Iğdır-Nahçıvan doğalgaz boru hattı: Orta Koridor bağlamı

K.Alioğlu
5 Mart, Azerbaycan'da bağımsız devlet kurma ve Türk dünyasının birleşme süreçlerinin bir sonraki aşaması olarak tarihe geçebilir. Aynı gün, Azerbaycan ve Türkiye Cumhurbaşkanları, Ankara'da Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattının açılış törenine katıldı. Siyaset bilimi analizleri bunun sadece enerji sektöründe işbirliği anlamını taşıyan bir olay olmadığını gösteriyor. Siyasi ve jeopolitik anlamı çok geniştir.
Bir aşamanın sonu
Liderlerin, bir dönemin sonunu ve yeni bir dönemin başlangıcını simgeleyen yolculukları vardır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 5 Mart'ta Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattının açılışını yapmak üzere Türkiye'ye yapacağı ziyaret de bu kapsamda değerlendirilebilir. İlham Aliyev, bu kısa ziyaretiyle dünyaya bölgesel ve bölgeler arası jeopolitik manzarayı yenileyebilecek mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da aynı mantıkla geniş bir alanda yeni bir aşamanın başladığını dile getirdi. Bu sürecin temelini, "Tek millet, iki devlet" sloganı üzerine kurulu Azerbaycan-Türkiye stratejik ittifakı oluşturmaktadır.
Bu ittifak, 1993 yılından bu yana, Büyük Lider Haydar Aliyev'in oluşturduğu işbirliği platformu temelinde sürekli zenginleştirilerek bugünkü düzeyine yükseltilmiştir. Bu bakımdan Haydar Aliyev'in "Tek millet, iki devlet" sloganı tarih sınavını geçmiş ve içeriğini sürekli yeni tonlarla zenginleştiren bir sürece dönüşmüştür. Azerbaycan'ın enerji stratejisi burada yol gösterici ve belirleyici rol oynuyor. Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattı da bu sürecin mantıksal sonuçlarından biridir.
Bu projenin hayata geçirilmesinde 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı'nda elde edilen tarihi zaferin önemli rolü oldu. İşgali ortadan kaldıran ve Azerbaycan'ın egemenliğinin göstergesi olan bu başarı, aynı zamanda bağımsız bir devlet inşa etme sürecinde gelinen bir aşamanın da zirvesidir. Başlıca özelliği, milli düşüncenin toprak bütünlüğünün sağlanması amacının gerçekleştirilmesiyle ilgilidir.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu bağlamda Azerbaycan'ın tarihi adaleti yeniden tesis ettiği, Azerbaycan toplumuna milli onuru iade ettiği, uluslararası hukuku güvence altına aldığı tezini ortaya koydu. Bu üç temel tezin zemininde Azerbaycan'da devlet inşası yeni bir aşamaya yükselmeye başlamış, iç ve dış politikada yeni bir aşamaya geçilmiştir. Ülke genel olarak yeni bir stratejik tarihsel aşamaya girmiştir. İşte bu aşamaya "savaş sonrası" veya "çatışma sonrası" aşama denilebilir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, yeni tarih sahnesinin en önemli kazanımlarından birini teyit etmek üzere Türkiye'yi ziyaret etti. Bu aynı zamanda yeni bir aşamanın başlangıcının da sembolüdür.
Yeni sahne
Ankara'da Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattının açılış törenine video konferansla katılan kardeş ülke devlet başkanları, konuyla ilgili düşüncelerini özlü bir dille dile getirdiler. Azerbaycan Cumhurbaşkanı konuşmasına şu üç temel ve tarihi tezle başladı : "Nahçıvan kadim Azerbaycan'ın toprağıdır", "Sovyet yönetimi Batı Zengezur'u Azerbaycan'dan ayırıp Ermenistan'a ilhak etti" ve "Azerbaycan'ın ana parçası ile onun ayrılmaz parçası olan Nahçıvan arasındaki toprak bağlantısı kopmuştur" !
Bu tezler, farklı bir mantıkla, 100 yılı aşkın süredir süregelen tarihi-jeopolitik adaletsizliğin gerçekleridir. Anlamlarını sentezleyecek olursak, Azerbaycan'ın kadim toprağı olan Nahçıvan'ın, 100 yıl önce büyük haksızlık ve işgal sonucu Anavatan'ın büyük kısmından ayrıldığını söyleyebiliriz. Bu durum iki düzeyde bir trajediye yol açtı.
Birincisi, Azerbaycan'ın kuzeyi daha önce güneyden ayrılmışken, Sovyet döneminde kendisi de toprak olarak parçalanmış, Nahçıvan gibi kadim coğrafyasından ayrılmıştır.
İkincisi, bu ayrışma aynı zamanda Türk dünyasının karada parçalanması anlamına geliyordu; "Ermenistan" adı verilen karakol devleti Türk birliğine "hançer gibi saplanıyordu".
Nitekim Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ankara'daki konuşmasının mantığı içinde, kelimenin tam anlamıyla büyük bir değişime tanıklık ettiğimizi ifade etti. Bu, yeni bir aşamanın başlangıcının en önemli işaretidir.
İlham Aliyev, daha sonraki açıklamalarında şunları söyledi: "Ortak enerji projelerimiz ulaşım projelerinin de gerçekleştirilmesini sağladı. Bugün Türkiye'yi Azerbaycan'a bağlayan Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hem ülkelerimiz hem de daha geniş coğrafya için büyük avantajlar sağlıyor. Bu ulaşım bağlantısının büyük anlamı ve büyük faydaları var, özellikle Türk dünyasını birleştirmek için ve doğal olarak Türkiye ile Azerbaycan arasındaki birlik ve kardeşlik tüm Türk dünyasına büyük bir katkı."
Burada Cumhurbaşkanının mantıksal genellemesi çok önemli. İlham Aliyev, tarihi haksızlıkların giderilmesini, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünden Türk dünyasının birleşmesine uzanan geçiş aşamalarının temeli olarak görüyor. Bu, dünyanın büyük güçlerinin Azerbaycan'ın Vatan Savaşı'ndaki zaferini bir adalet zaferi olarak kabul etmeleri ve Güney Kafkasya'daki politikalarında ayarlamalar yapmaları gerektiği anlamına geliyor. Aynı zamanda Azerbaycan, toprak bütünlüğünün tam olarak sağlanması aşamasından, coğrafi topraklarının tam birleştirilmesi temelinde Türk dünyasının coğrafi bütünlüğünün yeniden sağlanması aşamasına geçiyor!
Bu düşünce Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın şu teziyle doğrulanmaktadır: "...Türk dünyasının daha da yakın birleşmesi için yeni fırsatlar ortaya çıkmıştır. Azerbaycan, Türk dünyasının birleşmesine her zaman büyük önem vermiş ve bu birliği sağlamak, ebedi kılmak, ortak çıkarlara ve ortak tarihe dayalı ilişkiler kurmak için elinden gelen her türlü çabayı göstermiştir."
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da Devlet Başkanımız İlham Aliyev'in bu tezine katıldığı açıktır. Kardeş devletin başkanı açılış töreninde şu görüşü dile getirdi: "Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattı, enerji sektöründeki önceki stratejik girişimlerimizi tamamlayacak ve aynı zamanda Nahçıvan ile ortak kaderimizin bir işareti olacak... Bölgemizde sadece barış istiyoruz, işbirliği istiyoruz, hepimizin birlikte kalkınmasını istiyoruz. Bu amaçla bugüne kadar bir dizi adım attık... Bundan sonra bölgesel barış, refah ve güvenlikle ilgili her türlü projeyi birlikte uygulamaya kararlıyız."
Orta Koridor ve Zangezur: Aynı projenin iki unsuru
Yukarıda dile getirilen düşünceler, doğal olarak jeopolitik açıdan Trans-Hazar Boru Hattı Projesi (Orta Koridor) ile Zengezur Koridoru konularının Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattıyla bağlantısı sorununu gündeme getirmektedir. Bu konu Azerbaycan-Türkiye stratejik ittifakında giderek ciddi bir yer tutmaya başlıyor. Zangezur Koridoru açılmasaydı Iğdır-Nahçıvan doğalgaz boru hattı projesinin tam anlamıyla hayata geçirilemeyeceği anlaşılıyor. Bu sonuç, Orta Koridor’un Güney Kafkasya-Anadolu coğrafyasında üstlenmesi gereken rolün içeriğinden kaynaklanmaktadır.
Böylece Azerbaycan gazı Gürcistan ve Türkiye üzerinden Nahçıvan'a ulaştırılıyor. Yani Azerbaycan, gazını üçüncü ülkelerin topraklarını kullanarak kendi bölgelerinden birine ulaştırıyor. Bu ulaştırma güzergahı ise Orta Asya'dan Güney Kafkasya'ya gelen Orta Koridor güzergahının Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye kesiminden geçerek ve yine Orta Koridor çerçevesinde Kars-Iğdır istikametinde Nahçıvan'da son bulmaktadır.
Dolayısıyla Orta Koridor bağlamında Iğdır-Nahçıvan enerji güzergahı, Azerbaycan-Gürcistan-Kars-Iğdır güzergahı üzerinde Orta Koridorun bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda o enerji güzergahı Orta Koridor'un bir parçasıdır. Peki bu şekilde optimizasyon yapmak mümkün mü? Bu iki nedenden dolayı gereklidir .
Birincisi, Azerbaycan topraklarının bir bölümüne enerji sağlamak için dolaylı ve uzun bir yol kullanmaktadır. Ancak bu, daha kısa ve ucuz bir yolla Zengezur üzerinden yapılabilir.
İkinci olarak, Orta Koridor’un Ortadoğu ve Avrupa’da optimum şekilde işleyebilmesi için, tüm proje katılımcılarının sürekli olarak daha güvenli ve daha kısa bir güzergah belirlemesi stratejik öneme sahiptir.
Azerbaycan bu projeyle, geniş jeopolitik alanda temel öneme sahip bir konuyu daha da önemli hale getiriyor. Iğdır-Nahçıvan gaz güzergahı, güçlü siyasi ve diplomatik mantıkla, Orta Koridor'un bir parçası olarak Zengezur Koridoru'nun açılması konusuyla güçlü bir şekilde bağlantılıdır.
Böylece Azerbaycan diplomasisi, Zengezur'da tarihi adaletin yeniden tesisi bağlamında bir koridor açmaya bir adım daha yaklaşmış oldu. Burada hiçbir arka plan yok. Zira bütün dünya biliyor ki, Zengezur 100 yıl önce askeri güç ve terörle Azerbaycan'dan koparılmıştı.
Şimdi Azerbaycan, insaniyet ve barışı göstererek, adaletsizliği askeri güçle değil, halklara karşılıklı yarar sağlayabilecek insani projelerle ortadan kaldırıyor! Dünyanın herhangi bir toplumu bu becerikli, medeni ve demokratik diplomatik liderlikle gurur duyardı! Azerbaycan Cumhurbaşkanı artık o zirvede faaliyet gösteren bir Liderdir!
11 Mart 2025,
https://www.turkustan.az/news/authors/109897
FACEBOOK YORUMLAR