İlkay Coşkun / "Hissediş" Kitabı Üzerine

Hâl Durakları'ndan "Hissediş" Kitabı Üzerine

İlkay Coşkun / "Hissediş" Kitabı Üzerine
21 Mart 2021 - 12:52 - Güncelleme: 21 Mart 2021 - 13:29
Hâl Durakları'nın ilk seri kitabı "Hissediş" Tamer Bükülen'in Aralık 2020'de Ihlamur Kitap aracılığıyla okurla buluşturduğu eseri. Doksan altı sayfa hacminde olan eser, dört bölüm şeklinde tasniflenmiş ve otuz beş yazı yer bulmuş.
 
Yazı muhteviyatında daha çok vatan, milliyetçilik, adalet, medeniyet, devlet, yargı, yöneticiler ve çevre duyarlılığı derinlikli tespitlerle kitapta yer almış. Saniyen olarak sanal dünya, Acem Şahı, Yıldırım Gürses, Esse Quam Videri, simitçi çocuk, temizlik işçileri gibi konularda da yazılar mevcut kitapta.
 
Hâl, bu mevcutluk içerisinde durumu anlatır. Hem çevreyi hem etki alanını hemde ilgili bireyi, canlıyı betimler. Hissediş'te buna ek olarak ilgilinin algısını, yansımasını, duyumsamasını görürüz. Hâl, daha bir genel kavramken; hissediş, daha özel bir hâli yansıtır okuruna. Öğle veya böyle hâl ve hissediş birbirini bütünleyen, tamamlayan kavramlardır aslında. İnsanlık ehramının tepesinde hissediş vardır desek çokta yanlış olmaz herhalde.
 
Ruh çölleşmesinin belirgin bir şekilde yaşandığı ve kendi özgürlüğüne fazlasıyla düşkün ve hatta köle olmuş günümüz insanının acınacak halinin yanında his ve hissediş duyguları bu bağlamda daha da çok değerli olmaktadır. Bu vesileyle uzunca süredir zihinlerde uyutulan sıkıntılara çareler üretilecektir elbet. Dünyada ki her türden olumsuzluğa rağmen çilesine dost, insanî değerleri önceleyen, özge değerlerin daha görünür şekilde gündeme geleceği, ihtiyaca hâsıl olacağı da muhakkak.
 
Hissediş, insanlara, çevreye, bütün canlılara karşı bilinci öncelikli olarak taşır. Tüm bunlara duyarlı olan insanda her türden hoyratlığa karşı siper alır elbet. Burada çok bilindik bir Kızılderili sözünü hatırlatmak istiyorum izninizle. "Bir gün bakacaksınız; gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş, atlar evcilleştirilmiş ve her yer insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını sürdürebilme uğraşının başlangıcı başlamış olacak"
 
Esas konumuza dönecek olursak, kitapta yer alan ana temaların içeriğine kısa girizgâhlarla yer vermek istiyorum izninizle.
 
"Adalet, adil insanı buldu mu merhameti pazara çıkarır. Merhamet alıcı buldu mu zalime yüz veren kalmaz" (Sayfa 25)
 
"Devlet aşını hazmettiren şey ise zaferlerin sofraya koyduğu millet olgusudur" (Sayfa 30)
 
"Yöneticiler, kitlesel bağlılıkları oluşturmadan devleti idare edemezler" (Sayfa 58)
 
"Bireylerin düşünceleri ne olursa olsun, düşman karşısında hepsi de aynı mermileri aynı yöne göndermek zorundadır. Yoksa milletçe var olmanın huzurlu ortamı her an tehlikede değil midir? " (Sayfa 59)
 
Kitap kurgusu dikkat çekici. Şöyle ki;
 
Kitap bölümlerinde yer yer Emre Hanzade'den alıntılara yer verilmiş. Bu ismin yazarın takma ismi olduğu izlenimi uyandı bende. Emre Hanzade'den alıntı güzel bir sözde "düşünceyi ağıma düşürdüğümden beri yazıyorum" cümlesi, bu fikrimde etkili olmuştur. Belki de Tamer Bükülen ismi takma, Emre Hanzade ismi yazarın asıl ismidir kim bilir? Sonuçta yazar kitap kapağında Tamer Bükülen ismini kullanmış, okur için asıl olan bu olsa gerek.
 
Başka bir taraftan yazarın biyografisinin bir arkadaşının samimi dilinden yazılmış olmasını etkili buldum. Bir anlamda farkındalığı yakalamış yazar. Belki bu da bir kurgudur, bilemeyiz. Devamında kitabı, sıfırıncı bölümle başlatmak yine dikkat çekici ve zekice olduğunu düşünüyorum. Sıfır ile bir arası rakamsal değer hep göz ardı edilir. Bir rakamı başlangıç alınır, oysa, göz ardı edilen sıfır başlangıçtır. Yazar bunu görmüş olmalı ki bu eserde uygulandığına şahit oluyoruz okur olarak.
 
Yazarın kullandığı, hüccet, obsesif, patriotism, egzistansiyalizm, mütereddit, husule, muttali, zuhurat, haşyet, rebab gibi birçok kelime okura sözlük kullanmaya da sevk etmektedir.
 
Kitapta yer yer başvurulan kalın yazı tipi okurun dikkatini cezbetmektedir. Ayrıca kitapta, şiirsel anlatımlara da başvurulması kitaba zenginlik kattığı muhakkak.
 
Fantastik diyebileceğimiz, geleceğe yönelik öngörülere, tasavvurlara da yazar yazılarında yer vermiş. "Köy Kelimesi Nereye Uçtu" yazısı bunlardan birisi. 2013 yılında doğan birisinin 2025 yılına bakışını resmetmektedir. İlgi ve dikkat uyandırıcı bir yazı olduğunu düşünüyorum.
 
"Hissettiklerim hissedilmesidir muradım" cümlesi ile kitabın amaç ve içeriği, yazar tarafından tam olarak ifade edildiğini söyleyebilirim. Bu anlamda yazarın gayesinin yerini bulduğunu düşünüyorum.
 
Kitabın içeriğine gereğinden fazla girmenin, kitabın büyüsünü bozacağını düşündüğüm için yazımı burada hitama erdirmek istiyorum izninizle.
 
Son olarak şunları söyleyebilirim ki; manevi duyarlılıkla mistik, felsefi yaklaşımlar göz ardı edilmeden kaleme alınmış, samimi bir anlatım hâkim. Keyif alarak okuduğum kitaplar içerisinde yerini aldı. Okunmasını tavsiye ederim. Okuru bol bereketli olsun.
 
İlkay Coşkun
18.03.2021
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum