ERKEK GÖZÜYLE YAZILMIŞ KADIN ROMANI / HEP O ŞARKI - Yazan: Ramazan BARDAKÇI

ERKEK GÖZÜYLE YAZILMIŞ KADIN ROMANI / HEP O ŞARKI - Yazan: Ramazan BARDAKÇI
21 Kasım 2019 - 23:41

ERKEK GÖZÜYLE YAZILMIŞ KADIN ROMANI / HEP O ŞARKI

Yazarlar, kullandıkları bakış açıları ile romanlarına şekil verirler. Günümüzde, Postmodern edebiyatta en sık rastladığımız “Hakim bakış” açısının yanında daha az da olsa kahraman bakış açısı kullanılmaktadır. Kahraman bakış açısının daha az kullanılması bireylerin iç dünyasına ve olayların detaylarına inmede zorluklar yaşanmasıdır.

Kahraman bakış açısını kullanarak kadın gözüyle yazılan çok başarılı erkek romanlarının yazıldığı bilinmektedir. Halide Edip Adıvar, bu konuda başı çeken kadın yazarlardandır. Adalet Ağaoğlu, Latife Tekin, Sevinç Çokum, Emine Işınsu gibi kadın yazarların da kadın gözüyle erkek romanları yazmada gayet başarılıdırlar. Kadınların erkeklerin dünyalarına girmekte daha başarılı olduklarını gözlemliyoruz. Çünkü kadın gözüyle yazılan erkek romanlarının sayısı erkek gözüyle yazılan kadın romanlarına göre oldukça fazladır.

Erkek gözüyle yazılan kadın romanlarına dünya edebiyatında da sınırlıdır. Bu romanlara örnek olarak Rus edebiyatının ve dünya edebiyatının klasiklerinden olan Tolstoy’un Anna Karenina romanı ile Fransız edebiyatının ve dünya edebiyatının önemli romanlarından olan Gustavo Flaubert’in Madam Bovary adlı romanının ana kahramanı kadın olmasına rağmen bir erkek yazar tarafından yazılmıştır.

Türk Edebiyatında kahraman bakış açısı ile yazılan ve ana karakteri kadın olan erkek yazar tarafından yazılmış romana örnek olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yazdığı “Hep O Şarkı” adlı romanı örnek olarak gösterebiliriz.

hep o şarkı ile ilgili görsel sonucu

Yakup Kadri, Türk edebiyatında ender görülen bu tarz roman yazmada kadın gözüyle olaylara bakmada gayet başarılıdır. Hep O Şarkı romanın ana karakteri Münire’nin aşk serüvenlerini aktarırken onun gözüyle olayları aktarmış yaşadığı buhranları, aşk acılarını, topluma bakışını yansıtırken bir kadının zihin dünyasını okumadaki başarısı ortaya çıkmaktadır.

Münire, bu romanda sevdiği erkek olan Cemil’e küçük yaşlardan beri aşık bir kızdır. Bu aşk dalgasını ve bir kadının o dönemde erkeğe bakışını aktarabilmenin zorluğuna rağmen Yakup Kadri’nin bu işin üstünden ustalıkla kalktığını görebiliyoruz.

Yakup Kadri, romana başlarken bu sebeple midir, bilinmez ama şu sözlerle başlamaktadır: “Meğer roman yazmak ne güç bir işmiş! İşte elimde kalem önümde defter, saatlerden beri evirip çeviriyorum, iki cümleyi bir araya getiremiyorum. Ben ki bütün ömrü roman okumakla geçirmiş bir kadınım.”

Bu ifadeler aslında yazarın başlangıçta romana başlamakta zorlandığı anlamına da gelebilir. Romanda Münire’nin dilinden aktarılan olaylar ve Münire’nin hayal dünyasının yansıtılması ile tarz olarak pek görülmeyen roman bu açıdan dikkat çekmektedir.

 

Ramazan BARDAKÇI

    

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum