HZ. HÜSEYİN'İ ANLAMAK VE AŞURA GÜNÜ - Yazan: Emir Şıktaş

HZ. HÜSEYİN'İ ANLAMAK VE AŞURA GÜNÜ - Yazan: Emir Şıktaş
23 Ağustos 2020 - 19:32
HZ. HÜSEYİN'İ ANLAMAK VE AŞURA GÜNÜ

İslam dinini yaymak üzere 610 tarihinde Allah’ın elçisi olarak Hz Muhammed (sav) görevlendirilmiş, Kuran nazil olmuş, İslam dini yayılmaya başlamıştır.

Ebu Talib’in korumasında, herkesin Emin bildiği Hz Muhammed, 40 yaşından sonra Peygamberliğini ve İslam dininin açıklamaya başlamasını, davete ilk icabet edenlerin ise eşi Hz. Hatice, amcası oğlu Hz. Ali, azadlısı Zeyd, arkadaşı Hz. Ebubekir ilk davet edilen, İslam dinini kabul edenler olmuşlar.

Yine Peygamberin amcası Ebu Süfyan, Ebu Lehep, Ebu Cehil (Allahın laneti üzerlerine olsun) gibiler, Emin Muhammed’i içlerine sindirememiş ve her savaşta karşısına dikilmişler.
Halkı kışkırtan, çocukları örgütleyip Peygamberi taşa tutan Ebu Cehil-Lehep-Süfyan gibi Mekkelilerle savaşmışlar ve nihayet 622’de Medine’ye hicret etmişler.

Sırasıyla, 624 de Bedir, 625 de Uhut ve 627 de ise Hendek savaşları yaşanmıştır. İslam toplumunu savaşmaya mecbur eden müşriklerin Ebu Cehil, Ebu Lehep ve Ebu Süfyan’ların desteklediği güçlü ordunun komutanlarının önüne gönüllü olarak hep amcası Hz Hamza ve amcaoğlu ve damadı Hz Ali dikilmiş ve İslamın önünde engel olanları, İslam askerini şehid edenleri öldürmüşler.

Kabe de dünyaya gelen Hz Ali, Bedir, Uhut, Hendek savaşları, Hayber kalesi fethinde bulunmuş, Peygamberin yatağına yatarak öldürmeye gelen katillerden korumuştur.
Hz Hamza, Hinde gibi bir İslam düşmanı tarafından fırsattan istifade edilerek şehit edilmesi ve kalbinin parçalanması vahşeti ile şehit edilmiştir.
Hz. Ali Camide namazda iken Cehil-Lehep-Süfyan-Hinde lanetlilerin katilleri tarafından yaralanmış ve şehit olmuştur.

İslam için kılıç sallayan, yüzüne tükürüldü diye nefsi adına sayılabilir düşüncesi ile hasmını öldürmeyerek bekleyen ve hırsı geçtikten sonra hasmını cehenneme gönderen Hz Ali, Hz Muhammed'in Ehlibeytim diye müjdelediği, “onlar bendendir” dediği damadı Ali ve kızı Fatıma’dan olma Hasan, Hüseyin, Abbas, torunları Kasım, Ali Ekber, Ali Asker, Sakine, Rugeyya, İmam Ali, dedeleri Muhammed'in dini yolunda şehitlik mertebesine ulaşmışlardır.

Cehil-Süfyan-Lehep gibi müşrikler, savaşlarda öldürülen yakınlarının intikamı alma adına her fırsatta Peygamber, Ehlibeyt ve yarenlerini ya zehirleyerek, ya da kiralık katiller tutarak şehit etmişlerdir.

Buna peygamber dostlarından Ebuzer, Veysel Karani, İmam Zeynel abidin, İmam Rıza, İmam Şafi gibi islama bağlı alim insanların zehirletilerek, aç bırakılarak, işkence verilerek vefatlarına sebep olan yapılanları da dahil edebiliriz.

Hz. Muhammed “Yaratan Rabbinin adıyla oku” ayetiyle İslam dinini yayma adına verdiği mücadelede ilmin kapısı, yöneticilikte “devletin dini adil olmaktır” diyen, geceler sırtında yoksullara yiyecek taşıyan, hazineden para isteyen yakınlarına kendi malından ancak verebileceğini, beytülmal’dan vermeyeceğini söyleyen, Vali tayin ettiği Malik bin Ejder’e yazdığı görevlendirme mektubu ile idarecilere yöneticilik dersi veren, Peygambere ve islam’a zarar vermeyenlerin kılına bile dokunmayan, Mekkede Peygamberin sırtına basarak putları kıran Hz Ali ve Ailesi her zaman hedefte idi, aynı zamanda kendi yakınları da olan müşrikler tarafından.

Ne acıdır ki, Lehep, Cehil ve Süfyan’ın çocukları Yezit, Muaviye’ler, Peygamberin torunları, Ali'nin oğulları, cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan’ı zehirleyerek, Hz. Hüseyin’i, Hz Abbas’ı Kerbela da şehit ettikten sonra “babamız (Lehep-Süfyan-Cehil), annemiz (Hinde)sağ olsaydı lar da intikamımızı aldığımızı bir görseydiler” diye konuştukları rivayet edilir.

İslamın gücünü de arkalarına alarak, aslında gerçek niyetlerinin İslam düşmanlığı olduğu, işgal ettikleri İslam koltuğunu çıkarları için kullandıkları, İslam da yasaklanan işlerin tümünü İslam dinine ait makamda yaptıkları ve İslam’ı bu kötü işlerle karalamaya çalıştıkları bariz şekilde anlaşılmaktadır.

10 Muharrem, yani (Onuncu gün) anlamındaki “AŞURA” günü, Hz Hüseyin ve 72 yakını şehadetten kaçınmadılar.

Hz. Hüseyin “İslam dini (gerçek manasında) yaşayacaksa, ey kılıçlar doğrayın beni” diyerek kendisini ve 72 yarenini İslam dininin kullanılmasını engellemek yolunda kurban etmiştir.

30 bin kişilik Yezit ordusu (asker sayısında çeşitli rivayetler var) karşısında 72 kişinin yapabileceğinin sınırlı olduğunu herkes bilmekte. Ancak, eğer baş eğecek, biat edecek, tabir yerindeyse savaşmaktan vazgeçecek olsalardı İslam dünyası, Yezid’in uyguladığı yönetimin İslam’ın istediği yönetim olduğunu kabul edecek, Kuran’a göre uygulanması gereken İslam dini de diğer dinler gibi dışarıdan müdahalelerle içeriğini değiştirmeye çalışacaklardı.

Hz. Hüseyin ve dostlarının Kerbela'da Muharrem ayının Aşura (Onuncu) günü aslında matem olmamalı.
Yüzyıllardır süregelen Hz Hüseyin ve yarenlerinin kıyamını anlama günü olmalıdır.

Bu, zincir vurma, kafa yardırma, yardım toplama, yiyecek ihsan etme, siyahlarla dolaşma, dövizlerle süsleme, ağlama, ihsanda bulunma gibi ritüellerin uygulanması gereken bir olay değildir.

İslam’ın kimlerin elinde oyuncak edildiği, düşürüldüğü vehametin boyutunu anlama ve anlatma günüdür.

İslam adına “Allah-u Ekber” deme cahilliğini göstererek İslam olanların kafalarının kesilmesi, İslam’a verilen zararın önlenmesi için tedbir alınması, ilimden uzaklaşmadan, dine hurafeler katmadan, islamın gerçek manası noktasında ibadet edilmesi, 21. Yüzyılda halen dahi kız çocuklarının öldürüldüğü cahiliye dönemine özenilmesi, kadınların, kızların taciz, tecavüz edilmesinin önlenememesi, yüzyıllarca önce olsa dahi ibret almamız adına Kerbela vakasının bugüne, bizlere aktarılma ihtiyacıdır.

Bu acı, ne Arap’ın, ne Fars’ın, ne Türk’ün, ne Afgan’ın, ne Zenci’nin yasıdır.

Kerbela olayı Peygamber’in İslam dinini ilmiyle, aklıyla, gücüyle, canıyla savunan ilk ve gerçek inanan Müslüman Hz Ali’den ve damadı ile torunları şehit edilen, cenazesine bile gelmeyen, Hz Muhammet hayattan göçmüş dahi olsa intikam almaya çalışan, güya İslam! olan, içleri ve dışları bir olmayan, kumarbaz, alkolik, fitnelik, makamda maymun oynatma gibi İslamda olmayan işleri yapan, aslında lanetlik İslam düşmanı olanların İslamiyet için uygulamaya çalıştığı iç çatışma ile bölmek, parçalamaktı.

Allah'a, Peygamberine, Kuran-ı Kerim kitabında yazdığı İslam’a inanan Müslümanlar olarak Kerbela en derin acımızdır, bu yara doğrular aydınlandıkça, toplum insanlığa, güzelliklere, kardeşliğe yöneldikçe iyileşecektir.
 
Emir Şıktaş 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum