FİRASET İLMİ - Yazan: Mehmet Bilgehan

FİRASET İLMİ - Yazan: Mehmet Bilgehan
17 Ağustos 2020 - 19:37 - Güncelleme: 17 Ağustos 2020 - 19:45
FİRASET İLMİ
 
Yaratıldığı andan itibaren insanoğlu, başta kendini ve çevresinde yaşayan diğer insanları tanıma ve anlama kaygısı yaşamış akıllı bir varlık olagelmiştir.
İnsanoğlu, yaratılıştan itibaren sürekli olarak kendini tanıma ve anlama uğraşı içinde olmuştur.
Bu uğraşı sonucu elde edilen bilgiler biriktikçe bu konu bir ilim şubesi haline dönüşmüştür.
Ancak çeşitli kültürler bu ilim değişik adlarla karşımıza çıkmaktadır.
İnsanların vücut özelliklerine bakarak karakterlerini çözmeye yönelik ilk çalıma Batı’da “Hippokrates”, Doğu’da “Eflatun” (Platon) ve Calinus (Galenus) gibi isimlere rastlıyoruz.
Arapça “firāset” kelimesi, hemen anlama, çabuk kavrama, zihin uyanıklığı, anlayış, sezgi, iz‘an; bir insanın ahlâkını, yeteneğini yüzünden anlama melekesi anlamında gelen bir kelimedir.
Ferâset ilmi (İlm-i Fîraset), insanların huylarını, karakter özelliklerini renk, şekil ve uzuvlarına bakarak tespit etmek anlamına gelen bir ilimdir.
Kâmûs-ı Türkî adlı sözlüğünde Şemseddin Sami, kelimeyi “Bir ademin çehresinden ve azasının ekl ü suretinden tabiat ve ahlak istidadını istihrâc itmek” olarak açıklar ve “ilm-i firâset” tabirini kullanarak kelimenin asıl manasının bu şekilde açıklar.
Bu ilim Batı kültüründe karşımıza “Fizyonomi (physionomy) kavramıyla çıkıyor.
Firaset, bakmak, sezmek, istitlal etmek ve içe doğmak manasına gelir.
Ayrıca ruhun ilahi bir kuvvetle, düşünme ve tefekküre yer vermeden, gaybî sırları bilip anlaması, sezmesidir.
Aslında ilm-i firâset bir ilim şubesi olmakla birlikte firâsetli bir insan olmak Müslüman’ın sahip olması gereken bir meziyettir. Müslüman firâset ehli olmak zorundadır. Aynı zamanda firâset sahibi ya da firâset ehli olmak fıtrat üzere yaratılmış eşrefi mahlukat olan insanın da sahip olması gerekli olan meziyetlerdir. Müslüman kimse, itikadı doğru, işleri Allahü Teala’nın emrine ve Peygamberimizin sünnetine uygun haram, mekruh ve şüphelilerden sakınan salih kimselerin, bilgi, delil ve tecrübelerle elde ettiği yüksek meziyetleri sayesinde, insanları çabuk kavrayıp isabetli karar vermesi firâsetli olması şarttır.
Müslüman firâset sahibi biri olarak ilk bakışta karşısındakinin niyetine göre maksat, isabet ettiren yani anlayandır.
Peygamberimiz sallallu aleyhi vesellem: “Müminin firâsetinden korkunuz (sakınınız) çünkü o Allahü Teala’nın nuru ile bakar (görür).” buyurmuşlardır.
O halde firâset ehli olmak, Allahü Teala’nın nuru ile bakmak ve hakikati görmek demektir.
Firaset sahibi olabilmenin ilk şartı doğru, iman sahibi olmayı gerektirir.
Yaşamında, işlerinde Allah’ın rızasını kazanmayı amaçlamaktır.
Allah’ın emirlerine uymak, haramlardan sakınmak, İslamiyet’in beğenmediği kötü işlerden uzak durmaktır.
Firâset ehlinin meziyetlerine kavuşmanın yolu, öncelikle kalbin her an Allahü Tealayı anmakla meşgul olması bütün azaların sevgili Peygamberimizin sünnetine uyması ve boğazından yalnız helal lokma girmesi gerekmektedir.
Firâset ilmi kendi içinde bazı ilim şubelerini barındırır:
İlmü’ş-şâmât ve’l-hayalân, insandaki ben vb. şeylere bakıp onun iç dünyasını keşfetmek,
İlmü’l-kef veya ilmü’l-esârîr, kişinin el, ayak ve yüz hatlarına bakıp huyunu ve şahsiyetini anlamak,
İlmü’l-ektâf, keçi ve koyunun kürek kemiğine bakıp savaş, barış, kıtlık ve bolluk konusunda bir sonuç çıkarmak,
İlmü’l-ırâfe, şu anda meydana gelen bazı olaylardan hareketle gelecekteki olaylar hakkında akıl yürütmek,
İlmü’l-ihtilâc, organlarda görülen seyirme, çarpıntı vb. durumlardan ileride meydana gelecek olaylara dair sonuç çıkarmak,
İlmü’l-ihtidâ bi’l-berâri ve’l-akfâr, sahra ve çöllerde yön tayin etmek,
İlmü istinbâti’l-maâdin, madenlerin yerlerini belirlemek,
İlmü’r-riyâfe, toprağın nemine, üzerindeki bitkilere ve orada barınan canlılara bakarak yeraltı sularını bulmak,
İlmü nüzûli’l-gays, yağmurun yağıp yağmayacağını tahmin etmek,
İlmü kıyâfeti’l-eser, iz sürmek,
İlmü kıyâfeti’l-beşer, insanların organlarına ve bunlar arasındaki ilişki ve oranlara bakıp kişilerin ruh yapılarını teşhis etmek, iki kişi arasındaki benzerliği dikkate alıp aralarında nesep bağı bulunup bulunmadığını belirlemek.
Kısaca firâset; keşfetme, sezme ve ileri görüşlülük anlamlarıyla beraber, insanların, diğer varlık ve olayların iç yüzünü keşfetme, gelecek hakkında doru tahminlerde bulunma melekesi anlamında bir terimdir. Bu anlamda bir kimsenin dış görünüşüne bakarak onun ahlâk ve karakteri hakkında tahminde bulunma da bu terimin kapsamı içindedir. Dolayısıyla firâset, akıl ve duyu organlarıyla bilinemeyen, ancak sezgi gücüyle ulaşılan bilgilerdir.
 
Mehmet Bilgehan
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum