I. BEYAZIT (YILDIRIM) 1360 (Edirne) – 8 Mart 1403 (Akşehir)
I. BEYAZIT (YILDIRIM)
1360 (Edirne) – 8 Mart 1403 (Akşehir)
1389-1402 seneleri arasında hüküm sürmüş dördüncü Osmanlı hükümdarı.
Yıldırım Bayezid 1360 yılında Edirne’de doğdu. Babası Murad Hüdavendigâr, annesi Gülçiçek Hatun’dur. Girdiği savaşlarda gösterdiği cesaretten ve hızlı hareket etmesinden dolayı ona ‘Yıldırım’ lakabı takılmıştı. Çocukluğunu Bursa Sarayı’nda kardeşleriyle birlikte geçirdi. İyi bir eğitim gördü. Devrin en büyük âlimlerinden dersler aldı.
Gençliğinde Kütahya sancağında valilik yaptı. Kosova savasında babasının şehit düşmesiyle babası Sultan Murad Hüdavendigâr’ın vasiyeti gereği 1389 yılında padişahlığa getirildi. Tahta çıktığında 29 yaşındaydı. Tahta çıktığında ilk işi Sırbistan’ı kontrol alarak doğuya yöneldi, Şehzadeliği döneminde babasını sürekli doğudaki beyliklerin ve Safevi devletinin faaliyetleri hakkındaki gelişmeleri yakından takip ediyordu. Bu yüzden batıda güvenliği sağladıktan hemen sonra Anadolu’daki beylikler üzerine yürüdü.
Babası öldükten sonra Anadolu’da başkaldırma hareketleri başlamıştı. Karamanoğulları hem Beyşehir’i işgal etmişler, hem de Saruhan, Menteşe, Aydın ve Germiyan Beyliklerini kışkırtmışlardı. Yıldırım Bayezid beraberindeki Sırp kuvvetleriyle birlikte Anadolu’ya girdi ve başkaldıran bu beyliklerin topraklarını tek tek ele geçirdi. Ayrıca Çandaroğlu İsfendiyar Bey’de Osmanlı hakimiyetini kabul etti. Bu dönemin bir diğer önemli gelişmesi İstanbul ilk defa kuşatıldı. Karaman Seferi’nde Yıldırım Bayezid ile birlikte bulunan, Sırp İmparatoru Yoannes’in oğlu Manuel Bursa’ya geldikten sonra izinsiz bir şekilde İstanbul’a gitti. Bu olay üzerine, Yıldırım Bayezid bu gidişin gizli bir amacı olduğunu düşünerek, daha önceden planlanmış Macaristan seferini iptal etti ve İstanbul’u kuşatma kararı aldı.
İstanbul karadan ve denizden kuşatıldı (1391). Büyük ve kuvvetli toplar olmadığından, kuşatma abluka niteliğinde oldu. Macarların Türk topraklarına girmesiyle kuşatma kaldırıldı. Bu kuşatma Osmanlılar tarafından yapılan ilk İstanbul kuşatmasıdır. Boş durmayan Macarlar kuzeyden Osmanlı topraklarına girmişlerdi. Üzerlerine gönderilen Türk Akıncıları, Kral Sigismund komutasındaki Macar Ordusunu yendiler (1392). Tuna-Eflak Seferinden dönüldüğünde Selanik ve çevresi de Osmanlı topraklarına katıldı (1394). Yıldırım Bayezid 1395 yılında İstanbul’u ikinci kez kuşattı. Fakat Haçlıların harekete geçtiğini haber alınca bu kuşatma da birincisi gibi başarıya ulaşmadan kaldırıldı.
NİĞBOLU SAVAŞI( 1396)
Osmanlının batıda giderek gücünü artırması haçlıları telaşa düşürmüş durumdaydı. Son olarak Yıldırım Beyazıt’ın İstanbul kuşatmasıyla Haçlı birlikleri yeniden bir araya geldi. İstanbul kurtarmak amacıyla yola çıkan haçlılar Niğbolu kalesi önünde savaştıkları Osmanlılara karşı büyük bir yenilgi aldılar. Bu savaştan sonra yıldırım Beyazıt’a Abbasî halifesi tarafından “Sultan-i iklim-i Rum” yani “Anadolu Sultanı” ünvanı verildi. Niğbolu Savaşından sonra İstanbul üçüncü defa kuşatıldı. Daha önceden yapımına başlanmış olan Anadolu hisarı bu kuşatma sırasında tamamlandı. Güçlü bir deniz kuvveti ve büyük topların olmaması fethi engelliyordu. Bu sebeple Yıldırım Bayezit, Türk Denizciliğini geliştirmeye çalıştı.
Yıldırım İstanbul’u kuşatma altında tutarak, şehrin teslim olacağını düşünüyordu. Ancak Timur tehlikesi ortaya çıkınca, Bizans’la bir antlaşma yapıldı ve kuşatma kaldırıldı. Bu antlaşmayla, İstanbul Sirkeci’de bir cami, bir İslam Mahkemesi ve bir Türk mahallesi kuruldu. Yıllık haraç arttırıldı. Aynı yıl Yunanistan’a ve Mora’ya sefer düzenlendi. 1398 yılında Karaman ülkesi ve Karadeniz beylikleri fethedildi. Bir yıl sonra da Dulkadiroğluları beyliğine son verildi. Yıldırım Bayezit, ayrıca İstanbul Galata’da bulunan Ceneviz Kolonisi ile de savaştı.
ANKARA SAVAŞI VE FETRET DEVRİ
Tüm bu gelişmeler meydana gelirken doğudan büyük bir güç önüne ne var ise yok ederek Anadolu’ya doğru ilerliyordu. Moğol hükümdarı Timur eski büyük Cengiz imparatorluğu yeniden kurmak için faaliyete geçmiş ve hızlı bir şekilde Anadolu’ya doğru ilerlemekteydi. İran’ı almış, Hindistan’a da seferler düzenlemişti. Azerbaycan ve Bağdat Emirleri korkularından Yıldırım Bayezid’e sığındılar. Timur Emirleri geri istediyse de, Yıldırım Bayezid bunu reddetti ve bu olaydan dolayı Timur ile Yıldırım Bayezid’in araları açıldı. Anadolu’ya giren ve Sivas’ı yağmalayan Timur, seçme askerlerden oluşan ordusu ile birlikte Anadolu’da ilerlemeye devam etti. Osmanlı Ordusu da harekete geçti. İki ordu Ankara’da Çubuk Ovası’nda karşılaştılar. Yapılan Ankara Savaşı’nda Yıldırım’ın kuvvetlerinden olan Kara Tatarların, Timur tarafına geçmesi Osmanlı Ordusunun dağılmasına neden oldu (20 Temmuz 1402). Yıldırım Bayezid, Timur’a esir düştü. Bu savaş Osmanlı Devletinin 50 yıl kadar duraklamasına neden oldu. Anadolu Türk birliği dağıldı ve Anadolu’daki beylikler tekrar ortaya çıkarak güçlendi. Başsız kalan Osmanlı Devleti’nde karışıklıklar başladı. Osmanlı Devleti’nin dört ayrı bölgesinde, şehzadeler tarafından dört ayrı devlet ilan edildi. Bursa, İznik ve İzmit, Timur tarafından yağmalanıp yakıldı, İzmir işgal edildi. 1402’den 1413’e kadar sürecek olan bu iktidar boşluğu ve taht mücadeleleri dönemine Fetret Devri adı verildi.
FETRET DEVRİ (1402-1413)
Ankara Savaşı sonunda Anadolu’da Türk birliği bozulmuş ve Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi ile karşılaşmıştı. Yıldırım Bayezid’in oğulları, babalarının ölümünden sonra taht mücadelesine başladılar. Osmanlı tarihindeki en büyük kargaşa dönemi böylece başlamış oldu. Fetret Devri adı verilen bu dönemdeki taht mücadeleleri, Timur’un Anadolu’da kuvvetli bir devlet bırakmak istememesi ve Bizans’ın entrikalarıyla daha da arttı.
Süleyman Çelebi Edirne’de, İsa Çelebi Bursa’da, Mehmed Çelebi Amasya’da, Musa Çelebi Balıkesir’de padişahlıklarını ilan ettiler. Mehmed Çelebi ile Musa Çelebi aralarında anlaştılar ve Bursa’da vali bulunan İsa Çelebi’yi ortadan kaldırdılar. Mehmed Çelebi, Süleyman Çelebi’nin de ortadan kalkması gerektiğini biliyordu. Bu amaçla Musa Çelebi’yi Edirne’ye Süleyman Çelebi’nin üzerine gönderdi. Musa Çelebi, kardeşi Süleyman Çelebi’yi yenerek, Edirne’yi ele geçirdi. Ancak Mehmed Çelebi’ye verdiği sözü tutmayarak Edirne’de kendini padişah ilan etti. 1413 yılında, son olarak Musa Çelebi’yi de saf dışı bırakan Mehmed Çelebi Fetret Devrine son verdi.
Kaynak: Bilgipedia Türkiye'nin En Doğru, En Kapsamlı Bilgi Deposu
FACEBOOK YORUMLAR