Edebiyatın Ağır Abileri - İhsan KURT

Edebiyatın Ağır Abileri - İhsan KURT
27 Mayıs 2020 - 18:06

Edebiyatın Ağır Abileri

Kendilerine güvenmeyen bireylerin fazla olduğu toplumlarda ağır abiler rol alırlar. Toplumun farklı alanlarında olduğu gibi sanat ve edebiyatta da bunlara rastlanır. Sanki kültürü yönetme ve yönlendirme görevi kendilerine verilmiş gibi hareket ederler. Aslında iç boşluklarını bu davranışlarla gidermeye çalışırlar. Gerçek kültürün, edebiyatın değil görünenin ve görünmenin peşindedirler. Zamanımızda bu ağır abilerin sohbetlerinin çoğundan edebiyat öğrenemezsiniz. Sanat ve bilim hak getire… Ya dedikoduyu, ya ötekileştirmeyi, ya da aşağılamayı duyarsınız. Saldırı kültürünün temsilcileri gibidirler. Çünkü hep kendilerini anlatırlar, egolarını parlatırlar. Cehaletlerini başkalarına yamamayı çok iyi başarırlar. Biraz da karşılarında kalabalık buldularsa değmeyin keyiflerine.

Hangi fikir ve düşüncede olduklarını söylerlerse söylesinler bunlar kendilerinden başkalarını ancak kendilerini anlattıkları, yazdıkları sürece tanır ve tanıtırlar. Ver gülüm al gülüm gibi bir anlayış içerisinde görünseler de aslında kendi egolarını parlatan borazanları severler. Cehaletlerini ve saldırganlıklarını alkışlayanların yanında dört köşe olurlar. Kendilerine gül uzatanlara diken verme düşüncesi bilinçaltlarında daima vardır. Kafalarına çizdikleri çemberi edebiyata ve edebiyatçılara da çizerler. Dergileri, dernekleri ancak bu çemberin sınırları içerisinde kalanlara ahkâm keser. Dillerinde ve kalemlerinde edebiyatmatik ölçütleri vardır. Ağır edebiyat abileri çizdikleri çemberler içinde kalanları şair, yazar, düşünce adamı olarak kabul ederler. Edebiyatmatik ölçütlerine fazla uymadığı görülenlere hemen kendi şablonlarını örterler. Asıl olanı değil kafalarındaki şair ya da yazarı anlatırlar. Mesela beyazı, siyaha, griye, hatta türlü renklere boyayarak sunma marifetini çok iyi becerirler. Zihinlerine çizdikleri bu çemberler bazen kurumlaşarak da bir kimlik kazanır. Bir sanat, edebiyat kuruluşu adına benzer faaliyetlerini sergilemeye devam ederler. Alkış aldıkça, alkışın kimler tarafından olduğuna değil onun çokluğuna bakarlar. İşin garibi bu durumu da kendilerinin bilgili olduğuna, önder olduklarına yorarlar. Yani bazı insanların “ağır abi” olmalarında niteliksiz alkışların, bunlara çanak tutan kitlelerin de büyük sorumlulukları vardır.

Aslında edebiyatın ağır abileri hükmünü yitiriyor diye düşünürken bunun bir yanılgı olduğunu son zamanlarda daha iyi anladım. Maalesef her dönem türeyen ve türetilen edebiyatın ağır abileri olmaktadır. Bunlar seyrana çıkar gibi sosyal medyada arzı endam etmekte, kuruluşlara sığınarak kürsü kürsü, salon salon dolaşmaktadırlar. Ağızlarının içlerine bakmadan, ağızlarından ve varsa kalemlerinden neler çıktığına dikkat edenler bunları rahatça tespit edebilirler. Çok konuşarak ya da bazen yazarak nasıl hiçbir şey söylenmediğini öğrenmek isteyenler edebiyatın ağır abilerini takip etmekte sakınca görmeyebilirler.

Edebiyatın kutsal bahçeleri bu tipler tarafından tarumar edilmiştir, edilmeye devam edilmektedir. Kendileri sulak, diğerleri hep kuraktır. Hep bu anlayışlarla kültür çöllerini büyütürler. Kendilerini hangi edebi veya siyasi kimlikle ifade ederlerse etsinler edebiyata da, yazarlığa da yazık etmektedirler. Özellikle bazı gençler bunları “bir şey” sanarak peşlerinde sürüklenerek zaman kaybetmektedirler.

Bu zamanlarda birileri “yazarlık” öğretmeye kalkıyorsa ince eleyip sık düşünmek gerekir. Hiçbir somut temele dayanmayan laflarını edebiyat, sanat, kültür diyerek salon salon dolaşıp anlatanlar ve üstelik ardından ceplerine zarflar sokulanlar alkışlandıkça ağır abilik hep devam ettirilecektir. Eğer bugünlerde cehalet piyasasına rağbet varsa bunların çoğu ağır abilerin ektikleri tohumlar neticesinde palazlanmışlardır. Kültürel anlamda toplumsal gelişmeye en büyük engellerden biri de bu ağır abiler olmaktadır.

İhsan KURT

Kaynak: https://ihsankurt34.blogspot.com/

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum