IRAK TÜRKMENLERİ - AKIN LAÇİNER

IRAK TÜRKMENLERİ - AKIN LAÇİNER
30 Ocak 2021 - 12:52

Giriş

Günümüzde Irak Türkmenleri adıyla anılan Irak Türkleri, Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte Irak Cumhuriyeti topraklarının genellikle kuzey kısımlarında yaşayan Türk dilinin Oğuz lehçesini konuşan Türk topluluğudur. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiliz mandasındaki Irak topraklarında kalan Irak Türkleri, Arap milliyetçisi Baas Partisi rejiminin darbe yaparak iktidara gelmesiyle zor şartlar altında yaşamak zorunda kalmışlardır. Sosyo-politik birçok baskıya maruz kalan Irak Türkleri, İran – Irak Savaşı, Amerika’nın Irak’a müdahalesi ve nihayetinde Baas rejiminin devrilmesi sonucu ortaya çıkan siyasî boşlukta hamle yapamaz duruma gelmişler ve büyük zararlar görmüşlerdir. Amerika’nın 2003 yılındaki Irak operasyonu sonucunda gücünün doruğuna oluşan Barzani önderliğindeki Kürt yapılanması bölgede ağırlığını hissettirmiş, Türklerin aleyhine birçok politik hamlede bulunmuştur. 2014 yılında Irak topraklarında baş gösteren IŞİD terör örgütünün zulmü altında yaşamak zorunda kalan Türkmenler, bölgedeki IŞİD tehlikesi ortadan kalkmaya başlar başlamaz bu sefer de bölgedeki varlıklarını inkar edici bir yapı görünümü sergileyen Barzani ve hareketinin bölgede aldığı bağımsızlık kararından sonra sıkıntıya düşmüşlerdir. Barzani dışında bölgedeki Türkmenlerin güvenliğini tehdit eden bir unsur PKK terör örgütüdür. Irak Türkmen Cephesi Kerkük Başkanı Mehmet Seman Ağaoğlu, 11 Ekim 2017 tarihinde, 700 PKK’lı teröristin Kerkük’e giriş yaptığını söylemiştir [1]. Barzani yönetimiyle birlikte Kerkük’ün demografik yapısını değiştirip, Kürt unsurları ön plana çıkartmak ve bölgenin yeraltı kaynaklarından faydalanmak isteyen PKK, Kerkük sokaklarında Irak ordusu tarafından düzenlenen operasyon öncesinde ajanslar tarafından görüntülenmiştir. Bunun akabinde Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından sert bir yazı kaleme alınmış; Kerkük’te terörist yapılanmanın kabul edilemeyeceği, Türkmen yurdu olan Kerkük’ün Irak ordusu tarafından güvenliğin tahsisinin en kısa zamanda sağlanmasının önemi ve PKK terör örgütüne karşı yürütülecek bütün operasyonlarda Irak hükumetinin yanında olacağına dair düşünceleri dile getirilmiştir [2]. Mesut Barzani’nin referandum kararı alması, bölgedeki dengeleri alt üst etmiş, Irak ordusu Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerin başında gelen Kerkük’e girmiş, Barzani taraftarı yapılanmayı uzaklaştırmıştır. Bu çalışmada, Irak Türkleri ya da Irak Türkmenleri olarak literatürde adlandırılan toplum ve dilleri ve matbuat hareketleriyle ilgili bilgiler verilmeye çalışılacaktır.

Irak Türkleri

Genelde Türkmen olarak adlandırılan Irak Türklerinin adıyla ilgili açıklamaları, tarihî kaynaklarda aramak yararlı olacaktır. Günümüzde Suriye’deki Türklere, Irak’taki Türklere ve Türkmenistan Cumhuriyeti’ndeki halka verilen ad olarak Türkmen etnonimi, Oğuz Türklüğünü ve çağdaş Oğuzları işaretlemektedir. Câmiü’t-Tevârih adlı eserinde Türkmen adını açıklayan Reşidüddin, Oğuz yurtlarından çıkıp Mâveraünnehir ve İran bölgesine gelen Oğuzların Taciklere benzemeye başladığını, bunun sonucu olarak da Taciklerin onlara Türkmen “Türk’e benzer” adlandırmasını yaptıklarını belirtmiştir. Oğuzlardan Müslümanlığı kabul eden zümrelere, onları gayrı Müslim kardeşlerinden ayırt etmek için, Mâveraünnehir Müslümanlarınca Türkmen adı verilmişti. Orta Asya’da ilk defa Türkmen etnonimini kabul eden Türk kavmi, Balasagun ile Mirki arasında yaşayan Türkmenler olduğu için Türkmen adı, Mâveraünnehir Müslümanları arasında “Müslüman Türk” anlamında kullanılmaya başlandı. Böylece Oğuzlardan da Müslüman olan zümrelere “Türkmen” denilmiştir. Türkmen adının Oğuzlardan Müslüman olanlara verildiği hususu Birunî’nin sözlerinin de gösterdiği gibi her türlü şüpheden uzaktır. Gerdidî ve Beyhakî gibi Gazneli tarihçileri de Oğuzları Müslüman Türk anlamında Türkmen etnonimiyle adlandırmışlardır. Türkmen adının aslı bugünkü yazarlar gibi eski yazarları da epeyce meşgul etmiştir. Bu hususta onlar arasında başlıca iki fikir vardır. Bunlardan birine göre Türkmen, Türk adı ile Farsça mân (mânend) ekinden meydana gelmiş olup, “Türk’e benzer” demektir. Yukarıda sayılan isimlere ek olarak, Kaşgarlı Mahmut da divanında Türkmen adının “Türk’e benzer” anlamına geldiğini belirten bir hikaye paylaşmıştır (Sümer 1999: 80). Türk tarihi ile ilgilenen yabancı Türkologlardan Türkmen kelimesinin anlamı üzerinde ilk bilimsel çalışmaları yapanlardan Vambery’e göre ise Türkmen kelimesi Türk ile men’ den oluşmuştur ve “Türklük, Türkler” anlamına gelmektedir ( Gelekçi 2004: 13). Kafesoğlu 2014 ise, Jean Deny’nin Türkmen açıklamasını isabetli bulmuştur. Kafesoğlu (2014)’e göre, Türkmen adındaki {+mAn} biçimbirimi, eklendiği sözcüğü büyüten, yücelten (augmentative) bir anlam katmaktadır. Bundan dolayı bu Türkmen sözcüğündeki {+mAn} biçimbirimi üstün, büyük, sağlam anlamlarına gelebilmektedir.

Irak’a yerleşen ilk Müslüman Türkler, 674 yılında Türkistan’a sefer yapan Ubeydullah bin Ziyad’ın yanında bu topraklara gelen 2.000 kadar askerdir. IX. yüzyılda Abbasi Halifesi Memun zamanında da bazı Türk toplulukları bu ülkeye yerleşmiştir. Ancak Irak’a asıl büyük Türk iskanı Selçuklu hanı Tuğrul Bey’in 1055’te Bağdat’a girmesiyle başlamıştır. Selçuklulardan sonra gelen Musul Atabeyliği (1127- 1233), Erbil Atabeyliği (1144-1232) ve Kerkük’te hüküm süren Kıpçak Beyliği zamanında Türk göçleri artarak devam etmiştir. Moğol istilasından sonra İlhanlılar (1258-1336) dönemi başlamış, daha sonra sırasıyla Celâyirliler (1336-1360), Karakoyunlular (1360-1469), Akkoyunlular (1469-1508) ve Safevîler (1508-1534) dönemleri yaşanmıştır. 1534 yılında Osmanlı hakimiyetine giren Irak’a bu dönemde Balkanlar’dan, Afyon, Urfa, Diyarbakır ve Tokat gibi Anadolu şehirlerinden çok sayıda Türk yerleştirilmiştir (Özkan 2009: 91). 11. yüzyıldan beri Irak‘ta yoğun bir şekilde bulunmaya başlayan Türkmenler, Selçuklular zamanında Irak‘ın kaderini ellerinde tutmuşlardır. Irak Türkmenleri, ülkenin kuzey ve orta bölgesinde yer alan Musul, Erbil, Kerkük, Tikrit ve Diyale vilayetlerinin il sınırları ile Bağdat‘ın birkaç mahallesinde yaşamaktadırlar. Lozan Antlaşması‘nda Musul vilayetinin Irak veya Türkiye içinde kalması meselesi çözüme bağlanmadığı için, Milletler Cemiyeti yoluyla halledilmesine gidilmiş ve Musul, Kerkük, Erbil ile Süleymaniye sancaklarını içine alan Musul Vilayeti‘nin tamamı Irak‘a bağlanmıştır. Türkiye hükümeti bu olayı 5 Haziran 1926 tarihinde Irak hükûmetiyle yapmış olduğu bir antlaşmayla kabul etmiştir.(Demirci 2002: 611).

1993 tarihli Cevanşir Hıdırov’un Irak Türkmenleri adlı eserinde, Türkmenlerin yaşadığı bölgeler Kerkük, Musul, Bağdat, Erbil, Süleymaniye ve Bekube gibi şehirler olarak gösterilmiştir. Hıdırov (1993), bu sayılan şehirlerden sadece Kerkük’te Türklerin çoğunluğu teşkil ettiğini söylemiş, geriye kalan bölgelerde ise millî azınlık olarak Türkmenlerin yaşadıklarını dile getirmiştir. Irak Türkmenlerinin nüfusu üzerine 3 farklı görüş mevcut olmasına rağmen, Irak’ın ortalama nüfusu 24 milyon olarak verilebilir. Türkmen araştırmacılara göre, Türkmen nüfusu Irak’ın genel nüfusu içinde %10 ile %15 arasında değişirken, resmî Irak ve batı kaynaklarına göre bu oran %5’ten az olarak değerlendirilmektedir. Buna ek olarak, siyasî karmaşadan yararlanmak isteyen Kürtlere göre ise, şu anda Irak makamlarının sağladığı istatistikî bilgilere dayanarak sayısal olarak Kuzey Irak’ta Kürtlerin çoğunlukta yaşadığını belirterek politik avantajlar elde etmeye çalışmaktadır. 1927, 1934, 1947, 1957, 1965, 1977 ve 1987 tarihlerinde yapılan nüfus sayımları arasında sadece 1957 sayımı, Irak’taki toplulukların etnik yapısına dayanmaktadır. 1959’da yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre, 6,3 milyon Iraklı nüfusun 567.000’inin Türkmen olduğu tespit edilmiştir. Iraklı otoritelerin sağladığı bilgilere dayanan nüfus değerlendirmesine göre ise Türkmen nüfusu, politik sebeplerden dolayı genel nüfusun %2’si olarak gösterilmektedir. Irak hükümeti tarafından verilen istatistikî bilgilere dayanan Kürt kaynaklarına göre ise, 1957’de nüfus sayımına göre Türkmen nüfusunun%2,6 olduğu ve bu oranın 1977 nüfus sayımında%1,15’e düştüğü belirtilmiştir (Kayılı 2005: 8).

Irak Türkçesi

Türkçe, VII. yüzyılda Irak’ta kısmî bir konuşma dili olarak kullanılmaya başlanmış ve daha sonraki göçlerle yayılma ve kullanılma alanını genişletmiştir. XV. yüzyılda Karakoyunlular döneminde devlet dili olarak kabul edilmiş, Safevî ve Osmanlı dönemlerinde ise kültür ve edebiyat hayatının en vazgeçilmez dili olmuştur. XX. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan siyasî gelişmelerin ardından da azınlık dili haline gelmiştir (Özkan 2009: 92).

Irak Türkmenlerinin konuştukları ağız, Türkçenin Merkezî Oğuz Türkçesi kolu altında değerlendirilmektedir. Azerbaycan sahası dil coğrafyası bakımından: Doğu Anadolu, Güney Kafkasya, Kuzey Azerbaycan, Güney Azerbaycan, Kerkük ve Suriye Türkleri bölgelerini kapsamaktadır. Folklor değeri bakımından Türkçenin çok zengin ve çeşitli malzemesini taşıyan yine de Azerbaycan Türkçesinin ağızlarıdır. Bugün Kerkük ağzı dediğimiz ağız, bütün Irak Türkmenlerinin konuştuğu ağızları kapsamamaktadır. Irak’ta konuşulan Türk ağızları genel olarak aynı çizgide olmasına rağmen, Irak Türkçesinde kimi ağız ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bu ayrılıklar bazen aynı il, ilçe, bucak ve bazen de bunların iki ayrı mahallesinde bile göze çarpmaktadır. Bu da değişik zamanlarda bu bölgelere göç edip yerleşen Türk boylarının ağız ayrılıklarından ileri geldiğini gösterir (Bayatlı 1996: 329).

Irak Türk Matbuatı

Irak’ta çıkan ilk gazetenin 1869’da Arapça ve Türkçe yayımlanan Zevra veya 1816’da yayımlanan Jurnal Irak olduğu yolunda görüşler vardır. Ancak günümüze, Jurnal Irak’la ilgili belge ulaşmadığı halde, Zevra 11 Mart 1917 tarihine kadar 48 yıl boyunca devam etmiştir. Bağdat’ta Zuhur ve Beyne’n-Nehreyn, Musul’da Musul ve Çenebaz, Basra’da İkaz ve Tehzip gazetesi yayımlanmıştır. Ayrıca Arapça-Türkçe çıkan bir de dergi bulunmaktadır. Kerkük’te haber ağırlıklı Ajans Jurnali önemli bir yere sahiptir. 1911’den itibaren Havadis gazetesi ve Maarif dergisi de yayımlanmıştır. Basra’da ise 1889 yılından itibaren Basra gazetesiyle birlikte toplam 12 gazete çıkmıştır.

Osmanlı döneminde 1869-1917 yılları arasında Bağdat’ta 51 gazete, 11 dergi, Basra’da 16 gazete, Musul ve Kerkük’te 6 gazete ve 2 dergi olmak üzere toplam 87 süreli yayın çıkarılmıştır (Özkan 2009: 96).

Türklerin azınlık durumuna düştüğü dönemden itibaren Kerkük’te Afak, Beşir, Gâvurbağı, İleri, Necme, Teceddüd gazete ve dergileri Türkçe veya Türkçe-Arapça olarak yayımlanmıştır. Bunlara ek olarak 1958’de Kardaşlık dergisi, 1970’te Yurd ve Birlik Sesi çıkmaya başlamıştır (Özkan 2009: 97).

Sonuç

VII. yüzyılda şimdiki Irak topraklarına yerleşmeye başlayan Türkler, günümüzde de halen Irak’ta yaşamaktadır. Irak Türkleri, Birinci Dünya Savaşı sonrasından günümüze kadar Irak ve Irak’a bağlı bölgesel yönetimlerin baskısı altında yaşamıştır. Oğuz grubu Türk lehçelerinden bir diyalekt konuşuru durumunda olan Irak Türkleri, kimliklerini koruyabilmek için çeşitli matbuat hareketlerine de girişmişlerdir.

Kaynakça

Bayatlı H. K.,(1996), Irak Türkmen Türkçesi, Ankara:TDK Yay.

Demirci G.,(2002), “Irak Türklerinin Demografik Yapısı”, Türkler, Ed. Güzel H.C., Ankara: Yeni Türkiye Yay., C. 20., s. 611-616.

Hıdırov C. (1993), Irak Türkmanları, Bakü: Azerbaycan Devlet Neşriyatı

Kafesoğlu İ., (2014), Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar, İstanbul: Ötüken Neşriyat.

Kayılı G. A., (2006), The Iraqi Turkmen (1921 – 2005) Yüksek Lisans Tezi, Bilkent Üniversitesi.

Özkan N., (2009), “Irak Türk Edebî Dilinin Tarihî Gelişimi”, Turkish Studies, Volume 4/8 Fall

Sümer F., (1999), Tarihleri – Boy Teşkilatı Destanları Oğuzlar (Türkmenler), İstanbul: TDAV Yay.

Gelekçi C., (2004), “Türk Kültüründe Oğuz – Türkmen – Yörük Kavramları”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Güz 2004, Sayı 1.

İnternet Kaynakları

[1] Haber Türk: Kritik iddia: 700 PKK’lı terörist Kerkük’e girdi

[2] My Net: Kerkük’te PKK skandalı: Ellerinde silahlarla tur atıyorlar

Akın Laçiner- Tebriz Araştırmaları Enstitüsü Uzmanı

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum