HER ÇAĞIN KAHRAMAN KÜRŞAD'I - Yazan: Mehmet BİLGEHAN

HER ÇAĞIN KAHRAMAN KÜRŞAD'I - Yazan: Mehmet BİLGEHAN
04 Aralık 2020 - 15:06

HER ÇAĞIN KAHRAMAN KÜRŞAD’I

Ordu-millet özelliğine sahip olan her Türk’ün, Tarih boyunca dünyaya nizam veren bir ırkın evlâdı olmak ve her çağın, Kahraman Kürşad’ı olmak kaderidir.
Türk ordusu her çağın kahraman Kürşad’ıdır.
Ordu-millet özelliği taşıyan Türk milleti, yaşadığı çağlar boyunca dünya medeniyetine, dünya nizamına ve başta adalet olmak üzere insanlığa örnek olmuş kahraman ordu millet özelliğine sahip bir millettir.
Bu nedenle biz “ordu” dediğimizde tarih boyunca Türk milletinin topyekûn fertlerini bugün sembolize eden “Mehmetçiği” anlarız.
Bizim ordu algımızda ordu-millet olmanın özelliği olarak “ordu” dediğimizde de kastettiğimiz; hakanından erine kadar her kademedeki  “Türk” milletinin evlatlarıdır.
Dünyaya nizam veren ırkın kahraman evlatlara sahip olduğumuz büyük komutan ve devlet adamlarına sahip olmuşuzdur biz bunlara “Türk büyükleri” deriz.
Türk milleti ve Türk büyükleri dünya medeniyetine, düşünce ve fikir hayatına, felsefe gibi insanlık âlemini aydınlatan konularda emek harcamış, kafa yormuştur.
Türk milletinin dayandığı siyasi idare ve Türk ordusu Hun Türkeri’nden bu yana ve devleti “Daru’l saadet kapısı” (mutluluk kapısı) olarak görmüştür.
Türk milleti ordusuyla dünyaya çirkinlikle, zulümle, etrafı yakıp yıkarak değil, adaletle, estetik bir güzellikle, dünya medeniyetinin ve insanlığın kabul ettiği değerlerle nizam vermiştir.
Bir evlâdı olarak algıladığımız ve mensubu olmaktan şeref duyduğumuz “Türk” kavramı ordu-millet özelliği taşıyan töreli yaratılmış bir ırktır.
Türk milletini meydana getiren ırk “Karluk”, “Kıpçak”, “Oğuz” gibi soy ve boylara dayanan bir milletidir.
Bu soy ve boyların hadimi olan ve dünya tarihine adlarını yazdırmış kişilerde Türk büyükleridir.
Ordu millet özelliği taşıyan Türk milleti bu soy ve boylarıyla bazen ayrı bazen de birlikte; dünya medeniyetine katkı yaparken ve dünya nizamına örnek uygulamalarla Kök-Tengri’nin töresini ve Allah’ın nizamını (ila’i kelimatullah), dünyada hâkim kılmak için mücadele vermiştir.
Başta Oğuz Kağan (Mete Han), olmak üzere bu ırkın dayandığı Türk milleti dünya örneğinde devlet teşkilat yapısını organize ederken yine dünya örneğinde bir ordunun nasıl teşkilatlanacağının da örneğini vermiştir.
Erinden hakanına kadar bağlı olduğu ırkın; soy, boy ve kabillerini bir bayrak altında toplayarak bu bayrağın altında başka kavimlere mensup insanların da nasıl adaletle yönetileceğinin örneklerine veren büyük cihan devleri (etnisite), kurmuşlardır.
Ordu-millet özelliği ile bu devletlerin bağlı olduğu coğrafyayı vatan yapmak uğrunda efsaneler ve destanlar yaratan kahraman şahsiyetler, topluma ve insanlığa yol gösteren aydınlık yüzler menkıbevi şahsiyetlerle dünyaya örnek olmuşlardır.
Dünya medeniyetine katkı yapan ve dünyaya nizam veren bu ırkın büyükleri, devlet ve siyaset alanında siyasetnamelerin örnek bir şahsiyeti olarak yaşamış “Tonyukuk” gibi devlet adamlarından başlayan çizgi bir örgü gibi kendisini biteviye örerek asrımıza ve günümüze kadar devam etmiştir.
Yani bir arı nasıl bal üretmek için petek önce örüyorsa, Türk devlet adamları da içerisinde yaşadıkları
Türk devlet nizamının önemli teşkilatlarını örerek dünyaya devlet nizamının örneklerini vermişlerdir.
Bu örneklerin en başta geleni “Türk Ordusu”dur.
Türk ordusunun mensupları da kendilerine din, felsefe, matematik, astroloji, tıp vb. alanlarda da dünyaya örnek veren hem bilim adamlarını en büyük yoldaş olarak kabul etmişler ve onları baş tacı etmişlerdir.
Din, felsefe, matematik, astroloji, tıp vb. alanlarda da dünyaya örnek veren hem de mutasavvıf şahsiyetleriyle ve meydana getirdikleri eserleriyle dünya medeniyetine katkı yapan âlim, ulema, bilim adamı ve aynı zamanda mutasavvıf kişilikleriyle örnek ahlakın da temsilcisi olan şahsiyetleri de kendilerine baş tacı etmişlerdir.
Türk ordusu tarih boyunca, idare ettiği topraklarda bilim, sanat yaratan Türk büyüklerinin hamisi olmuştur.
Ancak, dünya kültür ve medeniyeti dediğimiz zaman dünya tarih kitaplarında belli ırklar akla gelir. Dünyada medeniyet, felsefe, sanat, dendiğinde sanki bu tür şeylerin tek sahipleri ve mirasçıları Yunan, Roma, Pers (İran), ve Arap ırklarına dayandığı ısrarla iddia edilir.
Türk ırkının yarattığı sanatı, düşünce, bilim, kültür, medeniyet, felsefe söz konusu olduğunda böyle bir durumla karşı karşıya kalırız.
Yani, uzun yıllar boyunca Türk medeniyeti, kültürü, sanatı, bilimi Bizans, İran ve Araplar arasında eritilip, yok edilmek istenmiştir. İslam medeniyeti dediğimizde de durum aynıdır.
İslâm dinine iman derecesinde bağlı bütün ırkların beraberce kattığı değerler vardır.
Bu değerler içerisinde Türk imanının tarih içerisinde İslâm medeniyetine kattığı emeği felsefeden, medeniyet tarihinden kazımak kimsenin haddi değildir.
Atalarımızı ve tarihi kurumlarımızı sevmek, örf ve adet gibi değerler bağlı olmak, atalarımızın ortaya koyduğu eserleri ve kurumları sevmek ve korumaya çalışmak çağdışılık, kendini asaletinin merkezi yaparak kendi hakikatlerimizi hurafe olarak kabul etmek ne yazık ki yüzyılımızda çağdaşlık olarak kabul edilmektedir.
Türk Ordusu milletimizin şerefidir. Onu dışarıdan ya da içeriden hiç kimse rencide edemez!
Bazı değerleri bugün “hurafe” olarak gören sözde çağdaşlar buna dikkat etmelidir.
Türk asaletinin merkezinde her zaman “Türk Ordusu” ve onun kahraman Kürşadları “Mehmetçik” ve güzide komuta kademesi olacaktır.

Mehmet BİLGEHAN

 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum