Güneş Doğudan Batar - Yazan: Fehmi DEMİR

Güneş Doğudan Batar - Yazan: Fehmi DEMİR
06 Nisan 2021 - 22:44

Güneş Doğudan Batar[*]
Caner Çaylak
Ötüken Neşriyat, 1. Baskı, İstanbul, 2020, 326 Sayfa, ISBN:  978-625-408-00-36
Fehmi DEMİR*

Sarıkamış, aradan yüzyıllar geçse de Allahu Ekber Dağları’nın zirvelerinde sorumlusunu arayan acı bir çığlıktır. Bu utançtan kaçamayacak olanların ilahi arenada hesap vereceği garipler yurdudur.

“Tarih olmuştur ve bitmiştir” kolaycılığına kimse kaçamaz. Bir nesli mahveden şuursuz, fütursuz ricalin hesabı Mahkeme-i Kübra’da elbet sorulacaktır ama dondurulan on binlerin, sakat kalan yüzbinlerin, mahvolan bir neslin sessiz bekleyişleri de sorumlu gönüller tarafından kitaplara dökülecektir.

Caner Çaylak, “Semud’un Torunları” isimli hikâye kitabıyla tanıdığımız bir yazar. 1982 İzmir doğumlu. Aslında kendisi bir kimya mühendisi... Edebiyat alanında ortaya koyduğu birbirinden güzel ve birçoğu ödüllü hikâyeleriyle tanıdık kendisini. Bundan sonra adını sıkça duyacağımız önemli bir kalem erbabımızdır.

Güneş Doğudan Batar, kanaatimce yazılan en iyi Sarıkamış romanı. Bunun nedenlerinden başlıcası yazarın o coğrafyanın çocuğu olduğu gerçeğidir. Romanın kurgusu, betimlemeleri, dil ve üslup teknikleri açısından Türk romanına değer katacak fevkalade bir eser ortaya koymuş hocamız.

Sarıkamış deyince içi titreyenlerin, kitap boyunca bu titreyişlerinden hiçbir şey kaybetmedikleri gerçeği kitabı anlamlı kılıyor. Donanla donuyor, veremli ile verem oluyor, birlikte gözyaşı döküyor, karlı buzlu dağlarda bir Türk askeri elbisesini giyip var gücünüzle direniyorsunuz.

Roman kahramanı Ebulkasım’ın gökyüzüne saldığı bir kartal çığlığıyla başlayan roman, yine Ebulkasım’ın buzlu mezar toprağına sarıldığı beyaz kefene kadar geçen sürenin içerisine sığdırılan acılar, felaketler, özlemler, ümitler ve aşklar sarmalında hazin bir sonla neticeleniyor. Romanı bitirince derin bir “Ah!” demekten kendinizi alamıyorsunuz. Gökyüzünde parlak bir “yıldız” aramak ise işin cabası…

Hepsi ve daha fazlası, yazarın özgün üslubuyla gönüllere bir bir nakşolunmuş. Okurken duyumsatan, duyumsattıkça isyan ettiren, isyan ettikçe hakikate yönlendiren bir roman…

Mahşerde kavuşacak olanların dünyada mahşeri yaşadıkları Sarıkamış dağlarında yankılanan sessiz çığlıkların sesi olan Caner Çaylak’ı tebrik ediyorum.

Ermeni ayaklanması, tifüs aşısının nasıl bulunduğu gibi ilginç konular da bu kitapta anlatılmış. Kitap bize, Birinci Cihan Harbi’nin en soğuk cephesinden bir avuç acı getirerek dirilmek, önümüzü görmek, tarihimize sahip çıkmak, geleceğimizi inşa etmek için rahatsız ediyor ruhumuzu…

326 sayfa gibi hacimli sayılabilecek bir kitabı çok kısa sürede okuyacak ve nasıl bittiğini anlamayacaksınız.

“Aslan Çavuş artık yoktur. Bütün öğrendiklerini, bütün hissettiği, üzüldüğü, sakladığı hislerini, kızgınlıklarını, bütün acılarını ve kederlerini, bütün sevinçlerini, sevindiği anları, sevdiği insanları, güzel zamanları, beklentileri, umutları ve düş kırıklıklarını; erdemlerini, saygısını, bilgisini, becerisini… Her şeyini alıp gitmiştir.”

Sadece Aslan Çavuş mudur her şeyini alıp giden? Bir nesil, bir ülke, bir imparatorluk… Herkes aynı yazgıyı yaşadı Sarıkamış’ta. Kaderle kederin cilveleştiği dondurucu dağlar şahittir buna. Derin acılar bu kitapla belirginleşmiş, sayfa sayfa ete kemiğe bürünmüş olarak duruyor.

Eserin mükemmelliğinin yanına birkaç eleştiri getirmeden geçmeyeceğim:
Bazı noktalarda bariz yazım yanlışlarının yanında, kitabın kapak kompozisyonu için, “Bu kadar güçlü bir yapıta bu kapak çok az gelmiş” demekle yetiniyorum.

Güneş Doğudan Batar, okur kantarına iftiharla koyacağımız bir tarih romanımızdır. Popüler olanlardan çok daha fazlası olan bu kitabı okumak, okutmak ve tanıtımı için başta yayınevi olmak üzere herkes üzerine düşeni yapmalıdır.


* Yazar.


[*] Bu yazı Kitap Şuuru ürünüdür.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları