ESKİDENMİŞ ESKİDEN / İhsan KURT

ESKİDENMİŞ ESKİDEN / İhsan KURT
16 Nisan 2020 - 17:31

ESKİDENMİŞ ESKİDEN

 “Yine gam yükünün kervanı geldi.”

Eskitilen, eskitilip çöplüğe fırlatılan, yaban ilan edilen, eskide bırakılan ama hiçbir zaman eskimeyen eskileri şöyle bir hatırlamaya, o köşelerden çıkarıp üstünün tozunu silmeye ne dersiniz?

Nostalji demeyiniz. Çünkü o eskidenmiş eskiden.

Eskiden bahçelerimizde lale, sümbül, gül bitermiş. Şimdi ayrık otları sulanıyor, besleniyor, dört bir yana yayılıyor, dal salıyor. Mesela tarihime uzanıyor, mukaddeslerimi kemiriyor, için için bir çınarı çürütmeye çalışıyor.

Bahçe viran, bağ hazan ya bahçıvan…

Nedimler Kâğıthane’ye uğramaz oldu artık.

Şehrin ciğerine saplarcasına diktik gökdelenleri.

Sadabad’da çifte kayıklar eskidenmiş eskiden…

Eskiden askerlik yapmayanı adamdan saymazlarmış… Adamdan… Kız da vermezlermiş.

Eskidenmiş…

Adamdan sayılmaya ihtiyaç da eskilerde kalmış! Adam saymaya da…

Adam gibi adamlık da eskidenmiş eskiden.

Vatan dendi mi yürekler yeniden korlanırmış. “Bu vatan toprağın kara bağrında yüce dağlar gibi duranların” olması eskidenmiş. Artık parayı bastırmak yetiyor da artıyor bile…

Eskiden “vatan sevgisi imandan gelir” demişler.

Eskidenmiş… Gayrı vatan sevgisi de, iman da paradan gelmeye başlamış!

Eskiden vatana ihanet canla ödenirmiş… Can!

Şimdi vatana hizmet malla ödeniyor… Mal!

Ödemelerin şekli şimali değişti. Kelimeler bile yüklenen anlamlara isyan etti.

Şiir değişti, şuur değişti… Değişmeyen…

Eskiden…

Mecnunca sevmeden Mecnunca sevdalara heveslendik.

Eskidenmiş o sevdalar… Yanmalar, yakınmalar…

Mahcupluk ve ürkeklik eskide kalmış…

Eskide…

Şimdilerde günde üç beş ilişki ne beyi ne bayı kesiyor.

“Birliktelik” sosyolojik bir kavram olmaya hevesleniyor. Aile “eskidenmiş” diyenler de var.

Eskide!

 

Hasretlerimiz, özlemlerimiz ve gurbetimiz vardı eskiden. Bizi besleyen yanlarımızdı bunlar. Türküler yakar, türküler çığırırdık.

Şimdilerde ayrılıklar bir tuş kadar yakın. Türküler okunuyor metal seslerden. Türküler okunuyor! Okunuyor!

Amerika Buş kadar yakın. Ne içimizde gurbet kaldı ne de dışımızda. Onu da eritmeyi başardık sonunda!

O gurbetler de eskidenmiş eskiden…

Eskidenmiş yiğitlik, başlar duman olsa da dağlar kadar.

Eskidenmiş mertlik, er oğlu erlik… Delikli demir çıkana kadar…

Gönüller köprü kurarmış… Bedeli ya hürriyet, ya cana kadar…

Eskiden…

Eskiden, eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağar, derlermiş.

Eskiden…

Eskimeyen eskilere saldırı yağıyor, küfür yağıyor… Saldırılar, küfürler caka satıyor eskilerimizin üzerinde. Eskilerin üzerinde nadan tabanlar iz bırakmak yarışında…

“Dur!” demek, diyebilmek eskidenmiş… Eskiden…

Eskilerde eskittik vefasızlıkları. Yenilerde azaldı mı, sorguluyoruz. Çünkü eskiler gitti, eskiler bitti.

Büyüttük besledik nazar değmesin! Hürriyeti gelin ettik çağın elma şekerlerine. Ekranlarına zamanımızı sunduk hediye olsun diye.

Diyemedik bunlara, sesimiz çıkamadı.

Eskidenmiş eskiden.

Bayramlarla sevinirdik, çoluk çocuk. Bayramlarımız “bayram” olurdu. Bayramları bayram gibi yaşardık.

Tarihle övünürdük eskiden. Bilmem kaç bin yıllık…

Utanır olduk, söver olduk şimdilerde. Kovar olduk dehlizlere… Niye bu kör koşuş?

Eski bayramlar eskilerde, eski hanlar eskilerde bile kalmamış. Bayramlar tatillere kaçış, insanlardan kaçış… Hanlar hotel motel adını alarak bilmem ne senaryoları üretilen yerler olmuş.

Konukları başka, konaklayanları bir başka…

Eskiden, diye başlayan hikâyeler başlamaz olmuş.

Sevdalar eskir mi? Sevdalılar tükenir mi?

Aşkın hangi hali bizi ağırlar? Hangi kelimeyi tekrar ederek tükettik? Bu halimizle nerelere yettik?

Yeniden tohum başak olacaksa onu elde tutmak niye?

Değil mi ki tohumu toprağa bırakmak eskiden…

Değil mi ki tohumun özgürlüğü toprakta… İnsanın sonu-dirilişi toprakta!

Bu gerçek dururken isterse hep birden bağırsınlar… Bağıralım! Ne çıkar?

Eskidenmiş eskiden…

İhsan KURT

Kaynak: https://ihsankurt34.blogspot.com/?fbclid=IwAR3u46xXRiQK8ZCc00lxIY1TyLU9KThp9b0Axa-8ovfE2ZrD4oap0IkJ1Hg

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum