En mutlu olduğum yer Emir'in odası

Baba olduktan sonra Engin Altan Düzyatan’ın öncelikleri değişti. “Eğlence ve hayattan zevk alma biçimim değişti” diyor.

En mutlu olduğum yer Emir'in odası
10 Nisan 2016 - 12:18

Engin Altan Düzyatan ile bundan dört yıl önce Diyarbakır'da bir oyun sahneye koyduğu sırada yapmıştım ilk röportajımı... Bizi son derece misafirperver biçimde ağırlamış, hayatında yaşadığı dönüşümlerin sinyallerini vermti. O günden beri hayatında birçok taş yerine oturdu. Önce evlendi, ardından izlenme rekorları kıran Diriliş Ertuğrul dizisinde tarihin en önemli karakterlerinden birini, Ertuğrul'u canlandırmaya başladı. Ve baba oldu... Tüm bunların hayatının olgunluk dönemine denk geldiğini söyleyen oyuncu, "Herkes 35 yaşın çok kıymetli olduğunu söylüyordu, gerçekten öyleymiş" diyor.

DİRİLİŞ ERTUĞRUL DİZİSİ VE BİLİNMEYENLERİ
- 36 yaşındasınız. Hayatınızda bir değişim dönüşüm, olgunlaşma yaşıyor musunuz?
- Elbette. Diriliş Ertuğrul'un da bir şansı ve uğuru var o anlamda. 35 yaşımda geldi bu iş. Her yaşınızda oynadığınız şey size o yaşa dair bir şey öğretir. 35 yaşımdaydım ve uzun süredir Engin Altan'dım. Bu benim ilk olgunluk dönemim. Oyuncu ağabeylerimle konuştuğum zaman hepsinin söylediği şu: "35'ler güzeldir. Ama erkeğin ilk olgunluk yıllarıdır. 40 bambaşka bir şeydir. 45 bambaşkadır. Ama 50'yi yaşarsan tadından yenmez." O zaman yaptığın oyunculuğun tadı bambaşka oluyormuş. Ben ilk olgunluğu yaşıyorum.

- Siz iyi yaş alan bir adamsınız. Şanslı buluyor musunuz kendinizi?
- Yıllar bana yarıyor. Yaşlandıkça kendimi daha çok seviyorum.

- Hayattan keyif aldığınız şeyler de değişti mi?
- Eğlence ve hayattan zevk alma şeklim değişti. Eskiden bir yere gidip saatlerce ayakta durabilme ve yüksek sesli müzik dinleyebilme sabrım vardı. Ve bundan çok keyif alıyordum. Şimdi masa başı sohbetten zevk alıyorum. Küçük bir teknem var, balığa çıkıyorum onunla. Yurtdışına gidip  gün yatmaktan keyif alıyorum. Ama hâlâ eğleniyorum, sıkıcı olmadım (gülüyor).

- Babalık ağır bir sorumluluk yükler insana. Önce kendi babanızlailişkinizi soracağım...
- Evin en küçük oğluyum. Benden büyük bir abim ve ablam var. Abimle aramda 17 yaş var. En küçük olduğum için şanslıydım. Babamın da tatlı zamanlarına denk geldim çünkü o da yaş almıştı ben doğduğumda. Çok güzel bir ilişkimiz oldu. Entelektüel bir adamdır. Sürekli kitap okurdu, pipo içerdi. Bir vakfın başındaydı ve ilkokul sondan itibaren her ay bir sergiye giderdik. Resmin içinde, kitabın içinde büyüdüm.

- Keyifli bir aile ortamı canlandı gözümde...
- Belki de bu yüzden sanatçı oldum. Aile adamıdır babam. Bizde yemekler aynı saatte yenirdi. Üniversitede okuyordum, akşam yemeğini evde yer öyle çıkardım dışarı. Çocukluğumuzda çiftliğe gidilir, büyükannelerle birlikte olunurdu. Benim daha iyi bir baba olmam gerekiyor. Her evlat babayı geçmelidir ki, sistem ilerlesin, daha iyi bir yere gitsin. Oğlum daha aydınlık, daha vizyoner olsun isterim.

sabah gaz

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum