Her canlının mutlak yüzleşeceği hakikat

İnsanoğlu, tarih boyunca ölümle yüzleşmekten kaçınmış ve ondan kurtulmak için yollar aramıştır. Ölümün kaçınılmaz olduğunu anladığında ise fiziki varlığının yok olacağı düşüncesiyle savaşabilmek için ölümün ardından gidilecek yeni dünyalar yaratmıştır.

Her canlının mutlak yüzleşeceği hakikat
04 Aralık 2021 - 14:03

Kapadokya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nükhet Okutan Davletov, "Hakas Türklerinde Şamanizm ve Ölüm" çalışmasıyla; ölüme karşı geliştirilen inanış ve uygulamaların günümüzde Rusya Federasyonu sınırları içindeki Hakas Cumhuriyeti'nde Yenisey Kırgızlarının torunları olarak yaşayan Hakas Türklerinde nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor. Bu kapsamlı çalışmada ölüm, Hakas-Minusinsk Vadisi'nde geçmişten günümüze dek detaylı bir biçimde ele alınıyor.

Bunun sonucunda cumhuriyet içerisinde genel nüfusun yaklaşık yüzde 12'sini oluşturan Hakasların, yaşamı ve ölümü anlamlandırırken evrenin yaşıyla bir tuttukları Şamanizm tarafından şekillendirilen bir düşünce yapısıyla hareket ettikleri; misyonerlik çalışmalarının ardından gelen ateist propagandaya karşın atalarına ait gelenekleri ve inançlarını kaybetmedikleri görülmüştür. Hâlâ tüm yönleriyle çalışılmamış olan ölüm konusunu şimdiye dek üretilen yayınlar ışığında güncel bir alan araştırması ile destekleyerek inceleyen "Hakas Türklerinde Şamanizm ve Ölüm", Yenisey Nehri'nin orta havzasındaki eski kurganlar ve modern mezarlıkların tasarımları ve konumları, ölülerin baş ve ayaklarının baktığı yönle ilgili düzenlemeler, kremasyon, insan ve at kurbanı; eski Türk panteonunda alt dünyanın iyesi olan Erlik'in yirmi birinci yüzyılda Hakasların inanç dünyasındaki yeri, ölen kişinin bu dünyayı terk etmeyi reddeden ya da yolunu kaybeden ruhunu öbür dünyaya göndermek için gerçekleştirilen özel ritüeller, reenkarnasyon ve ölüm üzerine yapılan çalışmalarda Türkologlar tarafından sıklıkla göz ardı edilen intihar meselesine dair özgün bilgiler sunması ve kendisinden sonraki çalışmalar için de bir örnek olması bakımından önem arz etmekte.

Çalışmada ayrıca hakkında çok az kaynağın bulunduğu ve yine yeterince araştırılmayan insan kurbanı meselesi üzerinde de durduğunu belirten Dr. Nükhet Okutan Davletov konuyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulunuyor:

"Kültigin yazıtında geçen bir ifadenin bu geleneğe işaret edip etmediği tartışılıyor. Bu noktada Köktürk yazıtlarına ek olarak Bizans tarihçilerinin ve Çin hanedanlıklarının kayıtlarından, Avrupa Hunlarının hükümdarı Attila'nın cenaze töreninde Romalı tarihçilerin kaydettikleri gözlemlerden ve Altay kültür dairesine mensup Korelilerdeki hükümdar cenazelerinde yer alan ritüellerden de istifade edilmiş. İnsan kurbanı meselesi ele alınırken balbal dikme geleneği üzerinde de durulmuş ve doğrudan Köktürk yazıtlarındaki cümleler ile yazıtlarda adı geçen kişilerin kim tarafından hangi tarihte öldürülmüş olabileceklerine dair tarihî kaynaklara dayanarak balbalın bir kişinin şerefine sunulabileceğine ya da hediye edilebileceğine dair görüşler ileri sürülmüştür. Köktürk yazıtlarından yapılan bu çıkarımlara göre ölen kişi yalnızca kendi eliyle öldürdüğü düşmanlarının balbalına sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi adına ve şerefine öldürülen düşmanlarının balballarını da alabiliyor olmalıdır."

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum