlar, politika oluşturmasına yardımcı olarak karar vericilere bilgi desteği sağlar ve devlet sırlarını korur.
[14]İstihbarat teşkilatlarının ana görev ve sorumluluğu her türlü
insani ve teknik imkânları kullanarak siyasi karar alıcılara destekleyici, doğru, güvenilir ve bütünüyle analiz edilmiş bilgiler vermektir. Özetle istihbarat kurumları; hükümetlere başta
ulusal güvenliği ilgilendiren konular olmak üzere bilgi-analizler sunar, muhtemel kriz ve tehditlere yönelik erken uyarı niteliği taşıyacak bilgiler verir, karşı istihbarat faaliyetlerini önler, devletin sırlarını korur ve
ulusal çıkarları korumak adına örtülü operasyonlar yürütür.
[15] Bu faaliyetler kapsamında istihbarat teşkilatları üç temel faaliyet olan; bilgi toplama, örtülü operasyon ve psikolojik harekât faaliyetlerini planlar ve yürütür.
Makalenin devamını okumak için lütfen
tıklayınız.
[1] Ümit Özdağ, Milli
Güvenlik Teorisi, Kripto
Kitaplar, Ankara 2015, S. 7
[2] Selahaddin Bakan – Sonay Şahin, Uluslararası
Güvenlik Yaklaşımlarının Tarihsel Dönüşümü ve Yeni Tehditler, The Journal of International Lingual, Social and Educational Sciences, Cilt: 4 Sayı:2, Malatya 2018, S. 136
[3] Selahaddin Bakan – Sonay Şahin, a.g.m, S. 136
[4] T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’da İstihbarat, Yay. No: 148, İstanbul 2017, S. 15
[5] Ümit Özdağ, İstihbarat Teorisi, Kripto
Yayınları, Ankara 2008, S. 21
[6] Headquartes Department of the Army, Field Manuel FM 2.0 İntelligence, Washington 2004, S. 1-1
[7] Ümit Özdağ, a.g.e S. 22
[8] Sait Yılmaz, Temel İstihbarat (Toplama – Analiz ve Operasyonlar), Kripto
Yayınları, Ankara 2018, S. 369
[9] Richard J Heuer, Psychology of Intelligence Analysis, Center for the Study of Intelligence CIA, Langley – Virginia 1999, S. 13
[10] Aziz Yakın, İstihbarat: Casusluk ve Casuslukla Mücadele, Dışişleri Bakanlığı
Akademisi Yayınları, Sayı: 5, Ankara 1969, S. 21
[11] Ümit Özdağ, a.g.e S. 39
[12] Sait Yılmaz, a.g.e S. 413
[13] Sait Yılmaz, a.g.e S. 415
[14] Mark M Lowenthal, Intelligence: From Secrets to Policy, 7th Edition, CQ Press, California 2016, S. 5
[15] İlhan Bahar, Teşkilat-ı Mahsusa’dan MİT ve İstihbarat Örgütleri, Kamer
Yayınları, İstanbul 2016, S. 17
FACEBOOK YORUMLAR