İRAN'IN DMO KERBELA 25 ALAYI'NI KARABAĞ SINIRINA KONUŞLANDIRILMASI NE ANLAMA GELMEKTEDİR?- BABEK ŞAHİT
İran Devrim Muhafızları Ordusu’na yakın Bülten News haber sitesi 23 Ekim 2020 akşamı paylaştığı bir haberle DMO Kerbela 25 Alayı’nın, İran’ın kuzeybatısına gönderildiğini ve Dağlık Karabağ sınırına konuşlandırıldığını duyurdu. Bir ülkenin sınırında cereyan eden savaş ve sıcak çatışmalara karşı savunma hazırlığı yapıp teyakkuza geçmesi gayet normal bir durumdur. Fakat İran devlet yapılanması özellikle de İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun iç yapısı ve karar alma mekanizması dikkate alındığındı DMO Kerbela 25 Alayı’nın, Dağlık Karabağ bölgesinin sınırına konuşlandırması pek farklı yönlerden çeşitli anlamlara gelmektedir ve sıradan bir askerî hazırlıktan ziyade ciddi bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun yurt içi yapılanması bağlamında dikkat çeken en önemli husus adem-i merkeziyetçi bir yapıya sahip olup ülkeyi çeşitli parsellere bölerek Devrim Muhafızları Ordusu içindeki güç fraksiyonları arasında yetki ve güç paylaşımı yapmak ve karmaşık bir atama sistemiyle birbirlerini dengelemelerini sağlayıp merkezin kontrolünde tutmasıdır. Bu bağlamda Devrim Muhafızları Ordusu’nun en güçlü kuvveti olan DMO Kara Kuvvetleri Komutanlığı iki farklı adem-i merkeziyetçi yapıyla ülkeyi kontrol etmektedir. Birinci yapı ülkenin eyaletlerinde bulunan Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı eyalet ordularıdır. Bu eyalet ordularının komutanları DMO Genel Komutanı tarafından atanmaktadır. Örneğin İran’ın Batı Azerbaycan Eyaleti’nden sorumlu olan eyalet ordusu DMO Batı Azerbaycan Eyaleti Şüheda Ordusu’dur ve komutanı DMO Genel Komutanı tarafından atanmaktadır. İkinci yapıda ülkenin coğrafî uzamı 10 bölgeye bölünmüştür ve her bölge birkaç komşu ve birbiriyle sınırları olan eyaletten oluşurken yerel etnik, stratejik, jeopolitik ve coğrafi özellikler dikkate alınarak tek bir bölgesel karargâhın komutanlığına verilmişti. Bu bölgesel komutanlıkların komutanları direkt Veliye Fakih yani İran’ın Devrim Lideri, Ayetullah Seyyid Ali Hameneyi tarafından atanmaktadır ve her bir karargâh komutanı, bölgede DMO Genel Komutanı kadar yetkiye sahiptir ve bir nevi bölgenin DMO Genel Komutanı olarak görev yapmaktadır. Bu karargâhlar lojistik ve insan kaynaklarını DMO Genel Komutanlığı yerine DMO Hazret-i Hatem’ul-Enbiya Merkezi Karargâhı’ndan temin etmektedirler ve önemli ölçüde DMO Kara Kuvvetleri’nden özerk bir şekilde faaliyet göstermektedirler. Ülkenin hem sınır güvenliği, hem devrim karşıtlarıyla mücadele hem de kriz dönemlerinde milli güvenliğinden sorumlu olan bu 10 bölgesel karargâh ve sorumlu oldukları bölgeler sırasıyla DMO Sar’ullah Karargâhı (Tahran Eyaleti), DMO Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı (Batı Azerbaycan, Doğu Azerbaycan, Erdebil, Kürdistan, Zencan eyaletleri ve İran’ın kuzeybatı sınırları), DMO el-Kadir Karargâhı (Gilan, Mazenderan, Gülistan eyaletleri ve İran’ın kuzey sınırları), DMO Samin’ül-Eimme Karargâhı (Kuzey Horasan, Rezevi Horasan, Güney Horasan eyaletleri vİran’ın kuzeydoğu sınırları), DMO Necef-i Eşref Karargâhı (Kirmanşa, İlam, Hemedan eyaletler ve İran’ın batı sınırları), DMO Kerbela (Güney Mukaddem) Karargâhı (Huzistan, Loristan, Kohgiluye Boyerahmet ve İran’ın güneybatı sınırları), DMO Medine Münavvire Karargâhı (Fars, Buşehir, Hürmüzgan eyaletleri ve İran’ın güney sınırları), DMO Güneydoğu Kudüs Karargâhı (Sistan ve Beluçistan, Kirman, Hürmüzgan eyaletleri ve İran’ın güneydoğu sınırları), DMO Hazret-i Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı (Çaharmahal ve Bahtiyarî, İsfahan ve Yezd eyaletleri) ve DMO Sahib’ul-Zaman Karargâhı (Kazvin, Kum, Merkezi ve Simnan eyaletleri) karargâhlarından oluşmaktadır. Bu özerk karargâhlar konusunda dikkat çeken husus bazı önemli ya da büyük bölgelerin kendi iç yapısında da yarı özerk karargâhlara bölünmesidir. Örneğin İran’ın beş eyaletinden ve ülkenin kuzeybatısında yaşayan İran Türkleri ve İran Kürtlerinden ve İran’ın kuzeybatı sınırlarından sorumlu olan Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı kendi içinde Aşura Karargâhı, İmam Seccad Karargâhı, Hazret-i Eba Abdullah Hüseyin Taktik Karargâhı ve Şehit Kahhari Sınır Ötesi Operasyonlar Karargâhı’na da bölünmektedir. Bu alt karargâhlar içinde Aşura Karargâhı Erdebil, Doğu Azerbaycan ve Zencan eyaletlerinden, İmam Seccad Karargâhı İran’ın kuzeybatısında yaşayan İran Kürtlerinden ve Şehit Kahhari Sınır Ötesi Operasyonlar Karargâhı da Kuzey Irak’ta yapılan operasyonlardan sorumludur. Bu alt karargâhların yarı özerk olmasını gösteren en önemli faktör ise komutanlarının atanma şeklidir. Nitekim merkezi İran’ın Mahabad kentinde bulunan İmam Seccad Karargâhı, Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı’na bağlı olmasına rağmen Komutanı direkt merkezden atanmaktadır ve DMO’ya bağlı Müslüman Kürt Peşmergeler Alayı bu karargâhı bağlı olarak İran-Irak sınırını kontrol etmektedir.
Bu çerçevede Karabağ savaşının devam ettiği bölge ve sınırlar, DMO Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı’nın görev alanı içindedir. İran-Türkiye Cumhuriyeti, İran-Azerbaycan Cumhuriyeti ve İran-Ermenistan sınırlarının güvenliğinden sorumlu olan Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı, İran Devrim Muhafızları Ordusu içindeki güçlü bir gelenekten gelmektedir ve karargâhın kurucusu Muhammed Burucerdi’nin 1983 senesinde ölmesinden sonra rejime bağlılık duyan İran Türkü muhafazakâr siyasal Şiici İslamcı DMO personelinin toplandığı karargâh olmuştur. DMO içinde Azerbaycan Halkası olarak da bilinen bu güç fraksiyonu kendini daha çok İslamî Milel Partisi geleneğine mensup bilmektedir ve İran Türkü küreselci siyasal Şiici İslamcılarından oluşmaktadır. Örneğin bu karargâhın komutanlığını yapan Muhammed Taki Usanlu İran’ın Zencan Eyaleti Türklerindendir ve gelenekselci ilk kuşak devrimcilere mensuptur. İran Silahlı Kuvvetleri hiyerarşisi ya da İran’ın sivil bürokrasisinde yükselen birçok DMO kökenli İran Türkü bu karargâh kökenlidir. Örneğin günümüzde İran’ın Hükümet Sözcüsü olarak görev yapan Ali Rebei uzun bir süre bu karargâhın istihbarat birimi komutanı olarak görev yapmıştır. İran Silahlı Kuvvetleri içindeki örnekler bağlamında ise DMO’nun beyin takımında yer alan İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı Sürdürülebilir Güvenlik Araştırmaları Merkezi Komutanı Hasan Restegarpenah ve İran Genelkurmay Başkanlığı Stratejik ve Gözetim Komutanlığı Komutanı Mustafa İzedi bu karargâhın eski komutanlarıdır. Bu karargâhın en önemli özelliği Ümmetçi duygularının ağır basmasının yanı sıra İran’ın ana siyasal eğilimleri içinde ılımlılara yakın olması ve DMO içindeki Huzistan Halkası (Mensurun Tevhitçi Grubu geleneği) ve İsfahan Halkası (Sef Tevhitçi Grubu geleneği) ile ciddi rekabetidir. Nitekim bu karargâhta yükselemeyen bazı İran Türkü DMO mensupları İsfahan ve Huzistan halkalarının yardımıyla belli bir konuma geldikten sonra Azerbaycan Halkası mensuplarını devlet aygıtından tasfiye etmeye çalışmışlar.
Karabağ savaşı bağlamında dikkat çeken önemli gelişmelerden biri, Tahran’ın Hamza Seyyid’l-Şüheda Karargâhı’na özellikle de bu karargâhın sahadaki en önemli özel operasyon alayları olan Hamza Seyyid’ül-Şüheda 3 Özel Operasyon Alayı ve Beyt’ül Mukaddes 22 Özel Operasyon Alayı’na güvenmeyip İran’ın Gülistan, Mazenderan ve Gilan eyaletlerinin güvenliğinden sorumlu olan el-Kadir Karargâhı’nın özel operasyon alayı olan DMO 25 Kerbela Alayı’nı Karabağ sınırına konuşlandırmasıdır.
Sıradan bir özel operasyon alayı olmayan DMO 25 Kerbela Alayı, İran-Irak savaşında Mazenderan Eyaleti DMO mensupları tarafından kuruldu ve sekiz sene süren savaşta en önemli özel operasyon alayı olarak Fav Operasyonu dâhil birçok operasyona katıldı. DMO içinde İsfahan Halkası (Sef Tevhitçi Grubu) geleneğine yakın bir alaydır. Suriye iç savaşında Halep ve Han Tuman operasyonlarının öncü alayı olarak yer almıştır ve İran’ın Suriye iç savaşındaki önemli kara güçlerinden biri olmuştur. Bu karargâh ve özel alayı diğerlerinden farklı kılan en önemli husus Mazeni etniği mensup kişilerden oluşması ve Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı’nın aksine ulusalcı ve Pan-İranist duygularının Ümmetçi duygulara ağır basmasıdır. Nitekim bu karargâhın kurucusu ve günümüzde DMO Genel Komutanı Başdanışmanı olarak görev yapan Murtaza Kurbani ulusalcı duyguları ağır basan bir kişi olarak İran’ın eski reformist cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’ye Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı dönemde yazılan ünlü darbe tehdidi mektubunu imzalayan kişilerden biri olmuştur ve Kudüs Gücü’nün kurucuları arasında d yer almaktadır. Benzer eğilim karargâhın mevcut komutanı Ebülfazl Şalikar’da da görünmektedir ve küreselci ümmetçiliğe kıyasla milliyetçi ve ulusalcı duyguları ağır basan bir komutandır. Başka bir deyişle, İran devlet zihniyetinin Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı’na güvenmeyip el-Kadir Karargâhı’na bağlı Kerbela 25 Özel Operasyon Alayı’nı Karabağ sınırına konuşlandırması açık bir şekilde İran Türkü DMO mensuplarına güvenmemesi ve İran milliyetçiliği ağır basan grupları tercih ettiği anlamına gelmektedir. Öte yandan İran’ın Dağlık Karabağ sınırının Azerbaycan Cumhuriyeti Ordusu’nun kontrolüne geçmesinden de duyduğu memnuniyetsizliğin göstergesidir. İran, mecbur kalmadıkça bu sınır hattının Azerbaycan Ordusu’nun kontrolünde kalmasına izin vermemeye çalışacaktır. Bunun için de Kerbela 25 Özel Operasyon Alayı’nı bölgede teyakkuzda tutarak Ermenistan’a çeşitli dolaylı yardımlar sağlayıp sınırın istikrarsızlaşmasını sağlayacaktır. İstikrarsızlığın devam etmesini sağlayabildiği taktirde sınır güvenliğini gerekçe göstererek tampon bölgenin oluşturmasını talep edip Kerbela 25 Özel Operasyon Alayı’nı Dağlık Karabağ bölgesine sokmaya çalışacaktır. İran Türklerinin, Azerbaycan Ordusu ile kesinlikle savaşmaktan kaçınacaklarını düşünen Tahran yönetimi Mazeni etniğini Azerbaycan Ordusu ile karşı karşıya getirmeye çalışacaktır. Bu da Hamza Seyyid’ül-Şüheda Karargâhı’nın tepkisine yol açıp DMO içinde bazı çatlakların olduğunu kamuoyuna yansıyacaktır. Nitekim son günlerde İran Dışişleri Bakanlığı’nın yanı sıra İran Silahlı Kuvvetleri’nin Ebülfazl Şikarçı (İran Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü) gibi önemli komutanlarının çeşitli açıklamalar yaparak Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan’ı uyarmalarına rağmen Karabağ savaşı başladığı andan itibaren DMO içindeki İran Türkü Muhammed Taki Usanlu, Abdin Hürrem, Hebib Şehsuvari, Celil Babazade, Cihanbahş Keremi ve Ali Ekber Purcemşidiyan gibi önemli komutanların sessizliği İran Türkler muhafazakâr kesmin kamuoyunda Tahran’dan duydukları rahatsızlığın ifadesi şeklinde algılanmıştır.
Babek ŞAHİT- Tebriz Araştırmaları Enstitüsü Uzmanı
Kaynak: Tebriz Araştırmaları Enstitüsü
FACEBOOK YORUMLAR