Hüzün Dolu Ayasofya'mız - Yazan: Hüseyin Cemre BEYTEKİN

Hüzün Dolu Ayasofya'mız - Yazan: Hüseyin Cemre BEYTEKİN
18 Haziran 2020 - 00:49

Hüzün Dolu Ayasofya’mız

Ayasofya mahzun olarak bizlere bakarak ağlamaklı bir vaziyette. Kendine bizleri çağırıyor ve bizleri istiyor. İçimize sığmayan özlem duyguları Ayasofya ile bizleri iyice zedeliyor. Yakın tarihe kadar fethin anlamlı ve bir o kadar ihtişamlı yapısı kendi milli ve dini duygularına kapıları kapatmış durumda. Fatih’in biz torunlarına emaneti olan Ayasofya bizi istiyor ve bizleri kendisine çağırıyor. Minarelerinden sanki bizlere selalar okuyor bizleri yanında görmek ve ibadete davet ediyor. Kendi öz yurdumuzda mahrum kaldığımız ihtişamlı yapımız ülkemizin ve birçok yapının en ihtişamlısı olan Ayasofya’mız artık bizi istiyor. Açılış yakındır inşaAllah  tekrar dualar ile ibadeti açılacağı günü dört göz ile bekliyor ulu mabedimiz. Tekrar yeniden dirilişin bir parçası ve miheng taşı olacak olan bu yapımız bizleri tekrardan beraber bir olan Allah’a çağıracak . Bu olacak Ayasofya, Bu muhakkak olacak… İkinci bir fetih, yine bir ba’sü ba’delmevt…

Bizlere böyle bir emaneti bahşeden yüce komutan Fatih Sultan Mehmed Han’a kulak verelim. Dediklerini iyi sezip neyi kaybettiğimizin farkında olalım.

“İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar. Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse; Allâh’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.

Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allâh’ın azabı onlaradır. Allâh işitendir, bilendir.” Fatih Sultan Mehmed Han.

“Ayasofya Türk’ün öz evi ve anayurdu içinde güya Türk’lerin eliyle mânasından koparılıyor, duvarlarından Allah ve Resulünün mukaddes isimleri indiriliyor, iç sıvaları kazınıp putlar meydana çıkarılıyor ve hilâlden ziyade salibin faziletlerini ilâna memur bir müze, yani içinde İslâmiyet’in gömülü olduğu bir lâhid haline getiriliyor. Artık o, basit bir taş yığınıdır. Öyle bir taş yığını ki, sadece kendisinde kıyılan ulvî mânanın katillerini ilân ve ihtarla kalmıyor, üstelik her an salibin ağzından salyasını akıtıcı bir iştah telkiniyle, Türk’ün, ruhiyle beraber maddesini, maddesiyle beraber de ruhunu hristiyanlık âlemine peşkeş çeken, “buyurun, ne duruyorsunuz; gelin ve bizi esir edin!” diyen bir hava yaşatıyor. Ayasofya’nın hilâl hâkimiyetinden uzaklaştırılmasıyla düşmana aşılanan gayret, bir ordunun harp plânlarını satmaktan beter bir tehlike ve suç belirtir.”  Necip Fazıl Kısakürek.

Hüseyin Cemre BEYTEKİN

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğrencisi

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum