GÜNEYDE UNUTULAN TÜRKMEN TOPLULUĞU: ARAP ALEVİLERİ

GÜNEYDE UNUTULAN TÜRKMEN TOPLULUĞU: ARAP ALEVİLERİ
10 Şubat 2025 - 09:45

GÜNEYDE UNUTULAN TÜRKMEN TOPLULUĞU: ARAP ALEVİLERİ


İsmail UÇAKÇI

Günümüzde Hatay/Antakya, Samandağ, İskenderun, Belen, Payas, Arsuz, Defne ilçeleri, Adana merkez ile Karataş İlçesi, Yumurtalık İlçesi bazı köyleri, İçel merkezi ile Tarsus İlçesi idari sahalarında kurulmuş 150 civarında kasaba, köy, mahallede yurt tuttuğu anlaşılan Arap Alevîsi (Arap Uşağı) adı almış bu topluluk hakkında yazılan kitaplar, yayınlanan makaleler, sempozyum, panel gibi bilimsel ortamlarda sunulan bildirilerde bilimsel bir veri ortaya konulamamıştır.

Bölgede yurt tutmuş Haydar-î, Şeyhli, Selman-î (Salmanlı), Fellah, Klazi, Nusayri, Müslüman Arap, Hıristiyan Arap adı almış birbirinden farklı gruplar toptancı bir yaklaşımla ele alarak tarihte karşılığı bulunmayan ve kökleri Anadolu dışında olduğu anlaşılan Nusayri adlı bir inanç grubu ile özleştirilmeye çalışılmıştır.

Konuyla ilgili yaptığımız arşiv araştırmalarında XVI. Yüzyılda Osmanlı idari sahasında yer alan “Arab Vilâyeti, Şam, Gazze, Halep, Hama, Humus, Trablus, Ayntab (Antep) Birecik (Urfa), Üzeyr, Tarsus, Adana, Sis Livaları, Lazkiye, İskenderun, Arsuz idari sahalarında kurulmuş yüzlerce şehir, kasaba, köy, mezra, yayla, kışla, vakıf-zaviye, aşiret, oymak, oba ve kişi adı olarak Arap Alevîsi, Fellah sözcüklerine ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanılamamıştır.

Aşiret, gelenek-görenek, ağız, aksan olarak birbirinden farklı olan bu gruplardan Haydar-î adlı grubun büyük çoğunlukta olduğu, bunu Şeyhli ve Salman-i (Salmanlı) adlı grubun takip ettiği anlaşılmaktadır.

Konular içerisinde değinildiği gibi Haydar-î (Haydarlı) adıyla kaydolunan bu grubun Tarsus/Ulaş ve Kosun Nahiyeleri idari sahalarında kurulmuş Urum, Darıpınarı, Çavalgı, Narluca, Halaççık, Şıhnebi, Kalburcu, Çuvallı, Sarıkavak, Gölhavuz, Sinan, Karain, Reis köy gibi yerleşim yerlerinde 200 civarında hanede, Adana (Sis)/Kozan merkezi ile yörede kurulmuş Tepecik ve Karaköy mezrasında 120 civarında hanede, Maraş/Elbistan, Güğercinlik kazaları idari sahasında kurulmuş Bozöyük, Öyücek, Mahmudlu, Malab, Ağcaalan, Zillihan, Köslirek gibi mezra/yaylalarda yüzlerce hanede, Ayıntab/Antep idari sahasında kurulmuş Pehlivançukuru adlı yerleşim yerinde yaşadıkları ve Oğuz soylu oldukları XVI. Yüzyıl Osmanlı kaynaklarında yer almaktadır.

Haydar-î ve Şeyhli adıyla anılan topluluğun Selçuklu ile Osmanlı yönetimlerine muhalefetinden dolayı Orta Anadolu’dan alınarak bölgeye gönderilmiş Haydar-î Tarikatı üyeleri olduğu kuvvetle söylenebilir. Yine topluluk içerisinde yer alan Şeyhli adlı topluluğun Şeyhli Türkmani adıyla kaydolunduğu ve Oğuz soylu olduğu kaynaklarda yer almıştır.

Topuluğu oluşturan Salmani adlı grubun ise Üzeyr Livası, Tarsus Livası, Kars-ı Maraş idari sahasında uzantıları bulunan ve bazı uzantılarının Ayıntab (Antep) Mağara Yaylağı’nda yayladığı kaydolunan Dulkadirli silsilesi ve tebasından olduğu anlaşılır.

Konuya kaynak ise Dulkadirli ailesinden olan Salmanlıların tarihte Antakya yöresi ile Mağara Yaylaları’nda uzantılarının yaygın olarak bulunduğu ve bu uzantılarından bir bölümünün günümüzde İskenderun İlçesi idari sahasında kurulmuş eski adı Güzel olan Akçay köyü ve çevresinde 18 farklı soyadı ile yaşamaları verilebilir.

Kitabımız ilgili başlığı altında değinildiği gibi Arap Alevîsi ayrılıkçı söylemleri ve bu topluluğun Nusayri adlı inanç grubuna bağlı gibi ele alınması Osmanlı, Rus Savaşında, Osmanlı’nın ağır bir yenilgi alıp topraklarının büyük çoğunluğunu kaybetmesi, devletin ekonomik, asker ve ahalinin moral olarak çöküntü içerisine girmesini fırsata dönüştürmek isteyen Ermeni diasporasının çıkartığı ayrılıkçı söylemlerden başka birşey değildir. Örneğin:

Söz konusu savaşla ağır yenilgi almış, topraklarının büyük bir bölümünü kaybetmiş Osmanlı Devleti’nden toprak talebinde bulunan ve kurmayı tasarladıkları Büyük Ermenistan Devleti için Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya devletlerinde teşkilatlanmış Ermeni diasporası, Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni, Süryani, Nasturi/Keldani, Rum, Arap azınlıklar ile devletiyle kavgalı Türkmen Aşiretlerine ilişkinde bölücülük faaliyetleri içerisine girdiklerini ve bu bağlamda değişik projeleri uygulamaya koyduklarını anlıyoruz.

Projelerinde, Anadolu’yu Kuzey ve Güney Ermenistan diye ikiye ayırdıklarını, Güney Ermenistan projelerinde Antep, Antakya, Maraş bölgelerini, Kuzey Ermenistan projelerinde Van, Diyarbakır, Bitlis, Erzurum, Harput, Malatya/Arapkir, Trabzon, Tokat, Sivas, Yozgat, Amasya/Merzifon, Kayseri vilayetlerini dahil etmişlerdir.

Bu bağlamda, 1891 yılında Antakya’ya gelen Protestan mezhebi misyonerlerinden İngiliz Dük Nor Martin ile Cebel-î Lübnanlı Yakop’un, Affan mahallesinde bulunan kilisede vaaz vererek bu azınlık gruplarına bölücülük çağrısı yapmışlar, Mersin’de Amerikan Pretastan mektebini kuran şirketlerin misyonerlik faaliyetleri ile Anadolu Ermenileri ile Nusayrileri Pretesran yapma eylemlerine girmişlerdir.

1889 yılında İskenderun’a gelen İngiliz bayraklı bir yük gemisinin, bir İngiliz’e ait meyan kökü fabrikasında bulunan direklere işaret bayrakları astıkları ve bunun sonrası İskenderun’da bulunan Ermeni ahalisinin dükkanlarını açmayarak isyana çağrı girişimde bulunmuşlardır.

Amerikan Yardım Sevenler Cemiyeti, Amerikan Genç Hıristiyanlar Cemiyeti gibi vakıf ve dernekleri aracılığı ile açtıkları Yetim okulları, Muhacir okul, hastaneleri gibi adlarla okullar/hastaneler açmışlar ve buralara azınlıkların yanı sıra Osmanlı Devleti ile kavgalı Türkmen ailerini de kabul ederek bölge Türkmen ahalisini de yanlarına almaya çalışmışlardır.

Fellah Topluluğu: Bu topluluğun Arap Alevîsi adıyla anılan grubun tarım işleriyle ilgilenen obalarına verilen isim olduğu anlaşılır. Ekseriyeti Adana/Akkapı, Mıdıç, Hurmalı, Havuzlubahçe mahallelerinde yurt tutmuş olan Fellah adlı bu ahalinin Şeyh Cemil adlı beyleri yönetimiyle Kuvai Milliye Hareketine katılarak Kurtuluş Savaşında Fransiz işgalcilerine karşı büyük işler yaptıkları belirtilir.

Özetledir ki, güneyde unutulan ve günümüzde Arap Alevisi adıyla anılan bu Türkmen topluluğu önemli kültür unsurlarını korumuş olmasına karşın dilini bozarak eski Türkçe ile Suriye Arapçası arasında bir bölge ağzı oluşturmuşlardır.

Araştırmacı Yazar

İsmail UÇAKCI

Türk Tarih Kurumu Arşiv Şefi (Emekli)

 

Yararlanılan Kaynaklar:

İsmail Uçakcı, Oğuz Boyları, Aşiret, Oymak, Cemaatler. Şecere Kitabı.

Yusuf Ziya Yörükhan, Anadolu’da Alevîler ve Tahtacılar,s. 480.

BOA.998 Numaralı Muhaseb-i Vilâyeti Diyar-ı Berk ve Arab ve Zülkadiriye Defteri. Cilt.II,s,62, 63, 106.

Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar.Cilt III.,s.1021-23.

Tahir Sezen, Osmanlı Yer Adları.

Ali Sinan Bilgili, Tarsus Türkmenleri/Varsaklar.,s.9. Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar. Cilt III.s, 1024.

BOA.998 Numaralı Defter. Cilt II.Sis Livası.,s.67.

Cezmi Yurtsever, Atatürk ve Çukurova Kahramanları,s.38.

Atilla Canpolat, Hatay Türkmen Aşiretleri ve Bu Aşiretlerin İskanı, Yüksek Lisans Tezi.

BOA.998 Numaralı Muhaseb-i Vilâyeti Diyar-ı Berk ve Arab ve Zülkadiriye Defteri. Cilt.II,s,62, 63, 106.

Sacit Uğuz, Tarihte Nusayriler,s.65,66. Nusayrilerin 1890’lı yıllardan sonra Alevî adını kullandıkları ve bazı aktarımlara göre Alevî adının Dünya Savaşı sonrası bölgeyi işgal eden Fransızlar tarafından verildiği.

Mehmet Bicik, Amerikan Misyonerlerinin Antep’teki Faaliyetleri, Tarihten Günümüze Ayıntab-Anteb Sempozyumu,s.387.

İsmail Uçakcı, Bozok Yaylası’nda Kurulmuş Dulkadirli Türkmen Şehri, Budak-özü (Sungurlu ve Boğazkale İlçesi),s.66.

BOA.Y.PRK.MF.3 11 Tarih: 1895.

Mehmet Bicik, A.g.e,s. 387.

Sacit Uğuz, Tarihte Nusayriler,235. Mersinde açılmış bir misyoner mektebine alınan kız öğrencilerden bir kısmının Amerika’ya kaçırıldığı.

Şeyh Cemil adlı bu kahramanın soyadı olarak Nadral adı aldığı anlaşılır.

Not: Makale yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. Tarihistan sitesinin resmi görüşünü yansıtmayabiir.


 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum