DÜNYANIN KAOTİK GÜNDEMİ

DÜNYANIN KAOTİK GÜNDEMİ
26 Kasım 2024 - 09:23

DÜNYANIN KAOTİK GÜNDEMİ

Önder GÜRCAN

Evrenin durgun, fırtınalı ve gizemli okyanuslarında milyarlarca yıldan beri bir ücra köşede ve kendi yörüngesinde sessiz sedasız yol almakta olan dünya gemisi, rotasını hangi yöne kıracaktır?

Günümüzün başlıca sorunu...

Uluslararası yazılı, görsel ve sözlü basında bu konuda sürekli olarak çeşitli haber, yorum, deneme ve makaleler   yayımlanmaktadır.

2010 yılından bu yana; küresel iklim değişikliği ve kuraklıkların yaygınlaşması; salgın hastalıkların devam etmesi; kutuplardaki buzulların erimesi; bazı kara parçalarının giderek deniz altında kalması; toprak kayması, depremler ve sel felaketleriyle karşılaşılması;  şiddetli fırtına ve tayfunların başgöstermesi; bazı ırmak ve göllerin kuruması; çevre ve bilgi kirliliğinin artması; çoğu ülkede ekonomik krizin başlaması, bütçe açıkları ve açık finansmanla enflasyonist baskılar altında kalınması; ekonomik yatırımların azalmasıyla işsizlik  ve yoksulluğun artış eğilimine girmesi; dijitaleşmiş dünyada yüksek teknoloji ürünlerinin olumsuz amaçlarla kullanılmaya başlanması; ülkelerde yeterli eğitim ve kültür olanaklarının sağlanamaması; okur sayılarının düşmesi; entelektüel kültürün layık olduğu ilgiyi görememesi  gibi kronikleşen sorunlar dünya gezegeninin sıcak gündemine yerleşmiş bulunmaktadır.

Öte yandan; dünya gezegeni; Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da devam eden bölgesel    savaşların (Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin) sonlandırılamaması; yaşanmakta olan savaşların yol açtığı  ülkeler arası trajik ve dramatik göçmen, mülteci kaçak  ve sığınmacı akınlarının  çoğalması; bazı şehirlerin tahrip olması ve    binlerce insanın hayatını kaybetmesi; bölgesel terör olaylarının önlenememesi; bazı küresel aktörler tarafından nükleer silah ve füzelerinin kullanılması aşamasının oluşması;   jeopolitik risklerin yaygınlaşması; küresel siyasette karmaşa ortamlarının yükselişe geçmesi; insanlığın uğradığı maddi ve manevi zararların telafisi mümkün olmayan boyutlara ulaşması; insani, manevi, etik ve evrensel değerlerin olumsuz etkilenmesi; küresel eğitim ve kültürün  düşüş trendinde seyretmesi; sanat, edebiyat, müzik ve diğer güzel sanatların durgunluk dönemine girmesi; sporun, “Spor ruhu”ndan  uzaklaşılarak  ticarileşmesi; geçen hafta Bakü’de (Azerbaycan) gerçekleştirilen “Dünya İklim Zirvesi” nden beklenen olumlu sonuçların alınamaması; küresel sağlık konusunda birtakım  belirsizliklerin ve yetersizliklerin doğması; kıtalar arası diyalog noksanlığından kaynaklanan toplumsal duyarsızlıkların  genişlemesi; çürümüşlük sendromundan kurtulup,  Batı ve Doğu Blokları arasında beklenen uzlaşma ve  yeniden yapılanmanın gerçekleştirilememesi ve nihayet Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Uluslararası Ceza mahkemesi’nin görev, yetki ve sorumluluklarındaki  etkin  disiplin ve denetim mekanizmalarının tam olarak kurulamamasının getirebileceği küresel tehlike ihtimalleri ile karşı karşıya bulunmaktadır.

*

Bazı emperyal güçlerin ve küresel liderlerin, “Savaş artık bölgesel oldu,” bağlamında  demeçlerinin yanı sıra, uluslararası basında kimi yazarların, “Alarm zilleri çalıyor?”, “Çanlar kimin için çalıyor?, “Adım adım nükleer savaşa doğru mu?” açıklamaları uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmektedir.
.

Birinci ve İkinci dünya savaşlarınının bıraktığı izleri henüz silemeyen, çok gün yüzü görmüş  ve bu nedenle  yorgun düşmüş  olan kutsal dünya gezegeni;  muhtemel yeni bir büyük savaşta,  bazı küresel güçler tarafından nükleer, kimyasal veya biyolojik başlık taşıyan balistik füzelerin kullanımını kaldırabilecek güçte bir kapasiteye sahip değildir. Bu gerçeklik küresel aktörler tarafından da bilinmektedir.

*

Toplum bilimciler, ”Bu dünya hayatında insanın üç çeşit mücadelesi vardır: İnsanın doğa ile mücadele, insanın toplumla mücadelesi ve insanın kendisiyle mücadelesi;” tarih bilimciler ise “Dünya tarihi, tekerrürden ibarettir;” derler.

Ne var ki dünya insanlığa yakışan “İnsani, manevi, etik, kültürel ve evrensel değerlerdir.”  Bu bağlamda toplumlar arası anlayış,  sevgi, nezaket, saygı ve  tebessüm; barış, güvenlik  ve huzur dolu yeni bir dünya düzeninin ön koşuludur.

*

Sonuç olarak; yeryüzünde; barış, güvenlik ve huzurun sağlanması amacıyla, Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi eşgüdümünde gerekli eğitim ve kültür faaliyetleri ile birlikte   barış, güvenlik ve huzurun yerleştirilmesine yönelik olarak 208 ülke bazında gerekli  “Disiplin, denetim  ve hukuki düzenlemeler” ile “Yaptırım mekanizmaları” nın etkin yaklaşımlarla küresel hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.

*

Dünya sorunları; sosyokültürel, sosyopolitik ve sosyopsikolojik eksenlerde yoğunlaşan ekonomi, bilim ve teknoloji sarmalında somut ve soyut çözümlere kavuşturuldukça geometrik olarak giderek artmaktadır.

Ne var ki, sorunlar, çözüm için vardır.

Bir bilgenin dediği gibi, “Bir çocuk,  bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir.”


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum