İran'ın dağılma süreci başladı mı?

Bazı analistlere göre Şam, tam da Rusya'nın Arap Baharı sırasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a verdiği destek sayesinde kurtarıldı. Ancak Moskova'nın başının Ukrayna savaşına karışması nedeniyle Esad'ın yalnız kaldığı belirtiliyor. Aynı şey İran için de geçerli.
Peki Suriye'den sonraki hedef İran mı?
Globalinfo.az'a konuşan siyaset bilimci Natig Miri, Tahran'ın doğrudan hedef olarak seçildiğinin varsayılmaması gerektiğini söyledi:
"Bunun için İsrail'in potansiyel fırsatlara sahip olması gerekiyor. Bir yanda Hamas, diğer yanda Hizbullah gibi Tahran'ın vekil güçleri zayıfladı. Aynı zamanda İsrail, insan gücü, askeri teçhizat, finans ve bir bütün olarak ekonomi açısından önemli kayıplar yaşıyor. İran gibi büyük bir ülkeyle savaşıp onu hedef haline getirmek kolay bir iş değil. Bir ülkeyi susturmak ve iradenize teslim etmek için hava saldırıları yeterli değildir, kara birliklerine ihtiyaç vardır. İran da sınır ülkesi değil. Yine de İsrail'in kara birlikleri bağlamında Tahran'la resmi olarak karşı karşıya gelme imkânı yok."
Konuşmacı Miri'ye göre İsrail'in ana muharebe yeteneği "vur-kaç"tan oluşuyor:
"Somut bir stratejik havadan yere, yerden yere füze, istediği her nesneyi yok edebilir. Bunun İran'a tam potansiyeliyle uygulanması İsrail için büyük sorunlar yaratacaktır. Tel Aviv'in ciddi bir koalisyona ihtiyacı var, yani ABD'nin önderliğinde birkaç güçlü devletten oluşan bir koalisyon oluşturulmalı. Ancak resmi Washington'un savaşa katılacağını düşünmek yanlıştır. Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni seçilen Başkanı Donald Trump bu tür kayıpları kabul etmeyecektir. Suriye'de rejimin çöküşü mevcut durumda İsrail açısından önemli bir endişe kaynağıdır. Çünkü orada kimin iktidara geleceği şüpheli. Aynı zamanda bu güçlerin işgal altındaki Suriye topraklarını geri verme isteği de ortaya çıkabilir.

Konuşmacı Miri
Bilindiği gibi Donald Trump'ın ilk yönetimi sırasında, işgal altındaki Suriye'nin Golan Tepeleri, uluslararası hukuk hiçe sayılarak İsrail toprağı olarak tanınmıştı. Bu, uluslararası hukuka tükürmek anlamına geliyordu ve Trump da bunu yaptı. O açıdan bakıldığında Suriye'de iktidar değişikliği olursa o toprakların talep edilmesi ve bölgede yeni bir savaş merkezinin oluşması ihtimali var."
Siyaset bilimci, söz konusu sürecin gerçekleşmesi halinde İsrail güçlerinin 2-3 cephede savaşmak zorunda kalacağını kaydetti:
"Tel-Aviv'in böyle bir potansiyeli yok, küçük bir eyalet, nüfusu 10 milyona ulaşmıyor. İsrail, ABD'nin ve onun liderliğindeki koalisyonun ciddi desteği olmadan uzun vadede bunu başaramayacak.
İran, Suriye'de devam eden süreçlere de müdahale edebilir. Tahran, kukla rejim olarak gördüğü Esad hükümetinin istifasını kendisine yönelik bir tehdit olarak görüyor. Jeopolitik değerlendirmeler yapan İran, Suriye rejimine destek vereceğini açıkladı. Bu nedenle İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi acilen Şam'a gitti."
Kaynak: 2 Aralık 2024, turkustan.az