HAREKÂT GARA İLE KALMAMALIDIR

Yazarımız İsmail CİNGÖZ Bey değerlendirdi.

HAREKÂT GARA İLE KALMAMALIDIR
17 Şubat 2021 - 18:59

HAREKÂT GARA İLE KALMAMALIDIR
İsmail CİNGÖZ

Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türkiye Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in 18 Ocak 2021 tarihinde Bağdat ve Erbil ziyaretlerinde Irak Merkezi Hükumeti ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile bir araya gelmesinin ardından Türkiye’nin PKK terör örgütünün Sincar ve Mahmur kamplarına bir harekât hazırlığı içerisinde olduğu değerlendirmelerinin yapıldığı bir dönemde; Türkiye resmi kaynakları tarafından 10 Şubat 2021 günü yapılan resmi basın açıklaması ile Irak’ın kuzeyinde yer alan Gara Bölgesi’ne bir askerî harekât başlatıldığı duyurulmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Mayıs 2019’dan itibaren yürüttüğü harekatlar kapsamında olduğu görülen ve Pençe Kartal 2 Harekatı olarak duyurulan harekat hakkında Milli Savunma Bakanlığı (MSB); "PKK ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek Irak'ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak'ın kuzeyinde Gara bölgesinde bulunan ve teröristler tarafından kullanılan hedeflere 10 Şubat 2021 günü saat 02.55’ten itibaren Pençe Kartal-2 Harekatı düzenlendi. Operasyona devam edilmektedir." ifadeleri ile amaçlarını ortaya koyduğu görülmüştür.
TSK’nın, Emniyet ve Jandarma kuvvetleri ile Güvenlik Korucularının yurt içi ve yurt dışı sahalarında icra edilen başarılı operasyonları sonucu, PKK terör örgütünün ağır kayıplar vermeleri karşısında dağılmanın eşiğine geldikleri türünden bilgiler son zamanlarla sık sık çeşitli basın yayın kuruluşlarında yer almaktadır. Dolayısı ile Gara Harekatının alanı ve amaçları incelendiğinde; Irak’ın kuzeyinde halen varlığını koruyan PKK terör örgütünün dağılma sürecine girmemek için varlığını sürdürmeye, yeniden barınma alanları ve mevziler oluşturmaya çalıştığı ve Gara Bölgesi’ne eleman kaydırarak geniş çaplı bir saldırı hazırlığı içinde olduğu hususlarının istihbarat birimleri tarafından tespit edildiği ve sahadan da teyitlerinin alınmış olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan resmî açıklamalarda; Türk F-16 savaş uçaklarının yoğun bombardımanlarının ardından helikopterlerle “uçar birlik harekâtı” ile bölgeye indirilen TSK’nın seçkin birlikleri tarafından muazzam bir harekât icra edildiği anlaşılmaktadır. TSK’nın yurt içi sınır ötesi harekatları ile bölgede sıcak çatışmalar yaşandığı ve çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği bir süreç yaşanırken beklenmedik bir zamanda bir de Gara Harekâtı’nın icra edilmesi başta terör örgütü olmak üzere birçok kesimde şaşkınlığa sebep olmuştur.
Harekâtın seyri hakkında gelen ilk resmi bilgilendirmelerde; icra edilen hava harekâtı esnasında terör örgütünün sivil bağ evi görüntüsü verdiği telsiz komuta merkezi ile keşif ve istihbarat amaçlı kullandıkları iki yapının da aralarında olduğu çok sayıda hedefin tam isabetle vurularak yerle bir edildiği duyurulmuştur. Çok sayıda kayıp veren terör örgütünün, yaralı teröristlere sivil kıyafetler giydirilerek Irak’ın Duhok şehrine sevk edilmeye çalıştıkları bilgileri basında yer almıştır.
***
En yakın noktası Türkiye sınırına 40 Km mesafede ve oldukça engebeli bir arazi yapısına sahip olan Gara Bölgesinde yer alan ve bölgeden aldığı isimle Gara Dağı, arazi yapısı itibariyle Kandil Dağı’na benzer bir coğrafyaya sahiptir. Irak’ın İran ile sınır hattında yer alan devasa Kandil Dağı’na oranla çok daha küçük olmasına rağmen coğrafi yapısının terör örgütlerine sağladığı barınma ve üslenme avantajları açısından Kandil Dağı kadar öneme sahip olan Gara Dağı son zamanlarda PKK’nın kış üslenmesi amacıyla seçilmiştir. Ayrıca PKK’nın, Gara’da 40'tan fazla mağarayı lojistik-ikmal amaçlı kullanırken, bir taraftan da 70'ten fazla yerleşim birimini de kontrolü altına aldığı görülmektedir.
Kandil Dağı kadar önemli gördüğü ve Sincar'a 120 Km. uzaklıkta bulunana Gara Dağı; Gara-Sincar koridoru ile Zaho'nun güneyindeki Dohuk-Dayrabun arasında uzanan sıra dağlar şeklindeki sarp yapılarının verdiği avantajları da kullanmak suretiyle Türkiye ve Suriye sahasına geçiş ve saldırı merkezi olması halinde avantajlı olacağını gören PKK’nın akıl hocaları tarafından, bu sahanın yeni bir Kandil olması için örgütü yönlendirdikleri anlaşılmaktadır. Zira basında yer alan bilgilere göre Kandil'de bulunan terörist sayısı ile Gara bölgesinde bulunan terörist sayısının aşağı yukarı aynı sayılarda olduğu değerlendirilmektedir.
***
Gara Harekâtı incelendiğinde, Türkiye'den bağımsız bir alanda ve bugüne kadar yapılmış olan en kritik operasyonlardan birisi olarak öne çıktığı görülmektedir. Türkiye’nin Irak ve Suriye içlerine düzenlemiş olduğu geçmişteki harekatları değerlendirildiğinde; Türk Askeri havadan ve karadan, Türkiye sınırlarından güneye doğru bir güzergâh doğrultusunda hamleler icra ederek ilerlemiştir. Bu Gara Harekâtı ise beklenmedik bir şekilde TSK’nın, Gara Dağı’nın güney yamaçlarına uçar birlik harekatları ile çok sayıda tabur kuvvetindeki birliklerini indirerek, PKK'yı güneyden kuzeye doğru hedef aldığı görülmüştür. Özel Kuvvetlerin indirilmesi sonrası bölgeyi terk etmeye çalışan PKK'lı teröristlerin kaçış yolları ise eş zamanlı olarak F-16 savaş uçaklarıyla havadan yoğun şekilde bombalanmak suretiyle imha edilmişlerdir.

Gara Harekatı’nda 2016’dan itibaren TSK envanterine giren ve Özel Kuvvetler için özel olarak modifiye edilmiş çift palli, uzun menzile sahip dev "CH-47 Chinook" tipi helikopterlerin etkisinin çok büyük olduğu muhakkaktır.

Gara Harekatı’nın ilk günü hava indirme operasyonlarının icra edildiği esnada iki Yüzbaşı ile bir Astsubay Başçavuş’un şehit, üç askeri personelin de yaralanması elbette çok büyük acılara sebep olurken, ilerleyen süreçte terör örgütünün sığınak olarak kullandığı mağaralarda 13 kişinin teröristler tarafından başlarından vurularak infaz şekliyle şehit edildikleri görülmüştür. Teröristlerden de ilk etapta 48’inin ölü 2’sinin de sağ olarak ele geçirildiği açıklanan süreç sonunda Harekatın tamamlandığı duyurulmuştur. Kısa süre sonra da teröristler tarafından infaz edilerek şehit edilen 13 kişinin Türk vatandaşı oldukları ve daha önceki yıllarda terör örgütü tarafından kaçırılan MİT, TSK, Jandarma ve Polisler olduğunun tespit edildiği açıklanmıştır.

Büyük bir şaşkınlığa sebep olan bu gelişme PKK terör örgütünün kanlı yüzünü bir kez daha göstermiş olması açısından önemlidir. Zira Türk Askerinden kurtulamayacağını anlayan teröristler, ellerindeki masumları katletmekten bir an bile çekinmedikleri görülmüştür.

Sonuç Olarak;

Gara Harekâtı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugüne kadarki en kritik operasyonlarından birisi olarak öne çıkmaktadır. Bu arada büyük resme bakılarak Harekat’ın yapılış stratejisi analiz edildiğinde esasında yerleri nokta olarak tespit edilen bu 13 kişinin kurtarılması odaklı olarak düzenlendiği fakat terör örgütü tarafından infaz edildikleri değerlendirilebilir.

Emniyet, Jandarma Türkiye Millî Savunma Bakanlığı’nın; Irak Merkezi Hükumeti, IKBY, Barzani unsurları ve İran’ında dahil olduğu bir koordinasyon ile icra edilmiştir. Bu koordinasyonun, TSK’nın manevra kabiliyetine çok önemli katlılar sağlamış olduğu muhakkaktır.

Türkiye İçişleri Bakanlığı’nın; Emniyet ve Jandarma kuvvetleri ile Güvenlik Korucularının yurt içinde başarılı operasyonlar icra ederken, MSB, Dışişleri ve Genel Kurmay Başkanlığı’nın yurtdışı koordinasyonları ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her türlü şartta, sınırlarına çok daha uzak mesafelerde operasyonlar icra edebileceğini göstermiştir. Türk Askerinin başarılı Gara Harekâtı ile Türkiye’nin, AB ve ABD’ye de çok önemli bir mesaj verdiği dikkatli gözlerden kaçmamıştır. Çünkü ABD ve AB ülkelerinin PKK terör örgütüne yaptıkları onca lojistik ve siyasi desteğe rağmen Türkiye’nin operasyonel kabiliyetini görmüşlerdir.
Gara Harekâtı, Kandil'e yapılacak olan operasyonun da bir provası olarak değerlendirilebilir. Zira İlerleyen süreçte TSK’nın; Sincar ve Mahmur kamplarına ardından Kandil’de üslenen PKK’ya karşı büyük bir temizlik ve süpürme harekâtı beklenmektedir. Ancak Kandil Harekatı’ndan önce TSK’nın Suriye’nin kuzeyi/Fırat’ın doğusunda bulunan Münbiç’e yuvalanmış PYD/YPG’ye Sincar ve Mahmur harekâtı ile eş zamanlı olarak temizlik harekâtı icra edilmelidir. Çünkü Kandil öncesi bu sahanın PKK/PYD/YPG’den temizlenmesi çok büyük öneme haizdir. Zira Türk Askerinin geri hatların sağlama alınarak Kandil harekâtı hem zaman olarak kısalacak hem de etkisini arttırabilecektir. Ayrıca ABD’nin bu sahada desteklediği YPG/PYD yapılanmasını Irak’ın kuzeyinde IKBY örneğinde olduğu gibi önce özerk bir yapıya ardında devletleştirmeye çalıştığı görülmektedir. Türkiye karar alıcı mekanizmaları ivedilikle bir harekât kararını uygulamaya sokarak, PYD/YPG yapılanmasına son vermelidir.
            Son söz olarak; Türkiye son zamanlarda Azerbaycan’a manevi desteği, Libya’da varlığı, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de Mavi Vatan sahalarında denizlerine hakimiyeti ile bölgesel bir güç olduğunu ve yok sayılamayacağını göstermiştir. Ukrayna ve Rusya ile diyalogları sayesinde ekonomik ve siyesi ilişkilerini geliştirerek de ABD ve AB’ye müttefik ilişkilerinde alternatifsiz olmadığını göstererek bölgesel güç dengesinde konumunu güçlendirmektedir. Bu aşamada Türkiye’nin; İran ile ilişkilerini daha ileri seviyelere geliştirmesi ve eş zamanlı olarak bir taraftan da Suriye rejimi ve Mısır ile kesintiye uğramış olan ilişkilerini yeniden başlatabilmesi halinde etkinliği daha da artacaktır.
                        :
İsmail CİNGÖZ; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/M.A. – BULTÜRK Ankara Temsilcisi. [email protected].

 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum