İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi araştırdı: Malatya kayısısı için tehlike çanları!

İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi araştırdı: Malatya kayısısı için tehlike çanları!
23 Eylül 2020 - 18:44
Türkiye'nin ihracatta yüzünü güldüren en önemli ürünlerinden kayısıyı küresel iklim değişikliği nedeniyle zor dönemler bekliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nden iki araştırmacı, Tufan Turp ve Dr.Nazan An, gelecekte olası iklim değişikliğinin etkilerini dikkate alarak kayısı meyvesi için verimlilikteki değişimi öngörmeyi amaçlayan bir proje yürütüyor. Çalışmadan alınan verilere göre, kayısı veriminin yakın ve orta gelecekte yüzde 40’lara varabilecek oranlarda azalacağı öngörülüyor. Araştırma Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında destekleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nden araştırmacılar taze ve kuru kayısı üretiminde dünyada ve Türkiye’de lider kent olan Malatya’da iklim değişikliğinin etkisi ile görülen geç bahar donlarının kayısı üretimini tehdit ettiğini ortaya koydu. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde araştırmalarına devam eden doktora adayı Tufan Turp ve Dr. Nazan An, gelecekte olası iklim değişikliğinin etkilerini dikkate alarak kayısı meyvesi için verimlilikteki değişimi öngörmeyi amaçlayan bir araştırma projesi yürütüyor. Bu çalışma hakkında Tufan Turp’tan bilgi aldık.

Çalışmanızda kayısı üretimi ve verimliliğinin iklim değişikliğiyle ilişkisi temel alınıyor. Neden özellikle kayısı?

Kayısı (Prunus armeniaca L.) Türkiye'nin en önemli ihracat ürünlerinden biridir ve Türkiye tüm dünyada taze ve kuru kayısı üretiminde liderdir. Türkiye'de kayısı yüzyıllardır ticari olarak üretilmekte ve üretim giderek artmaktadır. Türk kayısı endüstrisi uygun iklim koşulları ve toprak nedeniyle büyümekte ve ülkenin farklı bölgelerinde büyümeye devam etmektedir. İklim değişkenleri ve kayısı verimi arasındaki ilişki çok güçlüdür ve kayısı verimi iklim koşullarından oldukça etkilenmektedir. Gelecekte kayısı üretiminin iklim değişikliğine bağlı özellikle ilkbahar geç donlarından ve kış sıcaklık artışlarından önemli derecede etkileneceği beklentisi kayısı üzerine yapılacak çalışmaları ayrıca önemli hale getirmektedir. Bu nedenle, bu çalışmada hedeflenen iklimsel parametrelerdeki değişimin kayısı verimliliği üzerindeki etkilerini analiz etmektir.

Verim yüzde 40’lara düşebilir

Kayısı üretimi iklim değişikliğinden nasıl etkileniyor ve verimlilik açısından nasıl bir tablo söz konusu? Örneğin son 5 yılki  durum ile hali hazırdaki tablo arasında nasıl farklar var?

Kayısı genel olarak dünyanın birçok yerinde çeşitli iklim koşullarına bağlı yetişebilmekte. Ancak buna rağmen maalesef taze kayısı da dünya üretimi düşük seviyelerde. En kaliteli kayısı uygun toprak ve iklim koşulları nedeniyle Malatya’da yetişmekte ve bu kayısı dünyaya ihraç edilmektedir. Bu nedenle Malatya’daki verim değişikliği ekonomik değer açısından oldukça önemli.

RCP8.5 senaryosu altında 1991-2012 referans dönemine kıyasla 2021-2050 dönemindeki kayısı verimindeki değişimini öngören modelleme sonuçları; iklim değişikliğinin özellikle kaliteli kayısı yetiştiriciliğinin merkezi olan Malatya’da kayısı veriminde olumsuz etkiye neden olacağını ortaya koymaktadır. Sonuçların resmi veri kaynaklarındaki ölçüm ve raporlama eksiklikleri ve kullanılan iklim ve ürün modellerinin belirsizlikleri dikkate alınmak koşuluyla bölgede kayısı veriminin yakın ve orta gelecekte yüzde 40’lara varabilecek oranlarda azalacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda iklim değişikliği ile birlikte iyimser senaryoya göre bile sıcaklık değerlerinde beklenen artışın kayısı üretimi açısından da bir tehdit oluşturduğu açıktır. Basından da takip edilebileceği gibi son yıllarda iklim değişikliğinin etkisi ile görülen geç bahar donları Malatya’da kayısı üretimini etkilemiş ve ciddi verim kayıplarına neden olmuştur.

Verim analizini nasıl yapıyorsunuz, çalışma modeliniz hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?

Bu kapsamda kayısı verim analizi iki aşamada gerçekleştirilmektedir. Birinci aşama, kayısının yetiştiği Malatya ili kapsamında, kayısının istediği iklimsel gereksinimler belirlenerek dikkate alınan değişkenlere yönelik parametreler bölgesel iklim modelinden geçmiş ve gelecek periyodu için elde edilmesidir. Bölgesel iklim modellemesi, BÜ İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi laboratuvarındaki yüksek hesaplama kapasitesine sahip bilgisayarlar aracılığıyla uluslararası literatürde kabul görmüş ve yaygın biçimde kullanılan RegCM isimli dinamik model kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Modelleme kapsamında gerçekleştirilen projeksiyon, fosil yakıt kullanımının günümüzdeki gibi yoğun bir şekilde devam ettiği kötümser senaryoyu baz almaktadır. İkinci aşamada, bölgesel iklim modelinden elde edilen iklim parametreleri gözlem verim değerleri ile kombine edilerek istatistiksel bir model oluşturulmuştur.

Kayısı için gerekli parametreler, kayısının spesifik iklim isteklerine ve literatürde yer alan verimlilik ve iklim değişikliği ilişkisine dayanarak belirlenmektedir. Başka herhangi bir faktör dahil edilmeksizin sadece iklimsel etkinin payı değerlendirilmeye çalışılmaktadır.

Kayısıyla birlikte diğer ürünler için de gelecek projeksiyonu yapılıyor

Daha önce literatürde bu alanda bir çalışma yapıldı mı ve bu çalışmanın çıktılarını nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?

Konuya yönelik literatürde bazı çalışmalar bulunmakta, ancak bizim çalışmamızda dikkate alınan değişkenleri kullanan bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmaya yağış, maksimum sıcaklık, minimum sıcaklık, ortalama sıcaklık gibi temel değişkenlere ilaveten nispi nem ve güneşlenme süresi değişkenleri de ilave edilmiştir.

Bu çalışmanın devamı niteliğinde bir çalışma yürütmekteyiz şu an. Türkiye’de Malatya dışında kayısı yetişen başka lokasyonlar da bulunmakta. Tüm lokasyonların dahil edildiği bir çalışma yürütmekteyiz. Ayrıca bu çalışmayla aynı anda yürütülen bir başka çalışmada da kayısı ve diğer ticari ürünleri de içine alan ve ürünlerin yetiştiği mevcut lokasyonlarda gelecekte aynı ürünlerin yetişip yetişmeyeceğini ve bu ürünler için Türkiye genelinde alternatif lokasyonların oluşup oluşmayacağını incelemekteyiz.

Önümüzdeki 5-10 yıllık süreçte gerek üretim gerekse verim açısından kayısıda projeksiyonunuz ne yönde seyrediyor?

Model projeksiyonlarımız 2021-2050 yakın ve orta vadeyi içeriyor. Buna göre daha önce de belirttiğimiz üzere resmi veri kaynaklarındaki ölçüm ve raporlama eksiklikleri ve kullanılan iklim ve ürün modellerinin belirsizlikleri dikkate alınmak koşuluyla Malatya’da kayısı veriminin gelecekte 40’lara varabilecek oranlarda azalacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda iklim değişikliği ile birlikte iyimser senaryoya göre bile sıcaklık değerlerinde beklenen artışın kayısı üretimi açısından da bir tehdit oluşturduğu açıktır. Daha uzun vadede iklimsel değişim ve değişkenliklerdeki artış projeksiyonlarını dikkate aldığımızda tarımsal üretim üzerindeki etkinin daha da artacağını söylemek mümkün.

Tarımsal uyum önlemleri almak zorundayız

Üretim ve verimlilikte ciddi kayıplar yaşamamak için alınması gereken tedbirler neler olabilir?

İklim, tarımsal üretimde önemli bir faktördür. İklimsel değişiklikler ve toprak koşulları, tarımsal üretkenlik ve kalitedeki değişimlere bağlı olarak tarımsal verimi etkiler. İklim projeksiyonları Akdeniz Havzası’nın iklimsel değişimlerden en fazla etkilenecek bölgeler arasında olduğunu göstermekte ve yakın, orta ve uzak vadede sıcaklık artışları ve yağış rejiminde meydana gelebilecek değişimlerle tarımsal üretimin de ciddi boyutlarda etkilenmesi beklenmektedir. Bu nedenle tarımsal uyum son derece önemlidir. Özellikle ülkemizde yetişen bitkisel üretim değeri ve ihracat niteliği yüksek ticari ürünler açısından uyum fazlasıyla önemlidir. Bu ürünlerin yetiştiği diğer ülkelerde verim ülkemizle kıyaslandığında daha yüksektir. Bu ülkeler iyi tarım uygulamaları aracılığıyla verimde artış sağlamaktadır. Biz de dünyada önemli paya sahip olduğumuz ticari ürünlerimize yönelik iklim değişikliğinin etkileri kapsamında uluslararası rekabet gücümüzü arttırmak zorundayız. Bunu da ancak iklimsel değişimlere karşı hızlıca alacağımız tarımsal uyum önlemleri ile yapabiliriz.

Bu önlemler aşırı sıcak dalgaları ve don tehlikesine karşı alınabilecek erken uyarı sistemleri ya da alan soğutma alan ısıtmaya yönelik teknik önlemler olabildiği gibi, ürün çeşitliliği, iklim değişikliğine dayanıklı ürün tercihi, tarımsal üretim projeksiyonları kapsamında ürün için alternatif lokasyonların belirlenmesi gibi çalışmaları da içerebilir. 

İklim değişikliği bölge –şehir ayrımı yapmayacak

Projenizde vurguladığınız üzere Türkiye, tarımsal üretimde önemli  ürün çeşitliliğine sahip bir Akdeniz Havzası ülkesi ancak Akdeniz Havzası iklim değişikliğinden olumsuz etkilenmekte olan bölgelerimizin başında geliyor. Bu havzanın içine coğrafi olarak hangi şehir-bölgelerimiz giriyor ve söz konusu olumsuzluğu en ciddi yaşayacak tarımsal alanlar nerelerde bulunuyor?

Farklı iklim tiplerini bünyesinde barındıran ülkemiz bu sebeple ürün çeşitliliği açısından da oldukça zengindir. Yaptığımız çalışmalar, iklim değişikliğinin neden olacağı etkiler dönem ve bölge özelinde değişiklik gösterse de bölge veya şehir ayrımı gözetmeksizin tüm lokasyonların iklim değişikliğinden yakın, orta ve uzun vadede etkileneceğini ortaya koymaktadır.

Bu durum, bölge ayrımı yapmaksızın ülkemizdeki tüm tarım alanları için risk oluşturduğunu göz önüne almayı gerektirir. Orta vadede özellikle sıcak mevsimlerde daha fazla olması beklenen hava sıcaklıklarındaki artışın ülkenin genel olarak yazı kurak ve sıcak subtropikal Akdeniz ikliminin egemen olduğu batısından karasal iklimin egemen olduğu doğusuna gidildikçe kuvvetleneceği öngörülmektedir. Kestirilen yağış tutarlarının coğrafi desenleri incelendiğinde, genel olarak yazı kurak Akdeniz yağış rejiminin egemen olduğu güney ve - kış mevsimi dışında- batı bölgelerinin yıl boyunca daha az yağış alacağı öngörülmektedir. Bu durum bize zaten yağışın mevsimlik ve yıllararası değişkenliğinin yüksek ve kuraklık olasılıklarının da görece yüksek olduğu bu bölgelerin, gelecekte kuraklığa daha fazla eğilimli olacağını gösterir.

Ayrıca her mevsim yağışlı nemli ılıman bir iklimle nitelenen Karadeniz Bölgesi’nin en nemli ılıman hatta okyanusal bir iklimin görüldüğü Doğu Karadeniz bölümünün, günümüz iklimine göre gelecekte daha çok yağış alacağı öngörülmektedir.

Ülkenin Güneybatı Anadolu, Doğu Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu bölümlerinin de, sel ve taşkınlar ile bunlara bağlı olarak etki ve sıklıkları artabilecek olan kütle hareketlerinden ve arazi bozulumundan daha fazla etkilenebileceği beklenmektedir. Tüm bu iklimsel değişikliklerin bu bölgelerdeki tarımsal alanları da olumsuz etkileyebileceği söylenebilir. Bu sebeple de bu bölgelerde kuraklık, aşırı yağış, toprak bozulmaları gibi risklere karşı öneriler geliştirilmesi, mevcut ürünlerin niteliğinin değişen iklime uygun olarak sürüdürülebilir hale getirilmesi, olası alternatif ürün dağılımının planlanması ve bu ürünlerin yetiştirilmesine uygun alternatif lokasyonların belirlenmesi ile bazı bölgelerde farklı ürün geçişlerine zemin hazırlanması gerekebilir.

Eklemek istedikleriniz?

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi araştırma ekibi olarak merkez müdürümüz sayın Levent Kurnaz’ın yönetiminde iklim değişikliğinin tarımsal etkilerini çalışmaya devam etmekteyiz. Daha önce fındık, üzüm gibi ürünler için yapılan çalışmalar mevcutta merkez yönetim kurulu üyemiz
Gökhan Özertan’ın da katılımı ile kayısı ile devam etmekte olup, bu çalışmaların kiraz, incir gibi ticari değeri yüksek ürünlerle hem verim değişimi hem de ürünlerin yetiştiği mevcut lokasyonlardaki iklimsel uygunluk koşullarının gelecekte devam edip etmeyeceğine yönelik olarak devam ettirilmesi planlanmaktadır. Bu çalışmaların gerçekleştirilmesine katkıda bulunan Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri birimine ve tüm araştırma ve projelerimize olan destekleri için Boğaziçi Üniversitesi idarecilerine ve personeline de ayrıca teşekkür etmek isteriz. Ayrıca bu röportajın gerçekleşmesine vesile olarak yaptığımız çalışmaların toplumsal etkilerini duyurmamızı sağladığınız için de Boğaziçi Üniversitesi Kurumsal İletişim birimine de çok teşekkür ederiz.                                                                                                                                                                                                                                                                                   
Kaynak: https://haberler.boun.edu.tr/
 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum