Hüseyin Cemre BEYTEKİN: MANİSA ULU CAMİ RESTORASYONU SONRASI ORTAYA ÇIKAN YENİLİKLER

Hüseyin Cemre BEYTEKİN: MANİSA ULU CAMİ RESTORASYONU SONRASI ORTAYA ÇIKAN YENİLİKLER
29 Haziran 2021 - 21:36

MANİSA ULU CAMİ RESTORASYONU SONRASI ORTAYA ÇIKAN YENİLİKLER

Manisa Ulucami Saruhanoğlu beyliğinin üçüncü hükümdarı ve beyliğe en parlak devrini yaşatan İshak Çelebi Bey tarafından 1366-1367 yılında inşa ettirmiştir. Külliye şeklinde inşa ettirdiği Ulucami yanında Medrese, Türbe, Mevlevihane, İmaret, Hamam ve çeşmeler grubundan oluşan büyük bir yapı topluluğu oluşturmuştur. Camiye ait imaret binası günümüze ulaşamamıştır. Tarih çerçevesinde birçok restorasyon ve bakım onarım geçiren Ulucami özellikle son yüzyıl içinde görmüş olduğu yanlış uygulamalar nedeniyle asli hüviyetini kaybetme eşiğine gelmiştir. Bu asli hüviyeti tekrar geri kazanma adına Ulucami ve külliyesi 2018 yılında restorasyona alınmıştır. Restorasyon çalışmaları esnasında caminin ilk yapım aşamasına ait önemli bulgulara rastlanılmıştır. Ayrıca daha önce hiçbir kaynakta bulunmayan ve bilinmeyen üst çatı örtüsü ve beden duvarlarında beylikler dönemine ait testiler künkler ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan yenilikler ise şu şekilde sıralanabilir;
1- Caminin gerek harim gerekse avlu batı duvarı üzerinde bulunan ve bazıları sonradan kapatılan pencere açıklıkları ile her iki yapı arasında raspa çalışmalarıyla ortaya çıkan bitişme çizgileri, medresenin inşasına sonradan karar verildiğini, hatta minarenin de medrese ile birlikte inşa edildiğini ortaya koymuştur.
2- Sıva raspası sonucu harim batı duvarının güneyinde, medreseye bakan bir pencere açıklığına rastlanmıştır. Bu açıklık, medresenin inşasından sonra harim ile medresenin güneydoğusundaki büyük mekâna ulaşımı sağlayan bir girişe dönüştürülmüştür.
3- Onarım sırasında avlunun kuzeybatı köşesindeki yapı ile uyuşmayan camekanlı özensiz oda kaldırılmış, bu kesimdeki duvarlarda yapılan raspa çalışmaları sonucunda batı duvarının kuzey ucunda bir niş açığa çıkarılmıştır .
4- Cami özelinde en önemli bulgu ise Raspa çalışmaları sonucunda harim kuzey duvarının yapıya sonradan eklendiğinin kesinleşmiş olmasıdır. Caminin özgünde erken İslam dönemine özgü “maksure kubbeli camiler” gibi bir avlu çevresine yerleştirilmiş, birbirine kemerlerle bağlı çok sayıda taşıyıcı ve mihrap önünde yer alan bir kubbeden oluştuğu, harimin kuzeyinde bugün mevcut olan ve harimle avluyu ayıran duvarın ilk inşaatta bulunmadığı saptanmıştır. Bu durum Manisa ikliminin bu duruma uygun olmayışından ötürü kuzey harim duvarı sonradan örülmüştür. Kuzey duvarının doğu ve batı köşelerinde ve sütunları birbirine bağlayan kemerlerde mevcut bitişme çizgileri, duvarın sonradan eklendiğinin somut göstergeleridir. Fakat Manisa gibi soğuk kışların yaşandığı bir bölgede, açık cami tasarlamak çok mantıklı değildir. Bu yüzden yanlışın hemen farkına varılmış ve çok kısa bir süre sonra belki de medresenin inşası sırasında harim kuzey duvarı kapatılmıştır. Sonradan eklenen bu duvarın inşa malzemesi ve tekniğinin diğer duvarlar ile aynı olması, bu görüşü destekler niteliktedir.


Fotoğraf: Onarım öncesi kuzey duvarı                   

Fotoğraf: Raspa sonrası kuzey harim duvarı ve yapıya sonradan eklenen duvarın durumu.
5- Cami içerisinde birçok devşirme sütun başlığının bulunuyor olması akıllara bu yapının ilk halinin kilise olduğu havası veriyordu. Ancak yapılan zemin etütleri neticesinde caminin kiliseden dönme olmadığı sadece yakın bir konumda kilise yapısından devşirme sütunlar ve malzemeler getirildiği anlaşılmıştır.
6- Sıva raspaları sonucu medresede de birtakım verilere ulaşılmıştır. Çalışmalar öncesi medrese hücrelerinin büyük bölümü dikdörtgen şekilli giriş açıklıklarına sahipti. Sadece güneydeki bir hücrenin sivri kemerli bir giriş açıklığı bulunmaktaydı. Yapılan sıva raspası sonucu tüm giriş açıklıklarının aslında sivri kemerli oldukları anlaşılmıştır.
7- Medrese çatısına çıkışı sağlayan merdivenler daha önceki yanlış uygulamalarda kapatılmıştı. Ancak yapılan çalışmalar ile merdiven kısmı açılıp çatıya çıkış sağlanabilmektedir.
8- Onarım sırasında çatıda da ilgi çekici verilere ulaşılmıştır. Onarım öncesi yapının üzeri kurşun levha havası verilmiş betonarme bir örtü ile mihrap önü mekânı ve türbe kubbeleri kurşunla kaplıydı. Ancak yapılan çalışmalar ile caminin ilk yapılışta toprak dam ile kaplandığı anlaşılmış olup çatı orijinal haline getirildi. Kubbeler eski kurşunlardan temizlenip horasan harcı ile kaplanmıştır.
9- Cami ve medrese çatısında gider boşaltımını sağlayacak kanallar yok idi. Ancak yapılan çalışmalar ile kanallar açılıp yağmur suyu tahliye kanalları inşa edildi. Buna ek olarak caminin muhtelif yerlerine daha önce olmayan su olukları yerleştirilerek tahliyeler kolaylaştırıldı.
10- Çatı kısmında yapılan çalışmalarda aynen Gülgün hatun hamamının restorasyonu sonrası ortaya çıkan defolu testiler Ulu cami çatısında da ortaya çıkmıştır.


Fotoğraf: Üst çatı örtüsünde ortaya çıkan beylikler dönemine ait defolu testiler.

11- Cami iç hariminde duvar bedenlerinin aralarında yer alan künklerin caminin akustiği adına beden duvarları arasına yerleştirildiği ve ayrıca beden duvarlarına binen yükün hafifletilmesi amacıyla aralara konduğu anlaşılmaktadır. Künklerin ağız kısımları kapatılmayacak olması gerekir öylece sergilenmelidir.
12- Yapılan çalışmalar neticesinde avlu içerisinde ve iç harim içinde 22 yeni devşirme sütun başlıkları Grekçe yazıya sahip bloklar ve daha farklı yapılar ortaya çıkmıştır. Bizleri bekleyen bu yenilikler caminin öncesi ve sonrası adına gelen ziyaretçileri özellikle daha önce gelmiş olan ziyaretçiler tarafından şaşkınlıkla karşılanacağını düşünüyorum.
13- Son edindiğim bilgiler sonrası camiye sonradan eklenen kuzey harim duvarı örülmeyip öylece bırakılacak ve gösterimi yapılacak.
14- Ulu cami içerisinde yer alan hakiki kündekari ile inşa edilen minberin kapıları ise Manisa Müzesi’nden alınıp minbere geri takılacak.
15- Ulu cami restorasyonu başlangıcında kubbe kasnaklarında bulunan Hattat Ali Haydar Bey’e ait olduğu anlaşılan tablolar Konya da olup restore edilip ait olduğu yere yerleştirilecek.
Sözgelimi beylikler döneminin en önemli eserlerinden olan Manisa Ulucami yapılan bu restorasyon çalışmaları neticesinde tarihinin en detaylı çalışmasına tanıklık etmektedir. Açılışını sabırsızlıkla beklediğimiz Külliyenin ilimiz ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Yapılan öz verili çalışmalar neticesinde bize bu güzellikleri ortaya çıkaran değerli çalışanlara şükranlarımı sunarım.



Fotoğraf: Duvar aralarına yerleştirilen künkler. Cami akustiği için ve duvarın ağırlığını hafifletmek için yapılan işlem.
                                                                                        
Kaynakça
Gürbıyık, C , Çakmak, Ş . (2021). Yeni Bulgular Işığında Manisa Ulu Cami Ve Medresesi . Sanat Tarihi Dergisi , 30 (1) , 537-565 .
Tok, E . (2021). Manisa Ulu Cami ve Medresesi’nde Yeni Keşfedilen Devşirme Taş Eserler . Sanat Tarihi Dergisi , 30 (1) , 591-621 .
Gök İpekçioğlu, S . (2021). Manisa Ulu Cami’nin Örtü Ve Duvar Sisteminde Ortaya Çıkarılan Testiler . Sanat Tarihi Dergisi , 30 (1) , 567-589 .
 
Hüseyin Cemre BEYTEKİN
29.06.2021


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum